e 11 MAYIS — 1934 ee a B : . ÜŞÜM : m m a Me diyorlar Xasabalarımız- Km almelanl da dilenci || > CUMHURIYET'te: çocuklar İ Hakiki mliliyetperver kime denir ? bidin Daver $ Samsundan başlamak üzere, | ivasa kadar, Kızılırmakla Yeşilır mak arasındaki hemen bütün kas arı gezdim. Buralarda pek iyi geyler dikkatime çarpmakla beraber, Dir de facia ile karşılaştım: İ Dilencilerin adedi Medineye taş sıkartacak derecede çoktur. Ni Fakat, daha da yürekler parçala” var. O da, dilencilerin ekseri- ihtiyarların değil metrük çor iy va etmesidir. Ji satırları yazarken, Sıvasta, hadiyenin karşısındaki Şar kıraat yi ale sturuyorum, Bizim ba- recek olgi kle bir çocuğa sadaka ve yazısından; iki milliyetpevver, milletini ek- siksiz ve fazlasız, dosdoğru taniyan dır. Saltanat devirlerinde, Türk mille. ti, bilhassa Anadoluda, bakımsız kal- dı. Başta sıtma olmak üzere bir süfü hastalıklar, harbler, ehealet, doktor. #uzluk, ilâçsızlık, zaruret, beden ter. biyesinin adı bi olmaması, dünyanm bedenen en gilrbüz, en kuvvetli, en gü zel milletini çok hırpaladı. Buna rağ: men, damarlarımızdaki temiz kan 8a- yesinde neslimizi bugünkü halile mu- bafaza edebildik, Başka hir millet ol. s8ydı, şimdiye kadar çoktan tereddi — rez a - Çöpçü yüzüne hasret çarpık çurp Beş torun sahili Bayan Faika çocuklarına & Evlenme rekorunu kazanan Her evi dört beş çocuklu bir mahalle: Kariy » sokaklardan bir gi na oturmus muharr konuşuyor... Yetini cuklar, il eder, münkariz olurdu. Fakat unutma: iin b mii l mak lâzım gelir ki Avrupanın ileri de a fozla küçük dilenci, önüm : b dai a i 7 8€Sİt resmi yaptı. Merhametimi Kariye camii etrafındaki dar, ç d ü K bakım dan çok geriyiz, Bu zengin ve rike uğraştı. Üçy, wp ru ve çok PİS sokaklarda do- ileri milletler, yıllardan ve yıllardan. > kac'a: zavallı metrük yavru ye bali kar İ pa bei m 1 akyl m Ünel hiç bir içtimai teşkilâ: hakların çöplükten farksız m çalışıyorlar, beden terbiyesi ba. âkadar olmadığını gördüm. da arkadaşımla konuşuyordum? zılarında adeta yeni bir din halini al- sn alınız dilencilik olsa ii İşm Acaba! diyorum. Çöpçüler bura- mıştır. Onların yanmda, son olimpi- Püp başımıza koyalım, Bizim beya. — $ günde bir mi geçerler. yadlarda olduğu gibi, biz ancak 19 un, yel Me dia beş günde bir geçteler! cu olabiliyoruz. — Keş yım. ld. n ne haber bayım”, , 2 v7 m veren Mir * i. Bir seniy€ evvel biç kimsey gör- La v bir evin penceresinden genç TAN da: Romanya nereye gidiyor ? ün meseleleri, sütununda 0 mediği ce dert yanmağa kunmuştur; ; mış ve Ge : bir kadın başı uzanm!ş Romanya bir taraftan küçük anlan. başlerşik Sokaklarımızın ha- mütemadi — İşte, Si Şu başıbop tavuklar çöp- #urette Nazi propagandasına maru&. yin gördün im etmeseler halimi | dur. Bu propaganda dahilde mühim çülerin işine yar t o Geceleriiset ; xi AA, aksülâmeller vücuda getirmekte, hü » : doğrusul.. i pi yi e e a o dmandır doğ a sokaklarımızda . şe | kümeti siyasetinde mütereddit bir VA bir Jâmba yanmaya öril görmez.. Mi Ke sırada (yanımıza iki yağı ay sokuldu ve daha biz sormadan onlar ân- kader? Pare Peli şu bizim biribirine a İkakları yazın. iş çarpık çurpuk soka yaa E eiyöi musunuz? Buradan Vi hoş da inse! ayıkta, İnsel Mahallenin oyun oynuyan çocukları: , ziyete düşürmektedir. (Çerçeve — içindeki resmin sahibi matbaamiza gelip hediyesini alabilir. ) Ayni zamanda Romanya, Sovyet dostluğuna bir türlü inanamamakta dır. Bir gün gelip Sovyetlerin kendisi. ne hücum edecekleri korkusu içinde yaşamaktadır. Bu korku onu münle- rit sulh ve anlaşmalara sevketmekte, dir, Ayni endişe içinde'yaştyatı Polon- torunum vardır. Hem buna şaşmayın siz.. Bizim mahallede çocuk pek bere- ketlidir. Maşallah her evde muhakkak 4-5 çocuk bulunur, Evlenme işinde de mahallemiz çalış- kandır doğrusu, Sık sık kız gelin eder, ki sözleri söylerken torunlarına sımsıkı sarılmış, sanki biz onları elinden alacak mışız gibi muhafaza ediyordu. Bu sıra- da fotoğrafımı almış işini bitirmiş olan Ali vaziyetin farkına varmış, olacak ki derhal: insan (sari “Torunlarınızı Allah bağışlar ç a Birims kere, yıkılmadan yo Mi oğullarımızı evlenklirisiz. sın, Allah arttırsın, bastırdı Ve ye — .