HABER — "Akşam postası. Tonton amca Mektup Bilmem yalan, bilmem doğru. ta anlattılar, ben de size ay“ yg klediyorum... Günahı ve bali boynuna... > Feyzi, ata binmeğe pek me” N. Acaba ecdadı arasında jo- yer mıydı, tayin edemiyorum k 9 Zaman jokeylik diye bir mes* ia Yoktu ya.. Fakat, Feyzi, bü- uy besleyip koşuya sokanlarm k Ni t celbedecek derecede kısa » Malüm ya: Böyle celim Kalmaz adamlar hafif tarttıkları Ak orularda pek elverişlidirler... $ Niçin, ata binmesi merakından * akla jokeylik geliyor. ku Üliyeti de belli değildi. Hayır, | NE çerkes olamazdı. Çünkü ev. İ Önyötkesler boylu bosludurlar. — rivayete nazaran, — la lağım mübah sayarlarmış... Nun benzeri iğ tlyosunda söylediği İsveç #irkıları ile Balladları çok be 0 tedir. da meşhur yıldız gibi eskiden ik 'da satıcılık yapmaktaydı. Yağ radyosu fevkalâde güzel | day liyasiyle bu kızı uzun müd- Bir konturatla angaje etmiştir. “sam posTası : zi (DARE EVI” li Ankara Caddesi data kutusu? istanbul 214 A Adresi; istanbu! HABER işa! işleri telofonu ; PIRTZ ievanan ,* x 2445p, * ABONE ŞARTLARI 80,, 309. ig ve Neşriyat Müdürü; e Rasim Us —i'yer (VAKİT) matbaası Çizmeler... e bir âdeti görülmemişti. | teta Garbo- e lık diye, camekânlarına assınlar.. aş H.S. HELE $u TABANCAL BiRini ALAYIM. KİRAZ Yalnız ufak tefek şeylerde ufacık katakulliler ederdi. Meselâ, bir kamçı, Feyziye naza* ran, mutlaka iç edilmeliydi. — Aman, ne güzel... Şununla oynıyayım... * diye eline alırdı. - bir müddet, pat pat pantalonuna vurur, derken tatlı tarafından bir Tâf açar, ne sehirdir, ne keramet, el çabuklu- ğu marifet kabilinden de kamçıyı yok ederdi. Şayet dalgınlığınıza geldi de ay- rlırken istemediniz mi, o da ses çr karmazdı. Fakat bir daha rastladr ğınız zaman, “Almadım, vermem. görmedim, bilmem!,, diye iddialara girişen takımdan değildi. Bilâkis, fıldır fıldır gözleriyle | şeytan şeytan gülümser: — Kaynattım... Berin oldu ar- tak... Mademki unuttun, yandı... - derdi. Ve, bu gibi şeyleri sade at eşyası üzerinde yapardı. At aşırdığı görül memişti, Onun için, Feyziye müte- reddi bir çerkes demek de muva- fıktır!i... Kendi de alaylı alaylı: — Çerkeslik karışmış ama, ter sinden!,.. “ diye itirafta bulunurdu. * ğer tam çerkes olsaydım, atı aparır, het Bozuk bir çerkes ok duğumdan, iş teferrüatla kalıyor. “e — Teferruat mı? - diye soranla” ra cevabi hazırdı: — Altımın eğeri, heybesi, torba- sı, hattâ mahmuzlarım, çizmem.. Hepsi, hepsi “kaynatma, dır. — Allah allah.. Hepsini anladık ama, şu çizmeler nasıl oluyor? — Basbayağı. — Fakat azizim, senin ayakların o kadar küçük ki, başkasının ayak nd ki üs ba Bı sela ki “küçük parmak çocukla devin # kız Birleşmiş Amerikanın en | cizmeleri,, manzarasını Yaralır.. ülgyevilen radyo artistlerinden — Yok, hayır! - derdi - başkası Uundh'dur. nın çizmeleri değil.. Ismarlama.. Ba- İNE$k benzediği Greta Garbo gibi | kin snlatayım... İsveçlidir. Mis Dundh'un Nev- — “Tunç çizme,. mağazası, İs” tanbulda iki tanedir. Merkezi, Sirke- cide, şubesi de Beyoğlunda... Bir se- fer, ayni gün zarfında, ikisine de uğradım. Eş modelden ve ayni mak zemeden birer çizme ısmarladım. Sonra provaya gittim. Hazır olduğu na kanaat getirdiğim gün Sirkeci mer kezine yollandım: *“— Merhaba... Çizmem oldu mu? * diye sordum. “.— Oldu efendim, buyurun. “— Başkası da ısmarlıyacakmış. modelini göstereceğim. Şunun bir tekini verin. “Eh, bir teki verilmez mi)... Ek bette verilir.. Çünkü iki ayağım var.. Kullanamam ki.. Verdiler... “Oradan doğru Beyoğluna... “Ayni sözleri söyliyerek, sol te kini de oradan kopardım. Türki Ew Yann deri aze “Ve böylelikle bütün nt malze" ' aym «09. s0 7 memi, kaynatma tarikiyle elde et miş bulunuyorum.. — Peki o dükkânerler?.. Onlar aldatılmış olmadı mı? — Niçin?.. İkisi de ayni firma.. İsterlerse, şubelerindeki tekleri bir. leştirip satsımlar, isterlerse, mostra- pAN Yediler ran İ KOMİSERİN EVİ- NE CiKAR YA BE RÜ- emen Miki —57 — Bonapart, Zürih o muharebesin- denberi Fransızların elinde esir bu- lunan Rus askerlerine masrafı Fran- sa hükümetinden verilmek üzere ye. ni elbise ve silâh vererek hiçbir şey mukabilinde olmaksızın Rusyaya gönderdi. Bonapart, ayrıca Rusya Çarma kendisinin Sen