Tarihi macera ve aşk romanı — 57 — Yazan: (Vâ - Nâ) Bu ne canavar tiynetli oğlandir | Her gün yüz- lerce adam öldürüyor . Bunun nüfuzumu kırmaktır. Ben onu Geçen kısımların hülâsası Benim nişanlım olan ve ben hadım edildikten sonra Sünbül oğa tarafın el a meçhuldür. Sünbül ağa da müstakbel padişah deli İbrahim de ona sahip çekiyor. b Evet, değil üç, belki de dört babası vardı. Zira mademki yedi aylık olması muhtemel, yeniçerilerden birinin oğlu da olamaz mıydı? Fakat işte, sarayın iki mühim şahsiyeti tarafından benim- seniyordu. j Bu çocuk, büyüyünce şunu gör- dük: Zenci değildi, fakat çok esmerdi. Renginin böyle pek koyu olması, beni inkisara düşürmedi Benim de ailem arasında pek esmer insanlar vardı. Sün bül ağa, bu esmerlikten dolayı memnun oldu. Zira, kendisi de, haddi zatinde sim siyah bir zenci değil, nisbeten açık renkli bir Habeşliydi. Ayşenin beyaz- lığile karıştığına göre, evlâdı, böyle es- mer renkli bir beyaz olamaz mıydı? Sünbül, Osmanı cant gibi seviyordu. Ont evlâtlık edinmişti. Sarayın içinde, bu meşkük çocuk kim tarafından sevil- miyordu zaten?... Öyle şirin bir hali vardı ki... Onu sevmiyen, sailece bir tek kadn vardı! Müstakbel Haseki sultan.. Yani bilâhare Sultan Mehmet ismile" tahta geçen padişahım, (yani Sultan İbraki- min biricik oğlunun) annesi. Bu kadın, Osmandın nefret ediyor- du! ... Tasnim kanaatimce, Sultan Muradın ölümlünde, annesinin ve Sünbül ağanm müştereken parmağı olmuştur. Bunu katt vesikarla isbat edemem. Fakat parça parça kulağıma çalman muhave- relerden bu fikri edindim, Ne yazık ki, muhavereler uçuyor. Bunları zaptederek tarihe yadigâr bırak mak kabil olamıyor. , Sünbül ağinm meclislerinde bulun- duğum #rada, benim ve onların beyin- leri afyon Sumanlarile dalgalı iken, bu iki sevdazedenin ağızlarından kaçan lâflar kulağıma çalındı. Kaç kereler işittim ki, Kösem sultan şöyle dedi: — Sünbül! Benim itibarrmı kırmak, elimden idareyi alınak için, Muradın ettiklerini bir türlü unutamıyorum, O- nu affedemiyorum. Ah, şu oğlan! Gör- lerimizin önünde, damatlarıma nasl kıydr.. Fakat asıl suikaste uğrayan Kara Mustafa değildir, benim.. Benim nüfu- zumdur.. Bütün ömrümce, bu nüfuzu elde etmek için uğraştım. Evlâtlarımı, binbir tehlikeden korumak için kendi Canımı bile feda ettim. Türkü türlü mu- hataralardan onları kurtardım. En gü- vendiğim Murad'dr. İşte, tahta geçti, büyüdü. Kendisinden sonsur bir şefkat muhabbet ve itaat bekliyorum. Çünkü dünyaya gelişini, hatta dünyadan git- meyişini, hâlâ hayatta kalışmı bana medyundur. Bugün İbrahimi ondan nasıl siyanet ediyorsam, onu da, diğer şehzadelerin akibetinden öyle korudum. Fakat, besle kargayı oysun gözünü. O da benim gö- gümü oymak İstiyor. Oyacaktı da. Bereket versin, kendisine karşı kullan- dığım siyaset semeresini gösterdi. Mu- Tadın bana fenalıklar etmesine rağmen, ben, ona karşı daima nazik ve lütufkâr oldum. Kendisini hediyelere boğdum.. Hem de ne hediyeler. Sultan Ahmedin bana verdiği en güzel mücevherlerimi onun uğruna #attim.. Kendisini altına boğdum.. Kafkas ve Orta Avrupa mem İeketlerinden getirdiğim cariyeleri sara. yına takdim ettim. Fakat zalimin zül. munu durdurmak vömkün olamadı