© z € pe A DR, “Seyyah kadın devam ediyormuş: “ Gençliğimdenberi, kendimi bil- diğim zamandanberi, onun yaşamak - ta olduğunu hissediyordum. Daha sonraları onu nekadar aradım. Birçok erkeklerde onu buluyorum sandım... Sandım... Fakat aldandım. Zira hiçbi- Ti o değildi. Bekliyordum. Seneler ge. siyordu. Düşünüyordum: Nerede aca. ba “bu sefer,... Hangi memlekette? Ve uzun seyahatlere çıktım. Bitmek, İlikenmek bilmiyen seyahatler... Fa- kat heyhat! Onu bir türlü bulama. dım. Niçin bulamadığımı şimdi anlr- yorum, Meğer o, burada, ilk defa gel. diğim bu memlekette yaşıyormuş. Res mini görür görmez tanıdım. Ruhunu gözlerinden tanıdım. Ah, acaba nasıl bir kabahat işlemişim ki, onu bu dün- dünyada görmemek acısma maruz kaldım?.. Şimdi artık benim ne işim kaldı?.. Bütün hayatım onu bekle. mekti. Artık o da bitti... “Vecihe bana bunları anlatırken, in& acıdığını, böyle çıldırmanın sok feci olduğunu ilâve ediyordu. Ar. tık, Amerikalı kadının bu memleketi terkedip gitmesini de kalben istiyor- du. Fakat musallat geyyah, yine her akşam geliyor, çocukla oynuyor, seya. batleri hakkında uzun uzun hikâyeler anlatıyor: nereleri görmemiş, Hindis- tanı, Mışifi, Okyanusya adalarını do. aşmış durmuş. “Nihayet netice şu oldu: “Üç hafta sonra bir aksam, Vecihe, kadınm gelmediğini «Srdü. Ona alış- Düştı, Alıştığı ii de acıyor ve tabi. ativle bekliyr«'u. *Wecihe kapınm önlinden geçen bir Köylüye seslendi. “— Amerikalıyı gördün mü?... Acr. DE Zitti mi? Haberin var mr? “—- Haberim vok. Herhalde sana tmeden gitmezdi. ved. “— Bilinmez ki... iie “Eliyle (deli) işsreti yaparak: “— Aklı kıt! Biraz sonra otelcinin çırağı kapıyı çaldı ve telâşla sordu: “— Bugün Amerikalı bayan size gel. di mi? “— Hayır, ben onu gitti sanıyordum. Ür Yok, canım... Her zamanki gi- dağ çıktı. Fakat şimdi akşam ol. aj HAld6 hâl gelmeyince hizmetçi- bulak etti. Beni"o-yolladı. Demek «© Onu hiç görmediniz? «x Sarip şey... Görmedim. .. Her gün mü geliyordu? , ağ Her gün, sinp “Akin başına bir felâket gelme- “P, ket dile kaza olabilirdi? Memle. Kadm 4,» Stomobil, tramvay yok. ayaklara Bİrmiyor. Bozuk yollar, AYAĞI kayın mevcuddu. Sakın Mas? da bir yerlere yuvarlan. “Ote cinin düşündu, © Strağı bunların hepsini Sarp. Fak, İZ Kenarındaki kayalar pek at İnsan mahsyş adan yuvarlanmak için bu Zengin ölmek istemeli. Halbuki kalkmayı Kin e U herhalde intihara yok. * Zira bunun için sebep lr Siyrlihtiyart bağırdı: 8! Som ; i x” Tak Sargt, delikanlıyı kolundan tuta - g 1; k edecek Tri Kadını görmedik, me- Meri Var demektir. sıkmalı... Belki çok A di yor İP: Mm Arıyalım. © Haydi koş koğ. a darı fırladı. Üstüne bir a. A ile akıl #tmemişti, O. rnerikalı hizmetçiyi ve <iandındı. 