Her dakkı ablası Hadiyo'ya alttir. 4 Yazan: Naciye İzzet Kanser kurbanı: —30— « © Ve Osmanın teklifine tebessüm: le cevap verdi: . — Hayır Osman bey... İmkânı yok! Lem'i bey bekler.. Artık git meliyim. Bu küçük yalandan biraz kızar mıştı. Ve Osman bu haliyle onu çok hoş buldu. Mırıldandı : — Şu halde yakında İstanbula geldiğim vakit hürmetlerimi bildir- mek üzere size gelmeme müsaade €- der misiniz Neclâ hanımefendi? Genç kadın hiç endişesiz hara- retle cevap verdi : — Tabii... Büyük bir memnuni- yetle. Arkadaşça ayrıldılar, Neclâ onu tekrar göreceğinden çok memnun- du, Mü ünzevi yaşayışmda bu sami: mi genç onda büyük bir sempati u- yandırmıştı. Onun gözlerinde bü sa- mimiyet © zamana kadar bulamamış olduğu bir hazine, bir serveti... Vapür köprüye yanaştığı vakit akşam olmağa başlamıştı. Neclâ ge- leceğini bildirmediği için karşılamak üzere hiç kimse gelmemişti, Bir tak- siye atlıyarak evine gelmişti. Koca apartman tamamiyle karti” lık ve sessizdi. Yalnız zemin katr nm penceresinden küçük bir ışık si- zıyordu. Bir hizmetçi evin efendisi- ni bekliyerek uyuklamaktaydı. A: dam genç kadının sorduğu şeylere , kapalı ve hürmetkâr cevap verdi: — Beyefendi yemeğini klüpte yiyeceğini söylemişti. Daha gelmedi. Neclâ : — Pekâlâ! dedi. Geldiği vakit geni hemen veri. NİZ. N Odasma çıkarak sayunmağa baş ladı. Geniş oda o kadar hazin ve yü- reğine öyle elemli bir his, bir metru- kiyet duygusu veriyordu ki genç ka» dın tavandaki ve duvardaki limbe- lar hepsini yaktı. Göz kamaştırıcı bu ışıklara rağ- men içinde müphem bir korku var. dr.. Acaba bu boş yuvar havasın. da hissedilen bir hüzün mü? Yoksa — Vah., Vah... Vahi. Hasta!.. m cesinin verdiği bir nie genç ka- r Erkek müstehzi bir Ger i böy Ün; i sera nik tekrar etti: — Nafile anlamamış gibi görün- mel yalan söylemek faydasızdır. Ben hepsini biliyorum. Neclâ soğuk kanlılığını muha- fâza etmek, sükünetli görünmek arzusuna rağmen rai bir di keye karşi detin rek şiddetli bir ğını kapladığını hissetti: — Çok rica ederim Lem'i daha çık konuş.. Bu imalardan hiç hiç bir şey anlamıyorum. Ne demek is tiyorsun? Omuzlarmı silkti: — Ya demek anlamıyorsun ha! Ciddi mi söylüyorsün?.. gazinosunu da hiç bilmiyor musun? — Koçonun gazinosu mu? — Hayır değil mi? Orayı bilmi- yorsun öyle mi? Orada 9 içtiğin seye pm — Ha! Evet, diye sevinçle hay- kırdı. A ii kendisini çok rahatsız buluyordu. Banyo odasında gecelik tuvale- tini yaparken yaklaşmakta olan bir ayak gürültüsiyle titredi. Hemen o- daya koştu... Gelen Lem'iydi! Nec- lâ kocasını görünce büyük bir ha. fiflik, bir sevinç duydu. Dudakların da tebessümle ona doğru yaklaştı. Fakat Lem'inin baz gibi soğuk çeh- Tesi ve garip'*avrı genç kadını oldu- ğu yerde mıhladı. Karısının sevinçli bir nida kopar masama mukabil hemen cevap ver- memişti. Çehresi haşindi, başı sabit iii noktaya dikilmişti. Sonra kol larını kavuşturarak Neclânm simdi: ” kadar işitmediği çok sert bir ses — Bu yaptığınızın ne demek ol- duğunu lütfen bana anlatır mısınız? Bu tavır ve bu muameleden fe- na dei Şaşıran genç kadın mil. Ky Me 2 ne ? velâ haberim olmaksızın baskin gidişin! Deli mi aldun? Ne oldun da e gittin?.. Bana hiç sor» Çehresi kıpkırmızıydı. Yüzünün sarhoş olduğu gecelerde olduğu gibi fena bir ifadesi vardı. Neclâ om onu da- ha fazla kızdırmaktan türiyerek tat. bie anlatmağa uğraştı: . — Ne yapayım Lem'i telgraf aldı ğım vakit sen yoktun . — Acelesi neydi? — Acelesi falan var mı? Çocuk hastaydı. Artık durabilir miydim — Şimdi randevuyu itiraf edi. yorsun... Artık bilmiyorum demiyor sun... — Fakat bunda ne fenalık görü" yorsun Lem'i? Osman'a beraber ol. duğumu söyledikten sonra.. Bursa. .nın güzel yerlerini gezdirdi. Dönüş- te de o kır gazinosunda bir çay içtik. Bundan ne çıkar?.. Ben.. Hiddetle, alkolle kıpkırınızı olan kocasının çehresi karşısında durala- dr. Öteki tehditkâr, bazı genç ka- dına uzatmış haykırıyordu: — Allah için ne güzel bir gezin* ti! Bunun isin kalkıp Bursaya kadar gidiyorsun!.. Hemde ben bulunma: dığım bir sırada! Çocuğu bahane e- diyorsun!.. Çocuk iyi oluyor.. He men dönüp o geleceğin yerde dört.. Beş gün orada kalıyorsun. Çocuk hastaymış da.. Yok Bursayı gezmiş de... Hah.. Hahh.. Ha.. Bu yalanla. ri kime yutturuyorsun acaba?.. Şivesi müstehziydi. Yüreği tw- malıyan bir şiddetle söylüyordu. Kendisine malik değil gibiydi, Neclâ korkmağa basladı. —Lem'i! Yemin ederim ki zan- larında aldanıyorsun., Sana Hacer annenin telgrafını gösterezeğim., O. na sorabilirsin. Kırk sekiz saat müd- det zarfmda Dikmenin şiddetli bir > defalar 'akat beni cok korkuttu. Deli sibi oldum. Seha ha- İ ber vermiye vakit bul : Kız ve Sır bula- mıyan zavallı Ex müteşebbis delikanlı (Baş tarafı 3 üncüde) ğildir. Çünkü ona da bize de iş var.. Ve, evini gezdirdi: Kazandıkça, boyayor, süslüyor, eşya alıyor. Pek memnun oldum. Yalnız, de- dim ki: : — Bu saksıları buranm halı, ço- rap motifleriyle boyasanız, vapurla. ra satsanız... Belki vazo, lâmba altı ve saire olarak büyük şehirlere bile sürülebilir.. Herhalde belli başlı bir branşınız olur.. Hem bu kasabada bu işi yapabilecek heveskâr bir res sam bile tanıyorum... Size prezante edeyim... Bay Hamza: — Çok teşekkür ederim! - dedi. Bunu biz de düşündük. Ancak sır meselesi. — Nasıl sır)... — Görmüyer musunuz? Ma İ mülâtımız, sırsizdır. Çünkü çömlek: | lerin falen altıma sürülen cilâ, herke- se söylenmiyor. Fabrikacılar tara fından sir olarak muhafaza edildiği İ için, adıma da öyle demişler. Biz, bunun hangi kimyevi terkibattan İ yapıldığını bilmiyoruz. Iktisat vekâ. i letinesorduk. Bunu bize bildirecek vaziyette olmadıklarını söylediler. Şimdi düşünüyoruz ki, acaba, başka bir fabrikaya tebdili kıyafetle casus gibi girerek bunu öğrensek mi? Evvelce yalnız Almanlar tarafın dan yapılan “aspirin,. in terkibatmı faşetmek bir muahedenin ahkâmı a- Tasma girmişti. Devlet herhalde bu gibi vustai ve pertenkerani sırların memlekette tamim edilmesi için ön“ ayak olmalıdır. ğı için kız, çalışmak için iyi zavallı müteşebbis de- Tikanlı!... Memleketin en muhtaç ol. duğu unsurların başında geliyorsvn. Lâyık olduğun hürmeti ve kolaylığı behemehal görmelisin! (Vâ-N0) Almanca dersleri HABER'IN lisan derslerini tertip &den heyetten bir muallim bususi al manca dersleri vermektedir. Bilhassa ikmal imtihanlarına pek kıa zaman. da yetiştirir. Şerait ehvendir.'Haber. de “Almanca hocası" rümuzuna mek. tüpla müracaat. (Baş tarafı 3 üncüde) muştı. Tabii geniş adimlaria uzaklaş tım. Ne diyebilirdim, Hepsi biribirn İ den berbat, hepsi biribirinden acına. cak derecede pis sokaklardan küçücük bir camiin önüne çıktım. Burada bır bakkal var: , Bay Abdülhakim. Dükkâna girip sordum” — Bu camiin adı ne? — Üsküşlü.. — Müşterilerinizden memnun wu, sunuz? — Eh, şöyle böyle... — Kimsenin borcu kalmıyor mu? — Hayır. Zaten buradakiler hep ps. şin parayla alışveriş ederler. Hepsi dürüst insanlardır. Ben daha (aza fabrikadaki işçilerle ve memurlara aksata ederim. — Mahajlelinin şikâyetleri