“(pbnag uz bA 38 ça) “opuğanoa oun sed yso,u Fr Keulgo yoygaanuz 405 >< 219249 :layNaDKA — 028 (4) iieore sir (nb) “apo dyo, “iaypo day; mp O, wasjo ULTejuo (44) ZOANIİ çuğıpad vu “ayl “DAMA, UÇUKLEE “ap “0 5 9 g8 isa Ji, #pemg ARA 14 peg “aryoğ ag gp 0, Mao) 49 an “ONLA du 8 yenio Aynad szonboyurg Ye — Mupa0p 11U asuko (oğan :“pogpnf ave 0, yeelege) “yeuulyei — OöD) S2, Grani gi aliya e) yyeayooy ay nayasd yı YEBUAO *YEMUUy *Mötye5 eko nuoktdureğ foğgğ “umpogmf üolulo5 4g yoo tığışvö O,, Ctoarj 9p 5 up sşugaop op Sv) p) “11291005 9p se Un Jpudap öp oy “içtreko Ta ğey “gÖn4 Jpwi9 uwstj,, “Gam gi yiad wo) :Kağna ay onbıyezd up Şöpma 9 18 srApns ae9 VE Brurpo deyeş — says :şaşn Caaş wo gi 1 Of 0) 214 un 2ef nb anej Şi 19p9 diye — pre 53 ans ÇE Aouna duş 5 sayms :oJAnŞ 0S)O ULTETNO ça — g2 Şe (Ay) sştape eyt (nb) Supra raşytasey üre; unangi Y0S40 10 VE > 9 Oy (4) sre (nb) 49 Up (EN) “9 9 sere m ameşo uçus (or) — 7 (oy) zarf Çanb anS40 EAEyE ŞT “Çeezyi isvuo UlGEYr ara) unelo WZ (14) — oliyos na izafe snon “ ans WE (A) — Moloz mw :swofe snou “ nerede sakir olduğunu biliyorsun? Sactta ciddi bir tavırla başını sallı. yarak: — Hayır! Diye cevap verdi, temin edici bir şe- kilde ilâve etti; — Fakat öğreneceğim. — İyi ya işte! Şu halde onu ne diye maletmiyorsun?.. — Anlıyorum, sinyora. Sizin gibi ve sizden çok daha zengin ve haşmetli in- sanlarr bile cezbeden bu müthiş serve- tin benim gibi fakir bir serseriyi niçin cezbetmediğine haytet © ediyordunuz. Burtlan milyonlarca defâ daha küçük miktarlar mukabilinde insan göğüsleri deldiğim Halde... Birdenbire ayağa kalktı ve onun önü. te dikildi, gözleri müthiş bir kıvılcımla parladı. Çehresi vahşi bir bal aldı, du- daklar: takallüs etti ve zincirinden kop- müş vahşi bir hayvan sesini (oandıran bir seslö: — Çünkü, bu muazzam servet muka- bilinde sizden'bir şey istediğimi söyle- mefi unutmuştum! Ve bu istiyeceğim şey benim nazarımda o kadar kiymetli- dir ki, bü servetin yüz misli servetleri biran bile tereddüt etmeden (o veririm. Hattâ hayatımı bile, Leonora ağlebi ihtimal, onun'ne iste- Giğini anlamıştı: Fakat yüzünklen çene biçbür şey belli etmedi ve ayni sâkin ve tatlz bir sesle sordu: — Muazzam servetletin fevkinde gör düğün bu şey nedir? Ne istiyorsun? Saetta bir anda biçip kesen bir tavır- Ja cevap verdiz > ; : > Ş z bj apo Piper rurslogviy “öapamaping MO 4p9 PUYV? O, oya pipe — ope Toyür » E 8 > 5 z 5 a < zg z 5 3 z — ğ 2 p Ş Ee ği iz Ez it 23 2s B gz? gi e Bs; $ ; > ğ z i # e 5 $ : i i (0 US Aş Şi) iğuye OS öYUN Şe ıyYaısumddgd VIZISNYUA O» uofag "sp send Çp giris o vj0 “Mpuaığa iypsOg myo İf Tuğıplimap .94 iv, Vstuzu , useuno,, Apursafum? “Boa ME A sağep eurep “g1 ğnpşo