Bu ne canavar tiynetli oğlandır.. Benim Gün ki, yüzlerle insanı öldür- mesin.. Fakat idamlarının sebebi de ek- seriya bana mensubiyetleridir.. Onu bir Şeye benzetmeliyiz, Sünbül, Habeşli, başımı sallıyordu: — Hakkınız var, Sultanım. — Nasil yapmalı.. — İşte bu müşkül. i — Ben seni hiçbir şeyden yılmazsın, korkmazsın sanırdım. — Yılmam, korkmam.. Fakat." — Fakat? — Genç Osman meselesini düşünü- yorum. Tarihten ibret almalı! Bu padi- şahın öldürülerek, yerine Sultan Mus- tafanm getirilmesi, yalnız wemlekette büyük karışıklıklar husule getirmekle kalmadı. Uzaktan, yakından bu cinayetle alâ- kadar olanların hepsi mahvoldu. Değil İstanbulda, taşra da bile izleri takip edildi, cümlesi bin türlü işkence ile öldü, Hâlâ, zamanımıza kadar, onların aleyhindeki takibat devam ediyor. Asap hâlâ gergindir. Hakikatı gizlemiyelim: Osmanla Murad, birbirine” benzerler, Mustafa ile İbrahim de keza, yekdiğer- lerini andırmaktadırlar, Yani, ilk ikisi gençliklerinin taşkınlığı, coşkunluğu içinde. Diğer ikisi ise, aklen sakat.. sebebi benim . .. . . öldürmeliyim Kösem sultan, içini çekiyordu: — Öyle.. İbrahim, hele son günlerde büsbütün sapıttı. Fakat, son ümüdimiz oridadır.. Belki de, bütün iyilik, onun çapkınlığındadır.. —ğ?m — Çünkü, bak, bu sayede neler olu- yor: Evvelâ, o, ancak aklen sakat oldu- ğu için, zalim kardeşinin pençesinden kurtuldu. Sultan Murad şunu düşünü- yor: "Halkın Sultan Mustafadan ağzı yandı. Artık ikinci defa olarak, bir deli hükümdar başa geçmesini istiyen ol- mayacaktır!,, Hoş, ne olur ne olmaz di- ye, bu aptal kazdeşini de birkaç kere öldürtmek İstedi ama, ben felâketin önü ne geçtim yâ. O da başka. Saniyen, küçük oğlumun aklen sakat olmasından faydam şudur: “O devlet başına geçin- ce, idare, kati surette benim elimde kalacaktır. Sünbül: — Halk hükümdar ailesinin artık bir mecnundan türeyeceğini görür de bu hanedandan soğursa? — Halk, delilere, aptallara hürmet eder, Sünbül, Bunun yolunu bulmalı.. (Devamı var) Ayakkabıların çürük olmasının sebebi Fabrikaların deriyi fena işlemeleridir Niçin, ayakkabı az dayanıyor? B” sa bundan, birkaç şocuk sahibi olan ba- balar çek şikâyet (etmektedir. Hattâ en pahalı ve iyi addedilen bir çift ayak kabı, az bir zaman zarfında, biçimini kaybeder, eskir, tanınmaz bir hale ge. lir. Bunun sebebi nedi? Fabrikalar de- rileti fena mı işliyor? Yoksa deriler mi fenadır? Bu mesele hakkında malümat almak için bir deri mütehassısı ile | görüşmek istedik, mütehassıs fabrikaları da alâ- kadar eden pek açık sözler söyliyeceği için, admin yazılmamasını £ istiyordu. Verdiği malümatı aşağıya yazıyoruz: “— Ayakkabıların az dayanmasında- ki en büyük sebep, derilerin fena işlen. mesinden İleri gelmektedir. Harpten ev vel bir çift ayakkab bir sene kadar da- yanırdı. Şimdi ne mümkün! Bir ayak- İ kabı birkaç ay bile dayanmıyor. ranımdan çıktığına hayret ediyorum. * Son birkaç sene içinde, fabrikatörler, iyi deri bulamıyorlar. Birkaç sene ev. vel, deriyi, cenübi Amerikadan alırdık, buradan alnan deriler hem kalın, hem de büyüktür. Derileri, bir odayı kapla- yacak bir halı kadar büyüktür. Bunda mübalâğa yoktur. Birkaç senedenberi cenubt Amerika | mümeşsillerile, iktisadi münasebetleri» miz kesilmiştir. Bu mümessiller, bizden takas suretile mal almadıkları için, biz oradan ithalât yapamıyoruz, deri fab. tikatörleri... Amerikan derilerine yakın evsafta deri bulmakta müşkülât çekiyor İar. Nihayet Tunus derilerinde, Ameri- kan derilerine yakm evsaf bulmak kabil olmuştu. Bundan başka Habeşistandan da daha ucuz deri alabiliyorduk. Fakat, son İtalya — Habeş harbi « yüzünden Habeş derisi almak da mümkün olama- dı, Şimdi en ziyade Tunusdan biraz da Kudüsten deri alıyoruz. Mesele bununla bitmiyor. Birkaç se. ne evvel fabrikatörler iyi deri aldıkları yamanda bile, gene ayakkabılardan şi- k#vet ediyorduk, iyi ve kalın deriyi de “emek lâzımdır. $#brikatörler bunu yapmıyorlar. Bir derinin iyi işlenmesi için, havuz. larda hiç olmazsa üç ay kadar bekle- mesi icap eder. Fakat bunu tatbik e. den hiçbirrfabrikatör yoktur. Çünkü yüzlerce kilo deriyi havuzda beklet - mek demek, muayyen bir sermayeyi, bir yere hapsetmek demektir, Bu mesele etrafında, fabrikatörler pek makul sebepler zikredebilirler, E- ğer deriyi, havuzlardâ, aylarca bekle. tirsek maliyet fiatı da artar. Bu şera. it altında, diğer fabrikalara rekabet e. dilemez. Yahut müşteri pahalı diye malı almaz. Bu gibi düşünceler kar- gisında, deriler ancak, bir iki hafta havuzlarda bekletilir. Bir mesele daha Var. Derilerin iş. lenmesine yarıyan bam maddeleri de bulamıyoruz.,, Hükümet, hazirandan itibaren, mu- ayyen ham maddelerin gümrük res - miri kaldıracaktır. Bunların arasında da ham deriler bulunmaktadır, Bu. günkü şerait altında kuru ham derile. rin kilosuna 12, yaş derilerin kilosuna $ kuruş gümrük resmi veriyoruz. Bu muafiyetin, deri sanayii Üzerine ne gi bi tesiri olabilir? Bunu da'deri müte. hasstsından sorduk. Şu cevabı verdi: “.« Hükümet, hayatı ucuzlatmak İ- çin bundan daha pratik bir çare bula. mazdı. Eğer, ham maddelerin gümrük resimleri kaldırılacak olursa, fabrika- Jar daha ucuza mal çıkarabilirler. De- riler de bu umumi kaideden istifade edecektir. Bana kalırsa, ham derilerin gümrük resmi kaldırılacak olursa, iş. erimiş derilerin de, fiatları yüzde otuz nispetinde ucuzlar. Maamafih hükümet, hamderiye mu, afiyet bahşettiği halde, bazı fabri. katörler, belki muhtelif behaneler ve sebepler bularak, işlenmiş deri fiatla- rmı ucuzlatmak çarelerini arıyabilir . ler, İşte, o zaman “Sanâyide maliyet fiatların: kontrol, kanunu fabrikatör. lerin bu hareketine mâni olacaktır. HA Yazanlar: | çesterten — 2 Sayers — 3 Azsta Kriati — 6. Renri Veğ — 7, C.D. H, ve M Kal — & Mitvsrd Kennedi — 7 MAYIS — 1937 Vils Kirofts — 8. i, Con Reyd — Aknoks — 11, Edgar Jepton — 12. Klemüns Dan — 13. Antoni Herkeley. Çeviren: fa. Kim allam iVğaminipisem Beki | katen amiral miydi? Bu hususta iki yerden mâlümat almış tı. Birisini kapıcı vermişti. Fakat'emin değildi. Öteki malömat Hollanddan ge- liyordu. O da müphemdi. Eğer otele ge. | len, kapıcı ile görüşen adam amiral idiy. *e ne diye Londraya gitmek Üzere ol duğunu söylemişti? Eğer amiral değil, diyse bu esrarengiz adam kimdi? 