Edep ve kültür bünyemize Lâübali bir hücum yapıldı Talebelerinin sözleri değiştirilerek neşredilen Üniversite ve Ustad Halit Ziya (Baş tarajı 1 incide) fakültesinde kendilerini yarına hazır. lıyanlara “muhteşem bir meçhul” ol. duğunu iddiaya kalkışmaktadır. Bu gözetenin âdı Tan'dır ve yukar- daki iddiayı açıkça ortaya atmaktan çekinerek dolambaçlı bir yoldan yürtü. mektedir, Tan'm beşinci sayfasında “Büyük Edib Halld Ziya için bir anket”, “Üni- versite talebeleri ne diyorlar?” başlı. ğını taşıyan ankete bir göz gezdirmek gazetenin yüksek bir Türk edibizin sanatkâr hüviyetini nasti tahribe ga. Uıştığını açıkça göze vuruyor. Alın, Edebiyat Fakültesinden Lütfiye Giral, ın ağzından yazılan bu cevabı okuyun: LÖTFİYE GİRAL EDEBİYAT FAKÜLTESİNDEN — Halid Ziya, edebi bir şahsiyettir. Roman tekniğinde yeni bir çığır aç- mıştır. Ona şüphe yok. Fakat, ben bu şahsiyetin eserlerinde; devirlerin ve muhitlerin üzerine çıkabilecek kudret. te olanına rastlamadım. Bu sebeple, üs tadım romanlarını okumak arzusu ben. de uyanmadı. “a bu Kız böyle söylemedi, yahut kendisiyle konuşan mahsus böyle yaz» dı. — Behey sultanım, “üstadın roman. Jarını okumak arzusu sizde uyanmadı,, da “üstadın roman tekniğinde yenilik yaptığına ve edebi bir hüviyeti,, oldu. ğuna nasıl inanmak “tenezzül?!” fin- de bulundunuz? Alın bir tane daha; Edebiyat Fakül. tesinden Niyazi Akşıt'a gu sözler söy. Tetiliyor: — Helit Ziyayı Üniversitede okutur- larsa okurum. Kendiliğimden bu işi yapamam. Edebiyat fakültesine kadar tahsili. ni yükseltmiş bir gencin Halid Ziya hakkında söyliyeceği söz bundan iba- ret olamaz. Türk edebiyatının Halid Ziya gibi bir “ehemmiyet” ini tetkik için bugü. ne kadar on saat hasredememiş bir Ü. niversiteli nasıl tasavvur edilebilir? Alım bir tane daha... Coğrafya ens. titüsünden bayan Selma bakmız nasıl konuşturuluyor? “— Üstad hakkında çok müphem fikirlerim var. Durun bakayım, onun bir romanı hatırlar gibi oluyorum; Siyah... ve Mavi (7). Ama, şu dakikada, romanın kahra- manlarından hiçbiri aklımda değil Derslerimizden vakit bulup roman o. kuyamıyoruz ki... Coğrafya enstitüsünde okuyan bir bayan Halid Ziyadan böyle Jüubeli bir tarzda bahsetmeyi kendisine ya- kıştırır mı? Kimbilir münevver kizi: mız neler söylemiştir de, söyledikleri bu hale getirilmiştir. 5 Tarih şubesinden 'Türkân'ın söyle. diklerinden yalnız şu cümleler alını. yor: “— Halit Ziyayı, bize lisedeyken bir parça belletmişlerdi. Romanların. da kendi şahsiyetini ve muhitini ya. şatırmış. Tasvirleri ve hayali, çok kuvvetliymiş.. Bunları unutmadım. Romanlarına gelince... İtiraf edeyim ki, hiçbirini henüz okuyamadım. Tarih şubesinde okuyan bir talebe- den sadır olabilir mi bu sözler? Tabii olmas, Çünkü tarih şubesindeki bir gerç 'Türk-edebiyat tarihine karşı w- A AP GM ÇED GN fak bir merak duymaktan kendini 3. Jamaz. Edebiyat fakültesinden Sıdıka Ki. lür'e söyletilen sözlerdeki tezat ise beş yaşında bir çocuktan bile beklenemez. Nerede kaldı ki, bir edebiyat talebesi söyliye... — Doğrusunu isterseniz, Haild Zi. ya ile meşgul olmıya vakit bulamadım. Halit Ziyayı kendi mektebinde ve kendi devrinde yetişmiş kuvvetli bir | şahsiyet olarak tanırım. Hattâ büyük roman ve hikâye üsta- dıyız olduğunu kabul öderim. Fakat, onun; asırlarca sonra dahi yaşıyacak bir eser yarattığına, pek kanaat getir. miş değilim. Bu bayan bir tek kitabmı okumadı- ğı bir müellif hakkında nasıl bir ka- naat sahibi olabilir? Belli ki, gençler kendilerine sorulan suallere tevazula ve vakarla cevap vermek istemişler ve bu hali Tan muharriri büyük Türk edibine karşı kollektif bir tehzil ve hücum şeklinde istismara kalkışmış. tır. Türk edebiyatında, Halit