— 5 i rg HN ENİ mas. Yollarımız tamamen toprak oldu- | Oo — Pekiama, bu kadar çok çocuk, bir | Faikanın biraz evvel çatılan kaşları bun | en - : : ederel çim a çal i gu için yazın tozdan, kışın ; ge İ az rör geçindirilmez mi? dan sonra tekrar gülmeye başladı. yi tifa yi a ya a ği geçemezsiniz. Hem bilir misiniz akellıık |, Hiç de zor geçindirilmez. Kocala- Arkadaşım susamıştı. Bu evin önün- Geçen hafta Polonya Hariciye na rının Bükreşi ziyareti ve orada mühim müzakerelere girişmesi bu sebeple her yandırmıştır. Roman, ya İle anlaşması demek, âftan ayrılması, müşterek emniyet siyasetini terketmesi demek» tir, Bu da orta Avrupadaki muvazeneyi bozan bir harekettir. Romanyanm Kü ettiniz de bu işe yazım başladınız. Yok | ramaz hep esnaf adamlardır. o Çalışırlar li, den ayrılmadan evvel kendisine çök te- sa kışın buralardan biraz 20 Geçerdir| eajarlar ve Allaha çok şükür pekâlâ miz bir bardak içinde su ikram ettiler, Mahallenin başka sokaklarını dolaşır. ken bir gedikli küçük zabitle konuşarak şunu öğrendik. eçiniriz. İmaret sokağınm 17 numaralı evinde oturan ve isminin Faika olduğunu öğ- rendiğimiz bu genç büyük anne yukari. payne kuyulu bostan sokağı denen s Man mahallenin biraz daha içerle- irince Yedikule surlarının © bi i ki bir meydancıkta, cıvıl civi! be ahi karşılaştık. Bizim > içi “Alinin boynundaki makineyi vi söyliyen ve irilk dolandırıcı *0y adını bilmiyen z bu yel serseri rine doğru. & — Bu mahallede, diyordu. Hiç kavga k olmaz. Niçin bilir misiniz. Bu ma- hallenin çocukları müthiş kabadayı o- lurlar, Ha i mın ilgisini görünce, serseri çocuklar tr şebekesi bize tuzak bile kurdu. klar arasında bir kaba- leri iri ndi yaşında | a, görme. ? ; ie düpne | SUK İtilâftan ayrılması, Alman siya. z İç erinden birine ke iye görür çi mi YE dayılık müsabakası yapılsa, hiç şüphe | epi, ida a a n bir oğlanı göstererek: n — Amca beki ödülü Hiktübedl yok bizim mahalledekiler şampiyonluğu || gameyu, — Bak, o, boyacılık yapıyor! | 4, gı, diye büt vi kiler ektir, EML K irdenbire baskına uğrayan siteyi Polonya hariciye nazırı bu endişe. Sen de onun gibi hayatını kazanan | gapiandı. Birdentire Ma rk ardan Kabadayılık hikâyesini“ “dinledikten | feri izel Ma ber a... Dilencili değil mi? . diye i uldaki yaram. r , leri izele için şimdi Parise gitmiye te. e Ne ayıp değil mi? - | Ali etrafu ken ben orada evlerinin sonra Kariye camiinin önündeki meyda | sebbis etmiştir. i olduk... mağa uğra di bee İmiştik. Burada © ellerinde küçük Pe .. 2 ” iki bayanla konuşma» na gelmişi «e küç :G da: Çocuk bu sözlerimizden fevkalâ önünde oturmuş küçük kovalar bie kuyunun başı” töp- AKŞAM'da: İe mütehassis olmuş gibi görünerek safiyane etrafma bakimi. Bir aralık Daha söze başlamama mein m yboldu, Sonra, elinde bir boya ku: | S.a nasıl oldu bilmem, amener tusiyle, mesut, bahtiyar, etekleri zil ter birim etrafımıza ve > — salarak yanımıza geldi: ufaklı 45 YAY bu o bayanların — Allah razı olsun sizden! Be” yaşlıcasına * My mA o sözleri söylediniz, İşte şuradaki | * |. güyük ann“ nen Masada bir yüzbaşı oturuyordu. U” | şar söyle de bizim resmimi ğa başladım. Universitelilerin seyahatı İstanbul ve Ankara hukuk fakülte- si talebesinin müştereken memleket