12 -— Eğer amiral idiyse, hangi yol. dan Vinmuta gitmişti! — Nehirden mi, yoldan mi? Amiralin ayağı sakat olduğuna göre, mantikan sandal ile gitmiş olması icap ediyordu. Otomobili o çıkarmak içinde gürültü etmesi İâzımdı ki, bu da duyu- Jurdu, Diğer taraftan, Londraya gitmek için son trene yetişmek üzere gittiyse, sandalı Vinmutta nereye bağlıyacaktı? Birisi gelip alabilirdi. Bir tekmuhakkak nokta vardı ki, oda, amiralin sandalmın, 9 akşam kayıkhaneden çıkarılmış olma, si, 13 — Otele gelen ziyaretçi, (neden Hollandi sorduktan sonra onu görmek- ten vazgeçti? Eğer bu adam amiral değildiyse, me- sele basitti. Holland tarafından tanın. maktan körkuyordu. Onun için böyle bareket etmişti, Eğer bizzat amira! idiy- se, demek Hollardım otelde olup olma. dığmı öğrenmek istiyordu. Belki de ona muvafakat ettiğini bildirecekti. Lâkin oraya kadar zahmet ettikten sonra ne- den dönmüştü? 14 — Holland hakiakten © pencere- sinden bir adam gördü mü? Evet. Bu takdirde Hollandın anlattık. ları doğruydu. Pardesü hakkındaki te- reddüdü doğru idi? Yoksa yalan mı söy lüyordu. Bu takdirde de Holland daha söylemek istemediği birçok şeyler bili- yordu demek, 15, — Holland hakikaten © amiralin &vine geldi mi? Hollandın hikâyesi garipti. Onu, eve giderken kimse görmemişti.Bir tek ol. sun şahidi yoktu. Şayet Holland bu hi- kâyeyi uydurdu ise, ne sebebe oOmebni uydurmüuştu. Bimşe ondan şüphe etme- mişti ve şahitler, onun, geceyi otelde ge girdiğini söylüyorlardı. Bu | takdirde Hollandın yalan söylemesine lüzum yok tu. Acaba maksadı, şüpheleri hakiki ca. ninin Üzerinden başka bir noktâya mi çekmekti? 16 — Eğer gittiyse, evyeler randevu almış mıydı? Eğer böyle bir randevu © vardiyse, randevuyu ya amiral, yahud da Elma vermiş olabilirdi. Bu © takdirde Ya bir mektup olacaktı, telefon edilmiş olacaktı. Bu ciheti tah. kik ve teşbit etmek lâzım. 17 — Sant onbire çeyrek kala Luig- hamden geçen otomabilli kadın kimdi? Bu suale cevap vermek güçtü. Eğer katil otomobil ile gelmişse, cinayeti ge- ceyarısından evvel yapmış, gitmiş ola- caktı. Halbuki amirali geceyarısından sonra gören vardı. Yoksa katili otomo- bil ile geldi. Otomobili geri mi gönder. di? Fakat katil, kadın olamazdı. Bu ci nayeti hir kadın yapamazdı, O halde bu kadırım işi ne? Kimdi? Cinayetle hiç alâkadar olmayan © alelâde bir yolcu muydu? © 18 — Bir adam öldürüldü. Cinayetin sebebi nie? Alelekser cinayetler düşmanlık eseri- ne atfedilir. Fakat İngilterede hariçerle cinayet hemen yok gibidir. Amiralin bir düşmanı mı yardı? Var ise buralara y3- baner Bir adamdı ve amirali ziyarete gel“ mişti, Aksi tekdirde amiralin üzerinde İsmini gazet'in olmaması lâzımdı. Zira, evinde de ayni garetenin bir * nüshası yardı. Komşularından biri bu cinayeti yapmış olmasın? Amirai hakkında ma- lâmat sahibi kimler var? o Neddi Var. Fakat farla bir şey bilmiyor. Sir Vilirid Denni. Onunla'daba görüşmedi. Ailesi | efradı, yani Elma, esrarengiz ve kayıp | Valter ve mister Dakers. Katilleri bun. Jar arasında da aramak kabil. Elmanın amiralin ölümünden bir istifadesi vardı. Servetine konabilmek, Lâkin bu hafif ve müphem bir sebeb. Holland da onu öl- İ dürmek istiyebilirdi. İzdivacma mani ol. duğu için. Lâkin muvafakatnameyi al. yahud da Hollanda |* Tefrika numarası — Sise dıktan sonra buna ne lüzum var, MİĞ. Dakersin ise hiçbir menfaati yok: ter eğer ortada olsa, mühim bir sev” mevcut olabilirdi, ama, nihayet, d nın ortadan kalkmasından o ne kül bilir? Geriye Sir Denni kalıyor. Onü muhakkak görüşmek lâzım. 