Wi MAİ ZYURİNRIN “411199496 118 YA BOL aça zrunğeadanp opr “ZUpOX *(3e woy mi 20) :998 uv nok ey » “2010403 Üpuaype Zirek STK KETE OUR o Yrm Preruos uvpung “aero — MM 0g ON, “öf nunshlıd “0d rino waİş BP İY, y00 Dunapyuss 5 zi) “Odd tg Bupyot &4 OYA ** “m8p0 yuÇp Kere ozğ n4bop Oyuugp Lp pas UNU |, *aOk00N) *ç,ilasözsYĞ amp O, *(Ggö'z v7) “Buymoys s1 OH “(ni 2p400) pu) 23 vg PM) mOÂ Spromoj pollunı sy Yöeg OSOYM *” pa suşi ASYA) “yağnog sey SUDEŞNLAK TAN “aOKMN6Y3 Ozi uysa NI “25 solan 11594 ng, (Cnfi 295 4oöyd SXI) “DOK SM0YS Sanyord SL, satan50$ uöpz0$ faoyrrj fak ZNUNZNpA0İ 9540p Nr “rpye sŞAfN LYS, StğD AD ŞU) SOPA, Vdüyd (wa 5 :BMOYŞ., *d0p9 14) TUsyeğ GA nez ye UZ NA SP oksi — Guşgi 23 sum 295 TARSU Ğİ aa Ep #iaoyopjey — Pospurigdrk uşağı Zum$upa9? epvang SPA Syn saolipdek oyüşsoayıı 8 vunuoe uyujsoppeu Şise ULrEpsen: Ya(ğ NİNPTO YP ,MOYU 01, Eşdeş “Ye YOUNİN Urarseğys TEN vp URULUpSUUL PA) Epe9l 0), Pİ vurur yeulmağ 'şounoyaog,, “2PpONAM 4041p9 TAYO? KOPUZ AU Oyipeni :a4ey 01, ON ve8 yzvur uş “veurez ng “(gif zruNğipnr ip “os Sf, pISÇe$ HOLNİN UTLSUĞ,S pey ULULTEpETU! , XOU yavuz UŞUNKZ Ava Mp :Ang 01, UAŞAİ vUKUNUL EŞE “103803 — OĞ N 2MOYS 03, dokfanso$ Curyes),, Vp “aröremye 'ıppe — 709 29y :yy3nog SEF, 401) 21005 MOP VUMEŞ | UOATDIMU — Ze SOERDPŞS Guob :3u03 osıat9 *39p90 — JOY szeos wpuD) :UOPUOT LT e MORİ SUÇU TAPU a — yz “s5 M3 — 294 :0801 puma — 49y 2994 uo5 - SpUUeZn 1J9J3UN|9Y IUSA Yey (yı ug 'uŞ | opao) “(OK uapı3 susıdtY HAY reid MAD SOPAYAR Vİ 1OX “(dop #up4f pm) Spu ş9p pd a) “100p yu0uf 4 0) SPEO VEYA AVİ OL, Baypas are puoraj ST Pe OH “panad yaşa 73) <pnoad Ka 54 1uarısuzd A4a0ZI7T1lDNI öuypuggs 4D puzaj Tu pu VI) “atlzoln.mp Uiyule Itpeyit a4 0 a “DARP DEYDAD 40Lap Fopoyav uno da 0, (Oki TEYİT “AYPIYOYINUL KOĞ gelya yoİ Ap, TI84E1SUZA AOZITIDNI İNGİLİZCE DERSLERİ Kendi kendine 1000 kelime ile İNGİLİZCE DERSİ İNGİLİZCE DERSLERİ şmıya mer (Her bakkr Haber gezetesine aittir) DERS: 21 Bu dersimizle, T inci resim üzerinde çalı, yoruz. Fakat, bundan evvel, geçen derste 6 im üzerindeki çalışmalarımızın sonunda verdiğimiz parç: tercümesini görelim: Türkçeye çevirin 1 — Is this Mr. Williams”, house? — Yes, this is it, and that's Mr. Williams standing ca the path, Sofada, zerinde elbiseler ve şapkalar gördüğünüz el bise askısı ve bir çan vardır. (Yu ken olso si de störköz huiç Tilz tu de först flor). “Siz dahi görebilirsiniz merdiven, ki sevkeder birinci Tata” You can also see the staircase, which leada to the first floor. Birinci kata çıkan merdiveni de görüyorsunuz. 2 — Do you mean the man with the overcont? | istediğim zaman uyandıracak bir saat, bir elektrik lâm, bası ve bir kitap bulundururum. Geçen dersin tercümesi Bu kitabı, ışıkları söndürüp yatmadan evvel yarım Her sabah saat 7 buçukta saat çalar ve beni uyandı. saat kadar okurum. Yatağımm yanında, ufak bir masanın üzerinde, beni Geceleyin, yorgun olduğum zaman, yatak odama gi. derim, soyunurum ve yatarım. İngilizceye çevirin 1 — Arkası bize dönük duran pardesülü adam kimdir? — Which do you menn, those under the window, — Mister Uele'dir. — 'Those are geraniumâ, I think. 