Jan şövalyelerinin Granmetr'i olduğunu, Malta adası: na sahip olduğunu tasdik edeceğini bildirdi. v Çar birinci Pol, Bonapartm bu vaatlarından son derece memnun oldu. İki taraf murahhasları Pariste müzakerelere başladılar. Rusya mu- rahhas Kolçef bütün Avrupa dev letlerinin Fransa aleyhine ayaklan- malarmı ortaya koyan ihtilâl fikir. lum kral ünvanmı almasmı tavsiye ederek Bönapartı teşvikte devam e diyordu. İki taraf Rusya ile Fransa biri birlerirle yaranabilmek için herşeyi yapıyorlardı. Rusya murahhası ile Fransa murahhası şöyle konuşuyor: lardı: Fransa murahhası: — Birleşmemize kati bir ihtiyaç Var — Elbette... Aksi takdirde her iki devlet zarar görecektir. — İngiltere Rusyanm Prusya, İsveç ve Danimarka hükümetleri ile ittifak ettiğini haber alınca" bitaraf gemilerin zaptını emretti. — Daha da ileri * gideceği mu- hakkaktır. — Tabii. İngilterenin gayesi bü. yük servet menbaları elde etmektir. — Yani Hitdistan kıtasını zap" tetmek... — Aramızda hiç bir başka rabı- ta olmazsa, İngilterenin bu arzusu bizi birleştirmelidir. Hindistanı ni- çin İngiltere zaptetsin de biz istifade etmiyelim. Sonra İngiltere Hindister nı zaptederse hükümetlerimiz çok müşkül mevkilere düşeceklerdir. — Biliyorsunuz ki, bu ittifakı ilk önce Bonapart tasavvur etmişti, İsabet ettiği aşikâr. . — Ve ittifak teklifini de ilk ön- ce Çar yapmıştı. Vaktinde davran- dığı görülüyor. # * » 1801 yil: 24 mart günü 136 sene evvel bugün, birinci Pol feci bir su: rette öldürüldü. Bonapart bu haberi alır almaz: — Galiba bütün plânlar suya düşecek... diye düşündü. Ve yeni Çar Aleksandr ile müzakereye baş- lanmak üzere derhal murahhas he- yeti hazırladı. Verdiği talimat şuy- du: — Rusya ile birleşmek zaruri- dir. Bu bizim için olduğu kadar Rusya için de ehemmiyetlidir. Aksi takdirde İngiltere hükümeti bir dev İ gibi hâkimiyetini devam ettirecek.. gi İT Yeni Çar Aleksandr İngiltere ile IŞIK BURDAN lu RıSINİ GÖSTERM OR... BURASI Yazan: 136 sene evvel bugün Rus Çarı Birinci Po! feci surette öldürüldü Tarihin meşhur Rusya - Fransa ittfakı, beklenmiyen bir anda ebediyyen tarihe gömülmüştü Rusya ile Fransa arilaşıyorlardı. | anlaşmak cihetine meylediyordu. lerini yok etmek için birinci konso- | Niyazi Ahmet Kral üçüncü Jorj'a bir mektup ya" zarak birinci Pol'ün Fransa ile olan anlaşma fikirlerinin suya düşmüş olduğunu bildirdi. Fikrinde samimi olduğunu — anlatmak için de İngiliz gemileri üzerindeki ambargoyu kal. dırdı. Esir olan İngiliz bahriye efra- denı serbest bıraktırdı. ». . Bu hadiseden sonra İngiltere Da- nimarkaya ittifakı bozmasmı bildir. di. Fakat Danimarkanm verdiği cevap: — Kuvvete kuvvetle mukabele edeceğiz. oldu. O akit amiral Nel. son hareket emrini aldı. Danimarkanın deniz kuvveti tahrip edilmiş bir haldeydi. Ancak top kuvvetini kâfi buluyordü. İngi” liz donanması sahilde sekiz yüz to. pun yağmur gibi gülle yağdırmasiy- le karşılaştı. Baş kumandan Par ker: — Mubarebeye hitam vermek icap ediyor, aksi takdirde mahvola- cağız diyerek amiral çismisine mü- harebeye son verildiğini gösteren i« şareti cektirdi. Bunu gören Nelson: N — Muharebeye hitam vermek j mi? Eğer bu emre itaat edersem ba- na Jânet olsun.. diye bağırdı. Bir gö. zü kör olduğundan diğer gözüne mo nokli geçirerek: — Şiddetle” muharebe. emrini verdi. Fakat tehlike çok büyüktü, Her iki taraf mahvolacaktı. O vakit Nel- son Danimarkalılara şöyle bir meks tup yazdı: “Kalelerin ateşi devam «e decek olursa elimize düşen gemileri yakmak mecburiyetinde kalacağız. , Cesur Danimarkalılar bizim kardsş" lerimizdiler ve hiç bir zaman bize düşman olmamalıdırlar....,,, Danimarka veliahtı, Nelson'un mektubunu alır almaz muharebeye son vererek mütareke aktettiler. İşte bu esnada Rusya çarı birinci Pol. ün ölmüş bulunduğunu haber ala- rak ittifakı bozmağa razı oldular. Artık Rusya — Fransa ittifakı tamamiyle tarihe karışmıştı. iHaberiniz| ola ki: mubaçrirler hakkında düşü- nüp düşünüp hiç bir hükme varamamaktan bıkmış, mu harrirlerimizin © değerlerini kendi ağızlarından öğrenme- ğe karar vermiş. Bunun için kapı kapı dolaşıp soracak- mış... Alması tmihtemel © lan cevapları, nisan başından itibaren neşr İ Arkadaşımız Nurullah Ataç i :