Yeşil Ankara ve bir orman yangını Bir muhterem zatın vaktile Ankarada anlatmış olduğu şu sözleri asla unu- tamams — Bakınız şu başımın haline. Te- pesinde hiç saç kalmamış.. Hepsi düş- müş.. Yalnız şakaklarımda ve ensemde Hal var.. İşte maalesef, Anadolu İsimli Vatanımızın hali de başım gibi.. Sahil, » lerinde nebatlar var.. Ortası çoraklık. Heyhat! Bu, kötü bir mukadderattır. Nasrl tepemdeki saçları yeniden ürete- Sek bir ilâç bulunmıyorsa ve ebediyen bulunmayacaksa (lâakal benim ömrü. Mün sonuna kadar bulurnmayacaksa) bu © Detbaht yurdumun da ortası, hep böyle | $iplak, ağaçsız, bir bozkır halinde kala. ” Güktır. Hatta biri, bu sözleri dinleyince, sâ- fiyane demişti ki: — Madem ki yeşillik üretmek * kabil | değil, ah, bari mümkün olsa da, şu sap | sart ve arık çorak Anadolu yaylasını bir deniz, bir göl haline getirebilsek. Aramızda üçüncü biri vardı ki şaire di. Paradokstan hoşlanırdı, dedi ki: — Bazan mürteci olacağım ve yeşil bayrak ardına takılacağım . geliyor. Sünkü bu din bayrağının böyle yeşil Olması, Muhammed peygamberin çöl Yasnda, bir gaye halinde yeşil renk, Yani ot ve ağıç aramasından kinaye imiş, > a Şimdi, aynı üç arkadaş 1937 Anka, alında geziyoruz ve maziye raci olan muhavereyi hatırlıyoruz. » Yeşil bulvarlardan ve paris tarhlar» © ceyyid kokusunu ciğerlerimize çer eerekten geçtik. Otomobilimiz asfaltta sayarak, çiftliğe doğru giriyoruzu Bu. Td nefes almayacak gibi boğucu bir Şöldüz bahar ortasında bile kurumuş mona İimvenle balaş otları üzerinde an sigieekler öterdi. Şindi Kytu ye *rde kuşlar cevıldıyor. din Talâ ne mükemmel oluyor! - de- ba, pokaranın talu gibi gurubu,da 1 *ulâdedir. Bir ressamı meclup ede- XX Melâsettedir. Fakat, bozuldu. — Allah Allah... Sebep? dl Sivas tarafından girerken de gör Yağ üz, Korular, ormanlar, şakır şakır ki Hey yağıyor.. Tabiat değişti, Es Binay ok toz olurdu. Toz ise, havada, bi akisler yaratır.. Çöllerin gurup» a ui sebebpten meşhurdur. Ankara” — AKSAM PosTAS! İDARE EVI" ” Istanbul ; Ankara Caddesi K* Posta kutusu; Istanbul 214 ,Telgrat adresi ; istanbul HABER Yazı işleri talofonu : 23879 idöre velân 1 24319 , ABÖNE ŞARTLARI * Türkiye Ecnebi i Senelik 1400Mr 27700Wr Ss aylık 7204» .so 3 ayık O4O9İ, 800 * avın - issin; 309,n "Sahibi ve Neşriyat Müdürü,” "Hasan? Rasim'Us a Bâsüldiği'yer (VAK, a NN i imundali eski nefa. da tulü ve i eta. | ir bozulması şimdi, “yeni tabiat, İ yüzünden tozun kalmaması yüzünden. dir. Hayranlıkla bakıyorum: Akasya or- manları.. Yemiş ormanları. . va — Şu Ankaraya bir milyon ağaç di. lmaz.. kil dense mübalâga © al Bir deği, on milyonlar, yüz mil. yonlar hanesine çikm hele. Hepsi de birer birer etle dikildi. Fakat şimdi iş- , rının Bugünkü ii se güneş, pek göz Tozsuzluğa 14 oyalayıcı #iy& oyunları yapıyor. Dala. ik diyorum kis k na öabii ön gün