1 faydası yoktu. Hay- $1 margı lam arıyalım, Sar- r coşkunlı konüsuy, e > “Yordu Yi, herkes ona itaate mec zari ir kol olarak çıktılar, A. ç SAT başladı, Sabahı kadar yörgen, bitap, bütün kasaba civarmı ılar, Vecihe, yorulmak bilmi. binde ölüyü K “Kumların üstü di nın çantası duruyor tutturmuş olduğu bir Jar yazılıydı: nde, yabanci kadı - ln, Toplu iğne ile gu satır- “e Sen onun derdini bilirdin br e halde, Birisi mi seyiyordu? e Mik dün akşam nekadar üzüldün! Ne yapa. ım? olgun. Mn vermiyordu. Kalaba” lik yaklaşınca nn, Sedyeyi li t « ji eetülmüş olan men tu. “Baktı. lp ei bu hareketini bir mu habbet ifadesi sanıyordu. Fakat genç kadının ağzından Pi mağatkigm - Şi Dz fırtınaları bunu ta. kip etti. ei hizmetçi bir sey anlıya. mıyor, ağlıyarak kendi liseniyle: “« Ne var? Ne var? - diye soru. yordu. “Kim ona irahat verebilirdi ? Zaten bunu kimse anlamıyordu. “Bu boğuk #es, bu inkisarlar,.. Bir erkek için saç saçs, başbaşa gelen bir orospunun ağzıma yaraşacak sözler... Bunlar, bu sofu, bu terbiyeli kadına uymuyordu doğrusu! “Bazı yaşlı kadmlar, bu hale ta - hammül edemiyerek, Veciheyi kolun- dan çektiler Cenaze örtüldü. Yola düzüldü. Herkes, onun asabi bir buh. irdiğine kanidi. a kadın onların elinden kurtul. mak için ir, denize doğru koş. endini sulara atmak istiyordu. li gibi bağırıyordu: «Bırakın beni, O, bir gece mesafe ile,, beni geçi (Bırakın! »yetigeyim. Benden evvel gitmesin... Ona daha ev. vel varmssin! “Biri sordu: «.. Ne söylüyor? “pyiğerleri cevap verdiler; “u. göylediğini biliyor mu, canım. Çıldırmış gibi Şıkı tutun, kendini de- mi ense başka bir kadın, çocu.” nu Veciheye yaklaştırarak: u,. Aklmı başıma topla... Yavrunu 1. dedi. “Genç kadın oğlunu görür görmek kendini topladı. Elini başıma götüre- rek kafasında uçuşan fikirleri koğ « ister gibi bir hareket yaptı. “Artık intiharma imkân yoktu. “Ağlıyarak, yavrusuyla birlikte, © si iü. vine döndü halal Nakleden: (Hatice Süreyya) | yi mas kime iğ BUN PAN i N6ST Bü ZA BIRKAÇ 2 MAYIS — 1937 : — postası Toton A mcanın Musiki merakı Kızıl sacayak Ç. I xyüreğin maceraları ER T A URALI ŞİNLİLER, © AMERİKAYA KAÇIRIYORMUŞ HAFTA EVVEL pe EYMİF EDİLDİ. “Yazan : 37 Niyazi Anmet 7 sene evvel bugün Piyale paşa 120 kadırga ile Cirbe üzerine yürüdü 80 gün muhasaradan sonra Ada zıptedilmişii, Muzaffer kunun- dan Piyale paşa İsianbula girdiktemisonra esirler zincirlere | vuruls" rak sokaklarda'dolaştırılık. 1560 yılı 2 mayıs günü 377 «e. ne evvel bugün, Piyale paşa |2 ka- dırga ile Modon limanından Cirbeye hareket etti ve kırk sekiz saat sonra adanm on iki mil açığında donan mayı demirletti, Eskiden Meninje denen bu ada Tu nusun şarkındaır. On ikinci asırda islâmların eliden alınarak bunden #onra zaman zaman muhtelif millet. lerin harp sahası oldu. Piyale paşa, bu sefer adayı zap- tetmekle kalmıyarak, orada sıkıştır dığı düşman donanmasını da mah- vedecekti. Hıristiyan donanması deniz üs- tünü karartan Türk ; gemilerinden kaçamazdı. Kumandanlar bunu an ıyorlardı, fakat mukavemet imkânı da yoktu. Piyale paşa: — Ateş... Emrini verdi. Birkaç dakika sonra düşman kadırgaları çatırdıyarak sulara gö mülmeğe başlamıştı. Yirmi kadırga ile yirmi nakliye gemisi tutuşmuştu. Bazıları karaya düşmek için uğraşır yor, bazılarınm tayfaları denize atı. İarak canlarını kurtarmağa bakıyor lardı. Kırk gemi bu suretle mahvol- muşlardı. Napoli Hidivinin bindiği kadırga bu kargaşalıkta kendine yol bula. bildi. Batmaktan veya yanmaktan kurtulan diğer gemiler