Saatlik sayfa görüntüleme limitine ulaştınız. 1 saat bekleyebilir veya abone olup limitinizi yükseltebilirsiniz.
4v şr A AŞT T a Haa ae | RETT A « Esmer erkekler Dikkat Tehlike var Yazan : Nizameljdin Nazif “Konservatuvar — profesörlerinden bayan Nimet Vahit ile H. F, Esin yap- tığı mülâkatı büyük harflerle dizdirip yüz bin afiş bastırmayı ve bu afişleri memleketin her tarafına dağıtıp astır- mayı,, teklif edeyim mi etmiyeyim mi diye dün bir hayli düşündüm. Zira ben bu yaşa geldim (*), bu kadar yıl ga-| zetecilik, muharrirlik ettim, itiraf ederim ki bu derece “provacant,, insa- nı izdivaca bu derece teşvik edici söz- lere ve neşriyata ilk defa olarak rast- lamış bulunuyorum. Hem tam sırası.. Nesli ıslâh, nüfu- su çoğaltmak, cemiyetin en esaslı hu- ceyresi olan aileyi yeni temeller Üze- rinde tesis gibi güzel ve yüksek arzu- larımızı bir hayal ve ılık salonların muhaverelerine katıştırılacak bir çeş- ni olmaktan kurtarmak merhalesine de artık ulaşmış değil miyiz? Binaenaleyh bayan Nimet Vahit ile bay Hikmet Feridunun muhavere- sini evlenme ve çocuk yetiştirme pro- pagandamızın ilk ve mükemmel eseri teşvikçisi, tahrikçisi olarak ele al- mak bir hayli faydalı olabilir Ama.. Evet bunun da bir “amma,, sı var. Dikensiz gül olur mu? Olmaz tabif.. Bayan Nimetin müessir sözleri ara- sında şu tavsiye beni bir hayli düşün- dürdü: “İdeal çiftin erkeği kayıtsız ve şartsız esmerdir.,, Eh.. Hangi kadm veya hangi kızdır o ki kuracağı ailenin “ideal çift,, e yu- va olmasmı istemez? Ve mademki “ideal çift,, ancak esmer bir erkek bul- makla teşkil edebiliyor, o halde? Şimdi düşününüz bir kere.. Bütün genç kızlar esmer erkek peşinde, Sa- rışma, kumrala bakan yok. Sonumuz ne -olur? İzdivacın kısmet adlı piyangosunda bu neviden “ikramiye,, pek bol olmasa gerktir. Kaldı ki bayan Nimet esmer- liği de kâfi bulmuyor. Müsftakbel zev- cin şefkatli, zeki, çok çalışkan ve eli yüzü düzgün olması ve.. Bayanın çay içmekteki zevkine, daha doğrusu ça- yına kattığı şeker kadar da çocuğa baba olması lâzım. Eğer her bayan çay tiryakisi olsa, haydi buna da katlanılsın, Fakat farz ediniz ki bayan hoşaf tiryakisidir. Ar- tık işiniz yoksa ona hoşaf beğendir- meğe kalkışmız. Hele: — Dut şurubu isterim! Dut şurubu isterim! “Diye tutturacak olursa yandınız. Ben şahsen esmerim. Binaenaleyh Hikmet Feridunun bu mülâkatından | doğabilecek tehlikeler karşısında bü- | fazla durmazdık. Ama mademki, ikin- | Mmıza sebep olmuştur. O halde iki sü- ediniz sayısınm ikinci sayfasında çıkan son bir yazısı gibi daha dört yazı yazacak olursa genç dostum Yaşar Nabi, im- zasına karşı bende uyandırmış bulun- durduğu “okuyucu emniyeti,, ni bir hayli azaltmış olacaktır. “Hdebi meseler,, başlığı altında çı- kan ve “Ulus,, un iki sütununu doldu- ran bu yazısile genç muharririn tet- kik ve isbat etmek vaadinde bulundu- gu dava şudur: “Edebiyatımızın en büyük ve üze- rinde ısrarla durulması gerekli derdi halkımn rağbetsizliğidir,,. müş olsaydı bize okuttuğu iki sütunu bir “musahabe,, addeder ve üzerinde ci ve sarih bir serlevha ile muharrir, bir davanm, hem de mühim bir edebi- yat davasının isbatını bize peşinen vaadetmiş ve hatta sırf bu vaadin uyan dırdığı bir merak ile yazısını okuma- tunluk yazıyı hatmettikten sonra biz de kendimizi şu suali ortaya atacak hakka ulaşmış addediyoruz: “Nerede be birader dava? Ve nere- de davanın isbatı?,, Zira Yaşar Nabinin “Türk edebiya- tıma karşı duyulan alâkasızlığa ve edebi âlemimizin verimsizliğine niha- yet verecek hareket ve