neler. dir? — Sanırım karanlıktan pek canları sıkılıyor. Kotkaca rhahallede tek lâm ba vardır. İşte gu. Kolunu uzattığı İstikamete baktım, | Gösterdiği Timba camiin oYanibaşın. daydı, Ying orada, yani camiin yı da sallanan bir tabelâ gözüme ilişti; “Hilâliahmer şubesi... Mahallesin sıhhi vaziyeti hakkın. da belki bana bu şübeden #çik mali, mat verilebieteğini düşünürken bak. kal devam edti; — Size bir de şu çeşmeleri yazma- nuzı rica ederim. > Mahallemizin çeş meleri haftada iki gün akıyor. Susüz. luktan kırıyoruz. Sokaktan dekşetli bir gürültü geli- İ yordu. Bağrışılıyor, haykırıyordu: — Kuzum, ne oluyor dışarda” — Olağan tşler... . diye mırıldandı bakkal . Fakat bana cevab vermesine imkân kalmadı. Zira Haber tetkik heyetinin başkanı Hasan Rasim benim de pek yerinde bulduğum şu suali sormuştu: — Bu pis sokaklar arasındaki evi», rin kiraları edir? Ucuz mudur? Bay Aböülhakim şöyle bir dügün- dü. Sonra, elddi bir tavırla! — İyicedir... - dedi , Faraza Şu çeğ- menin #stindeki evin Üçüncü katında. ki iki oda 9 Tiradır. Mahallemizde en ucuz oğn nibayet dört liraya tutulu. Gözlerimi yumdum. Bir hesab et. tim: En sapa sokaktaki bes Odalı bir ev, i demek ki yine ayda 20 hira getiriyor. i du. 20 lira İstanbulun ve Eeyoğtunun iyice semtlerindeki apartmanlarda 20 - 30 liraya güzelçe daireler tutula- maz mı? Dışarda sürülü arttıkça artıyordu. Merakla dükkünden fıriadım: ! İ 1 HAZİRAN — 1937 Istanbul konuşuyor Çeşmeden dört adım ötede büyük bir çınarın altında kırk elli çocuk saç saça, baş başa kavga (ediyorlardı. Karşılıklı iki kahvenin önünde ve için. de oturanalr bu hali sinirli sinirli sey- rediyorlardı. Kahvelerden bırinin Us. tünde gu adı gördük: Şükrü Kaya kahvesi... Ve... Şükrü Kaya kahvesine doğru ilerledik. Yarın Cibali çocukları HABERCİ Zabıta memurları Ceza kesemiyecekler Dün vilâyete şu tebl'Z yapılmıştır: *“ Vilâyetlerde belediye reisleri, bu lunmeyan yerlerde muavinleri ve bele. diye şube müdürleri beş liraya kadar, kazalarda belediye reisleri 3 liraya ka- dat cezayı müştelzim hususlardan do . slayı hafif para cezası tayin ederler. Bu cezanın tertibine salâhiyetleri olarlar İ bizzat gördükleri hallerde ceza verile . cek eşhasa hareketlerini ihtardan $00- ra teyit edecekleri cezayı kendilerine tefhim ederler. Bu surtle cezalar kat'i olup aleyhine adli ve idari yollara müracaat edile . #ncz. Halbuki bazı yerlerde bu zevatın bizzat bu işlerle meşgul olmayıp, zabı- ta memurlarının verdikleri malümat üzerine ceza almağa kıyam ettikleri ya. Plan teftişler neticesinde anlaşılmış - tr Tamimde bunun mes'uliyeti müs. telrim olduğuna işaret edilmektedir. , Bu tebliğin ehemmiyeti çok büyük » ir. Şi di kadar şebrimizde, meselâ yısında duran taksiye, kapı, çöpler bulunan eve, pis bulunan dükkâna zabıta bslediye me - murlarımdan herhangi cezi kesmek te ve bu ceza derhal kat'ileşmekte idi, Tebliğ “nunun bunu menettiğini gös. termektedir . stanbul okulları kılavuzu İstanbul kültür direktörlüğü İstanbul vilâyeti dahilinde bulunan ilk, orta mek teplerie Yiselerin ve yüksek mektepler ve diğer kültür müesseseleri hakkında bütün malümatı ihtiya eden bir “İstan- bul klavuzu, vücuda getirmiştir. Bu klavurda İstanbul vilâyeti isinde bülunen 672 kültür müessesesinin ka- Yıt ve kabul şartları, adresleri hakkında malümat vardır. Cidden kıyınetli olan ve herkesin işi- ne yarayacak bilgileri © veren bu «eri vücudu getirenleri tebrik edetiz, IÇERİDE: # Meolatyalı hamal Yusuf tarfından Tah mis