Esmer erkekler ! Dikkat ediniz Tehlike var! Yazan: N “Konservatuvar agiz Sn bayan Nimet Vahit ile H. P. Esin yap-! tığı mülâkatı büyük harflerle dizdirip! yüz bin afiş bastırmayı ve bu afişleri memleketin her tarafıma dağıtıp matir-| mayı,, teklif edeyim mi etmiyeyim -1 diye dün bir ksyli düşündüm. Zira ben bu yaşa geldim (9), bu kadar yıl gas! zetecilik, muharrirlik ettim, itiraf ederim ki bu derece “provacani,, insa nı İzdivaca bu derece teşvik edici söz- lere ve neşriyata ilk defa olarak rast- lamiş bulunuyorum. Hem tam sırası. Nesli ıslâh, nüfür! su çoğaltmak, cemiyetin en esaslı buji ceyresi olan alleyi yeni temeller Üze- rinde tesis gibi güzel ve yüksek arzü- larımızı bir hayal ve ilik salonlarm| muhaverelerine katıştımlacak bir çeş- ni olmaktan kurtarmak merhalesine| de artık ulaşmış değil miyiz? Binaenaleyh bayan Nimet Vahit! ie bay Hikmet Feridunun muhavere- #ini evlenme ve çocuk yetiştirme pro- pagandamızm ilk ve mükemmel eseri teşvikçisi, tahrikçisi olarak ele al. mak bir hayli faydalı olabilir Ama. Evet bunun da bir “amma, sı var. Dikensiz gül olur mu? Olmaz tabit.. Bayan Nimetin müessir sözleri ara- sında şu tavsiye beni bir hayli düşün- dürdü: “İdeal çiftin erkeği kayrisız ve şartsız esmerdir.,, 'Eh.. Hangi kadm veya hangi kızdır o ki kuracağı ailenin “ideal çift,, e yu- va olmasmı istemez? Ve mademki “ideal çift,, ancak esmer bir erkek bul- makla teşkil edebiliyor, o halde? Şimdi düşününüz bir kere. Bütün genç kızlar erkek peşinde. Sa- rışma, kumrala bakan yok. Sonumuz ne olur? İzdivacın kısmet adlı piyangosunda bu neviden “ikramiye,, pek bol olmasa gerktir. Kaldı ki bayan Nimet esmer- liği de kâfi bulmuyor. Müstakbel zev- cin şefkatli, zeki, çok çalışkan ve eli yüzü düzgün olması ve.. Bayanın çay içmekteki zevkine, daha doğrusu ça- yma kattığı şeker kadarda çocuğa baba olması lâzım, Eğer her bayan çay tiryakisi olsa, haydi buna da katlanılsın. Fakat farz ediniz ki bayan hoşaf tiryakisidir. Ar- tık işiniz yoksa ona hoşaf beğendir- meğe kalkışmız. Hele: İ — Dut şurubu isterim! Dut gurubu isterim! Diye tutturacak olursa yandınız. Ben şahsen esmerim. Binaenaleyh Hikmet Feridunun bu mülâkatından doğabilecek tehlikeler karş'sında bu-| tün esmerleri Ihtiyatlı davranmağa | davet ederim, Zira bilirim ki esmerler böyle bir tavsiye olmasa dahi yine kumrallsrdan, sarışmlardan çok ölse- ye tutulmak zaafındadırlar, Ve bil mem niçin böyledir, neden hep onlar evlenirler ve niçin sarışmlar ve kum- rallar daha az güzel, daha az evlen. meğe müsait addedilirler? O sarışm ve o kurorsi erkekler ki doğrusunu isterseniz, esmerlerden bin kat çok “sexappe, leri vardır. Edebi meseleler ve Yaşar Nabi Yaşar Nabi sevdiğim gençlerdendir. ve yazılarını okudukça hep tahmin eder ve sanırım ki o, günlük çalışma programmda “okumak,, için do bir yer ayırmaktadır. Bu zannımda aldanmadığıma beni| inandıran vesileler, sebepler ve delil ler de gösterebilirim, Ve hatta diyebi-! lirim ki “bu Yaşar Nabi, tüzerinde Ankara fikir muhitinin çok mesut te- #irleri olmuştur ve bu seyir ile Anka- ra Yaşar Nabiden olgun bir mlnev. ver yaratabilecektir. Fakat, “Ulus, un 1-2937 tarihli (*) Yanlış tefsir bepeninasıs ba bende de muallim olmak hevesi| gi kesilmiştir. Mustafa hastaneye kal- otuz altıya yeni bastık. izameidin Nazif sayısının ikinci sayfasında çıkan &on bir yazısı gibi daha dört yazı yazacak olursa genç dostum Yaşar Nabi, im- zasma karşı bende uyandırmış bulun- durduğu “okuyucu emniyeti, ni bir hayli azaltmış olacaktır. * “Edebi meseler,, başlığı sltmda çı- kan ve "Ulus, un iki sütununu doldu- ran bu yazısile genç muharririn tet- kik ve isbat etmek vazdinde bulundu» ğu dava şudur: “Edebiyatımızın en büyük ve Üze- rinde ısrarla durulması gerekli derdi halkın rağbetsizliğidir.,. Eğer muharrir yazısını yalnız “edebi meseleler,, başlığı ile bize sun- muş olsaydı bize okuttuğu iki sütunu bir “musahabe,, addeder ve Üzerinde fazla durmazdık. Ama mademki, ikin- ci ve sarih bir serlevha ile muharrir, bir davanın, hem de mühim bir edebi- yat davasmm isbatmı bize peşinen vaadetmiş ve hatta sırf bu vaadin uyan dırdığı bir merak ile yazısmı okuma» mıza sebep olmuştur. O halde iki sü-| turluk yazıyı hatmettikten sonra biz de kendimizi çu suali ortaya atacak; hakka ulaşmış addediyoruz: “Nerede be birader dava? Ve nere- de davanın isbatı?, Zira Yaşar Nabinin “Türk edebiya- tma karşı duyulan alâkasızlığı ve edebi âlemimizin verimsizliğine niha- yet verecek hareket ve anasır,, etrafın daki bütün kehaneti şundan ibaret; “Edebiyatımızm yükselmesine ge rekli şartlar, memleketin umumi kal. kınmasile aynı seyir içinde kendiliğin- den husule gelecek ve bu büsusta rol oynayacak tek unsur zaman olacak- tar., Acaba Yaşar Nabi bizde edebi ha- reketlerin, memleketteki umum! kal- kmma ile “maküsen mütenasip, bir şekilde gerilediğinin farkında değil midir? Bununla beraber genç muharrire he- nüz sistematik bir cevap vermek bak- kmı kendimizde bulamamaktayız. 2i- ra Yaşar Nabinin makalesi şu cümle ile bitmektedir; “Gelecek makalemizde hatıra gelen pratik imkânlar üzerinde konuşma ğa çalışacağız. Ee gözüm bunu makalenin başında söylesen de bize beyhude vakit kayb- ettirmemiş olsan kıyamet mi kopar- ğı? ! Okuduğum kitaplar: İlk okul öğretmenlerine ders ve plân örnekleri, Aynı. sarsanda:Bem birer'msaliim,| hem de birer kıymetli gazeteci olan iki münevverin, yani LAtif Faik erenel | ile Hasan Bedrettin Ülgenin imzaları-| ni taşıyan bu kitap, Kültür bakanlığı- nm terbiye ve talim prensiplerinde yaptığı son ve çok faydalı yenilikleri İ lk okul öğretmenlerine, açık bir ifade ve vazıh bir teknik ile ulaştırmaktır. Ben bu şekilde bir başka eser oku- mamıştım. Bunda beni mazur görme- nizi tabil bulurum. Zira muallimlik benim sanat veya mesleğim değildir. Fakat eseri bu sahanm bir yabancısı! olduğum balde başından sonuna ka- daf okuyabilmem bana anlattı ki her iki mubarriri birbirlerini iyice ta mamlayarak ve bir programm ana hatlârmdan bütün bir yeni terbiye ve | talim tekniğine yayılabilmişler, ve bu-! nunla hem Kültür bakanlığmın direk- tifini birer muallim sıfatile hazmet- tiklerini, anladıklarını isbat etmişler- ve hem de muailim arkadaşlarına hiç yorulmadan direktifi okavrayabilmek| ve tatbik etmek imkânmı vermişlerdir. Her iki muharriri tebrik ederim. Ha- ni böyle dört eser daha okusam gali- kabaracak! HABER — Alam postası Izmir lisesinde obalar. S0l bir kızcağız delirdi Hâdise, mektepte talebeler arasında heyecana sebep oldu İzmirde Karataştaki kız İisesi binasn da zehirli gaz dersinde açık holde tecrü be yapılırken müessif bir vaka olmuş, bir talebe delirmiştir. £ Birinci sınıf 2 inci şubeden bir talebe, zehirli gaz tec. rübesi esnasında birdenbire gayri tabii bir halde söylenmeğe © başlamış ve bu talebe, dersten çıkarslmuştır. Mektebin leyli talebesinden olan bu kız, geceleyin yatakhandieki yatağın dan kalkarak dışarı çıkinış ve