e e rem ye 23 MAYIS — 1937 etmedi! Dünkü kısmın hülâsası; Şimal mıntakasında bir doktoru, Pars tarafından parçalanan bir hastayı tedavi için çağırıyorlar. Mesafe uzaktır. öle 0 >. Olmaz doktor. Geleceksiniz! O adam ölmedi. Yanımda onu pek seven bir karısı var... Yaşamasına yardım ediyor, Ona itimadı nefs veriyor. Siz gelinceye kadar 6 mutlaka yaşıyacak- tır. Haydi, on dakikaya kadar hazır olun... Gidelim... Dotkor Linday ve onu almağa gelen Tom Dav, 35 kilometre yürüdükten son Ta gece epey ilerlemişti. Bir yerde çadır larını kurup ateş yaktılar ve kürklere bürünerek uyudular. Ertesi sabah kalktıkları zaman hara- retin yükseldiğini, derecenin fevkalsı- ira çıktığını gördüler. Bu, o aylardan beri ilk defa oluyordu. Bu, onlar için fena alâmetti. Çünkü geçecekleri yollar dereydi. Eğer buzlar eriyecek olursa, maazallah, büyük bir felâkete uğrayabilirlerdi. Dav: — Gecikmiyelim! - dedi, - Sonra din- leniriz... Biran evvel bu geçidi geçelim, Hararet yükselecek olursa işimiz var. Yola düzüldüler. Doktor sordu: — Bu kadar soğuk bir yerde bir par sın yaşadığım ömrümde işitmemiştim. Dav cevap verdi: —Evet... Basları diyor ki bunlar o cinse benziyen başka O hayvanlarmış.. Her neyse çok müthiş şey... Gayet ko- caman, kedi gibi bir şey... İlerliyorlardı. Buz tutmuş olan dere- nin üzerinden gidiyorlardı. Birdenbire önlerinde bir çatırdı koptu. Bu gürültü buzların ayrıldığına delildi. Kızağı sü- rükliyen köpekler ulumağa başladılar. Bir çatırdı daha... Hayvanların ayakları altında büyük bir dili açıldı. Allahtan tetik davran- dılar, İpleri kestiler. Ve böylece kendi- lerini yana atarak kurtuldular. Zavallı köpekler, batıp boğuldu. Üç gün üç gece, tırmanarak, nefes ne fese yürüyerek ilerlediler ve o nihayet varacakları kwlübe göründü. Dav, yol arkadaşma: — İşte geldik! Bizim efendi burada Oturuyor. Onlar çok zengin ve ava me- raklı kimselerdir. Buraya keyif için geldiler! . dedi. . Kulübede yaralı o- lan bay, bayanı ve bayım biraderi vardır. Oulardan başka bir ben, birde diğer hizmetkâr bir arkadaşım, Bu. ralarda yaşamağa katlanmamızın se- bebi, bol para vermeleridir. Bizim e- fendiler son derece cesurdur ve tehli- keyi severler. Hattâ bu kaza neden oldu, biilyor musunuz? Sırf bir bahis neticesi. Tuzak (kurmuşlardı. İçine pars düştü. Fakat ancak hayvanının ar ka bacağı yakalandı. Bizim bay, pars- la döğüşüp onu mğlüp edeceğin! iddia etti. İşte en sonunda bu anlattığım fe. lâkete uğradı. Paramparçadır. Doktor Linday kKaşlarmı çattı: — Kazanın böyle ahmakça bir se. bepten olduğunu bilseydim, bunca me- şekkatlere katlanıp yaralıyı kurtar . mıya gelmezdim alimaliah... — Onu bizim bayan da bildiği için “doktora yaralanma şeklini anlat ma!,, diye tenbih etmişti. Linday'in içinde öfke kabarıyordu: — Delilerden hiç hazetmem. Şeytan “dön!” diyor. Dav, yaptığı boşboğazlıktan son de- Tenezzül rece pişman olarak yalvarmağa baş. lamıştı. iin Blk bayım! Artık yaklaştık. i dö Hem yollar imdi dönmek olur mu? 2 ; Smd Buzlar eriyor- Sonrü da