19 — Kasl niçin hançer kullarıdı? Bıçakla cinayet, alelekser ani tef i vür bâdiselerinde olur. Evvelden * lanmış bir cinayet için daha emin silâh seçilir. Bundan başka bıçak, © lâh sesinin duyulmak tehlikesi oldöğü yerde kullanılır, Belki de katil, ami öldürmek niyetinde değildi. 20 — Ceset niçin bir sandalda muyordu: Cinayetin sandalda yapılıp — ce9e€ hemen oradan terkeğildiği noktası değildi. Evvelâ, sandalda' bir adar öl dürmek güçtür. Zira katilin de sand da olmas: lâzımdır. Ve karşı karşıyi © turmalar; icap eder. Bu vaziyette muhakkak boğuşma olur. Sonrada # akar. Halbuki sandalda boğuşmaya © İf bir iz olmadığı kan lekeleri de tu. Demek cinayet başka bir yerde li pıldr, ve ceset sonradan sandala #3! dildi, Lâkin niçin cesedi nehire l mışlar? Herhalde, sandal, akıntı 'de © mize açılacak diye tahmin edilmiş 98 gerek. Fakat bilâhare bu hesap çıkmış. Neddi Var ile bir daha gö mek lâzım. 21 — Ceset niçin papazın sani konmuştu?. i Şüpheleri papazın üzerine celp İ£ Ayni sebeple papazın şapkasını d3 dala koymuşlardı. Eğer papaz clnayt& alâkadar olsaydı, #leyhins bu kıdat © rih deliller bırakılmasına - müsazdf mezdi. Hayır. Maksat bu olmasa gi Cesedin papazın sandalırda bulu! daba ziyade, katilin, papazın onun Tumduğu sahilden harcket etmiş Gid na delâlevediyrdu. Yahud da, katil le birzan uyandırmak istemişti. 22 -—— Papazın şapkası neden da bulunmuyordu? N Papaz suçlu olarak kabul edilirse! süalin cevab: kolaydı. Aksi takdi?d€ ba kati! baş açık gelmişti de, ö kapamak için papazın şapkasını rf muşt. Sonra da, bu şapkayı şapkası ile mi değ'şmişti. Bu nokta ha akla yakındı. Zira, Holland, Vi ta amirali gördüm — gannetiği ve” başında bir papaz şapkası olara müştü. Şapkanın içini muayent vi & Belki katilin saçli “m bir kaçı sys olâbilir. — Balkon kapızının anahtarı # den ei Anahtar hikâyesi; fazla mühim © di. Papazm evinden öönüldüğü #8” amire) anahtatı, Elmayı vermiş, #9” kayığı çekmek üzere geride hali Elma kapıdan girmiş, sonra dayi ve girebilsin diye anahtarı kapının di de bırakmıştı. Amital de sonrada girmişti. Zira, üzerinde pardesü İf 4 lunduğuna göre, onu almak için olmasi lâzımdı. Eğer o girmedi, öldürüldü ise, bu tahiirde, katil © girmişti. Çıkarken anahtarı bera” almiştı, sonra da sandalda düşür” 24 — Amiralin sandalı, her olduğu gibi değil de, neden yaşi kilmişti? Bu şu demekti Kİ sandal baka birisi kullanmış, ve kayık ters çekmişti. Bundan başka amiralin âdetlerini bilmiyen bi ğü anlaşılıyordu. Alesi takdirde 1, herzamanki gibi çekerdi. 25— Ortadan kaybolmuş bir parçası vardı, N Neden? Kaybolan halat herhangi bir “ meselâ bir adamı bağlamak işin uzun değildi. O halde ne işe YI 4 26 — Amiralin üzerinde vi sü vardı? v i Eğer amiral Vinmuta çim ve da Londraya gitmeğe karar V€ di sc, pardesü alması makuf ola ir kat sandal ile inip sadeze Vin! mişse, bunun manası (olara sandalda kürek çekemezdi. YOK desüyü, amirale, katil mi giydi” <” 5 (Devam ver) Ga 5