ip ze aAkEU yp Zak, GncA sie — N Pal BARI İŞE Bak g3EZ ii çi Lü Yİ şip zi ipi ai şip : | in R up öy "al oğovg NG üngng tnpsofsİoö VA “A, ana 07 vt sed saplar e öşemol ef oynoş Gyemsed of 9 “npgokopeg aKappr9 WUPO “TPD MEAN ( MPAOĞKİDG ) MpSOfLAN PO MEY, (ray) 418 MON LEDİ OR) yasınuysaz un sep #edoi Sou sptunud of — Gaşmal v1 sed opanögi 9 oni wp pi öend Ol) “YUMAK, MZ ytanop agury SN — “itr5a$ #preumma upooUÜ Nunu una op WA *agWwEy? np ği “3 Ni Ari erir ip” $ Üçe ep3 * ei elr ii İriş ab 3? 3, ie : ; tp i ti : ği ii pilini Kğ SM” Hi “ a lili ER ii, iri, MR e yi ii: ii o çi F ? i ii; z bi Kipi |: a LR o e? CÜCENİN AŞKI 151 bir kısmını kaybettiğinden, o biraz da Şikodan ümit beklemeğe başlıyor ve o- nu görebilmek ondan bir haber almak Espinozanm yaret gününe kadar bu iki rahip ağız- Jar: açıp bir tek kelime bile söyleme. mişlerdi, ” Büyük şeflerinin ziyaretinden sonra, Du defa da mütemadiyen gevezelik &- diyorlardı. N Birisi bir yemeği methediyor, ikinci. #i öteki yemeği veya içkiyi tavsiye edi- yordu. Yemek üzerndeki anlaşamamazlıkla- m bazan o dereteyi buluyordu ki, ne. Ta el sürmemesini tavsiye ediyor ve ye- meklerle içkilerin zehirli olduğunu söy- Tüyordu. N Pardayan bu geveğelere susmalarını vazifeye sırf harikulâde kuvvetlerinden dolayı konmuş, zavallılardı. Orlara, Pardayan: muhafaza etme- leri ve kapıy: açmaktan maada, bütün arzusunu yerine getirmeleri ve bilhassa ona bir şeyler yedirmek için ellerinden gelen herşeyi yapmaları emredilmişti. Onlar da bu vasifelerini lâyikile yapı. yorlardr. Onların epey aç gözlü oldukları da bilindiğinden, yemeklere dokunmama- arı ve mahpuslarından en o küçük bir gey dahi kabul etmemeleri de tenbih edilmişti. İki zavalir rahip de, bilhassa bu ma- nastırda duvar ve tavanların o bieku. Jakları ve gözleri olduğunu bildiklerin- den bü emirlere itaat ediyorlardı. İşte, sırf bunun içindir ki Pardayanı yemeğe teşvik ediyorlardı. Pardayan bunların hiçbirisini bilmi- yordu. Tabii haklr da vardı. Buna rağ. men birkaç defa, sırf kanaat getirmek için, bardağa şarabı doldurarak ve ta- bağı uzatarak: — Buyurun, diyordu, bir tek lokma alm ve size yemin ederim ki masadaki yemeklerin yarısını yerim. Fakat, zavallı rahipler, biribislerine âcıklı nazarlâr atfederek, verilen emir» İere bir türlü mühâlefet edemiyorlar. dı ve rahiplerden birisi büyük bir tees- sürle! — Maatteessilf siz! tatmin etmsk im. künt yoktur mösyö Şövalye. Diyordu ve Pardayan soruyordu: — Niçin? — Heyhat mösyö şövalye, sizden en küçük bir şey dahi kabul etmememiz! söylediler. — Öyle ise bundan bahsetmiyelim. We Pardayan bunları söyliyerek şöye 8 bu İ le düşünüyordi ; N uz N ye Yİ m. |: e , İ ul ; : d igo: 2): z a a ? 1 il EENİĞ İİ EŞ i ?)a ği ğ ; SE e su e : eş isi ii zl e. e ogi şe js ei EŞ j Me senin ill aMin ET li | i 225 Sia 2 ii ei © Lİ ee EH > SİN bili e | LP İiai © ŞERİ silik Polin Safe TU SRİEEE 2 le EREB 3 iliş; ©: 1:17$ Büçgi O ERKE gil ra, bapme Mİ aj ads SN şi ali 3 & EE 4 * ğ ; di p8 1? Şİİ şi il ve ez gi ilen Mi ÇİŞEğ 22 pa £ Ba B hi ik 3 z ES > ik bazlı B$ 1024 “sag” iş dail sis? iii zi 4.3 233 i a i W0 >, GüçeNİN AŞKI Mütemadiyen aklına gelen bilhassa şu düşünceydi! “Yemeklere bir ilâç ka” rıştırıliyor... Bu ilâç