i- çinde yapmaya Kerar verdikleri bir seyahatten takdirel bahsettikten son, ra “Akşamcı,, diyor ki: Bu münasebetle, memleketi tanı- lanmış çocuklarla karşılaştık. Yanları. na sokulduk: — Nedir bunlar, elerinizde sizin a kar su yok mu? diye #oracak oldum. Çocuklar bön bön (yürüme baktılar. Sonra içlerinden bitisi cevap verdi.: — Evet vardır. Biz bu o kovalardaki anne, nece alsınlar, z , | mak gayesile, başka bir tedbir'de ak, . ihirLE i ; ağa başladılar. suları şimdi musluklu tenekelere boşal > ulla beni bir köşeye çekti. . bir | diye ye yaşta bir kadının böyle trız, sonra muslukları açtınız mz'iular | limiza geliyor. Avrupada memleketle. Ya kutusu alayım da dilencilikten Doğrüs ui olacağına aklım kes pi rarası bir talebe mübadelesi usulü var urtul!) dedi. İki buçuk liraya. | çyg ile terv dir ki muhtelif il unu lıkla aldık Şimdi artık, ei Bu cevap üzerine etrafımdakilere sor | “lr Ki muhtelif Avrupa milletlerini leave Ee . ri E Mr a se nlar hep senin torunların mı? dum ve anladım ki, tramvay caddesinin | biribirine yaklaştırmak için en iyi bir Ğ verdiğiniz a ler — > ktan kendimi alamadım. Sokakların hali burnunun dibindeki bu mahallede akar | VAfıta telâkki ediliyor. Acaba maarif bu sözleri > evkalkd alakadar ok | ale iftihar dolu bir tavırla: su, yani Terkos yoktur. Ve bura sakin. | vekâleti bizde memleket dahilinde bu *rie fevkalâde alâka Ç Mubati v . beş tane i i le c usulü tatbika imkâz ji x Ğ - Çocuk bir şey istemiyordu. Yal — Evet! dedi. Benim tam beş İeri bu inanılmaz hale o kadar alışmış, ulü tatbika imkân bulamaz mı? Hiç o kadar boyun eğmişler ki, bize sokak. | olmazsa kimsesiz leyli talebelerden Biz teşekküre gelmişti. Çekileceği esnada ; iş bir sefaletle pençeleşen aile ii larmın pisliğinden, çamurdan, tozdan, | Kekıyalik Beteri - bülundaklari ve “— Bu, bizdeki haymperverliği | “deki işportadaki galetaları emg kaza, o karanlıktan şikâyet © ederlerken, bütün | SE ml er peki ö bi / elinde bütün bu ailenin hayatlarının kuyuların mikroplu sul üessenelere götürmek ve kabilee ik Bösterecek bir yazı mevzuu ola dığı (15-20) kuruşla ik eml a iii 1 emen 146 yektenlerini deği; de geçmesinden bahsetmeye lüzüm bile görmemişler, ve hakları da var ya.) Anlatsalar söyleseler netlesde dertleri- | ne derman bulunmayacak olduktan son- ra. Birl, diye «düşündüğüm için, yirmi | fakasmı temin eden biçare delikanlı kuruş verdfh; bir seyyar fotoğ” | ralçıya resmini çıkarmasını söyle mı. “Paranın üstü de senin olsun!,, dedim. Lâkin, nice nice dolandırıcılık larla bir hayli seferler karşılaştığım için, çocuğun arkasma gözcü koy” mek, çocuklarımıza memleketi tanıt. mak hususunda çı k faydalı olabilece, 8 numaralı evi önüne geldik. Müezsi — Kevser hanım. Kevser başını ört de gel, bik ninle konuşmak istivorlar Su variyetini de not ettikten o sonra bw mahallede k işimiz bitti sanıyor. duk. tam ayrılacağımız zaman arkada» | hanım, gareteciler se- dum. Hakikaten resmini çıkardı. Bir tanesini bana getirdi. Fakat biraz sonra: e Kutumu çaldılar! diye te lâş sarı gösterdi ; işte, kurduğu ba- sit tuzak kendisini göstermişti: Ay. (Devamı 4 Üncüde) (VA - Na) şıma dedim ki; — Ali, garip değil mi, bu mahallede | rastgeldiğimiz herkesin hali vakti ye-| rinde.. Acaba buranm sefalet çeken, va ziyeti bozuk aileleri yok mu? Tekrar g döndük, Fikrimizi cami- İn müezzinine açtık ve onun kılavuzlu- guyla Kariye çıkmazı denen sokağın diye bağırdı. Bir dakika sonra üzerinde temiz fakat yamalı .bir entari bulunan 35 yaşların» da bir Arap kadınla karşılaştık. Rengi- nin solukluğu siyah cildinden bile belli oluyordu. Karının peşinden irili ufaklı birkaç çocuk pevda oldu. Bu çocuklar (Devamı 7 incide) HABERCİ