4 — And what are the flowers in front of the house? or these on the lawn, here?” — No, that's his friend; Mr. Williams is the man — Oh, those are roses, g&moking a pipe. 5 — I mean these in the middle of the lawn, here, 3 — What are the flowers in the greenhouse? 2 — Mister Ullyâms Mister Uele'e ne gösteriyor? Bi ögesi & — Vakia biraz dik kafalıdır bu gururunidan değildir. — Hiç zannetmiyorum, Juana hayret ediyordu. Sir dö Par- dayanın birçök düşünceleri onun et- raftan duyduklarından o bambaşkaydı. Fakat onu en fazla hayrette bırakan şey, Pardayanla temas ede ede nihayet onun gibi düşünmeğe başlamış olma. sıyd. i Parlayan onun ses çıkarmadığını görünce devam etti: — Size şunu samimiyetle söyliye- yim ki, Şikoyu hakikaten (göreceğim geldi. Kabahati ne olursa olsun onu affetmenizi rica ediyorum. ! Tahmin edileceği (veçhile, Juana Pardayanın sözünden çıkamazdı. Bu- nün için zavallı cüce yalnız afiedilmek. le kalmadı, fakat ayni Oozamanda bu- İunması için hizmetçilene emir verildi. Fakat Şikoyu bulmak kabil değildi. Pardayan, cücenin ufacık gizli oda- sında olduğunu anladı ve ısrar etmedi. Bir taraftan kızlarla (o konuşurken, diğer taraftan da hiç beli etmeden, geciken don Sezarı merak © ediyordu. 'Tam bü sırada genç erkek içeri girerek onu meraktan kurtardı. Jiralda, nişanlısınm ailesi hakkında malümat almak üzere prensesin evine gitiğini tahmin etmişse de, bu hususta hiçbir şey söylememişti. Zaten Pardayan da bunu sormuyor, hattâ Don Sezarın ademi mevcudiyeti. ni imayla dahi, merak ettiğini göster- yordu. Çünkü, onun nişanlısını teh- Wkede bildiği halde gitmesi için çok in a sebep olması icap” ettiğini » Don Sezar cenli süşanbünnel göz ku. © ek olmasını rica etmişti, O da, onu fakat © — himayesine almıştı, Vakia, kendi ken- MER 42 CÜCENİN AŞKI dine, onun nereye gidebileceğini merak la soruyordu. Fakat bu merakını genç kızlara göstermek istemiyordu. İşte bunun için, Don Sezarın geldi- ğini görünce, son derece sevinmiş ve onu, yalnız sevdikleri karşısında yü. zünde beliren bir tebessümle karşıla» MUŞİL. Don Sezara gelince, o da, dostuna İçini dökmek ihtiyacını büyük bir şid- detle hissediyordu. Çünkü başına ge. Ten şayanı hayret o maceranın İçine büyük bir esrar olduğuna kanaat getir- miş ve Pardayan gibi müthiş bir zekâ- ya malik olan bir adamın bu maceranın esrarlı taraflarını meydana çıkaracak kabiliyette olduğunu takdir etmişti. Don Sezar yeni dostuna herşeyi an. İatmağa karar verdikten sonra, nişan- ksmr yalnız bırakmadığı için Juanaya hararetle teşekkür etti ve (o Pardayanı kolundan tutarak, başbaşa konuşabile- cekleri bir odaya sürükledi. Orada hem tahat rahat konuşabilecekleri, hem de genç kızların bulundukları odanın ka. pısını görebilecekleri bir yere oturdu- Jar. Çünkü Don Sezar her şeye rağmen — nedense — Jitaldanın bir tehlikeye maruz bulunduğunu hissediyordu. Karşı karşıya koltuklara otürunca Don Sezar hiç vakit kaybetmeden söze