doğrudar doğruya beyine tesir ediyor... Aklima bii şeyler olduğunu anlıyor... Maamafih, © henüz çıldırmamış.., Birdenbire bir noktayı hatır'adı: Bu odada yediği ilk yemek esnas.nda ma- sanm üzerinde eski bir şarap şıyesi gör- müştü. Bu cins şarab! çok sevlii içim ara «ra içmek Üzere, şişeyi bii arnara saklamıştı. Yemektn o sonra, 1x güzel şaraptan biraz içmek istey nce Virden- bire müthiş bir baş ağrısına tutulduğu” nu hissetmişti. Bu, uyuşturucu ilâcın tesiriydi. Bu geçiciydi. Buna rağmen Pardaya- nın şüphesini celbetmeğe kâfi gelmişti. Doldurmuş oldüğu bardağı (o burnuna götürmüş, ve uzun müddet koklamıstı. Bu tetkikat kâfi © gelmediğinden b defa parmağını bardağa daldırmıış #672 diline götürüp (o büyük bir (dikkatle tadına bakmiştı. Bunu müteakip barda- ğı masaya bırakmış, içmemişti. a Birdenbire aklma bir fikir genişi. Ayağa kallmış ve şüpheli gördüğü. şeyle bardağın içindeki melis | şarabı, elini ve'yüzünü yıkamış olduğu leğe- nin içine boşaltmıştı. Sonra, boş #şeyle bardağı masanın üzerine bur akenış ve tekrar yerine oturmuştu; Bir müddet sonra da başında bir ağırlık (hissetmiş ve derin bir uykuya dalmıştı. Niçin böyle hareket © Etmişti. Bunu katiyetle bilmiyordu. Unutmuş olduğu bu gokta, şimdi niçin mütemadiyen ak- una geliyordu ? Bu hâdiseyle, Espinoza- nın kendisise söylediği sözler arasında niçin bir yakınlık buluyordu? Bâşen. “gilzitörle Faustani onun deliliği hâk- kında söyledikleri sözleri ne diye tek- 1 rar hatırlıyordu? Bunun Medeplözini söylemek imkânsızdır. Yalnız tuna İşe, zet etmeli ki, Pardayan koltuğunda iyi- çe gerilerek uyumak üzereyken dudek- larında müstehzi bir tebeegim & Briyor GE er RR BİLK Meli; *öylüyordu. Bunlar meyanında en çök tekrarladığı kelime şu idi: Çılgınlık. Alışam üzeri rahipler onun — bir şey yemediğini görünce, © evvetkilerinden gok daha Defis yemekler getirdiler, Fa. kat bütün israrlarma sağ Parda- yan bunlara da el sürmeği, © Rahipler odadan” çıktıktan © gone E, Pardayan yemeklerin cazibesine muka. vemet etmek için Yatağa girdi. Bunun için tasevvür edilemiyecek bir kuvvet sartediyordu. Çünkü açlık a bütün şiddetile hisse: er tı, Eğer, bunu unutsaydı — hiç şüphe yoktur ki daha-a2 öçlik hissedecekti. Fakat, aksi gibi, rahipler mütemadi. yen içeriye giriyor ve yeni yemekler getiriyorlardı. Pardayan irade kuvveti sayesinde açlığını yeniyorduysa da gö. Zü kazacn mesaya takılınca, müthiş bir açlık hissetmeğe başlıyordu. Ertesi gün ayni işkence, Yeni ve bel yemeklerle büsbütün arttı, Pardayan tam beş defa, yemeği na görürdüye de, tekrar vazgeçerek yerine bıraktı. Üçüncü günlü, başı humnalar içinde yanıyor, boğüzt kuruyor; ayakları tut- muyordu, Buna rağmen, kendisine ce. saret vermek için şöyle düşünüyordu: — Yalnız bügün kaldı. Ötekiler nesil geçtiyse, bu da öylece geçecektir! Soh- ra?l Eh! Onu da sonra görürüz ne o lacaksa elur! Mütemadiyen kaçmanın yolunu dü. şünüyor, fakat bir şey. o bulamıyordu. Ve şimdi, belki de kuvvetinin YO od meubiöe, ot je prenais mes repas tantğt dans yn restau. rant, tantot dans un auitre, suiyant İendroit oü je mo. trouvais, — Meobilyah bir oöa tutmuştum. 4 — Bu odaya ne veriyordunuz? yayda — Yeme içme'ücreti de dahil olmak şartiyle, 55 frank, elin