— YOpup yapıp ıp — Vb © 10179 & BOM 4035 a&ey Moözng O ur reN 3 upamg 105093 Türer nose) (OX ara uİT sup usakey 1z0g “1ogviog VU OYLE 04 9 38) akya 0 2p şogrdg vrZ 44) YOZISNVUA nunp; pop TUyyNAn) da ıvwaısuua sıgaza © *uoynou 9 puap yı sOPUp w p9y9 og 1494 Tur #0 pi na *a vu © — ip vOZISNVUA unkoy — Mo rpuruy SP ES amkoy ep — 1900 14aısugd PARDAYANIN OGLU B eğilerek cevap onsenyör, n ayni tavırla: Jedi ve.kendisine büyük bir ve hürmetle hizmet eden, takriben otuz bes yaşlarında orta boylu şışmanca otel sahibesine seslenerek: — Nikol hatun, mek takımı daha getirin Ve sonra hayretinilen gözleri ve 8 i, lütfen bir ye- zwaçılmış olan Grengaya — Oturum şuraya oğlum, dedi, şu pi- Wici beraberce yiyelim... Görüyorum ki benim kadar sizin de hoşunuza gitmi, Bu beklemediği davet #zerine kurnaz Parislinin yüzü sırayla alâimüssemanın bütün renklerini aldı. Zevk, gurur, ar- zu, nedamet bu beliğ çehr sırasile okundu. Bir defa daha eğildi. doğruldu, Pardayanın yüzüne doğrulukla baktı ve vekardan âzâde olmayan sesle: hüzünlü bir Unutuyorsunuz ki monsenyör de- di, ben fakir bir serseriden ( başka bir şey değilim, Bana çok büyük bir Şi bahşediyorsunuz. Ve ben man rahatsız etmek € mazdım, fakat.. Pardayan tatlı “bir şekilde kesti — Şuraya oturun, dedi, karnınızı do- yurun, bana mütemadiyen monsenyör diye hitap etmeyin ve şefinize ne suret- sözünü le faydalı olabileceğimi söyleyin, Çün- kü y mıyorsam, ondan bahsetmek is. tiyorsunuz. Nikol hatun Pardayânm emrine, bü- yük bir süratle itaat etmişt Bu, onun asil müşterisine nekadar hürmet ettiği» ; ni pekâlâ gösteriyordu. ( Grengay fazla ısrar ettirmedi. Parda- yanım karşısına oturdu ve onun kendi kesip verdiği yarım pilici büyük i zamanda, Jan anlattı, Ve ni- hayet, şövalye: rlarıdan c&- saret alarak, K in tuzağa Hüşür- düğünü tahmin ettiği şefini kurtarmak » zekâ ve kuyu medet umdu- nu ilâve etti. bir iştihayla yerken a hakkındaki endişel Grengaym anlatışıyla beraber, pilicin yatısiyle onu istihlâf eden sebze de bi mişti. Patdayan yemeğini fazla uzatmadı ve derhal ayağa kalkarak, sadece: — Gidelim, dedi Grengey da, takdirkâr bir mırıldandı: — Yarabbim. İşte erkek böyle olur! Râ sokağına geldikleri zaman, Parda yanın ilk işi evi tetkik etmek oldu. Der bal anladı ki, içeriye zorla girmeğe kal- kışmak faydasızdır. İyice kapanmış olan hayretle bu kapılan, ancak zekâ ve kurnazlıkla içeriye girilebilirdi. Derin derin düşünmeğe, — aklından plânlar kurmağa başladı. Tam bu esna- da yanlarma koşan ve Pardayanı farke dince şaşıran Karkanı gördüler. Gren- e ile temin etti. Bunun üzerine Karkan izahat verdi: — Geliyor. Galigay da gizlice onu ta- gay onu birkaç kip ediyor. Eskargas da onların ikisini birden gözetliyor. Pardayanın gözle kıvılcımı geçti, tki çekti ve izah etti: den bir sevinç kadaşı bir köşeye — Mademki Konçini buraya geliyor, demek ki şefiniz o — benim bir aralık korktuğum gibi — ölmemiş leyh mesele, tam vaktinde oraya Köonçininin hen yapmadığı cinayete mani olmaktır. Bu işi ben hallederim, FRANSIZCA DERSİ resmile takip edilecektir) inei DERSLERİ Kendi kendine 1000 kelime ile rımıza de erini görelim; ida frânsızcad a çevrilmek üzere verdiğimiz tercüme va. ış şek Geçen dersteki vazifeler (Her hakkı Haber Gazetesine aittir) Çevrilecek olan fransızca cümlelerin FRANSIZCA prlm; zerindeki ça »çen dersin son Geçen derste başladığ g ifelerinin yaj ve erkek) hindi kazlar (-dırlar). rüzen hayvan nedir? ta y — (Bu) bir kaz (.dır). koyunların bulune bu dur inek., aş.) k, horoz, (diş Fransız€ yalar ve kuzuları (jö süi davi kö se lâ: g w & türkçeleri şun« fransızcaları da şün ünlerinizi n& — Amcama gi —G 4 sommes.n çeviriniz es et des basse.cour$, ir köşeleri var. mirmedeler ar nerede? Türkçeye z ahırın onların ay 'est-ce gue vous Voyez autour de İn cour? — Hayır, — Dans guei'e p yerde mi7 1 PARDAYANIN OĞLU 183 Kocasınm şüphesini telbetmeden ken disini takip eden madam Konçini bana kapıyı açacaktır, Üst tarafı kolay. İki arkadaş Pardayan: tanımıyo! dı. Buna rağmen, onda öyle müthiş bir ikna kuvveti vardı ki, bu harikulâde in- san, kendisine yaklaşan O herkesi öyle teshir ederdi ki, sözlerinden asla şüphe etmediler, Diğer taraftan, o Grengayın büyük bir sevinç ve gururla ellerini 0- Huşturması, Pardayana müracaat etmek Rİbi parlak bir buluştan © dolayı kendi| kendini âdeta tebrik ettiğini gösteriyor- | du, Pardayan gayet sakin bir tavırla, on- Jara bazı kısa emirler ve Onlar da bunu, dini.bir hürmetle dinlediler! Ve üçü de gölgede saklanarak bekledi- onun eve girmesini t. Kapı onun üzerine o kapan dıktan sonra, Pardayan kapının İki â- dım ötesinde bulunan bir duvafın arka“ sına saklandı. Leonora da göründü. Kapının önünde durdu ve bir heykel gibi bekledi. Biran sonra kapı sessizce (aralandı Orta yaşlı, bir kadın dışarıya doğru çı karak alçak sesle bir şeyler söyledi. Ma- amafih Pardayanın duyamıyacağı ka- | dar alçak sesle değil. «öyle ki, şövalye tırlayasağı yerde bilâkis, memnun bir tebessümle iyice gizlendi. Leonora birkaç kelimeyle cevap ver- Gi. Biran içinde kadının elbisesi arasın- da kaybolan bir kese altın uzattı. İçeri- ye girdi. Ve sessizce kapıyı kapattı. Ka- dın biran eşikte hareketsiz durdu sonra uzaklaştı. Pardayan saklandığı yerden fırladı ve birkaç adımdan sonra oru en tatlı ve nazik tavrii — Güzel çocuğun surette efendi , dedi, muhakkak miz mösyö Konçiniyle gö- rüşmem lâzım. Lütfen şimdi çıkmış ol- duğunuz evin kapısını bana açmak lüt- funda bulunur musunuz? “Güzci çocuğum.,. dediği kadın takti- lilik vardı, Bir kadından vmülmı yacak derecede müthiş bir kuvvete ma» Tik olduğu besbelliydi. Muhakkak ki bü kadın, meselâ cellâtlık veya buna benzer korkunç ve bayağı bir vazife görüyor- du. Pardayanın sözleri üzerine, yüzünde sakındığını gösteren | garip bir ilzde belirdi. Buna rağmen, şövalyenin nazi- kâne müracaatına elinden | geldiği ka- dar nazik cevap vermeğe çalıştı. — Heyhat! Asilzade, dedi, anahta- ram olmadığı için size kapıyı açamam. Kapıyı vurmağa gelince, aradan asgari iki saat geçmeden bu işi yapamam, kü monsenyör rahatsız vÖlmemesi içi sıkı emirler verdi. Eğer itaatsizlik gös- terirsem beni kovar Pardayan ona, iki altın © uzattı, saf ve ayni nazik tavırla: — Güzel çocuğum, dedi, sizden ka- pıyı Vürmanızı istemiyorum. Sadece aç» manız: istiyorum. Kadmın gözlerini: bir endişe ifadesi belirdi, fakat pırıl pırıl yanan iki altın parçası onun şiddetle mukabele etmek artusünu teskin etti. Bunlar: derhal al- dı ve biran içinde elbisesine ( yerleştir- dikten sonra eğildi ve içinde hafif bir istihza sezilen müteessir bir sesle: — Tanrı sizden razı olsun, asilzade, Sirin gibi âlicenap bir senyörü tatmin edemediğim için cidden müteessirim, fa- kat dedim Anahtarım yok. Ve içinde tehdit okunan bir sesle ilâ ve etti — Binaenaleyh israr (oetmeyin ve. Mai ette automobil — Non