epreyni edis ng *peğs “feppmolane syiouofans,, urayfğ ,4TOAP,, “NE “utsmurjo Ture (lognj) iM vVOZüNvUd “alyp 10 WSJO UNO SİZ, (dş45 408 gu şi) “odınba uos yre,u mb *anINOK Seyi yet “oy ma sppbor O, tuansuda #aeto vüktmen Togyny "pg amyyok £9Y ia, Ypung PARDAYANIN OĞLU — Gayet az bir Şey. Bir kelle! Leonora ayni müthiş sükünetiyle tek rar sordu? — Ya bu kafa??.. Yiğit Tanın kafası, değil mi? Saetta sert bir tavırla; — Evet! Dedi ve garip bir endişeyle ve heye- carldan soluyarak ilâve etti; — Anlaşalım, madâm.. Biliyor musu- müz ki, eğer ancak Yanı öldürmek mev- zuubahs olsaydı... Hiç kimseye muhtaç olmazdım! — Bet de ayni dum. Saetta vahşi bir kahkahayla berâder dişlerini de gıcırdattı ve: — Hayır, hayır)... dedi. Bü çok basit ve kolay bir mesele olurdu. Benim asıl istediğim şey, bu kellenin cellâdın eliy- le kopmasıdır... Bunu istiyorum” Leonora Saettanm şiddetinden daha müthiş olan sirisi bir tatlıkkla! — İzah et, dedi. Kolayca anlaşacağı- mizı zatmediyorum. Sactta büyük bir gayret sarfederek kenkdisini toparladı ve içinde bir parça heyecan kalmış olan bir sesle: — Zannediyorum ki, dedi. Meşhur prenses Faustanm bana neler yaptığı nı anlatmak zamanı gelmiştir. Bu hi- köye şimdi sizi alâkadar edecektir. — Seni dinliyorum. Saetta, başı öne eğilmiş, gözleri ma“ giye dalmış bir halde odada gesinmeğe başladı. Bu lânbali vaziyetinin farkına varmış olacaktı ki, birdenbire dürarak mrıldand: — Aklınızı istirham ederim, sinyofâ; bü Batiralarm benim için son derece acı olduğunu size söylemiştim- Leonora müsamahakâr bir tavırla ba“ Şeri salladı. £ şeyi düşünüyor. ik O sa. t 231345 â Gi | vaz vw MEZ 4 ğ ei n ildeli O İş ağ Dİ şiir iş E ia, blgiie ie; i30igi).ili. Se. igaltiliii zil; SOMİi)rişi yi; â j g ERİ Big 5 i eN ime > gd v 5 58 an emiMili'i ösili epdşaklMiı, spp i get. ppilydi GC İş * gd p(sişazı O inE; © 8 af sz' O öz m ge z gas? vE Lipis eği GeSE, 0 ÖE- ji .— ssü$ e all si ; ss z > z 5 z i, j i i z 8 ER 3 i Rİ çşik. pd; & $ | ME *: 253 - i tp 3 if ü EB. og F : Ne g Eş İzgü E ? i © Basi 8 İ6 SERE ç R İlüşiş i Ea” © w| ilw 3 İ ie t8 © diğe & ieyeğii İp, aşi be 3 FE ,peP ş B j zo iai, Belis rşişisiH : ii vijayii 2 © iilişi & Ri z ii 7 9 g e mizi odladedi 2 OE öğitağ SİZE ora rarığı Ee e PARDAYANIN OĞLU BI Sactta, boğazlanan bir hayvanın inil- tisini andıran gürültülü ve derin bir ae fes aldı ve Galigayın önünde (o durarak sert bir sesle; — Sinyora, deği, sizi tanıdığım uzun yıllardanberi,siz, beni daima zincirinden kopmuş bir kaplan gibi gördünüz... E- ğer size, bu vahşi göğsünün içinde bun dan bir hayli seneler evvel, bir o insan kalbi çarptığını söylersem, ne dersiniz? Ve cevap beklemeden devam etti: — Bu inanılmıyacak bir şey olmak- la beraber, hakikat öyledir. Size bir kur zu olduğumu iddia #decek (değilim. Benim mesleğim parayla adam öldür. mekti. Bu müthiş bir o meslektir, bunu biliyorum !