cewek, Yeşilrmak k yine e kazasında koskoca 4 ağaci baltalarlarken, şoförümüz, otomabilizi hışımla durdurdu. Köylüye haykırdı: “ ermiyor musun bü e be, Ne emekle meydana geliyor. An- karada man€ i fidan devirdim diye be ceza aidrlatdr.. Oradakile e! salar bu ağaci" beğelini ömrün na kadar ödeytmezsin Ty. & benden kırk Tira ler seri yakâla- lin sonu. Demek halkta bu zihniyet uyan- mış? i > Uyanmış ve biribirine aşılıyor İş- | pp havuzunun karşısında 1 Or! ep aş iliklerimize işliyor. Pardeslilerimizin yakası kaldırdık, — Hey gidi hey» Ankarada bu mev, simde iliklere igliyem, omuz başlarını birer pençe gibi kavra, an rutubet! Sabahın bu saati İnsanı hulyalara şevkediyor. Herkes: bir müddet sustu; kendi detüni Âleminde yaşadı. i Aandoluyu çok dolaşmış, gok gör“ müş geçirmiş olan dostum “F,, birden bal Elleri Güytimleri kafa- amda pârçölânüm!.. « diye, gözlerini İ körüiun yeşilliğinden yüzümüze çevir. di, —?. Ne diyor diye hayretle baktık. — Sayıklamıyorum, hayır!Beynimde geçid resmi yapan bir feci hatıranın karşısında düşüncelerimden bir keli- meyi yüksek sesle söyledim. Ve anlattı” — Müstantiktim. (***) köyü civa. tında bir orman yangını oldu. Hektars larca canım ağtç yandı, kül oldu. Jan- darmalar, “ateşi bu çıkarttı, diye köy« lünün birini yakalamışlar. İstintak ete tin, Evvelâ >. sonra itiraf etti, Se ini sordum: “Bu canım ormanı niçin eb in ?,, dedim. Ne dese isi bu hale 8 tedi niz? Kuytuluklardan birine güs * yümlerini saklamış. Dönüşte alacak” Ez Yerini şaşırıp bulamayınca, güyüm ier, ortaya gelsin diye yakmış ormanı. Kendini kabahatsiz telâkki ediyordu? “Kimsenin değildi ki orman.. Hüküme. ünde demesin mi kârata,, Acı act güldük.. Sonra doğan güne göndük.. Yeni rejimin yeşilliklerini bakışlirmizm bütün muhabbetile ku yoruz. Bunları ve bir mucize halinde bütün o çıplak orta Anadoluyu kaplayacak ferimi örmân nesillerini hamakat. tan, çehaletten sen koru ey. Ulu tan- get Yahut ey medeni şuur? (va - Nü) IK KATLI OLAR D ÖKEMMEL yta yapâfken mini mini bir | tasındayız.. Yağmur | Mr BiR PA Kızı sacayak Çelik yüreğin maceraları —18 — ; Yİ R'NA VAR» er LAZIM» Yazan : Niyazi Ahmet 2 sene evvel bu gün Lehistanın milli kahramanı Pilsudski öldü a A İÇ Şe ee 1935 yılı 13 mayıs günü, iki se ne evvel bugün mareşal Pilsudski | beş saat çan çekiştikten sonra saat Z > Pilsudski Istanbul'da 21,45 de gözlerini ebediyen dünya- ya kapadı. Pilsudeki Lehistanın milli kahramanıdır. 1876 yılında “Vilna vilâyetinin Zulov kasabasında doğmuştu. Litvanyada prenslik e- den eski bir aileye mensuptu. Pilsudeki Vilnada okudaktân sonra Harko üniversitesinin tap fa-, kültesine devam etmeğe başladı. Bu esnada Çarlık aleyhine tertip edilen bir suikasta medhaldar sayılarak tev kif ve beş sene hapse mahküm edil- di. Sibiryaya sürüldü. Genç Pilsudski kendisine çok u- zun gelen mahkümiyeti bitirdikten sonra Vilnaya döndü ve bir sosyalist olarak siyası hayata atıldı. 