Beterin beteri — Sen deli misin? İster ye, İster ye- me! Fakat bu kadar çırpınmak, doğru. su nafile... Kötü söylemek niyetinde değilim ama, erkeklere değmez... Se- ninkinin de herkesinkinder farkı yok. İhtiyatla başladığı nasihatin sonun- da coştu. İşittiklerini bir bir anlatma- ğa başladı: — Evet, evet... İşte bir kadın. Kabrin başma gelmiş, iki gözü iki çeş. me ağlıyormuş. komşular sesini | Öyle ağlıyormuş ki, işler. ladı. İki elile ba- Şını tuttu. Gözlerini kapadı. Sonra hı- Şımla bağırdı: — Toprağın altına giren sade benim kocam değil ki, Hamdi de var. Peyker, zengince ve evlenmemiş bir köylü kadındır. O sıralarda Sait (o ve Hamdi isminde iki genç ölüyor. Biri- #inin karısı, ötekinin sevgilisi vardır. Fakat mezarm başında üçüncü bir ka. min ağladığını farkeden Peyker, köy- de bu dedikoduyu yapıyor. o Meseleyi Said'in karısı Naile de duyuyor. İİ Naile, yerinden Bu sözler, Naile'de bir şüphe uyan- dırdr... Kafası mütemadiyen bununla meşgul olmağa başladı. O sayede önü- he getirdikleri çe yı da farketm işti, Sonra birde e yerinden fırladı. Başını örttü. Annesi hayretle sordu: — Nereye gidiyorsun? — Dolaşacağım — Ben de geleyim seninle, — Hayır, Ben yalnız gitmek istiyo. | tum. Kimseyle konuşmağa halim yok, Çıktı. İhtiyar kadın, arkasmdan bakarak içini çekti. — İyi ki söyledim. Kendisini helâk ediyordu. Hiç olmazsa şimdi hem çor. tasmı yedi, hem de canlandı, sokağa Gıletı. - diyordu. Naile hızlı hizi yürüyordu. Yağmur, şiddetle yürüne çarpıyordu. O hiçbir Yeyi farketmeden adeta koşuyor gibiy- di. Yirmi dakika böyle nefes nefese »ştuktan sonra köyün tâ öbür ucun. da ölan ve Hamdi'nin her akşam seve teve gittiği küçük evin kapısını çaldı. Bazan o, kocasile gezmeğe çıktığı Zâman, Sait nefretle evi gösterir; — Bak! « derdi - İşte o kaltak karı burada oturuyor. Sakın yaklaşma bü eve, Naile hiçbir zaman buraya gelmek İ İstemezdi. Fakat işte kader onu bugün bu evin eşiğine sürüklemişti. . Sokak prsr açıktı. Çalmadan içeri HABER' AKŞAM POSTASI DARE EV Istanbul . Ankara Caddesi * Posta kutusu» Istanbul 214 | Telgraf adresi; istensul HABER Yazı işleri telofonu . 2347? idare ve'iân > Li 24370, , ABONE ŞARTLARI Ecnebi Sahibi ve Neşriyat Müdürü: Hasan Rasim Us Basıldığı yer (VAKITİ' matbaası girdi. Siyahlar bürünmüş genç bir ka. dın, iki gözü iki çeşme ağlıyordu. Hay- ret etmedi. Tıpkı kendi gibi. Ev sahibesi başını kaldırdı. Matemi içinde o kadar bunalmıştı ki hiçbir şe- ye şaşmağa mecali yoktu. Gözleri sev. diği vücudun hayalile doluydu. Etrafı- nı göremiyordu sanki... Maamafih kendini topladı ve kalka. rak: — Buyrun! . dedi. İki kadın bakıştılar, İlisi de içle- rinden kendilerine şaşıyorlardı. Naile: “Burada işim ne? Neye geldim?” di- ye düşünüyerdu. Fakat o niçin geldiği. ni pek âlâ biliyordu. Lâfı kısa kesme- nin er doğru olduğunu düşündü derhal: — Köyde yapılan dedikoduyu işitti- niz mi diye sordu. - Geceleri (o bir kadın gidip kabrin