müdür. muavinlerinden birinin ansızın boğazına! sarılmış, sonra teskin edilmiş ve yes ğma yatırılmıştır. Zavallı kızcağız, es- kidenberi sinirli bir halde muş. Bu iki hâdiseden sonra, İngilizce der. sinde üçüncü bir vaka daha olmuştur. bulunuyor- Fransız hava ordusu EE İngilizce öğretmeni Adnan, ders tak- rir dicrken sıralardan birinden: — İşte geliyor! Diye bir ses duyulmuş ve bunu taki- ben gene bir gün evvelki < hâdiselerde görülen kız, ayağa kalkarak öğretmen Adranın üzerine atılmış, boğazımı sık. mağa teşebbüs etmişir. Öğretmen Ad- nan: — Kaçm kızlar! Diyerek diğer talebeye dışarı çıkma- larmı bildirmiş, zlar, büyük bir gürül. tü ile ve çığlıklar basarak dışarı fırla- muşlardır. Bu hâdise, bir aralık mekte- bin diğer sınıflarındak İntizamı da ih. İl etmiş, her sımfta bulunan talebe, kotMorlara uğramışlardır. Hasta kız, tedavi altma alınmıştır. Hava nazırlarına göre Sovyetlerden sonra dünyanın en kuvvetlisi imiş Fransız parlamentosunda milli mü. dafaa hakkındaki müzakereler devam etmektedir. Hava nazırı Kot, beyanat ta bulunarak bugünkü (O Pransız hava kuvvetinin evsafını anlatmış ve şöyle demiştir. “— Yransız hava ordusu dünyada €n kuvvetli ordulardan biridir. Fransız! mucit ve İnşacıları bir aralık kaybetmiş oldukları yüksek mevkii (o tekrar işgal! etmişlerdir. Hava ordumuzunkinden da! ha iyi malzemesi olan bir tek ordu var-| dır. O da Sovyet hava ordusudur. Mal.) zememiz her süretİe memleketimize şe» ref verecek bir kıymettedir. Tabii ben- den tayyarelerimiz adedini tam olarak söylemekliğimi beklemezsiniz, . Fakaç size haber veriyorum, malzememizden bahsedecek olanlara karşı ihtiyati: dav. ranınız. İlk işarette » harekete ( bâzır olan tayyarelerimizin adediyle bütün tayyarelerimizin miktarı arasında bü. yük bir fark vardır. 1,500 (O tayyaremiz olduğu söylendiği zaman (bundan ilk safta harbe iştirak edecek olan tayyare lerimizin miktarından bahsedilmek is- tendiği anlaşılmalıdır. Altr (o aydanberi durmadan çalışıyoruz, Faaliyetimiz hiç bir hava ordusunun faaliyetile ölçüle- mez. Harekete hazır olan tayyarelerimi sin adedini yüzde 37. nisbetinde, mi. himmatımızı yüzde 70 nisbetinde art- tırdık. Bundan maada havai üsler teşkil ettik.,, Harbiye Nazırının beyanatı Herbiye nazırı Daladye dahi söz ala rak şunları söylemiştir; "— Fransa hükümeti, silâhları tahdit edecek ve harbin önüne geçecek bütün tedbirleri tetkika amadedir. Fakat bt. gün bütün dünya, askeri bazırkkları &-| İerletmek hususunda gayretler sarfile —| Otobüsçülerin yeni teklifi “ Arabalarımızı Belediyeye bırakmağa hazırız, fakat...,, Otobüsçüler dün toplanmışlar, bele- diyenin kendilerinden istediği yüzde on hisle üzerinde görüşmüşlerdir. Otobüs güler hasılatı gayri safiye üzeririlen yüz de on vermeye katiyyen razı değildir. ler, Otobüsçüler belediyeye yeni bir tek Ufte bulünmektadırlar. Diyorlar kiz “Elimizde bulunan (o otobüsleri bilâ bedel belediyeye terke hazırız. (Buna mukabil belediye otobüslerin (o işlediği müddetçe hasılatı gayri safiyeden yüz- de on bize versin., , Iş kazası Mahmut paşada Tarakçılarda bakır, fabrikası sahibi 52 yaşında (Mustafa dün sağ elini makineye kaptırmış, bile- daralmıştır. mey e: e knk ii duğu görülen Halit polislerin sorgu- j mu raporla bildirdiğinden duruşma bu meşguldür.,, Daladye bundan sonra, muhtelif mem leketlerin askeri kuvvetlerini tahlil e- derek en başta Almanyayı ( saydıktan sonra Sovyetler birliğine geçerek demiş tir ki: “Sovyet Birliği, hücum © tanklarının ve tayyarelerinin sürati (bakımından hiçbir bişka devlet tarafından yetişil. miyecek bir derecededir. Polonya, Ro- manya ve Çekoslovakya da askeri kuy- vetlerini yükseltmeğe (çalışmaktadır. İngiltere, muazzam bir tayyare filosu vücuda getirmekte ve deniz filosunu da modemleştirmektedir.,. Fransız harbiye nazırı sözlerini şöyle bitirmiştir: «.