Saatlik sayfa görüntüleme limitine ulaştınız. 1 saat bekleyebilir veya abone olup limitinizi yükseltebilirsiniz.
l'ları ""Vetı ttı ! l ı Yetınm mü- şimdi | W de tderse, &- t bu e. adan kaldir- liç T biş ça Ü B Yetin 50 ıı %Wu!t & oob aza- i **Teydi. Şimdi 4 'l! k' h.r gayeyt hâlâ| i İ î’ı::ıkn t ele Ve:erek! * | | Eîrısmışle Meclisin dünkü ühim muzakerelerâ (Baştarafı 1 incide) lifi görüşülmüştür. Reis, Teşkilâtresasi. ye encümeninin bu kanunun müstaceli- yetle müzakeresini teklif ettiğini bildir- miş, kanunun müstaceliyetle çıkarılma- sr kabüul edilmiştir. Şükrü Kaya kürsüde 'Teklifin heyeti umumiyesi hakkında ilk sözü Dahiliye vekili ve Parti genel sekreteri Şükrü Kaya almış ve: “— Cüumhuriyet Halk — Partisinin prenspleri, programında vazıh bir su- ' rette tesbit edilmiştir. Bu cihanca ma., lümdüur. — Tatbikatı için de — bugünkü Türklere ve Türkiyeye bakmak kâfi- dir. Dedikten sonra her milletin tarihini kendisinin yaptığını, Türk — milletinin tarihinde bugünkü iyi netice görülüyor sa bunu milletin başardığını, Türklere atfedilen menhus taliin bir defa — daha Atatürkün azim ve iradesile yenildiğini söylemiştir. Şükrü Kaya, istiklâle kavuşulduktan sonra, Türkü bir daha badirelere, tehli- kelere düşürmiyecek bir idevlet sistemi. nin kürulduğunu da söyliyerek sözleri- ne şöyle devam etmiştir? “ — Türk milleti devletçidir. Asırla- rın gösterdiği tarihin seyri isbat etmiş- tir ki, modern tekniğin ve ekonominin maliyenin modern icaplarına, gündelik hayatlarını ferdi olarak ve cemiyet ha- linde uydurmıyanlar daima geri kalma- ğa mahkümdurlar. Hayat mübarezesin. de bahusus devletler arasındaki hayat mübarezesinde geri kalmak çiğnenmek demektir. Çiğnenmemek için — Türkün , hergün daha fazla ileri adım atması lâ- zım ve şâarttır. Biz mazinin — bıraktığı boşlukları doldurmakla mükellef oldü- ğumuz gibi atiye İde çocuklarımıza da fena miras bırakmamak mecburiyetinde bulunan bir milletiz. Mazide, 'zamanda ; “yve mekânda yapıları hatalarr az vakitte telâfi ederek istikbali ona göre hazırla. mak lÂâzımdır. Yalniz mazinin kusurla- rını itiraf etmek veyahut — örtmek kâfi gelmez. İstikbalin de icablarını ona gö- re hazırlamak iktiza eder, Buvasfı haiz olmıyan devletlerin bilhassa Türk dev. letinin İstikbalinden dahi şüphe edilebi- llr. Atatürkün, kurduğu prensipin as- liyeti bundadır. Eğer biz — Atatürkün 'Türkleri, — kurtarılmış olmak - itibarile Türklere yüksek medeni vasıflarını tek rar iade etmiş olmak itibarile Atatürke karşt şükran hissediyorsak, bunun ifa. desini kurduğu prensipleri sadakatle, feragatle ve samimiyetle takibde ara- mak icap eder., Şükrü Kaya devletçilik vasfının teş- kilâtıesasiyeye konacağını söyledikten sonra milliyetçilik, halkçılık vasıflarını anlatmış, Türkiyede menfaat imtiyazı. nın kaldrıldığını tebârüz ettirmiştir. Şükrü Kaya bu memlekette gayri mes- üllerin vicdanlara âmir — olmasından, devlet ve millet işlerini — görmesinden memleketin çok zarar gördüğünü, lâik- liğin ilân edildiğini, maddi hayatın an. cak bu suretle kurtulduğunu, bunun da teşkilâtresasiyeye konacağını bildirmiş, şöyle devam etmiştir: müdahalemiz yoktur. Herkesin vicdanı hürdür, Bizim istediğimiz hürriyettir. işlerinde müesşir ve âmil olmamısını te min etmektir. Bizce lâikliğin çerçevesi hududu budur. Arkadaşlar; Biz şeraii salifenin geçmiş hükümle- rinlden