anasır,, etrafın daki bütün kehaneti şundan ibaret: “Edebiyatımızın yükselmesine ge- rekli şartlar, memleketin umumi kal- kmmasile aynı seyir içinde kendiliğin- den husule gelecek ve Bu hüsusta rol oynayacak tek unsur zaman olacak- tn'-n Acaba Yaşar Nabi bizde edebi ha- reketlerin, memleketteki umumi kal- kmma ile “maküsen mütenasip,, bir şekilde gerilediğinin farkmda değil midir? Bununla beraber genç muharrire he- nüz sistematik bir cevap vermek hak- kınt kendimizde bulamamaktayız. Zi- ra Yaşar Nabinin makalesi şu cümle ile bitmektedir: “Gelecek mahkalemizde hatıra gelen pratik imkânlar üzerinde konuşma ğa çalışacağız.,, Be gözüm bunu makalenin başında söylesen de bize beyhude vakit kayb- ettirmemiş olsan kıyamet mi kopar- di? Okuduğum kitaplar : İlk okul öğretmenlerine ders ve tün esmerleri ihtiyatlı davra.nmağa davet ederim. Zira bilirim ki eamerler böyle bir tavsiye olmasa dahi yine kumrallardan, sarışmlardan çok ökse- ye tutulmak zaafmdadirlar. Ve bil- mem niçin böyledir, neden hep onlar evlenirler ve niçin sarışmımlar ve kum- rallar daha az güzel, daha az evlen-! meğe müsait addedilirler? O sarışın ve o kumral erkekler ki doğrusunu isterseniz, esmerlerden bin. kat çok “sexappe,, leri vardır. Edebi meseleler ve plân örnekleri. |— Aynı zamanda hem birer muallim, hem de birer kıymetli gazeteci olan ile Hasan Bedrettin Ülgenin imzaları- nı taşıyan bu kitap, Kültür bakanlığı- nın terbiye ve talim prensiplerinde yaptığı son ve çok faydalı yenilikleri ilk okul öğretmenlerine, açık bir ifade ve vazıh bir teknik ile ulaştırmaktır. Ben bu şekilde bir başka eser oku- mamıstım. Bunda beni mazur görme- nizi tabil bulurum. Zira —muallimlik benim sanat veya mesleğim değildir. Yaşar Nabi Yaşar Nabi sevdiğim gençlerdendir. ve yazılarını okudukça hep tahmin eder ve sanırım ki o, günlük çalışma programında “okumak,, icin de bir yer ayırmaktadır. , Bu zannımda aldanmadığıma beni inandıran vesileler, sebepler ve delil- ler de gösterebilirim, Ve hatta diyebi- lirim ki “bu Yaşar Nabi,, üzerinde Ankara fikir muhitinin çok mesut te- aırleri olmuştur ve bu seyir ile Anka- Tra Yaşır Nabiden olgun bir münev-. ver yaratabilecektir. “Fakat, “Ulus,, un 1-2-937 tarıhlı (t) leış tefsir buymımm, bast'ık. TOM z ĞTi t | tifini birer muallim sıfatile hazmet- Fakat eseri bu sahanm bir yabancısı olduğum halde başımdan sonuna ka- dat okuyabilmem bana anlattı ki her iki muharriri birbirlerini iyice ta- mamlayarak ve bir programm ana hatlarmdan bütün bir yeni terbiye ve talim tekniğine yayılabilmişler, ve bu- nunla hem Kültür bakanlığının direk- tiklerini, anladıklarını isbat etmişler- ve hem de muallim arkadaşlarıma hiç yorulmadan direktifi ı ve tatbik etmek imkânmı vermişlerdir. Her iki muharriri tebrik ederim. Ha- ni böyle dört eser daha okusam gali- HABER — ? .,...m postası lzmır lısesınde bir kızcağız delirdi Hâdise, mektebte talebeler İzmirde Karataştaki kız lisesi binasın da zehirli gaz dersinde açık holde tecrü be yapılırken müessif bir vaka olmuş, bir talebe delirmiştir. — Birinci sınıf 2 inci şubeden bir talebe, zehirli gaz tec. rübesi esnasında birdenbire gayri tabii bir halde söylenmeğe — başlamış ve bu talebe, dersten çıkarılmıştır. Mektebin leyli talebesinden olan bu! kız, geceleyin yatakhanedeki yatağın- dan kalkarak dışarı çıkmış ve müdür- muavinlerinden birinin ansızın boğazına sarılmış, sonra teskin edilmiş ve yata. ğına yatırılmıştır. Zavallı kızcağız, es- kidenberi sinirli bir halde bulunuüyor- muş. Bu iki hâdiseden