1894 yılında “işçi,, adını taşıyan gizli bir gazete çıkarmağa başladı. Bu gazeteyi on yıl idare etti. Kendi- si yazıyor, kendisi diziyor ve kendi- si dağıtarak fikirlerini yayıyordu. Bir defa yakalanması ebediyen kü- reğe mahküm olması demekti, Bunu bildiği halde korkmuyor, çekinmi- yor, her yerde kendisine itimat tel. kin ederek gazetesinin sürümüne ça aşıyordu. Pilsudeki 1894 yılında bayan Mari Juszkievicz ile evlendi. Karısı onun bütün siyasi çalışmalarına yar dım ediyor, cesaretini arttırıyordu. Lehistanın istiklâli için çalışan karı koca programlarına Çarlığın zulüm lerine karşı silâh kuvvetiyle muka- bele etmek maddesini de ilâve etti- ler. Bir gün her ikisi yakalandı. Karı koca bir sene Varşova kalesinde hap se mahküm edilmişlerdi. Bununla beraber Pilsudski biliyordu ki, bir se- ne sonfa güreğe mahküm edilecek. tir. Onun için, deli rolünü yapma: | di, Pilvodisiğ basal kinak. gz yi i larla kaçır ve Londmya geçti. Bir müddet orada kaldıfttan sonra 19027 yılımda Krakov'e döndü. Yılmadan çalışan mücadeleci, maksadını silâhlı kuvvetlerle temin İ eğileceğini biliyor, fakat, silâh bak mak mümkün olmuyordu. Rus — ; Japon harbi, bulunmaz bir Girsattı. Ancak gene silâhsızlık yüzünden , hiç istifade edemiyeceğini anlayınca Japonyaya gitti. Oradan yardım i- temeğe karar verdi. Japonlar, silâh i vermek söyle dursun iyi bile karşı lamadılar. Gene kendi emeli ile ülkü | ge ulaşmak için çalışmağa başla” Pilsudiski büyük harpte Rusya nm Yıkılması üzerine harp esnasın- da müttefik bulunduğu Avusturya ile Almanyaya düşerek Lehistan is- tklâlinin en sarsılmaz tohumunu ekmiş oldu. 1918 de Pilsudskinin vücuda getirdiği Leh'askeri teşkilâtı Alman ve Avusturyalıların silâhlerr nı ellerinden tamamiyle almağa mu- vaffak oldu. Pilsudski milletinin başıma geti” Pilsudeki ölüm döşeğinde rildiği vakit Lehistanın birinci mare- gal ilân ediliyordu. Bu, onun hakkı adı. Birinci mareşal, siyasetle uğraş- muyarak bütün hayatını saadeti için esirgediği Lehistanm müstakbelyar şayışını derin bir hazla seyre daldığı günler fırka mücadelesinin fena ne- ticeler doğurabileceğini gördü ve derhal harekete geçti. Hükümeti nin nüfuzunu bütün tedbirlere baş vurarak sağlamlaştırdı. Her türlü tehlikeyi hudutlarından kovdu. Leh milleti onu şimdi cumhur reisliğine getiriyordu. Pilsudeki is- i. Harbiye nazırlığında kak mayı tercih etti. Cumhur reisliğine profesör Mosckinin getirilmesini mu yafık buldu, Pilsudekinin işi bitmiş değildi; O, durmadan çalışıyordu. Lehista- nm parasını kıymetlendiriyor, maa rifini yükseltiyor, içtimai hayatın eksikliklerini tamamlıyordu. O öl düğü vakit “Devrimizin en kudretli şahsiyetlerinden biri söndü.,, denil- BRİ. SLARM KİSİ KAÇ 4 , 1