civarında ağlyor- muş. İstanbullu, hayretle tekrar etti: — Bir kadm mı? İçinden o da ayni mantığı yürüttü: “Toprağın #ltinda Sait te yatıyot. Sa- de Hamdi değil” Fakat bu nceyi hızlı sesle söy. lemedi. Yalnız iri siyah gözlerile, çok ağlamanna rağmen hâlâ güzelliğini muhafaza eden gözlerile karşısındakini süzdü. Bu nazarda derin bir merhamet okunuyordu. Naile, bunu hissederek isyan etti: — Haberiniz yoksa size bunu haber vermeğe geldim. Her halde kim oldu- ğunu merak etmeniz lâzımgelir. Çün. kü bu iş sizi daha çok alâkadar eder, Genç kız başmı salladı; — Beni mi? Zannetmem. Parlak gözlerinin içindeki manalar adeta Naile'yi şamarlıyor gibiydi. Dul kadın yumruklarını sıktı ve asabiyetle: — Ben eminim... Kocam beni sevi- yordu ve herkes buna şahittir. — Hamdi'nin de benim için çıldır dığını bütün köy halkı bilir, Sonra, titrek bir sesle ilâve etti: — Daha sekiz gün evvel bana söy. lediği bütün o sözler... Naile bağırdı: — Ya bana... Ya bana... Salt'ciğim neler demezdi... Hem de üç sene evli olduğumuz halde... İkisi birden hıçlerarak ağlamağa başladılar. Karşılıklı oturdular, Niha- yet Naile söze başladı. — Pakat bu işi öğrenmeli, İstanbullu kız inat ediyordu: — Öğrenecek me var? Ben biliyo- rum. O beni seviyordu. Seviyordu. Sesinde öyle bir coşkunluk, öyle bir hararet vardı ki, Naile bit an tereddüt etmedi. Sonra: — Haydi, yine inada başlamayalım. Bu işi anlamalıyız. En iyisi, ikimiz de gidelim; Bayan Peykere soralım. — Siz gidin sorun. Benim şüphem yok. Naile homurdandı; — Düzumundan fazla emniyet... Ben gidiyorum... Şimdi hem... © © — Pek âlâ. Fakat o da gayriihtiyari kalktr o ve seslendi; — Ben de geliyorum. Kim bilir ne münasebetsiz şekilde soracaksınız. Hakikati öğrenmek lâzım. Naile tekrar etti: — Elbette hakikati öğrenmek zım. ve 1â- (Devamı var) Nakleden: (Hatice Süreyya) Miki Tonto amcanın Talimli köpeği vediler arasında —6) — Yazan: Niyazi Anmet İ lidir... Ondan iyi bu işi yapacak kim. faydasını görememişti, çünki 154 Sene evvel bugün Fransa Kralının tayin ettiği Maliye Nazırını bir kadın istifaya mecbur etti Genç ve güzel kadın nazıra: Çare İstifa etmektir, yoksa ya azledilir; ya nefyedilir veya muhakkak surette..... On altıncı Luinin karısı kraliçe | Mari Antuvanet, kendi hususi ar- zulart için kocası On altıncıyı bir o- yuncak haline getirmişti. e Onun yaptıkları israf sayılamıyacak kadar çoktur. Otuz altı saat kumar masa- sından kalkmayan kraliçe, etrafına toplananların gururunu tahrik etme. leri ile avuç avuç para sarfediyordu. Mari oOAntuvanet'in o yaptığı masraflar birgün hazineyi sarsmağa başladı. Mali buhran baş gösterdi. Netice kabak maliye nazırınm kafa. sma patlıyarak Neker sukut etti. Bü adamdan sonra kimse maliye nazırı olmak istemiyordu. Çünkü saray içyüzünü biraz bi- lenler: Kraliçenin masraflarına para da- yanmıyacağını, Hükümetin yakında iflâs edece- gini, Bütçenin hiç bir suretle müvaze” ne bulamıyacağını, Ve