re olsa bir can kurtaracaksınız* “.. Dışardaki ydınlıktan karanlık ku. i Linday'ın gözleri et. Kıvırcık, siyah, ie içimi: lar. Muntazam bir yüz çer. ai zam bir kadın güzelliği için de erkek ruhu! Yanında duran Linday'a sordu: y — Tik tedaviyi nası yaptınız? — Süblime ile yaraları ra Bu cevabi işitir işitmez, adam, dik- katle kadına baktı, Sonra yatakta u. koğı süzdü. ni Eri nelecanla nefes alıyor. du, a Doktor odadaki hazıruna hitapla de âi ki: — Çıkınız. Hepiniz dışarı çıkınız. İçlerinden bir tanesi emri dinlemek. te tereddüt etti: Doktor 18rer ederek: — Vaziyet mühimdir. Karısıyla yal- nız konuşmak istiyorum. Adam: — Ben de kardeşiyim! - dedi. Kadın, kayınbiraderine doktorun sözünü dinlemesini işaret ederek ade- tâ pazarlariyle yalvardı. Oda boşaldıktan ve kapı kapandık- tan sonra Linday kadına doğru döne. rek: — Demek ki sizin Rex Strang bu ha?... di tan erkeği süzdü, m ae Gen göz. lerine baktı, — Cevap vermiyorsunuz. Söyliyecek sözünüz yok mu? Bayan, omuzlarını silkerek: — Ne diyeyim?... Siz de benim ka. dar onun Rex Strang olduğunu bili- yorsunuz. — öyle. Yalnız şunu biliniz ki onu ilk defa olarak görüyorum. Bir iskemle çekerek oturdu ve ka. dina: —Siz de oturun! Of, çok yoruldum. Yukon'dan buraya kadar gelmek me- Sele... Bir çakı çıkardı. Baş parmağına saplanmış olan bir dikeni derisinin i- çinden almıya uğrastı. Bir dakika sü. küt ettikten sönra kadın &ordu: — Ne yapn ? — Dinlenip biraz bir şey yedikten sonra gideceğim. — Maksadımı anlatamadım. Hasta. ya ne yapacaksınız? — Hiç!. , kadına bakmadan, — Hiç! Gi yatağa yakalştı, Bay. gn yaramın saçlarım olaya — Demek onu öldürmek istiyorsu. mus? Hiçbir yardım, .etmiyerek O Siz ki onu kurlarabilirsi. DİZ. tahmin ettiniz. gr (Devamı var) Tercüme eden: Hatice Süreyye ARKAMDA KO3- OGOLİSTAN İKON BER mi ©R ŞEYDEN PER- BİR ÖTMEM BUNU BİLMELİSİNİZ... YA amcanın birikmiş parası Kızıi sacaya K Çelik yüreğin maceraları m N Mişlisizi BuBAaLA DUM FAKAT KAT HALDE İMiŞSIİNİ Sizi ÇOK TAKDİ GERİ Te 'N evvel bugün Balat da sekiz on kişi sarıklı bir hocayı kucaklamış götü” rüyorlardı. Kimdi bu hoca?. Kimse bilmiyordu. Konuşuyorlardı. — Giderken birdenbire çömelir gibi oldu, sonra upuzun uzandı. — Hayır, çömelir gibi değil bir- den düştü. Ve dal rçok mütalelar:. Bu hoca “Naci mektep edebiyesine mensup»esatizei şüaradan ve mecli- si meşayih azasından kefevi post nişini Vasfi efendi... idi. Vasfi efendiyi anlatan eski kitap İ lar ondan şöyle bahsediyorlar: Şeyh Vasfi hüsnü ahlâkı ve'kem dine mahsus eşarı Jâtifesile tanınmış muktedir rind meşrep bir zat idi.,, Vasfi efendi kendi hal tercüme” - ni kendisini yazmıştır. Bağ terefi; şöyle Ber: “1267 senci hicriyesinde . İstan. bulda tevellüd etmiştir. Pederi 1283 senei hicriyesinde irtihal eden Kefe- vi tekkesi şeyhi hoca Mehmet Raşit efendidir. Mukaddematı ; ulumunu rinden telemmuz etmiştir.,, Vasfi efendi hoca Mustafadan akaidişerhini, Gelibolulu hoca Tahir efendiden mesnevi, hafız, cami divanlarını okumuştu. Fatih mülki- ye