AMUSLZZUN TYES EŞE o ö6(iğop Sry “enresreprok ayşeeşsod vavy (nano) Lez < “dayan Kazasi > 2 7 yorlçoyranyokarzz Op. Srunyıpo - npio4ıp? v0 SORMA Ege an ala DEDE Pig Hilmi İleri mİ ep SE gj:3 Bile; 2 Sip İş hr iN ç iii 3 bir El, ni jel ik 19 En ue e OR OR nlni İLE ix Kiper : ipe BE li 3 e E 5 “8 RE 2 Hi; : 2 pi ri ğ. 7 ii S ri E 5 1 5 h >» Hak iy oki ŞipiPiyEtET a ra ” ii ğ ii KİREElii gi bisi : li zel ne bei a : adi eee 23 Eeeişee 3 ij ii kele ei e eyni GlElnbiğ iri EM iliği Bİ yeğ j A ” ea” ei — an cevap vermeden elini kaldırdı VE ak şim a e e nk 'Bu emir Üzerine, Grengay, Eşkargâs, ve Karkan karanlıktan Sırlağılar. ŞeDe- rinin önünde durgular ve elleri kılıçlarının kapzasında, başları dik, topukları bitişik bir vaziyette, hareketsiz durdi” Jar. Yalnız gözleri şeflerine 3 büyük bir takdir ve sadakat bakıyorlardı. : “ Jar, Pardayanıni onları iyice yeyrek mesine vakit bıraktıktan ponra #9rd# — Eb?, Ne dersiniz? —, i Şövalye, hissiyatını, hatif bir hayr #sleğile ifade etti. Bu cevap, kâfi derecetlş açıstz, Çünkü Üç 8 es setleri, onları biran sazarlarle ppi" ll Şe yaptı ve Pardayana dönerek di tavırla: ” — Kral şimdi benim için muhal? | bir insan olmuştur, Sebebini biliyor piliyor musunuz? Hayır. Şu halde ben söyliyeyim... Bu adami kraldı. Ve şündi mademki Seti bunu biliyorsunuz. size bir sual daha sorayım: Bu vaziyet dü» hülinide şefiniz size, onun üzerine atıl. mak emri verirse, ona biltereddüt ita | at eder rsisiniz? y Jati; #övalyenin bur atali niçin sordu” ğunu anladı. Kollarını geniş göğsü Üze- ide kavuşturdu, ve geriye doğru bir İİ edir 'atarak, emniyetle ve tebessümle, yerilecek cevabı bekledi. , i “Üç arkadaş yaşkın bir halde biriirle. üzlerine baktılar, , Şaşlsınlıkları, Mi lzek cevaptan deği fakat geleri 'nin arkallaşça bir vaziyette Kralla dolaş tığını öğrenmelerinden ileri geliyordu. Nihsyet Grengay söz aldı? beraber, istinatgâhları bulunduğum #n- #emle hemjiremi son derece seviyörur. Benim tevkitim pek fena bir şamata Ve gunu itiraf ede- Fim Ki, ben de sizin yerinizde ti . z ? YA MR en : ve onların bana bu (kadar aç oldukları bir anda hapishandle bulunmam beni çileden çıkarıyordu, Hastalıkları #ârlolduğu için onların Ya» nuna kimse girmeğe cesaret edemiyordu. Artık hapishaneden çıkınca, onları ölü olaşak bulacağımı — zennetmeğe başla. işte. Ve İşte, mösyö, biç kimsenin yapmak istemediği şeyi mösyö Jan yap- ts Evet o yaptı. İki hastayı, benim yâr pamıyacağım şekilde, iyice tedavi etti, diri pil iyki SA gag ir af N “ Fi. BE si. 1 il EYİ Sİ gli İLA SEŞ 2 Sej : NN ies darı oka kei pisi «İM öyilim EEE zi R in dilasişi hiz siiri 3 sdi idir ALİ ad Wo kann man telephönieren? (vo Bonn man telefoniren?) ir le a Wi. ii a sl, ii gil ii nil ekip eşi HİLE şi Üsiplleşii i İREN € bişi gili dallari, Ji (das tayinâmerferisayhnis ligt avf dem pult.) “telâfon rehberi duruyor vafta.,, telefon rehberi rafta duruyor. Um wieviel