Ziya, yük. sek bir kudrettir. Bir devri ifade eder; Bir başlangıçtır, bir tekâmül merhale. sidir ve bir “devam” dır. Türk Üniver. sitelisi onu okumaktan kendini müs. tağni addetmemiştir ve etmez. Bir memlekete 55 yıl muhayy retmiş olan bir büyük edibe yapıldığı günlerde böyle çocukça hü- cumlara kalkışmak birax gariptir. Bu dolma yutulmamıstır. Makyavel bu eserinde muvaffak olmuş sayılamaz. Gülünç bir iddia (Baştarafı 1 incide) asabiyesine yaymak için, sarfettiği gayret üzerine temerküz etmekte. dir. Evvelce Cenevrede parafe edi- len bu pakt, Arap şarkının âtisi ci- hetinden çok büyük ehemmiyeti ha. iz bulunan bir vesikadır. Böyle bir muahedenin izması, en büyük inikâsinı, bugün Kemalist cehdiyle Arap birliği propagandası cehdinin birleşmiş olduklar: Bağdat- ta gösterecektir. Filhakika, Irakta çok defa biri- birine zıd menfaatler peşinde koşan iki cereyan çarpışmaktadır: — Haşimi hanedanı ile yani Irak kralı, S. M. Gazi Elevvel ile Mave. | rayı Erdün Emiri Abdullah( Seudi hanedanı (yani Hicaz ve Necit hü- kümdarlığı) ve Yemen hanedanı | (yani İmam Yahya) arasında tam bir anlaşma olmasını istiyen İngi- liz nüfuz ve arzusu — ki geçen yıl Irak ile Hicaz arasında imzalanan anlaşma ile emeline muvaffak ol. muştur. 2 — Türk nüfuz ve arzusu “ki bilhassa geçen sonbaharda Bağdat. ta yapılmış olan o hükümet darbesi tamamiyle bunun lehinedir. İrakta yapılan hükümet darbesi neticesin. de devrilen Yasin paşa İrak istik- | lâlinin ve İngiliz — Irak muahede- | sinin büyük başarıcısı idi. Bugün Bağdatta Irak ile Türkiye arasındaki bütün meselelerin hallini istiyen ve buna çalışan bir hükümet vardır. Bunun için Bağdatta oo Hik metSüleyman Beyin baş vekâlete gecirildiği gün re KURUN'da: Izmir Belediyesinin y yeni bulduğu mühim tedbir (Baş tarafı 3 üncüde) hir, addedileme:, Egenin büyük lima, | nındaki fenvirat, mucid Amerika E- disonun ilk ampul tecrübesi yaptığı günkü “installatlon” dan farklı mıdır ? Bize kalırsa tenvirat bakımından Izmir henüz bir ihtiyaca cevap vere, bilmiş değildir ki, mevcuttan tasar- suf edilebilsin. Ve sonra, bu tasarruf illetinden kendimizi kurtarmalıyız ca- nm. Biraz borç etsek, biraz açığımız olsa ne olur? Biverir ki istiknam gd. vurdan yapmıyalım, Avrupada dahili istikraz yapmamış, borçsuz belediye yok gibidir. TAN'da; Elektrik Şirketinin itirafları Şu Tan ömür gazetedir. Bugün ük sayfasında Kooaman bir manşot bar, Meğer M. Zekeriyya , Ahmet Emin ve şürekâs müessesesi “Elektrik girketi- nin soygunculuk vesihalarını,, bul ve mahud Veyl sisteminin iç yü ortaya dökmeye karar vermiş. Yahu! bunları Sağır Sultan bile duymuştur. Hükümetin tam bir dikkat mahsulü 0. lan itimadına dayanarak Ali Çetinka- yanın bu sahada devam eden çalışma- irnın millet trafından azami bir teş. vik görüşünün sırı da bundadır, Bah, settiğiniz “vesika” ların hepsi herkes. çe maliümdur. Siz devletçe malim ve müsecee! madenleri “Efendim, ben ma den keşefttim, imtiyazım bana veri. niz,, diye kendilerine mal etmeye ça- kışanlara bensiyorsunuz, Biraz dikkat Canım, Hakikati böyle bizzat Şirkete ait vesikaların yardımı ile duyurmak im- kânmı bulduğumuza çok memhunuz Böyle bir mikrop yuvasının çırçıplak bir halde görünmesine ve tanmması. na mutlaka ihtiyaç vardır. Yürünen yülun duğruluğu -hakkındakı her tur. lü tereddüdler bu sayede ortadan kal- kar ve eskiden kalan çirkinliklerin son döküntülerini hayatımızdan tama. mile silmek, süpürmek mümkün olur. Kara DAVUT ZAYİ — 3.5-937 tarihli pazartesi gü- nü akşam Beşiktaşa gitmek üzere tram- İ vaya bindiğimde Karaköy ile Kapsiçi İ arasında iken cebimde bulunan küçük | para çantası içinde bulunan Beylerbeyi | Belediye tahsil şubesi taralından