sonra, İngilizce der. sinde üçüncü bir vaka daha olmuştur. arasında heyecana sebep oldu İngilizce öğretmeni Adnan, ders tak- rir ekderken sıralardan birinden: — İşte geliyor! Diye bir ses duyulmuş ve bunu taki- ben gene bir gün evvelki — hâdiselerde görülen kız, ayağa kalkarak öğretmen Adnanın üzerine atılmış, boğazını sık. mağa teşebbüs etmişir. Öğretmen Ad- nan: — Kaçım kızlar! Diyerek diğer talebeye dışarı çıkma- larını bildirmiş, le'zlar, büyük bir gürül. tü ile ve çığlıklar basarak dışarı fırla- mışlardır. Bu hâdise, bir aralık mekte- bin diğer sınıflarındak intizamı da ih. lâl etmiş, her sınıfta bulunan talebe, koridorlara uğramışlardır. Hasta kız, tedavi altına alınmıştır. iki münevverin, yani Lâtif Faik erenel kavrayabilmek | l ba bende de muallim olmak hevesi Hu A " İ [ dırılmıştır. çağğr z ga e pansız hava ordusu Hava nazırlarına göre Sovyetlerden sonra dünyanın en kuvvetlisi imiş Fransız parlamentosunda milli mü. dafaa hakkındaki müzakereler devam etmektedir. Hava nazırı Kot, beyanat- ta bulunarak bugünkü — Fransız hava kuvvetinin evsafını anlatmış ve gşöyle demiştir. “— Fransız hava ordusu — dünyada en kuvvetli ordulardan biridir. Fransız mucit ve inşacıları bir aralık kaybetmiş oldukları yüksek mevkii — tekrar işgal etmişlerdir. Hava ordumuzunkinden da | ha iyi malzemesi olan bir tek ordu var-| dır. O da Sovyet hava ortdusudur. Mal. zememiz her suüretle memleketimize şe- ref verecek bir kıymettedir. Tabit ben- den tayyarelerimiz adedini tam olarak söylemekliğimi beklemezsiniz, : Fakat size haber veriyorum, malzememizden bahsedecek olanlara karşı ihtiyatlı dav. ranımız. İlk işarette — harekete — hazır olan tayyarelerimizin adediyle bütün tayyarelerimizin miktarı arasında bü. yük bir fark vardır. 1,500 — tayyaremiz olduğu söylendiği zaman — bundan ilk safta harbe iştirak edecek olan tayyare lerimizin miktarından bahsedilmek is- tendiği anlaşılmalıdır. Altı — aydanberi dürmadan çalıştyoruz. Faaliyetimiz hiç bir hava ordusunun faaliyetile — ölçüle- mez, Harekete hazır olan tayyarelerimi zin aldedini yüzde 37, nisbetinde, mü. himmatımızı yüzde 70 nisbetinde art- tırdık. Bundan maada havat üsler teşkil ettik.,, Harbiye Nazırının beyanatı Harbiye nazırı Daladye dahi söz ala- rak şunları söylemiştir: “— Fransa hükümeti, silâhları tahdit edecek ve harbin önüne geçecek bütün tedbirleri tetkika amadedir. Fakat bü. gün bütün dünya, askeri hazırlıkları i- lerletmek hususunda gayretler sarfile Otobüsçülerin yeni teklifi & Avrabalarımızı Belediyeye bırakmağa hazırız, fakat...,, Otobüsçüler dün toplanmışlar, bele- diyenin kendilerinden istediği yüzde on hizse üzerinde görüşmüşlerdir. Otobüs çüler hasılatı gayri safiye üzerinllen yüz de ön vermeye kat'iyyen razı değildir. ler. Otobüsçüler belediyeye yeni bir tek lifte bulunmaktadırlar. Diyorlar ki: “Rlimizde bulunan — otobüsleri bilâ bedel belediyeye terke hazırız. —Buna müukabil belediye otobüslerin — işlediği müddetçe hasılatı gayri safiyeden yüz- de on bize versin,, , İş kazası Mahmut paşada Tarakçılarda bakır fabrikası sahibi 52 yaşımnda — Mustafa dün sağ elini makineye kaptırmış, bile- ği kesilmiştir. Mustafa hastaneye kal- et )4 N -d LA Hi llli meşgüldür.,, Daladye bundan sonra, muhtelif mem leketlerin askeri kuvvetlerini tahlil e- derek en başta Almanyayı | saydıktan sonra Sovyetler birliğine geçerek demiş tir ki: “Sovyet Birliği, hücum - tanklarının ve tayyarelerinin sürati — bakrmından hiçbir başka devlet tarafından yetişil. miyecek bir