— Fransız ordusunda, (bozguncu unsurlar bulunduğu doğru değildir. Fransız ordusu, bilâkis gerek Fransa, gerek müttefikleri için kuvvetli bir zırh! teşkil eylemektedir.,. Pencere dinliyen serhoş| remigeciri Mahkemede şöyle dedi : “Ben iğri yürürüm, elverir ki kanun doğru yürüsün ! , Küçük Ayasofyada Cebeci sokağın- da oturan yirmi yaşımda Kadriye dün gese komşularile evinin alt katındaki bir odasında konuşurken bâhçeye ba- kan pencerenin dışında bir gürültü işitmiştir. Kaöriye perdeyi kaldırıp dışarı be- kınca koms$ularından balıkcı Halidi görmüş, hemen bir feryat koparmış- tır. Feryat üzerine Habt kaçmıştır. Kadriye kârâkola giderek komşuların den Halidin bahçe kapısmı açarak içeriye girdiğini ve kendilerini dinle- diğini söylemiş, şikâyette bulunmuş- tur. 'Hwit yakalanmıştır. Fazla sarhoş ol- suna şöyle cevap vermiştir: “— Kadmlarm ne konuştukları merak ettim, Bunu dinlemek üzere bahceye girdim.,, Halit dün cürmü meşhut mahkeme- sine savkodilmiş, hâlâ sarhoş bulunan Halit hakime de gunları söylemiştir: “e Ben iğri yürürüm, kapı açarım, pencere kırarım, bundan me çikar? Elverir ki kanun doğru yürüsün. Muh- terem reis suallerinize dikkat edin, in- ce ince sorun, ben Rusça bilmem, yal nız İngilizce cevap Yeririm.,, Maymunun bu şekildeki cevapların- dan kendisini bilmiyecek . kadar sarhoş olduğu anlaşılmış ve tabibi ad- Mca muayenesine lüzum görülerek ora- ya sevkedilmiştir, Maznun adliye mer Givenlerinin sağlam olup olmadığını tetkikini istemiş ve kendisine bu ei het temin edildikten sonra merdiven. İeri çıkmıştır". 'Tebbı adli Halidin sarhoş olduğu- güne kalmıştır » Ce tarafından ni 3 ŞUBAT # Her teşebbüste yap” , rin önce sahasını 2 mahalli ve mevzii Vİ” xf Tıgil, Cumhuriyet, Şüphesiz ki bir dili, büyük edibler genişletii Halid Ziya Uşaklı yazılarında dil yaplışi değildir: “Mademki gelek lemiştir, demek Ki fi doğrudur,. denebilir. Fakat Halid Ziys larında görülen .< e” gidiyor; çünkü onler eğ, mizin 'Türkce e 4 düşündüğünü gösteriyi; “Yapılacak olan işler" * A işler,, demek kâf'di; D” ken aktan “Karar almak.» nada, “karar almak, mahkemeden demektir. “.. gezip görmekle “gi &vons commencö PN Türkçeleşmesi için DÜ “işe,, ilâvesi lâzımdır”. gezip görmekle bas” . * Iran şeirleri öçinde arabi dilile çoktur, « ME. yet, 22.37. Tertip hatasi de pek iyi bir gey 9”... rusu mana değ'siyO”. desem Üstadı yine “© korkuyorum. al “Parist ve > pek iyi gelmedi; hiç"olmüzsa “gileriler . ei Bir 14 yumurta” we dikten sonrd.. © E Ona Türkçede “P ler, frenkgedeki gi, ta cufdur . X çe gk yapılan ay” yor, - Akşam, LEE “Rookli glase fe, olan; “yapılan” şe* 4 Geçen son yatı pri #inde... - Reşat FT Söz, 2.2.37. yazıvermiş. Ya Türk Kğyiiini yegâne günah, © kaşırmaktır. “En masum birçok günahı rın en ehermiye” Halbukl “yegine başka şrünaht Feyzi Yüzüncü de Bu mese'e etüd 'Türkoeyi pek beğ mış, işi frenkçey€ “© Zengi bir ka” Pastahi Meçhul b. İM A 4 e — / > 7 ir Pe isminde PİT / p ce evvel Beyoğlun? gi otururken yakasi “ # adamm taarruzu? mirle yüzünden Mütecaviz bu mıştır. i Zengince bir ka. yaralayan adam Zabita tadır.