rüştiyesinde Türkçe mektebi ku» zatta kitabeti resmiye muallimi idi. Saadet, Mürüvvet gazetelerinde bu- lundu. İstanbulun her sınıf halkı ile görüşür rindmeşreb bir zattı. Cezebat, şöyle böyle; levami, beda” yi, sevatı, münşiatı Şeyh Vasfi, mu” harreratı Şeyh Vasfi, Barika, Feyz- abad, Riyazin, Hikemiyatı islâmiye, muhadarat, Nahviosmani isimli ki taplar yazdı. Şöyle böyle adlı bir kitabı da Naci ile beraber yazdılar. ; Vasfi efendinin şiirlerinden * Biz de derağüş eyledik nazendi hü riyeti Kimde görmüştür cihan bu mesu- diyeti Müstebitler hâki zilletten nasıl baş | ? kaldırır İ | Reyi milletle verileli hükmü mak- huriyeti İ Bakmayın âlemnüma cahillerin ek- İ valine Ey vatan evlâdı takdis eyleyin | cemiyeti | Vasılı sarı menzili matlâp olur bi iştibah Eyleyenler kendine rehberi uluvvu hi : Vasfi efendinin hayli “yazıları vardı. Buraya birğok kimselerin edebiyat bahsi üzerinde konuşarak seçme şiirler okuduklarını canlan- dıran yazısından bir parça alıyö- rüm, | o Eşhas: Sohbeti efendi. Kelâmi bey, Neşve çelebi, hoca Kalender, derviş Niyazi.,, ; —— ŞUNU BiLİN Kı. LAF $iz6 ÇoK LIYA MALOLACAJ SANIYOR HAKİ- DiYANE z Naci ile birlikte Tercumanı Hakikat, ! 35 sene evvel bugün Naci edebi mektebinin meşhur sairi Vasfi öldü Vesfi efendi balattan geçerken Yere yıkılmış, kalbi durmuştu. — Vasfinin siirleri ve vazıları 1902 yılı 23 mayıs günü 35 sene | .den evvel Istanbulda bir bezmiirlan varmış. Şani zade ile tefsiri mevaki; sahibi Ferruh elendi .bu bein rüknü rekini imiş. Bunlara, müracaat eden heves- kâran muarefe talim ulam ve fünun da elerlermiş. Ekseriya meşahiri felâsefei osmaniyeden kethuda Arif Vasfi “indi efendi de bu mecliste bulunurmuş. Felsefiyat ve edebiyata dair : pek sok mebahisi lâtife bast ve temhit edilirmiş. Bir hafta, mesarii berceste bulun” mak üzere karar. verilmiş. Ertesi hafta herkes intihap ettiği mesarii ortaya koymuş. Bunlardan Şeyh Mustafa namında bir şairin : Bugün şadim ki yar ağlar benim misrar hepsine tercih edilmiş. Biz de gelecek hafta müsahe“ bemizi bu yolda yürütsek olmaz mı? Derviş Niyazi — Pek güzel olur. Kelâmi bey — Bir hafta zarfında hayli mesariiberceste intihap edile- bileceğinden zannederim ki toplana” cak misraların içinde: Bugün şadım ki yar ağlar benim mısramı hiç hükmünde bırakacak parçalar bulunacaktır. © Hoca Kalender — Bunu gelecek müsahebeye bırakmasak da bu ak sam yürütsek olmaz mı? Derviş Niyazi — Bu akşam nasıl yürütülebilir? Hoca Kalender — Nasıl olacak, herkes hafızasında olan. mısraları - iyi kötü ” ortaya kor. Beğenilenler bir deftere kaydolunur. Beğenilmi” yenler, intikadatı lâzimesile münte- hibine ilir..., İşte bu muhaverelerden sonra her kes hafızasında bulunan musraları, okumağa başlarlar. Vasfi efendinin bu süre böğe” nilen şürleri okuyuculara çok okut- mak istediği muhakkaktşr. YARIN Cevdet paşanın ölümünün yıl dönümüdür. Cevdet paşanın ha” yatı, eserleri, siyasi ve ilmi haya- tı, yazma ve neşredilmemiş eser” İeri hakkında mütalealar.. SİMDİ 3izE ESKİ BİR