“Tefrika numaraşı: — 39 — YAZAN: Edgar Wallace ÇEVİREN: fa — Kimden? — Eoliamiden, Bellami onu, benim sizl sevdiğim gibi sevişdrdu, Fakat anneniz onu reddediyardu. Ecz © aralık Ballami hesabı Saiş görmüştüm. Annenizde bir ev arıyor muş, Relalmi bana Mr ev tuttu. Gidip an zenize oda Iiralamamı söyledi, Herkes ve anhelz, Bellamiyi Amerikada © zannediyor du. Bizim ihtiyar müthiş adamdır. Mer ihti male karşı, hem İngilterede, bem Amerika &a tuluntuğuna dâir şahit ve isbâtları var öz. Anmelz, benim onunla aldkam olduğunu bilmediği için ucuz tir fiyatla teklif wtiğim odayı kabul etmişti. Bir taraftan da kızını yanl sizi arıyordu. Bir gece, tıpkı size oyna dığımız oyunum bir eşini ona oynadık, Yani kızımı bulduğumuzu söyliyerek onu Gar şa toruna götürdük. O zamanlar #ix on alti yaşlarmda idiniz. Onu hir dahs görmedim. Bellari onu şatoda gizli bir yere hapsetmiş ti. Fakut geçen gün kaçtığını söyledi, — Kaşmış m” Valerinin gözleri parlamıştı, yerinden fr tadr, — Oburunur, beyecaflanmayınız. Ben ih Uyan tanırım. Yalancının biridir, Herhalde Bizmliştür de, kaçtı diya bir yalan uyduru yor. #nkat bön inanmiyorum. Vüleri o düşünliyordu. Eğer (o Bakikaten annesi kaçmiş idiywe, Bellaminin bendizin. den bu muretle intikam almasına bir sebep bir izah bulmuş oluyordu, Bmit devam ediyordu: — Znnnedersem ölmüştür. o İnsin sekiz sebe Tir mahzende yaşayabilir mi? Darts vur hapishanesi böyle mahzenlerden daka havadardır. — Demek hep şatoda idi? — Evet, Ns tarafında olduğunu bilmiyo rum ama, şatoda olduğunu biliyorum. Öğle yemeği yenmişti. Smit çekip gitti, Valeri bütün gün gemide gürlütüler duydu. Bir faaliyet oluyurdu. Kimseyi göremiyordu Odays yalnız, yemeği getirmiş olasi bir zen ci gelmişti. Aenba Savini nerede il? Genç kız tabasını, Fiteri dişüntyonda. Acaba & kibeti ne olacaktı. Akşam olunca Smit geldi. Bulut gibi sar boştu. Suratı daha İğrenç bir hal | almıştı İçeri girerken, elinde bir de gişe getirmişti — Nasilsm karıcığım, deği, asra şarap Oturdu. Şişeyi bir masanın Üzerine koya rak: — Savininin, dedi, şerefine içelim. Bu nal polis hesahma casusluk yapmak için sevgi U kamsını birak buralara kadar (Geldi |" Düglin bir kere!.. Vakfa karını senin kadar güzel değil ama... Mazanm Üzerinden Valerinin elini tutmak üzere elini uzattı. Fakat genç Kız elini çek işti. Sınit asrar etmedi. Şleşden bir kadeh sarap doldurarak uznttız — Hayır. içmem. Ve Valeri kadehi ahp (yere attı Simit bu hareketten pek böylemi. Ve kahimharia gülerek, zencinin getirdiği yemeği yemeğe başladı, bitiraf, Elinin terele ağırı silerek kalktı, Valeriye yaklaştı, önü Kucaklarsak İstedi. Genç kız bu iğrenç herifin tasalutu karşı sında 43 kalan bayılacaktı. Fakat kendini toplıyarak onu, bütüm kuvvotile std ve ma sanm öte tarafma kaçtı. Sinit; — Gel, güzelim, diyordu. Pek hoşuma gi diyorsun, artık bu akşam... Fukut