çok zarar gören bir milletiz.. O- nun fena göreneklerinden gene en çok zararı biz Türkler çekmişizdir. Çünkü Türklerin hasleti ve karakteri, İnandığı şeye sadıkane raptı kalb etmeği ve onun yolunda karımı dökmeyi ve hayatını fe. da etmeği emreder. Hiçbir din kendisi- ni müdafaa için Türkler kadar azimkâr, 'Türkler kadar fedakâr bir millet bula- mamıştır. Eğer dünyada İslâmiyet yaşı. yorsa, on iki asırdanberi kendisini mü- dafaa eden Türklerin kanına ve kafası- na medyündür. (Bravo sesleri, allkışlar) Bizim idavamız bu davanım çok fevkin. de bir davadır. Biz dıyoruz ki; dinler #— Eşhasın vicdan hürriyetlerine ve | bazı dinlere intisaplarına zerre kadar| Lâiklikten maksadımız dinin memleket | di hayat ve dünya içine — çıkmasın ve çıkarmıyoruz, çıkarmıyacağız. (Bravo sesleri, alkışlar). Fena miras olan diğer birşey de bazı Türklerin bir takım tari- katlere salik olmasıdır. Bizim bildiği- miz, Türk için yegâne doğru yol ve ta. rikat, milliyetçiliktir. Bu yolu tutmak Türkün dünya ve ahreti için en büyük kuvvettir. (Bravo sesleri, alkışlar), Bu- nun içindir ki eğer şurada burada va- tandaşlarımızın kalbinde küçük bir ra. bırta kalmışsa o rabıtayı Büyük Mecli- sin kararile kökünden silerek bu tarikat lerden uzaklaşmak istiyorüz. — (Bravo sesleri). Koyduğumuz prensiplerden bi ri de budur.,, Şükrü Kaya köylüye toprakta hisse verilerek bütün Türk köylüsünün müs- tahsil vaziyetine getirileceğini söyliye. rek sözlerini bitirmiştir. Halil Menteş ve Hüsnü Kitapçı'nım beyanatlarından sonra Recep Peker kürsüye çıkmış, inkılâpçılığın aley - hinde irticai fikirlere, cereyanlara kat iyyen yer verilmiyeceğini anlatmıştır. General Rafetin sözleri Müstakil meb'uslardan General Re. fet söz alarak kürsüye çıkmiş: — Hepimiz cumhuriyetçi, milliyet. çi, lâikiz. Lâikliğe gelince, kat'iyyen eminim ki bu, memlekette çok İyi an. laşılmıştır. Bahusus salik bulunduğu- muz islâm dininin tatbik şekli de çok lâiktir. —- Devletgçiliği de ele alalrm. İşte işin en canlı ve en mühim noktasına gel, - dik. Arkadaşımız Şükrü Kaya bu nok tada uzun ve güzel izahlarda bulun . du. Fakat bir de hayatım daimi şekil. leri vardır. Benim genç yaşımdanberi duydüuğum ve bugün dahi doğruluğu. na kani bulunduğum bir fikir vardır ki; bir devlet tücear ve sanatkâr. ola- maz. Hakikatin karşısında nekadar i- nat edersek &edelim; Bugünün 'zarüret . ( madde ayrı ayrı M leri'bizi*hak yöhmegetirebek, onauz yacağız. Bugünün zaruretleri devam e decek mi? Bence etmiyecek, yarın de- gişecektir. Bu, mülâhazalarım mesele- nin yalnız ekonomik bakımdan müta. leasıdır. Eğer iş sadece bu yoldan mü. talea edilseydi, bu, Partinin devletçi-| lik umdesinin Ana Yasasına sokulma| masını, teklif edecektim.” General Refet, bu sahada alman tedbirlerin de fazla müspet olduğuna kani bülunmadığını ve daha seker fTi- atlarmım bile halledilmediğini kaydet. tikten sonra sözlerini şöyle bitirmiş. tir: — Biz sınıfsız bir millet olduğu-!