derecededir. Polonya, Ro- manya ve Çekoslovakya da askeri kuv- vetlerini yükseltmeğe — çalışmaktadır. İngiltere, muazzam bir tayyare filosu vücuda getirmekte ve — ideniz filosunu da modernlestirmektedir.., Fransız harbiye nazırı sözlerini şöyle bitirmiştir: “— Fransız ordusunda, — bozguncu unsurlar bulunduğu — doğru değildir. Fransız ordusu, bilâkis gerek Fransa, gerek müttefikleri için kuvvetli bir zırh teşkil eylemektedir..,, Pencere “dinliyen serhoş Mahkemede şöyle dedi : “ Ben iğri yürürüm, elverir ki kanun doğru yürüsün ! , Küçük Ayasofyada Cebeci sokağın- da oturan yirmi yaşında Kadriye dün gece komşularile evinin alt katındaki bir odasında konuşurken bahçeye ba- kan pencerenin dışında bir gürültü işitmiştir. Kadriye perdeyi kaldırıp dışarı bâ- kınca komşularından balıkcı Halidi görmüş, hemen bir feryat koparmış- tır. Feryat üzerine Halit kaçmıştır. Kadriye kârakola giderek komşuların dan Halidin bahçe kapısını açarak — | iceriye girdiğini ve kendilerini dinle- diğini söylemiş, şikâyette bulunmuş- tür, Halit yakalanmıştır. Fazla sarhoş ol- duğu görülen Halit polislerin sorgu- suna şöyle cevap vermiştir: — Kadmlarım ne konuştuklarımı merak ettim. Bunu dinlemek Üüzere bahcçeye girdim..,, Halit dün cürmü meşhut mahkeme- sine sevkedilmiş, hâlâ sarhoş bulunan Halit hakime de şunları söylemiştir: — Ben iğri yürürüm, kapı açarım, pencere kırarım, bundan ne çıkar? Elverir ki kanun doğru yürüsün. Muh- terem reis suallerinize dikkat edin, in- ce ince sorun, ben Rusça bilmem, yal- nız İngilizce cevap veririm.,, Maznunun bu şekildeki cevapların- | dan — kendisini — bilmiyecek . kadar sarhoş olduğu anlaşılmış ve tabibi ad- lice muayenesine lüzum görülerek ora- ya sevkedilmiştir. Maznun adliye mer divenlerinin sağlam olup olmadığını tetkikini istemiş ve kendisine bu ci- het temin edildikten sonra merdiven- leri cıkmıştır ". Tıbbr adli Halidin sarhoş olduğfu- nu ranorla bıldırdığınden duruşma bu YAT < w* *T Her teşebbüste 96_ : rin önce aah-asmi mahalli ve me'DZ“ dan sonra kamf W E olduğundan biz de rayını Ve müştem mekle başladık. - î#“ hgil, Cumhuriyet, *” Şüphesiz ki bir dıllı ol büyük edibler genIŞl Halid Ziya Uır.aklıgiı yazılarında dil yanl% değildir: “Mademki M lemiştir, demek ki doğrudur,, denebilir. — Fakat Halid Ziya ** larmda görülen Y”'lî::# gidiyor; çünkü onlar geimt mızın Türkçe değil, düşündüğünü gostel'lyor' “Yapılacak olan isl işler,, demek kâfidi; ken “olmak,, fiilini H Fransızcanın verdiği bh' r kıdır; fakat ekseriy3 tırmaktan başka bif 5 y. “Karar almak...» nada, “karar vermeKw * almak, mahkemeden * demektir. ' « gezip görmekle © avons commencö P’r"'i; Tîırkçeleşmesı için b a “işe,, ilâvesi lâzımdIr! ' gezip görmekle WMİJ KakAZ. - l arabi dilile yumlm'ş ni çoktur. - M. Tur hur A yet, 2.2.87. Tertip hatası desef de pek iyi bir şey O1 rusu mana değ' aiynl' desem üstadı yine korkuyorum., — H “Harist ve şraîâi]ilâı. pek İyi geîme Jf hiç olmazsa ııdıueı:l e » dikten sonrd.. ” Ona Türkçede îbi ler, frenkçedeki £ ta — uf dur,, d -» Renkli glase deri W? şik yapılan Ş yor, - Akşam, 2.2-5';1' “Renkli glase fe,, olan; “yapılâfn g.. Söz, 2.2.81. Bu, bir şey değil miş, “gecen,, den yazıvermiş. Ya 5 » Türk Löyhîsw yegüâne günahi, kaçırmaktır. “Rn masum günat! birçok günahı vg_rdlfı rın en ehemmiye | Bu mesele € Türkçeyi pek bet” mış, işi frenkçeyt Pastahö; Meçhul bi tal'al'mdaıı Fleman isminde ce evvel Beyoğwndı otururken yakasi * adamın ta i mirle yüzünden ? Zengince bir Kdtf ğ yaralayan adam Zabıta tarafında