Valeri bir sışrayışta, yatağınm cl duğu küçük hücreye kaçmış, Üzerine kapıyı kilitlemişti, Şimdik Smit, kapıyı yuraruklu yor — Aç, diye'bağırıyordu, aç. Allah beli. gr versin. Bu Savini denilen herifin. BÜ tün itanteietik ve isyan fikirlerini muhakkak © sana verdi. Ben şimdi gösteririm. Zavallı kız, küçük hücrede - titriyordu. Bmitin odadan çılup gittiğini duydu. Sonra ayak sesleri güverteden işitildi. Boğuk bo guk da bağırıyordu: — Bu herifi geberteyim de, artık kurtuja yım. Bavininin mahpus olduğu O kömürlüğün kapımı açtı, Bir kibrit çakarak beki. Elmaeler yoktu, Ne Savini, ne de başkası, YEŞİL OK Smit ayddr. Derhal tayfalardan birini ças gırdı. Sardü; # — Bu Kapıyı kim açtı? S — İli anat evvel ban aştım, Mabpusa ye Mek verdim. Bonra — tekrar kaptıdım. Biraz mü fatos © çilim, getira'm. O kadar, n Sist bir föner getirterek etrafa balemar. Yerde İcelepçeler ve ip duruyordu. Derhal gidip kapianı buldu. — Emli, no zaman kalksbiliriz? — İki ente kadar ancak, Hem o da şüp heri. Müthiş siz basyor. — Derhal hareket edemez miyiz? — İmkânı yok. Daha islim tutmadık. Sm't salona döndü. Genç kim (üzerine kapattığı kapıya baktı, Kapalı idi. Eğer 88 Vini yüzerek sahile varmış ise, İşine barbat Adi. Emit tabancasını çükararak (omaşanın Üzerine koydu ve düşünmeğe başladı. Valori görüntü etmiyordu, Onu Ürküttüğüne pişman olmuştu. Fakat aklı fikri Savinideydi. Eğer , wahile vardı (se felâketti, Ya heniz gemide 4967 Ne diye bı daha evvel aklına gelmemiş! 4 Hamen yukarı frladı. Taylaların yârdi ma İle her tarafi aradı. Kimse yoktu. Savini sirrâ kadari basmıştı. Bmit geminin kübeş tesine dayanarak etrafa baktı. o Sislen bir #ey görünmüyardu. Yalnız Bir sandal gördü İçinde bir adam vardı, Sandal gemiye doğ rü geliyordu. Hekledi. Sandal O geminin baş tarafımdan geçerek yoluna derüm etti ve sis içinde kayboldu, Smit #ülona indi. Kapıya karyt bir yere geçerek oturdu. Akibeti Savl ninin elinde İdi. Kararını vermişti, Bİr teh lke olursa genç kıza kargı merhamelsizce hareket edecekti, Öyle ya, nasi olsa yaka lanacakiı. Hiç olmazsa bir sebep tahtında yakalanmak değil miydi? Bu aralık bir mo tör gürültüsü duyuldu. Simit sıçradr. Eğer gelen Fiter ise derhal Kapıyı kapaysdaktı. Bakledi. Dakikalar geçiyordu. Lâkin motör sesi kaybolmuştu. Böyle nektlar zaman sürdü? Bilmiyordu. Fakat bir müddet sonra kaptanın o demirni kumandasını duyunca müsterih olmağa baş indr. Dümen hrekete geldi. Fakat gemi da hâ yerinden kımıldamamıştı. &mlt Hirden. bire, hafif, çok hafif bir ayak sesi duydu. Hâşmi kaldirdi, eamekinir pencertey bak- *. Gözleri dehgetten büyüdü, elini tabanca sna uzat. Senitin gürütüsünü duyduğu (O motörle gelen Fiterdi Gemiye yaklaşınca, motörün durdurulmasını eriretmişti. Böylece, sulâr» I& “La Kontesisa sım Üzerine rampa ettiler. Ve Fiter pollalerie beraber yukarı çıktı. GO vertöde