/' muzu iddia ediyoruz. Bu kâfi değildir. Yarın sınıf olabilir. Bunun için onun da önüne gecmek icap eder. Bugün zenginin elindeki bütün servet yarın kâmilen gitmektense bugün zenginin karnı aç kalmaksızın fakirin de ekme ği verilmelidir. İşte ben, Ana Yasaya giren bu vasıf hakkımdaki reyimi e- konomik noktai nazardan değil, poli. tika nöktai nazarmdan uygunluğuna tamamen kani olarak muvafık şekilde kullanacağım. Toprak meselesine gelince, bu bence çok mühimdir. Herşeyden evvel in - sanlık için mühimdir. Bir tarafta sü- rülmiyen, yürümiyen topraklar durür | ken bir'tarafta topraksız aç insanlar vardır. ğ Nüfusumuz topraklarımızı ekmeğe az geliyor diye şikâyet etmek düurur- ken topraksız insan nasıl bulunabilir. | Ağrer mesele birçok yerlerde,de in « sanlık noktai nazarından değil, ada . Jet noktai nazarından değil, siyaset noktai nazarından görülmüştür.” İttifakla kabul Son olarak Şükrü Kaya itirazlara cevap vermiş, maddelere geçilmiş, ber| heyeti umumıyesi mîgi;sun &Ğ falâyle kabül eamuışüf" HÇA Teşkilâtı yadılan 'Teşkilâtresasiyenin değiştirilen mad. deleri şunlardır: 1 — Teşkilâtresasiye kanununun i. kinci maddesi aşağıdaki yazılı şekilde değiğtirilmiştir: i Türkiye devleti cümhuriyetçi, mil. liyetgi, halkçı, devletçi, lâik ve inkı. lâpordır. Resmi dili türkçedir. Makar- TI ÂAnkara sehridir. 2 — Teşkilâtresasiye kanunun 44 üncü maddesi aşağıda yazılı - şekilde değiştirilmiştir: Başvekil Reisitümhur canibinden ve Meclis âzası meyanında tayin olu. nur. Sair Vekiller Başvekil tarafından Meelis âzası arasından intihap oluna-« orak heyeti umumiyesi Reisicümhumn tasdikile Meclise — arzolunur. Meclis müctemi değilse arz keyfiyeti Mecli. sin içtimama talik olunur. Hükümet hattı hareketini ve siyasi nokti naza. rmı âzami bir hafta zarfında Meclise bildirir ve itimat talep eder. Siyast müsteşarları Başvekil._yec. lis"âzası arasından seçerek Reisicüm- hurün tasdikma arzeder. 3 — Teskilâtresasiye kanunun 47 nci maddesi aşağıdaki ya.ıılı şekilde değiştirilmiştir: Vekillerin ve siyasi müstesarların vazife ve mes'uliyetleri mahsus ka. nunla tayin olunur. ' 4 — Toeekilâtresasiye banunun 48 inci maddesi aşağıda yazılı şekilde de. ğiştirilmiştir: Vekâletlerin ve siyasi müsteşarla- rın adetleri kanunla tayin olunur. 5 — Teşkilâtresasiye kanununun 49 uncu maddesi gu suret.le değiştiril miştir: Mezun veya herhangi bir sebeple / Mmazur olan bir Vekile fera Vekilleri Heyeti âzasımdan bir diğeri veya si. yast müsteşarlardan biri muvakkaten niyabet eder. Ancak bir Vekil veya Sİ- yasî müsteşar bir vekaıetten Nfş“k | esasiyede tadiller Vekile niyabeti halinde kararnamesi Meeclise arzolunur. 6 — Teskilâtresasiye kanununun 50 inci madesi aşağıda yazılı surette değiştirilmiştir: İcra Vekillerinden veya siyasi müs. | teşarlardan , birinin Divanı Âliye sev- kine dair Türkiye Büyük Millet Mec. lisince verilen karar Vekâlet ve Müs. teşarlıktan sukütu dahi mutazammın- dir. T — Teşkilâtıesasiye kanununun 61 inci maddesi aşağıda yazılı surette değiştirilmiştir!: Vazifelerinden münbais hususatta İcra Vekillerile siyasi müsteşarlarm ve Temyiz mahkemesi rüesası ve Âzasını, Cümhuriyet Başmüddeiumumisini mu. | hakeme etmek üzere bir Divanı Âli teş kil edilir. 8 — Teşkilâtresasiye kanununun 74 üncü maddesi aşağıda yazılı şekil. de değiştirilmiştir: Umumi menfaatlar için lüzumu an- laşılmadıkça ve mahsus kanunları mu- cibince değer pahası peşin verilmedikçe hiçbir kimsenin malr istimval ve mülkiü istimlâk olunamaz. hibi yaâapmak ve ormanları devlet tara- fından idare etmek için istimlâk oluna- cak arazi ve ormanların istimlâk bedel- leri ve bu bedellerin tediyesi sureti mahsus kanunlarla tayin olunur. Fey- kalâde hallerde kanuna göre tahmil olu nacak para ve mal ve çalışmaya dair mükellefiyetler müstesna olmak üzere hiçbir kimse hiçbir fedakârlık yapmağa zorlanamaz. 