Yöaloişep ma mA) izalensıp S0OA smoj “SEY ŞEYİN DA dağlteğ tu3X Zıuğıpuğp osİp gr 9 <EEHİJESEE EEARŞEA TEKER : ee İ ipi tri e işi Beğ Seri j ip Nile - ii ; N ; p:- <; a OE i i iy Sirk eee ki 2 Li iğ o E N ği 3 Li E ei rn a iie ipe ar dal ie 2'alk ieialepişşlirle, geline ei ei il Primi p i iç Be: i hil lp Kendi kendine 1090 kelime ile | FRANSIZCA DERSİ DERSLERİ (Her hakkı Haber gazetesine aittir) DERS:34 (40 numaralı “Lokanta,, resmile takip edilecektir.) FRANSIZCA Geçen derste, 9 uncu resim (Otel) üzerindeki çalış, malarımızı bitirmiş ve bütlin bahsi, fransızca metninden, tekrar etmiştik. karşılaştırıp hatalarımı bulmıya çalışın ve yanlışmız varsa, bundan evvelki derslerimizde o noktalara ait kt sımları okuyun, Ondan sonra yeni dersimize geçeceğiz; ; Simdi, türkçeye çevirmiş olduğunuz o parçanm ter. cümesini veriyoruz. Bununla, sizin yaptığınız tercümeyi Parise son dela gittiğim zaman Merkez otelinde bir oda tutmuştum, Bu otel Parisin en güzel mühallelerinden biri olan Şanzelizede, çok güzel bir bina idi, 4 Kapıdan girer girmez, otelin yeşil nebatlarla süslen, miş ve gelip giden yolcularla dolu büyük taşlığında, yazı, haneye doğruldum ve memur kadından bana, çok farla pahalı olmıyan güzel bir oda vermesini istedim. Geçen dersin tercümesi Derslerimize aone olanların taksillerini nisanm önuhdu gününe Kadar göndermelerini rica ederiz. 162 CÜCENİN AŞKI ii —- m a bitirince içeriye girdiler ve kendilerini — Eğer öyleyse, işi tamam demektir. takip etmesini rica ettler. Fakat nede olsa, daba fazla emin olmak Yediği cılız yemek ona biraz kuvvet işin doktoru göndereceğim. Size gelin- vermişti. Çünkü çok güçlük çekmeden | ce işte, mahpusunuzdan kurtuldunuz. ayağa kalktı. Fakat iki rahibi hayrete | Vazifenizi büyük bir zekâ ve Tiyakâtle düşüren şey, söyledikleri sözlerin Par- | neticelendirdiniz. Monsenyör başengizi- dayan tarafından güçlükle anlaşılma. siyde. Bunü görünce, Botista bir | kolun, Zaharyas da diğer koluna girdiler ve o- nu yavaşça sürüklediler. Birkaç kori- ” — dordan geçtiler veikikât (indiler, Bir kapr açıldı, rahipler onu içeriye ittiler, © da hiç ses çıkarmadan, kendisine tah. sis edilen bu yeni odaya girdi. Rahipler © ekmek ve sudan artakalanları yere bt- raktıktan sonra sessizce çekildiler, Bo- tista, doğruca manastırın baş rahibine gitti. Bu adam kısaca: — Tamam m? Diye sordu ve Botistas da ayni tarz. da: — Oldut Diye cevap verdi. — Güçlük çıkarmadı mı? olacak. Ah! Artık buraya girdiği zaman ki gibi müthiş bir adam değil! — Hakikaten bu kadar zöyrf m? Dik kat edin, çünkü bunun çek büyük bir ehemmiyeti vardır. a — Öyle zannediyorum &i, oLirkaç gün daha böyle aç bırakılırsa aklını oy. natacaktır. tör sizden çok memnun olacaktır, Şim. di gidebilirsiniz. Botista &miri önünde iyice eğildi ve duyduğu takdirariz sözlerden — dolayı büyük bir sevinç içinde dışarıya çıktı. Pardayanın götürülmüş olduğu hüc. re tahminen beş metre genişliğinde ve bir okadar da uzunlukta idi, Ayni za- man da tamamile karanlıktı. Bir tek mobilyesi yoktu ve son dere, ce zayıf olan Pardayan ççıplak döşeme- lere oturmak mecbüriyetinde kaldı. Nekadar zaman böyle kaldı? Saatler- ce ve dakikalarca ro? Bunu tahmini et. mesine imkân yoktu. Çünkü bulunduğu sefil vaziyette benliğini kaybetmiş gi- biydi. Muhakkak olan bir şey varsa, o dı bu vaziyette bir hayli müddet kaldığı- dır, çünleli acıktı ve bir o sevkitabiiyle ekmek parçısmı ve suyu bitirdi. İşkencelerine şimdi bir yenisi © daha ilâve edilmişti, Hararet, Bu hararet git- gide fazlalaşıyor ve tavandan geliyor- muş hissini bırakıyordu. Ona öyle ge- Yiyordu ki, başının (o üzreinde bir ateş yakılmış. parça parça Üzerine dökülü. yordu ve bu hararetin tesiri altında nc- fesi gittikçe daralıyordu . 