kimseler yoktu. Piter; «Biz kaptanı yakalayın. Diyerek salma doğru yürüdü. Kapı açıktı. İçerisi karanlıktı. Fiter cep Mlmbasını yar karak girdi. İşik, ''Valerinin hücresinin ka purmı aydınlatmıştı. Piter Herliyarek kapıya dayandı. Kapı açıldı. İçerde yatağın üzeride Valerinin mantosu duruyordu. Fakat kendi #l yoktu. Biter döndü. Lâmbasınm #iyasmı ucunda bir adam “gezdirdi, Masanın Geçen tefrikaların hüldsası: Üçüncü Muradın gözdesi Kontes Mehcemal ona başkadenı, cürmü- meşiyut halinde göslerecek. ».. Üçüncü Murad, titriyordu. Eliyle kalbi üzerine bastırıyordu. Gözleri çeşimhanelerinden dışarı uğ. ruyor, boğazma bir şeyler tıkanıyor. du. Nefesi sıklaşmıştı. — Gel de gözlerinle gör padişa. hım... Mehcemal, onu bileğinden tuttu. Gizli geçidin içine soktu. Venedikli kız göyle düşünüyordu: “.— Artık ok yaydan fırladı. Mut- laka, padişaha mukni bir delil göster. meliyim. Mutlaka Safiye sultanı bir an içinde mahvetmeliyim... Hem onu, höm'da bütün casus tertibatını, bütün arkadaşlarını... Yoksa, ben mahvola. cağım... O beni yok eder... Eğer bu işi böyle âni bir surette tatbik etme. seydim de Canfoda kadının da yardı- mınt vaktiyle temin etseydim, her halde daha'fazla muvaffak olurdum. Ama, zarar yok... Tahkikat esnasın. da, o, her halde bana müzahir ola. caktır... Elverir ki, Sünbülle Safiye sultanm odada ne yaptıkalrmı pedi. şaha göstereyim... Hattâ onların be- râber bulunduklarını da ispat kâfidir. Nasıl olsa, Sünbülün erkek olduğu sonradan tahkik edilecek değil mi?..., Yeraltı geçildi hayli uzundu. e Yazan: Edgar Rice Burroughs Çeviren: A.E. lm Macera ve aşk romanı — 106 — Padişah, perdelerin arasından bii facia aktörü dehşetile çıktı Padişah: — Nasıl tahammül edeceğim?. , di. ye inliyordu. . Benim kadınım, başka erkekle... — Hem de, ne erkek padişahım... Bu sözlerle kontes, üçüncü Mura- dm hiddetini tahrik etmek istiyordu: Padişah, hükmünü derhal versin... Hattâ, kabilse, Safiye sultan bu gece derhal idam olunsun... Fakat, diğer tarafta da irkiliyordu: “— Onunla nasıl göz göze gelece. ğim?.. Safiye insanm yüzüne bir ba. kış bakar ki, karşısında tiril tiril tit, rememeğe imkân yoktur.,, Ve şöyle diyordu: — Padişahım... Hakikati anlaman, herhalde lâzımdır. Şimdi, gözlerinle göreceksin... Her şeyi anlıyacaksın... Dr... Sesini çıkarma... Elinde tuttuğu şamdan yere bırak» t. Yürüdükleri gizli yo), nihayete er. mişti. Sonunda, kapalı kapı gibi bir kapak zuhur etmişti. Kontes: — Açıyorum! . dedi. . İşte bunun arkası, Safiye sultanın yatağıdır. Ve aştı. Padişah, sendeliyerek bekliyordu. Kapak, yağlı makaralar üzerinde ağır ağır kayarak iki yana açıldı. Kontes: “.