9 — Teşkilâtı esasiye kanımunun 75 inci maddesi aşağıda yazlı şekilde değiştirilmiştir: ; Hiçbir kimse mensup olduğu felsefi îçtıhad din ve mezhebden dolayı mü- : Servetı 4 senede Sayılamıyan Adam büyük mera- '“ sime hazırlanıyor - Jazinelerinde bizim darabad Nizamrı 13 şubat gı.nu fev-. kalâde parh'.: törenlerle * 'gümüş _ıu** bilesi,, ni yani hükümdarlığının 25*& inci yıldönümünü kutlulayacaktır. Eİ, Bu zat şahsi servet itibarile dün-;. yanmn en zengin hükümdarıdır. Ha zinesini gece gqndu.._ Slldhl[ muhahz' h İar bekler, Bir garajda müsellâh elli | tane kamyon her an emre âmade durmaktadır: Bunlarm vazifesi hers hangi bir vaka zuhurunda hazine — muhteviyatmı yüklenip emredilecek- yere götürmektir. İ Bir İngiliz mütehassısı dört sene- dir hazinedeki mücevherleri- tasnifle; uğraştığı halde işini hâlâ bitirememiş Haydarabat Nizammım senelik ge- liri bizim paramızla 6 milyon 250 bin liradır. Romatızmanın ilâcı öT Altın şırıngası imiş! « Altımn meğerse zenginlikten, ağzı- * mızdaki çürük dişleri tamirden başka ' işlere de yarıyor, hem de insanm ca-? nma can katıyormuş!. ; Veremin üçüncü devresine gelen— hastalara altın tozu şırınga edilmek-? . le, ölümden kurtarılmakta - oldukla-T rını biliyorduk; şimdi de romatizma (artiritin) den malül kalarak on üç senedir katiyen yürüyemiyen elli ya-ır şında bir İngilizin altın tozu şırınga*xy larile ayağa kaldırılmış olduğunu İn-» gilizce Sunday FPictoriel gazetesi yaz.maktadır Gazetenin muhabirile - “könuşan Aşford. şehrmden Monğ,; Holands demiştir ki: — Ön üç senedenbendır bırıncı defadır ki ayağa kalkıp yürüyorum. ; Bütün bu müddet zarfında romatiz-, ma artiritinden kurtulmak için mev- ; cut bütün ilâçları kullandım. Duydu-., ğum muthış acıları azıcık olsun din-5j direbilmek için az kalsın ilâçla olu- yordum. Nihayet doktorlar bütünd ümidi keserek bir şey yapamayacak- ; larmı söylediler. 3 Fakat bir sene evvel Harley soka- ğı mütehassıslarından birisi beni alhd tim standardı tedavisine aldı. Aydav bir, damarlarıma bir altm şırmgasri yaptı. İşte bugün ayağa kalkaraksi yürüdüm. Ben ve çocuklarım heye- candan çıldırmak derecelerine gelsw dik. yt Bütün hastalığım esnasında çalış*" madım. Şimdi işe bile başlamak üzelE reyim. Malüliyetim esnasında kulları dığım tekerlekli koltuğu satılığa çı' kardım!,, Çiftçiyi toprak sa-ı Zatürrie mik- roplarını öldü- Vaşingtonda milli sıhhat enstitüsü- direktörü doktor Sanford M. Rozen: tal Narada zatürrie mikroplarımı ölv düren bir ilâç keşfetmiştir. Fazla miktarda kullanmak:mecbu- riyeti olduğu için şimdilik bu ilâç in- sanlara tatbik edilememektedir. Fas kat zatürrieye karşı atılmış çok İ:ıü-r . yük bir adımdır. Doktor gazetecılere verdiği beyanatta demiştir ki: “— Bu müessir ilâcm teknik adı “Pamino - Beneze * Sulfonamide,,. dir. Oldukça ucuzdur, ve ticaret için. elde edilebilir. Simdi ise iş bu ilâcı, insanlara da tathık( edebilmeğe kal- mİStn' ..» Doktor Rozentel i icin tam dört sene çalışmış ve 300 den fazla zatürrieli fareyi tedavı et—” miştir. i| 1 mute'öa-dir '_&f ne aykırı bulunmamak’üş_ue"liu ıa;m' dini ayınler serbesttır paramızla — 625 milyon Dralık altın sikke ve çu — bul: balinde altm, bir milyar 250 mil-: yon İiralık mücevherat bulunan Hayi c N bulabilmek — ' ) KA '.J