'Ter içinde kalmış soluyordu. Birdenbire, tavanda bir yer açıldı ve bir ışık hücreyi doldurdu. © Sanki, başının üzerinde bir © güneş yakılmış, hüzmeleri gözlerini yakıyo:- du, Ayni zamanda, izah edilemiyecek bir hâdise, hararet azalıyor, tatlı bir se. rinlik onun yerine kaim oluyordu. Fa- kesmanr biran içinde yuttu, Byz ERE: gi e iŞ 9 dj Rİ Re $ ei BE E ij pişi alli ii ; A kamUpıN YA alyndy iş re it ipek iii â DA pieei ejağ pe BİRE İade GE e ilani; ZN şa Bİ | MİRTAzI Hazen ş3 3.3 aösiyi i Hi eliğışıp iki siğil e “; R Bs e GÜCENİN AŞKI 163 —ş—ş—v———< nn kat, bu serinlik gittikçe © fazlalaştı ve dondurucu bir soluk balini aldı. — Öyle ki, biraz evvel ter © dökerken bu defa köşesine büzülmüş, titriyordu. Bunaltıcı sızağı istihlâf eden dondu- rücu soğukla beraber diğer bir hâdise daha vuku buldu : Teneffüs edilmesi im kânsız bir buhar ve pis bir koku küc- reyi doldurmuştu. Hep, gözlerini kör eden 0 cehennemi güneş... Pardayan yere yıkılmıştı. Buz kesil. miş dudaklarından ara sıra boğuk bir ses çıkıyor. Bazan da şikâyetamiz inik tiler vücudunu Ürpertiyordu ve Jarkın- da olmadan, ıstırap ve ölüm dolu sazte ler geşti. Birdenbire güneşin parlaklığı zail ol. du. Hücre gene aydınlıktı fakat, hiç ol- mazsa, bu ışığa tahammül edilebilirdi. Ayni zamanda bir vantilâtözden çıkar gibi gelen, şiddetli bir hava fena ko- ku'arı süpüzdü ve teneffüsü kolaylaştır. di. Kısa bif müddet sonra da, sıcak hava dalgaları ortalığı ılık bir bale getirdi ve etrafa güzel kokular yayıldı. Psrdavan bu değişikliği hemen his- setti. İniftiler kesildi, solumalar durdu, teheffüz tahil vaziyete girdi ve şövalye kendini biraz daha ivi hissetmeğe baş- Indır, Yavaşa doğruldu mantosunu çi. kardı, katladı yâre koydu ve üzerine oturarak sırtını duvara dayadı. Etrafı. na baktı, Bu bakış her zamanki zeki ve müdekkik bakışı olmamakla < beraber bir zwddet evvelki çılsın ve korkunç brom da değildi. Yanında bütün bir ek mete su bulunduğunu gördü. Bu, iskencönin bir gün, banâ belki- «e iki gün devam ettiğini mösteriyordu. Cürtüyemeği anerk günde © hir defa değişiyordu. Ekmeği aldı ve mühim bir üçte ikisini içti. Bu hafif yemek ona biraz kuvvet (a. de etti ve binnetice ŞUUTUNU da düzelt. ©. Vaziyetini birer daha iyi görebildi. Duvara iyice yaslandı Ve bulundukları yerleri tanımıyan adamların tavrile, et- rafına bakınmağı başladı. Tam bu esnada, #91 meri geri. len bir € benziyen bir görülü derli O tarafa baktı. Bir el genişliğinde, uzun, Keskin, ve sivri bir içelik parçası, tam Yanındaki duvardan göğrü fırlamıştı.. Üfki vari. yette bulunan ve kendisine doğru dön. müş olan bu çelik Parçası geçerken ona sürtünmüştü. Bir santim daha sağdan geçseydi onu doğrayacaktı. i Birkaç gün evvelki Pardayan bu tehe Hkeli vaziyeti belki diraz hayretle ve hiç heyecan duymadan karşılardı. Hey- hat? Bu Pardayan artık mevcut değildi İki haftadanberi Gektiği © işkenceler ve kimbilir ne ZAMİN Yutturulan cehenne. mi bir zehir onü tanınmıyacak bir hale getirmişti. Belki tamamile deli değildi fakat herhalde Gıldırmak üzereydi. Açlık, bu cestir, soğuk kanlı ve küv- vetli insanı, enerjisiz ve iradesiz bir hale getirmişti. Fakat bu bir şey değildi. Asıl ehemmiyetli olan © cihet, zehirin, o MÜtİİŞ zehirin bu emsalsiz zekâ ve şuuru tahrip etmesi yetişmiyor. muş gibi. bU cesuru, bu kahramanı kor. kak ve Ürkek bir hâle getirmiş olmasıy- dr. ” Bü keskin bıçağın yanından geçtiği- ni gören bu yeni Pardayan, sinirli bir. tarzda titremeğe başladı ve kenara çe- kilmeği bile düşünmeden dehşet içinde bğrrmağa başlayarak vahşi gözlerle bir ölüm saçan çelik parçısma (o bakmağa başladı. Ayni zamanda, mukabil istika- mette ayni gürültüyü duyunca pe “ b EL 1 simi idi Fakat, otel hemen hemen dolu olduğu için, oda tercih etmek imkânını bulamadım. Boş olan odayı tutmak mec. buriyetinde kaldım: Bu, ikinci katta, banyo dairesi ile — Bir bardak bira, yahut bir küçük kadeh likör Yöya konyak, vakit geçiririm. 4 — Birahanede ne içersiniz?