sokağında öldürülen £ Sirkeci istasyon hamallar katki Salik oğlu Hazen Gerrahpa- $A hastaresinde ölhrüşüür. Hamal Yusuf müd Grlummursilileşe tevkif edilmiştir. # Yeğinti stüntak hüküm!, Olanes Iızı, Arjel islnli hir kalanı gençiezi Tahgü teşvik ettiği için tevkif etmiştir. * Trataon imanından sonra diğer Karade Biz Timanlarını tetkik eden İstanbul irmsin idaresi müdürü Raufi Manyas, yarım tetkilde rini bödirmele üzere Ankaraya gidecektir. “ l | | * Fenshi acantalara verilecek (o karneler için dün gölmrükte bir içlima ve bir karına me prajasi hazırlanmıştır. # Evvelce Karadenizde görülen dubamın Boğas ağzma geldiği dün telsiziş lımana bil | diri'miiyüir. : * 9 memsreli ikilem mahkemesi biğveiii mis ve bunun yerine deçinej gen maptikemesi karıtmuştur. Beşinsi reza eski gümrük bina #ıbda çalışacik ve kaçakçılık davalarına ba kacağztır. # Konsoruslurar müdürü Yusuf Ziya #- tantuni festivali için yerm Balkan memleket lerine gidecelitir. » Ecleğiye süt satıp iin esaslı bir karar vermek tzere tetki pmaktadır, # Enrasti içimli bir Rürsen torpidonu tamir .4 gelmiş ve Haller edilmek Üzere Hmaattnız girmiştir - y * Hükümetimiz deniz yardım ve kurtarma deniz mümdemelerine mülcda'r bazı ka'dele rig tevhidi, denizaltı gemilerinin ve yeraiti erine ait beynetratlel mukareleleri fmza'a yacaktır. wee Bulguristundan, 18 bini Rormanyedın Olmak Üzere yeniden otuz beş bin Gözen Keledek tir. Göçmenlerden © on beş bini o Trakyada, 0200 U Yze sahillerinde, 4800 ü de Sivan, Bur #a, Niğde ve Amasya (o vilyellerimde İskâp edilecektir. * Bu balta ekmek garhıl değişmemiş yal Az francala garbı 30) para zammrdilerek 155 kuruştan 16 İruruşa çıkarılmıştır. # Beren komiseri İhsan Rifat Osman banlınsı heyeti unumiyasinde bulunmak Üre re Iemdraya gitmiştir. #Aonme hizmetini ifa eden elektrik. Su ha vagasi müesseselerinin verecekleri VESMİK ve ya makbuzlarcan pulların bedelterin! halktan almayıp kedi besapları 217 #27 2S 122 16,13 19,4 2139 GEÇEN SENE BUGÜN NE OLDU? İrak kralının bermşgironi ask viüzs'ünden brta na, kaydetmeleri lüzumu alakadar'ara biti Hilmüştür. # Kontenjan harici girecek eşya için veri len bir aylık münasde dün mkşam bitmiştir. Geçen müddet içinde gümrüğe normalin hari cinde 2000 beyanazme verilmiş ve varidat üç “e bir nisbetle drtrmytar, # Akdenizde seyahet ede İGgMiz kimya sanayi erbabından Richard Asma yatile ve deraberinğr 7 nrkudaşı olduğu (halde dün yehrimize geteiştir . yani emiğemiğemie oo veğvbg itibaren yüzde ondan aşağı bele ekmek yapmak ve satmak memnu dur. * Dehizyolları, Akay ve huvuzlar telniit sandığı bazün faaliyete geçmiştir . # Tap fakültesi radyofaji enatittmimim ki #st resmi bugün asat 16 da yapılacaktır. DIŞARIDA: * Büyük Okyanısta şidâeili gelelelerden #nra Bismark ağalarmdan biri ortadan kay bolmuy ve başka bir yerde kilçük adalar baş göstermiştir, Mahalli Aneziliz küikümetiniz m kari olan Nevlriton soğa 4 Mba Ul yakımında tki vulkun faliyete geçmiştir. * Tirsndan bildirildiğine güre son Amavut Huk isyanını çıkaran ve geçenlerde ölü olarak de geçirilen Etem Totonun kurdeşi Salih To Vw bir Şandernma reüfrezesi tarafından esir odiliştar. * Atinsâsmn bildirildiğine göre cumarissi sabahı Lafkodada biridiri arka Udi bafif zel sele olmuştur. Her iki zelzeleden sonra yara! tından gürültüler İitilmiştir. # Bulgaristanda son feyezandn 9 kişi bie gulmuz, 15 kisi yıldirimla ölmüştür. # Romanyadı PBrazçf şehri civarında trep ta sahilin sasnınmin va etabiiz yolcularından j 2