de bunu ta- kip sderek İtalyaya doğru kaçtılar. Piyale paşa bu muvaffakıyeti Trablus beylerbeyine bildirdi. Bey- lerbeyi zaferde kendisinin de hissesi bulunması için derhal kuvvetiyle Piyale paşaya iltihak etti. Şimdi adanın yeni yapılmış ka- leleri zaptedilecekti. Piyale paşa, do nanmanın kumandasını Midilli san cak beyine bırakarak kendisi dört bin kişinin toplu bulunduğu ordu. gâha gitti ve kalelerin muhasarasma başladı. Eski muhasaraların ne kadar güç olduğunu anlatmak için Cirbe mu hasarasma dikkat Kalın taş duvarlar arkasma giren kuvvetler. hiç bir suretle mağlüp edilemezdi. Bir ay süren mubasaranın bi lânçosu şuydu: Kalelere on iki bin gülle ve kırk bin ok atılmış, fakat hiç bir netice almamamıştı. Piyale paşa adanın cedvellerine ar ğımmış olan düşman gemilerini de yaktıktan sonra askerlerini müm- kün olduğu kadar ilerletti. Kaleye kapanmış düşman nefer leri vaziyetlerinin gittikçe fenalaşar cağını görü , Bunun için ba- zıları gizlice Türk ordusuna iltica ediyorlardı. Muhasara seksen gün sürdü. Düşman susuz kalmıştı. Mukave- Met etmenin hiç bir faydasi yoktu. teslim bayrağı çekildi. etmek kâfidir. | biyale-Cirbeyi terketmeden ©n- ,<ce toplarla tahrip edilen duvarları tamir ettirdikten sonra Turgutla be- raber Trablusa oradan Pereveze yo” lu ile İstanbula geldi. Galip ve muzaffer kumandan İstanbula girişi büyük bir hadiseydi. Müjdeyi getiren kadırga İspan- yel ordusunun büyük bayrağını dal galandırarak ilerliyordu. Padişah Süleyman, bu zafere doha fazla renk vermek istemişti. Kendisi de sarayın deniz kenarındaki köş- mia gelmişti. Oradan seyrediyor- Amiral gemisinin arka kasarasın da Don Alvardo Sandi, general Don , Sansiyo, Sicilya ve Napoli donanma İarı kumandanı bulunuyorlardı. Düşmandan zaptolunan kadırgalar direksiz, dümensiz yedekte çekili” yorlardı. Don Alvardo diğer esirlere be” raber tersanedeki küreğe götürüldü. Kapıdan girerken başı, pek alcak olan kapıya çarparak sendeledi. Ku mandan bir müddet başını oğuştur- duktan sonra yanımda bulunanlara: — Kapdan paşaya söyleyiniz, dedi. Yüksek asalet sahibi bir adama bu kapıdan girmek yakışmaz... Piyale paşa bu sözleri duyunca Don Alvardoya başka bir ikametgâh tahsis etti. hmdni yi) üesa) Üç gün sonra Üçer üçer zincirle. re vurulmuş esirler, önlerinde tersa- ne kâhyası olduğu halde İstanbul sokaklarında dolaştırılıp divana ge tirildiler. Vezirler Don Alvardoyu büyük bir nezaketle karşıladılar: — Dininden (o dönersen seni İrana gönderilecek ordunun başku- mandalığını vereceğiz. dediler. Fa- kat Alvardo kabul etmedi. Bununla beraber kumandanlar İ serbest bırakıldılar. HABER AKŞAM POSTASI (DARE Ev Istanbul Ankara Caddes Posin kutusu : İstanbul 214 Telgraf adresi; istanbu! MABL » ai eri telofonu . 21M1? idare ve Vân “me ABONE ŞARTLARI Türkiye > Ecnebi 00 Xr 71004». 720 « vaso so 300 & «© Mo. Sahibi ve Neyrryat Müdürü: Hasan Rasim Us Basıldığı yer (VAKİT) metbaası HAKKINIZ VAR... LİN Pu iR HAYDİ HAPİSHANEDEN KA DIKTAN FORRA YİNE BURADA Uç SACYAK NAMI ALTIN - DA MÜTHİŞ BİR HAY- 2 a SMiNDE ÇİNLİ KİL SACAYAK? HA... AcaBA RE —- DEFLERİ NEDİR?