bütün bunlarm mesulünün maliye nazırı olacağını biliyorlardı. Sarayda istediği gibi nüfuzu bu- Yunan, arzularını kolayca yaptırma» ğa muvafak olan Kontes dö “Polin- yak,;: — Bu nazırlığa Kalon getirilme- se yoktur.. Teklifini yaptı. | Kral on altıncı Lui, ise bu adamı, sevmiyordu. Polinyak bu işi kraliçe- ye yaptıracaktı. Neticede kral ağır bastı: — Herşey benim arzumla olur. Şahsi arzum, milletimin arzusu de- mektir. Ben Kalonu istemiyorum. Milltemin de istemiyor, diye tayin ettirmedi, Kralın bir müddet önce bir ço - cuğu doğmuş, o vakit halkın: — Yaşasın kral... Diye bağırması onu çok tesa- retlendirmiş bulunuyordu. e Neker'in yerine Flori adında hö- kimlikten yetişmiş biri getirildi. Kral kendisine itimadı olduğunu bildirdikten sonra: — Şimdi sana Fransanm maliye. sini teslim ediyorum.. Muvaffakıye- tini dört gözle bekliyeceğim.. dedi. Bu hâdise sarayda ilk defa vuku bulan ehemmiyetli meselelerden bi- ri gibi idi. Polinyak'ın sözünün din- lenmemesi Pariste çalkanmağa baş - ladı. Kontes dö Polinyak kraliçe va- sıtasiyle istediğini yaptırmıştı. Kontesin kendisi için 200,000 franklık bir hediye, kızı için 25.000 franklık bir arazi kopardığını herkes biliyordu. Bahriye nezaretine Kastir'i tayin ettiren de Kontesdi. Harbiye getirten gene Kontesti. Ve en niha- yet maliye nazırının sukutuna sebep olan da köntesti, fakat bunun hiçbir Marki dö nezaretine dö Skör'ü | di istediği adam yerine tayin edile- memişti, .. Eski hâkim Flori, maliye nezare- tinde bir şeyler yapmak istedi. Bir güh genç ve güzel bir kadın ken: disine: — Muhterem nazır, dedi. Siz bel- ki çok şeyler yapmak için uğraşa - caksmız, fakat burada fazla kala" mıyacaksınız, çünkü sizi kraliçe is- temiyor. O istemedikten sonra da durmak güçtür. — Peki ne yapalım?. — Yapacak bir tek iş var, —Ne —Derhal istifa etmek.. > — Fakat beni kral kendisi ge- tirdi.. — Kendisine istifanı verirsin. — Hiç bu niyette değilim.. — Azil edilir ve belki de nefye- dilir ve belki de... Nazır atıldı: — Peki, peki... 1783 yil 30 mart günü 154 se. ne evvel bugün Flori istifasmı ver di. Sebebini bir türlü söylemiyordu. Bir azize! Daha yirmi yaşıma bile. varmamış olan Jeyn Rods Paramuni kumpân- yasının çevirdiği bütün dini filmlerde büyük muvaffakıyetler kazanmakla dır. Rods İngiltebenin Hudderefild geh rindendir ve filmlerde dalma “azize, rolü oynamakla beraber şimdiye kâ- dar dört kocadan boşanmıştır. mm ii 'NIŞANYAN Bastalarını hergün akşama kadar Beyoğlu, Tokatlıyan oteli yanmda Mektep sokak 35 numaralı mua- İ yenehanesinde tedavi eder. Resmi ilânlar 30 kuruş 16 mart 937 tarihinden itibaren gazetemizde — neşredilecek resmi ilânlarn santimi otuz kuruş olduğu ilân olunur. ( ye Tel: 40843 maun ken mame amima A A siz MADEMKi HA ZiNiz NEDEN ADAM LOÜRECEKSİNİZ? BiZE İNANMIYORSANIZ Sizi BU M YAPILIRKEN öSTEİ e KAKAT “Siz £in bei | MİSİNİZ... —. İŞLER B MiKİYİMİ reel CİNLERİ ÖLDÜRE SUPHELENME - ik MİŞDİM