yedime | teslim edilmiş taksildar mührüm ile birlikte şahst meçhul tarafınllan sirkat edilmiştir. Vaziyeti Galata polis komi. “serliğine bildirdiğim gibi ayn: zamanda zayi olan 120 nümaralı mührün hükmü olmadığını ilân ederim. ismail Tevfik Kavaklı bi e yam Yİ ACLIK | İ Roman Yazani Refik Ahmed SEVENGİL Yeni çıktı Dağıtma yeri VAKIT Kütüpanesi i | i ; i i i Fiat 50 kuruş - eserse rsasarseme saa ses see SAANEN lerde Arap âleminin duyduğu heye. canın manasını, şimdi, Türkiye ile Suriye arasındaki ihtilâf mütalea e- dilince çok iyi anlamak mümkün o- luyor. Bilhassa evvelce kral Faysal ve vezirleri tarafından gördükleri maddi ve manevi müzahereti unu- tamıyan Filistinlilerin beyecanların- da ne derece haklı oldukları meydan Sabah Geğeilai Amerikada çıplaklı | İ tempolara uydurarak yava$ Yavaş, aleyhine hareket başladı Açık temaşa menediliyor Bu haraketin ön safındaki adam bir. kardinaldır Yalniz Amerikaya mahsus bir | göre ihtisası vardır. Bazıları” nevi hafif temaşa vardır ki, bundan | ni,, bazıları da “mütevazı, birkaç defa bahsetmiş ve bunun a | rur,, “mecalsız sıfları leyhine kuvvetli bir cereyan başla | ler. Fakat hepsinin gayeleri dığı yazmıştır. dir. Ağırağır körklerni, elbise Filhakika, Amerikada büyük bir rağbet kazanan ve adetleri büyük bir süratle artan bu temaşaları ahlâ. | ka mugayir görülmüş ve bunlar me. , nedilmiştir. mek, ayakkabı ve çorapları G mak! Bütün bunlar, musikiye ahenktar hareketlerle yapılırdı. asıl seyircileri mütemadyen can,, ve “ümit, içinde bıraki manı gelinciye kadar, vücudün 9 yerlerini biraz göstermek fakat hal kapamak, artiet çırçıplak soy! duktan sonra da projektörler ve onu bir “esrar çinde gizletir hatta bazr şehvani sesler duyuluf Bundan on sene evvel, bu te salar ancak rıhtım boylarında gö , Tilir ve buralara bilhassa bahriy ve ecnebiler gelirlerdi. Fakat ra Brodvay'ın tam göbeğinde bir temaşa yeri açılınca, halkın cümü "karşısında bunlarm adedi men her gün artmış ve “teke mül!,, etmiştir. Bu müthiş rağbet karşısında çıkgöz bazı Amerikalılar, Avru nın, bazı yerlerinde, ezcümle ve Londrada da böyle temaşa Yy: açmak istemişlerse de, soy “yıldızları,, ndan bazılarını bu Bu iki resim, Nevyork polisinin ahlâk namma menettiği “Burlesk, | artistlerinden iki meşhur ** "3 sahnede göstermektedir. bir şekilde önlerinde soyund Kıyafetlerinden de anlaşıldığı | resmi makamlar bunu ahlâka veçhile, bu temaşanım ilk safhasıdır. | yir görerek menetmişlerdir. Bütün bu kalabalık kürk ve elbiseler Esasen son zamanlarda, / birkaç dakika içinde, teker ke ye. re düşmektedir. i Amerikalıların “Bürlesk sanati, tabir ettikleri bu temaşanın artistleri olan genç ve güzel kadınlar hafif el- biseler ve kürkler içine bürünmüş oldukları halde sahneye çıkarlar ve orada, projektörlerin kuvvetli ışık. ları altıda, hareketlerini ahenktar kada da bunların aleyhine şi: bir cereyan başlamıştır. Bu eşi Si "em kasnda kilk aman Naş, nali Hayeş bulunmaktadır. Kard lin faaliyeti derhal semeresini miş ve bundan birkaç gün evvel, lis tam temaşa ortasında salo girerek birçok soyunma yıldızlı tevkif etmiş, ve haklarında takibi” başlamıştır. Diğer taraftan bu * maşa yerleri de kapatılmıştır. Kardinal Hayes gazetelere ği beyanatta şöyle demiştir: , “Nevyork son seneler zar hayasız ve ahlâksız temaşaların kezi haline gelmişti. Şehri bu te sühten kurtaran belediyeye teşet etmeği ahlâk namina bir vazife ri soyunurlar, Antraktlar arasında da gene ka- dınlar sahneye cıkarak akıl ve haya- le gelmiyen ahlâksızlıkta monoloğ. lar söyliyerek seyircileri — ki he- men hepsi erkektir — “eğlendirir. ler!,, Her “* , num | kendisi me Ni HM KR PİiYANGe$i 1 4 a BİLETLE T HARİKA |