“YARAL YE JAİŞ SPP BOP grade ED “AmIj26 pala 7590 v0 “SMİOĞ Pp we Spİ0AÖ SVp Şİ Vw 142)804 ŞU MADO MAMDNEDAME) Soy "an teysypoyd Solyşoğ wi 446 pi şyns OÖ0pepMM Mop Lp DUBA ab&Y “oyudgn BAL, s1p pre yaurag İlogura, Ur pun j N i z n | ; an 2 balta gm kRiekiiei ; ii ir : RH ipi , | i ii | ini iel ipi g gili ği MRİ ESP ö şleri ii Bi ai iğ Hit; Eğ .$ gp” > 5 N Mik lid iri T zi i : : BEER BE İp : 5 m ig a diREçKE öçirima ipe z etik ey li RebEteş ps ipe SARŞİİE, i iy ep ilmin inn nilitilrin ikaşişi ap eee şi $ ği ş bo A B4 PARDAYANIN OĞLU andıran yatağa doğru yürlimeğe başla” dı. Ağır ağır yürliyordu. Çünkü suratı na inen zayıf yumruk yağmuruna rağ» Men, artık hiç bir kuvvetin onu elinden kurtaramıyacağına sarsılmaz bir itima» dr vardı. Ve yürürken de, onun mite. Fes imdat çığlıklarına cevap (olarak, udu: — Senin Janın mı?.. O Şatlededir. Şatlede diyorum ya. Bir bodrumun için de ve zincire vurulmuş bir halde. Orâ- dan ancak cellâda teslim edilmek üzere Şıkarılacaktır(. Bu sözleri söylerken, (arkasından Benç bir ses çınladı: — Yanılıyorsun, Konçini!.. Jan Şat lede değil, buradadır! Ayni zamanda, Konçini kaşıklarının alt tarafına müthiş bir darbe yedi! BU kraliçenin gözdesinin © arkasına ine” Janın çizmesiydi. Ji Bass İl Kema ninin aklını başına — toplamasına mey-) gininin dan bırakmadan sert bir hareketle onu kendisine doğru çekti ve havaya kalk Miş olan eli, bütün 'şiddetile sefilin yü” Bertiy, şükran, hayranlık ve masum aşkını, samimiyetle ifade eden bir bakış Ja ona baktı ve kat'i bir itimadı göste yeni müessir bir sadelikle: — Artık korkmuyorum. Dedi ve heyecanla yorgunluktan bit- kin bir halde, güzel gözlerini kapaya- çin ancak vakit bulabildi ve inledi: — öldü mü? Sonra (oyerde hareketsiz (o yatan Konçiniye kanlı ve müthiş bir nazar at» federek bağırdı: ; SÖ tuğunu #af bir şekilde itiraf ediyor $ tangi ilân aş, böyle bir insanın ağı sından çıkan: “Ne kadar o korktum, - cümlesi kadar, tatlı ve, müessir olabi: 14a1suda YONYMUY 14ar1Sugd VYINYM'IY beri ik ZE bil İİ ji emiri vi pi i ill $ hileli b ği 5 Ş Eğ $ etili mi il Boiler Geline iliği Epa 3 * geliş giri İİ ar hizi 8 303 Rİ iş İİİ rip lap n388 ETE Ye ERER. pll İş yi ipi kirik bi ig pi in “ienii İrili : salli zl di çok Bed 2 eğ —— 22 SEARDAYANA GG. — Buraya casusluk etmeğe mi geldi. niz? Sizi kovuyorum!.. Defolun köpek. ler! Dışarıya çıkın, diyorum size! Üç arkadaş doğruldular, gözucüyla biribirlerie istişare ettiler ve emre İta- at ederek dışarı çıkacaklarına ağır ağır ve tehditkâr bir vaziyette onun Üzerine doğru yürümeğe başladılar. Bir dakika dâha ve Konçini berbat olacaktı. Fakat tam bu sırada, Konçini fikrini değişti. rerek bağırdı? — Hayır, iyisi mi kalm.. Sen Eskar. E15, söyle bakayım, sizin cinste insanlar dan başka kimseye inanmıyan bu kıza bana söylemiş olduklarım O tekrer et, Yalnız sözü uzatma, Üç arkadaş derin bir o neles aldılar. Ve âdeta mesut bir o tebessümle, göz ucuyla biribirlerine baktılar. Meseleyi anlamışlardı. Mademki bütün © mesele, hiçbir zaman vuku bulmayan ve Konçi- niye uydurmuş oldukları masalda iba- retti, demek ki şeflerinin âkibeti hakkın da endişe etmekte mahal yoktu. Derhal bürmetkâr tavırlarmı takındılar ve Exkargas beyan etti: — Monsenyör, biz alçakça bir cinaye tin vukubulduğunu ve caninin yakalan. dığmı size bildirmiştik. Konçini, bu sözlerin Bertiy üzerinde yaptığı tesiri görmek için onadoğru döndü. O zaman, arkasından, Üç arka. daş elleri, ağızları ve gözlerile genç kı- xa işaretler yapmağa başladılar. Bü işa. retler açık bir şekilde, şunu ifade edi- hu? — Bu doğru değil!.. Buna © İnanma" yı, Ve Bertiy, bu işaretlerin samimiyet ve doğruluğuna inandı. Neden?.. Bunu kendisi de bilmiyordu. Öyle ki, onun nihayet sarsılacağını ve hattâ bayılaca. ğını ümit eden Konçini, onun hâlâ kur ve sakin bir vaziyette durduğunu görünce hayretler içinde kaldı, Adamlarının ihanetlerinden şüphelön miş gibi süratle döndü ve onları dimdik hareketsiz gördü. Bir müddet dikkatle onların yüzüne bakarak (düşündü ve yumuşayan bir sesle sordu: — Size işaret yiyim zaman niçin ıkmadınız sana şı : Könçini onlara bir defa daha dikkat- “le buktı ve yüzlerinden doğru söyledik. derini zannetti. Bunun Üzerine ısrar et. meden, ayni yumuşak sesle: — Vazife esnasında lâkaydi istemem, *bu defalık affediyorum, fakat bir daha buraya gelmeyin. o Şimdi aşağı inin ve çağırmadıkça gelmeyin. Haydi bakâ- yım! Üç arkadaş çıktılar. Konçini arkala. rından kapıyı açarak dinledi ve onların ayak seslerini duyunca © kapıyı tekrar kapadı ve kilitliyerek mırıldandı: — Yarın bu heriflerin o hesaplarını göreceğim.. Artık onlara itimadım kal, madı. Yerinden kımıldamamış O olan genç kıza bir nazar atletti ve bir tek kelime söylemeden, gene ondan uzak hir yer. de dolaşmağa başladı ve ( dolaşırken de ona kaçamaklı hazarlarla t:kmakta devam etti. Bu dolaşma on beş dakika devam etti. Artık çıkıp gitmickten ve düşünmesi için, ona vakit bırukmaktan vazgeçti. Arzusu her samankiilen da. ha büyük bir şiddetle uyanmıştı Kendi kendini mazur göstermek içir şöyle düşündü: — Ne diye sıkrlacağım! Bir serseri. nin metresi değil mi? İşe bir nihayet vermek ietiyetek ona a e lk ei koparmak, . kopar. - Nâchte — gece, .ler der Nebel, - -ş sis, . ler Pflücken - pflückte -gepflückt yordu - koparılmış die Naeht, Alles verlisat die Stğdte und yeht aufs (auf das) Tand, Calles ferlesst di ştedte wd göt avfs (&vf das) Land,) “her şey terkediyor şehirleri ve gidiyor sayfiyeye;”