- Fakat mademki, bana başka meslek öğretmediler ve yaşamak lâzım! Büyük Bir dürüstlükle iera ettiğim bu meslek bertaraf... O devirlerde ne nefret ne de intikam düşünüyordum... Çünkü kalbinide aşktan başka bir şey bulun- muyordu... Ve mesuttunr Mazideki bu saadet, kendisini ezmiş g)5i biran duraklad: ve tekrar devam et- ti: — Ön yedi yaşımdaydım. Güzel bir delikanlı olduğum söyleniyordu. Cesur ve kuvvetliydim, yaşıma — rağmes, mü- kemmel eskrim biliyor, italyanca, fran- sızca,, ispanyolca konuşuyordum.. Mar- garita'nın ondört yaşı ardı. Bu, güzel- Teriyle şöhret bulmuş olan Floransın en güzel ve en zarif kıriydr.r Onu o cilgm gibi sevdim! Ve taliime bakın! O da beni seviyordu. Margarita güzelliği nis- betinde fazilet sahibi bir kızdı. Ve bu birçok şeyleri izah eder, Ben namuslu bir çocuktum. Binaenaleyh iş fazla uza- midi ve parlak bir düğün merasimi bizi ebedivyen birleştirdi. Tekrar içini çekti ve maazeret olarak? — Sise söylemiştim, senyora, gayet basit bir hikâye olduğunu siz de görüs yorsunuz. Leonora tatlı bir seyle; . e et, dedi, — saadet içinde geçen n bir e Ea Yalnız, Prestiş Ke Mağ rita işin yaşıyor başka bir düşün- müyordum. Onunda nir Benden başka kimseyi görmüyordu ve bir se- menin sonunda Margarita dünyaya bir çocuk getirdi.. Kilisedeki tablolarda bi- de görmediğim, sarı saçlı bir melek', O , zaman, sinyora, bizim fakir Şüvanlız; bir cennete döndü. Çünkü gitgide büyüyen aşkımızdan maada, küçük kızımız Dao- linanın tatlı bakışları, evimizi bir gü neş gibi aydınlatmıştı, O, bülbül sesine Deri tatlı ve ahenktar sesile ortas lığı çınlatır, anmesile ben i iz neden, bu ses karşısında m ağlardık.. Bu anlattıklarım pek saçma, değil mi sinyora?,. Leonora ciddi bir tavırlar — Hayır, benim anse olduğumu unu- tuyorsun Saetta, — gn ai rica ede tim, Siz anne iz bunun içi hani layabilirsiniz. “ört — Leonora ayni ciddiyetle: — Evet! yi Dedi ve Saetta devam etti:- — Ben ve Margarita çocuğa prestiş ediyorduk. O dereceki sinyora, aklınıza © zamana kadar hiç gelmiyen “düşünce- ler gelmeğe başladı. Sırf çocuk için yap tığım mesleğin adi bir iş olduğunu naza raitibara alarak onu terkettim. Ben ha- kiki bir silâh dstadıydım. Bir e mektep açtım. Masüm yavrucuk bize saadetle Beraber tali de getirmiş olacaktı ki, mek tep İyi bir şöhret kazandı — ve bende hayatımı eski mesleğim derecesinde iyi ga — Evet; çember, birdirbir ve köşekapmaca da oy- narlar, ıynar mısınız? — Hayır; fakat hiçbir maçı kaçırmam, 4 — (Onu) o; 3 — Kızlar hangi oyunları oynarlar? Mm Xi