Uhr geht der nücbste Postzug nach Ton, don” (üm vivil ür göt der nehste postsug nah London?) “saat kaçta gidiyor en yakın posta treni Londraya?,, Tondraya İlk posta treni saat kaçta gidiyor? Der Briefkasten leert man um 5 Ukr 30; (der brifkasten Wwert man um 5 ür 30) © das Teilnehmerverzeichniz ileşt auf dem Pult, Telefon hücresi arkada sağ taraftadır; “nerede muktedir dir telefon etmeğef,, Telefon neredön edebilirim 7. i Hinten rechts ist die Telephonzelle; “arkasında sağ tarafta dir telefon hücresi;,, (hinter vehts ist di telefontselle;) PARDAYANIN OĞLU 53 Yiğit Tao iki refikinin — geçmesini, | o — Bana öyle geliyor ki, hayli sıkı bir bekledi, dudu. Ayağını çeşmenin kena, | mücadele olacak! rına dayıyarak mahmuzlarını o düzeltir gibi yaptı Ayni zamanda, orada duran üş gölgeye hafifçe bir kaç kelime murıl- dahdı ve hemen akabinde iâkayt bir ta- vırla oradan uzaklaşıp kralla Pardayana yetişti ve hep beraber sola dönerek Sen tonore sokağına girdiler. Yiğit Jan uzaklaşınca, üç - arkadaş saklandıkları yerden çıktılar, Üçünde- de açıklı bir hal vardı ve üçü de, ölüm tehlikesi atlatmışlar gibi sapsarı kesil. mişlerdi, : Eskargos mırıldandı: — Eh! Ucuz i Gzengay bir nefes alarak: eğ ağa kimbilir üzerimize biranda ne müthiş ölüm darbeleri yağ- ağa başlayacaktı. ç i — Aman sus, Grengay, bunu düşün. mek bile, korkunç! i — Fakat canım, onun olduğunu tasav vur edemezdik kil ; — Canım, size belki yüz defa söyle dim, onun sesini tanıdım diye, — Halbuki, o, bizim < sesimizi bile — Olur şey değil! Gecelexi kedi gibi görüyor! İyi bir vurgun, yapamadıkları için bir az canları sıkılıyordu. Fakat her şeye rağmen memnundular, Kskargas tekrar söze başladı: — E2... Emri duydunuş yal Diğer i ki kişinin nazarı dikkatini çelbetmeden, onu takip edecek ve gözden İsaçırmıya- cağız, Ayni zamanda. / işareti üzerine rm hazır bir vaziyette bulynaca- — Evet ama meyvesideona (göre, Öyle bayağı bir iş için, onum.. harekete geçmesine imkân mı var? Böylece konuşarak, duvarlarım göle gelerine sığınarak ve ayaklarının ucu- na basarak, takibe koyuldular ve önle gel merdiven demektir), Paris “İ peskoposunun bu sokakta bir işkence | merdiveni vardı, Bu sokağa “Eşer, adı * | verilmesinin sebebi de buydu. Hanri bu merdivenin önünde durdu ve seyyahlara izahat veren bir gezdirici © gidi, tabii bir sesle şöyle dedi: — 1344 senesinde Hanri dö Maletrua İyice zincire vurulduktan sonra, tıpkı buna benzeyen bit merdivene bağlan. Kral biran durdu ve ilâve etti; — Hanri dö Maletrua krala isyan et- mekle suçlüydu. ! İki refiki ürpeddi. İma © tehditle do- luydu. , Pardayan, salin ve tıpkı onun gibi Jâkayt bir tavırlas z — Çok şükür, dedi, bugünarukbu . canavarca ve tiksindirici işkence kulla. Jan ilâve ettiz v — Hattâ kralın hayatına kasit suçu. nu İşliyenlere bile,.. “4 : — Evet, bu artık kullanılmıyor, © Sehen Sie, dort hinlen, am Ende der Siraste, m Rathaus geyenüber,