— Henliz yatmamışlar..... diye fr- sıldadı. Sonra, korkmuş bir halde: “Tarzanı köyün ortasına götüre- rek büyük ateşin önündeki kazığa bağladılar Kulübenin en Karanlık köşe - sinden tüylü bir canavar kılığına girmiş ölüm yıldırımı, vahşi savaş çmm üstüne atıldı. Pars, vücudu boyalı savaşçının tâ göğsüne çarptı. Kuvvetli uzun te elleri berifin abanoz etine bat- tr; Keskin ve büyük dişleri yabani- snin boynuna saplandı. Kara derilinin ağzından, yürekler paralayıcı bir acı çığlık çıktı; avmı öldüren: Parsın çıkardığı çirkin ve hırıltı ses de bu çığlığa karıştı. Kulübedeki bu gürültü bir an i çinde bütün köyü susturdu. Biraz sonra, dışarıda, biribirlerine ne ya” pacaklarmı danışan kara derilililerin karışık sesleri duyulmağa başladı. Bu sesler arasıra derin bir korku ile yükseliyor, bir inleme, bir ağla- ma şekline bürünüyor ve bunlara karşı da kabile reisinin ne söylediği anlaşılmıyan ağır sözleri duyuluyor» du, Birdenbire Tarzan ile Pars birçok ayak sesleri duydular, Büyük 'bir kalabalığın yaklaştığı anlaşılıyordu. Tarzan, Parsın ayak seslerine karşı takındığı tavrı görünce şaşırıp: kaldı; Yalnız şaşırmadı, canı da sr” kıldı. Pars, sesleri duyunca Tar- zan gibi kudurup köpürecek yerde. , korkak bir i gerilemiş, iki ayağı ln içeriye gir“ mek için tavanda açtığı delikten #rvışıp gitmişti, İki saniye sonra delikanlının keskin kulağı , Parsm köy çitinden dışarı . atladığını da duydu. ii v Şimdi yerliler, yavaş ya w rm > al Kel I uzatıyorlar, içeriyi doldu” ran karanlık içinde bulunanları gör- I raiye savaşıyorlardı. Bunlar pek yüreklilerinden iki- | si öndeydi. Sol ellerinde yanmış çıralar vardı. Sağ ellerinde ise kes- kin ağır kargılarını tutuyorlar- dı. iki kişi, köyün en cesurla” rındandı. Bununla beraber, ilerile- BERTEkeE Hi T yün ortasina şin önündeki kazığa bağladılar. İntikam saatinin geldiğini his- seden Rokof artık sevinç duymu - yordu. O, Tarzanın karşısına di - kilmişti: — Ulan, alçak yaban adamı, ve maymunların pis çocuğu! bu yam yamlar şimdi seni dilim dilim ye'» meğe başlayınca, ben de yüreğini şu keskin kargımla kesip alacak ve siyçiy yiyeceğim!Sen şimdi, yam- yamlara verdiğim sevgili çocuğunun başma gelecekleri de düşün! Yam » yamlar bu piçi yemiyecekler. Eğer yerlerse, senden öcümü, istediğim gibi almış olmam; çocuk kesilip yamyamıların karnma giderse iş ko- layca bitmiş olur. Hayır. böyle ok muyacak. Büyüyüp de İngiliz lort- ları kamarasmda, kurumlu zengin bir lord olacağını sandığın o mini mini çocuğun, yabaniler elinde kr- çı çıplak bir yamyam yabanisi ola- rak büyüyecek, adam eti yemeğe alışacak; orman canavarlarından daha kötü, daha iğrenç bir mahlük olacak! Avrupanın , medeni Lond- ranın, o'parlak Parisin yüzünü bile görmiyecek. Sen şimdi dilim dilim kesilip : yamyamların karnma:gire- ceksin. Fakat çocuğun senin gibi böyle kolaylıkla kurtulamıyacak. Ya, karım Ceyn.. Sen öldük * | ten sonra onün çekeceklerini düşü- nüyor musun, maymun azman! al çak! Güzel karın da benim elimde- dir. O'da oğlunun pis, azgın bir yamyam olduğunu bilecek, fakat elinden bir iş