başladı: — Mösyö dö Pardayan, dedi, biliyor- müsünüz ki, bü gece girmiş olduğumuz ve nisanlımı O bulduğumuz ev ecnebi bir prensese aittir? Pardayan bunu hefkesten daha iyi blidiği halde hiç bozmadı ve hayret et. miş gibi bir tavrrla cevap verdi: — Olur sey değil! Bu teferrüattan kat'iyyen haberim yoktu. — Bu prenses benim doğuşumdaki esrarı bildiğini iddia ediyor. Bunu me- a MAY CÜCENİN AŞKI ii rak ederek kendisini görmeğe gittim. Pardayan ağzına doğru götürdüğü Şarap bardağını birdenbire masaya bi- rakarak hayretle sordu? — Siz Faustayı mı gördünüz? — Evinden geliyorum. Pardayan hiddetle mırıldandı: — Hay şeytan! Korktuğum şey ba. şıma geldi. Don Sezar tecestüsle sordu: — Demek ki onu tanıyorsunuz? — Evet bir parça. — Genç bir kadın. Yaşı kaç? Belki yirmi, belki de otuz. Burası malüm de- gil. Gençtir, son derece güzeldir ve.. Herhalde bunlar nazarı (o dikaktinizi celbetmiştir zannederim. Pardayan bu sözleri söylerken, genç erkeğin gözleri içine bakıyordu. Don Sezar hafifçe başmı eğdi. — Evet, dedi. Gençti ve çok güzel bir kadnıdır ve bu da hakikaten nazarı dikkatimi celbetti. Fakat nasıl ablâkta bir kadın olduğunu öğrenmek ' istiyo rum, — Son derece zengin © ve servetile mütenasip derecede âlicenap olduğu söyleniyor. Arkadaşlarımdan birisi, o. nun, kulübesinde bir saat istirahat et- tiği bir balıkçıya bu misafirperverliği- ne mukabil, yüz bin liralık bir elmas gerdanlık hediye ettiğini, £ gözlerile görmüş, Don Sezar hayretle bağırdı: — Yüz bin kere, olur şey değil, — Evet böyle âlicenaplıkları var. O. nun son derece kudretli olduğu da söy- Jeniyor. Meselâ onu çok iyi (o tanıyan ayni arkadaşım, onun. Fransa tahtına çıkmak üzere bulunan zavallı Dük dö Gize istediği gibi ümitler verdiğini 'de İ söyledi. Sefil bir halde ölen © zavallı kral Hanriyi gene o, tahtından devirdi. O bunlariz da kalmıyor ve zaman” €n haşmetli “ve en müthiş hükümde” olan Papa Sikst - Kenti bile tabi titretiyor. Burada da, kralınız ondan daha kurnaz ve kuvvetli gri başengiztörü Espinozayı da elinde ör ter oyuncak yaptığını görsem DİS hayret etmiyeceğim. . Don Sezar bunları büyük bir LE : ken ii ilen dostunu” ettiği ve her şeyi bi büşls- disi olduğundan şüphe etmeğe mıştı. Ve sözlerindeki ciddiyet 97“ - deta dehşetle ürpertiyordu. igmil istiyordu. Fakat bir m gayet hassas ve ince ruhlu MiiR çiz diğer taraftansa, Pardayan: pek söyle tımasına rağmen, onun, mek istediği şeyleri söylediğini KETE diğinden #srar etmedi. Çünkü derde yan söylemeğe karar verdiği $7” yu, başka hiğbir gey öylemiyecekt” nun için sadece: döreiye — Anlıyor müsunuz Ona itimat etmek eğiz olup olm” öğrenmek istiyorum. giye” - Hat Şu meselet Bunu ne İY e. men söylemediniz. Faustaya mek! Bu yalnız onun ceği BE şartlara bağlıdır. Meselâ SİZİ yüzünü fa düşürerek öldüreceğini YÜ öyle karşı söylerse ki bazan mi inde ek mertliğinde bulunur » VE se, nabilirsiniz. Size yardım teklif bu yardımın ona ne dereceye danız dokunmuyacağını 2 k dan itibaren ona itimat etme | bir hata olur, Eğer siri man dikkat ediniz. Çünkü 07