gelmiyecektir. Uzun günler göz Yaşları döktükten sona benim kucağıma düsecektir. Sevgili karm, o kurumlu Ceyn, güzel ya” naklarını bana uzatacaktır! Ulan şaşkın, şimdi sana bir söz daha söyliyeyim: Sen bugüne kadar gü” zel karını, İngilteredeki büyük ko- nağında sağ ve korkusuz oturüyor sanryorsun değil mi? Yanılıyorsun aptal maymun, çok yanılıyorsun.. Ö güzel kadın şimdi benim elimde" dir, benim avucumun içinde.. Ona ben istediğimi yapacağım, ayakla- rimi onun göz yaşlariyle yıkayaca" ğım. Karın beim elimde olduğunu sana söylemiyecektim; Fakat şim- di ben gebermek üzeresin, bunu öğ” renmeden gebermek! Karm benim & İlimde olduğunu ona neler yapaca- İ rafa baktı. Yazan: ya ND Sw “.— Ya ispat edemezsem?e» Ya yok fiye sultanın odasında SünDÜ (ve 5 Bu sefer, padişahın heyecani, da sirayet etti. Eereket versin ki, o esBaği odas ölesinden bir ses işitildi: — Sünbül... Sen, katl a kaldıkça, benim dinime, m hizmet ettikçe, bu dünyada be? bile bulunsam, katiyyen sarin gelmez... Eiçiliğimiz daimâ seni b” ye eder... Bu Safiye sutlanm sesiydi. vi Padişah, kantesin elini gikii 0 “.- Katoliklik... Onun disi elgiliğir...,, diye mırıldandı. , Mehcemal: dö — Susun... Arkasmı dinleyin! * di, Bu sefer de Sünbili başlai” Da. — Güzelim... Ben, senin aski nine sülük ettiği miçindir Kİ milletinin dinine de sillük eli İe, Ölünceye kadar, ölünceye sd” na bağlı kalacağım... — Ah, alçak... Bu söz, padişahm Ağz ri geniş sapın İY Giçüş- ape op ar yordu... Kıskançlık artık, bürümtüştü. Kendini zaptedemiY* ti : Ayni sözlü kontes de marıldanö — Ah, alçak... ves Bu da, nice defrlar kendisin? va, yemini'eden Sünbüle karsıyöi” «gif genç zenci, ayni hararetle, basi kadına da ilânı aşkta bulun Onların bu sesler) işitilmiş ki, Safiye sultan: » Bu da net... « diye, yatak” Padişahla. N dehlizin ucu, tamamiyle. duvara girik üzerine çinden içeriyi de, kabil değildi. içi. Kuştüyü geniş rinde biribirine sarılmış şık, bir an yatağa değin Zira gesin o taraftan gel surette kanaat getirmişler. Kolları biribirlerine dol”. a 1ece dururlarken; bir fa<i” sunun perdesi açılır gk... perdeleri açıldı. göründü... Gün'e mai Ni — Efendimiz... . diye diy Sünbül de, artık, uzu y” 1: olmuştu. Heykel gibi yağa kalktı. ğımı bilerek, düşünerek Se çi yüreğinde daha derin, tıcı acılar duyarsın! .—i Rokof öfkeliydi. »ğz* sin savurarak konuşuyor e wa reisi yanına yaklaştı. i muhariblerinin “ölüm ke namağa başlıyacağın! * ves kof bir adım daha ge” aç © sustu, imdi ölüm den Yamyamlar sıçraşıyor!?” , gın kurtlarm, selale afak rmdan daha korkunç Ke lariyle köyün çevresinde gö ormanı çınlatıyorlardı!- di Tarzanın: dört yanı sıçrıyan iri yarı siyabler Gi Binler ellerindeki kari larının üstünde çevi" yi ken, ötede beride Yarar. yali in kızıl alevleri çirkin TarzanB lerinde pırıldıyor, Ta. eti yemek Için tö: dişlerini gösteriyorla! gi 4