Se — Yazan: A, Cemalettin Saracoğlu “Demirhisar,, ın heyecanlı sergüzeştleri Suya girdiğimiz zaman saatlerimizden bazıları üçe çeyrek kala durmuştu Demirhisarın zabitanı ve efradı bilmecburiye bu zaruri banyoya da katlandılar ve birer birer suya bıraktılar, Diğer taraftan sahile — bas- makla da mesele halledilmiş olmu! yordu. Zira karaya çıkıldıktan son- ra adanın dahiline geçebi ilmek için çok sarp ve gayet dik ve y peye tırmanmak mecburiyeti dı. Hem de bu tırmanma ameliyesi ıslak elbiselerle başarrlacaktı. “Demirhisar,, zabitlerinden olup bu kıymetli hatmalarr lütuflarma med yun bulunduğum ve isminin mesküt geçilmesi arzusunu göstermiş olan kahraman Türk denizcisi “Demirhi- sar,, m bu ihtizar anmı şöyle tasvir! ediyor: kendilerini “Güzel gemimizi baştankara edip de sahile yüzülerek çıkılması mecburiyetiyle karşılaştığımız zaman buradaki banyonun hiç de hoşa gide. cek bir tarafı olmadığını itiraf etme” liyim. Hele yüzerek sahile çıkıp;! düşmanım top ateşi altında ıslak elbi-! selerle sahildeki yüksek ve gayet dik bir tepeyt tırmanmaya mecbur kalışı- mız o heyecan ve hüzün üzerine âde“| ta tüy demekti. Tepeye v mirhisar,, m rdığımız zaman (De! ım makinesi el'an çalış| inin gittikçe sahile da- sekte olduğunu gör! “Demirhisar,, m böyle ş makinesi el'an işler! nu büyük bir enkaz| st çok ağırıma gitti. Bu pek hüzünlü bir manzara teşkil edi- yordu. Tepede birkaç dekika dinlen! mek ve nefes almak için oturulduğu baştan k ve metr İ dığından İzmir limanına iltıcaya mec-| hattını yarıp çıkması bile başlı başıma bir muvaffakıyet ve zaferdir. Hele cüretkâr gemimizin İzmire varması ve o sularda düşman tayyare ana ge- misi olan İngilizlerin “Elen Rikmers,, vapurunu torpitolâması mütemadi düşman bombardımanı altında bulu” nan İzmirlilere bir nefes aldırdı. İngilterenin bahri vesikalarına da- yanarak Sir “Korbet,, tarafından i yazılıp Ali Rıza Seyfi tarafından di i İlimize çevrilmiş olan nim resmi bir mahiyeti haiz tarihi bahrisi şu satır larla bütün Türk denizcilerinin kah” ramanlığını âleme ilân ediyor: “Demirhisar ismindeki Türk tor- pitobotu körfezden çıkarak Sakız bu- ğazımda saklandı. Ertesi gece ihtiyat torpitosunu da hazırlıyarak tekrar körfeze girdi ve öğleden evvel saat ikide Rikmers vapuruna muvaffakr yetle torpitosunu attı. Bu vapur fi. lonun en dışarı tarafında yatmakta idi, Buişten sonra “Demirhisar,, tek rar körfez haricine çıktı ise de artık torpitosu kalmayıp kömürü de azal. bur oldu. Türk torpitobotu, ihtimal torpito bekliyerek, İzmirde bir müd! det kaldıktan sonra 15 — 16 nisan. da tekrar fanliyete o geçmiş ve İzmir körfezinin şimal sahiline pek yakın geçerek abloka muhriplerinden kaçıp kurtulmıya muvaffak olmuştu. zaman süvarimiz Fon Firks bana bi-| | taben: — Bugün günlerden hangi güm dür? diye sordu. — Cuma, cevabmı verdim. ürklerin tatil günü değil mi? niz zaman saatleri. mizden bazıları saat üçe çeyrek kala durmuştu...,, ».” “Demirhisar gibi yıpranmış, kü- çük ve harp kıymetini kısmen kay” ş bir torpitobotun Çanakkale i kuvvetli düşman abloka Gürbüz ve Güzel Çocuk Müsabakamız Müsabakamıza 12) numara ile iştirik eden Bow Ferid Oğlu on yedi ayhk Kupon:62 ç bakamıza iştisak edebilmeleri için ba kuponların toplanması tizımdır, nl »— Şerefimle temin ederim ki böyle bir gey yapmadım, Bize itimadım var. Fakat “meie| küxsiyane,, niz olduğum için sizinle alâkadar! olmağa dn mecburum, Bu itibarla akşam sa» at 8 de Karlton otelde sizi yemeğe beliyos! cağlm, O snate kmdar gölmemişseniz, bütün İrgiitere karakollarnı syaklandırıcağım. Hayt Park önündeydiler, Valeri otomobi» Hin kapını kapadı, çekip gitti Fiter otome* bilin gözden kaybolmasmı bekledi Sonra geri dönerek Pârka girdi, Fiava güzeldi, ve oldukça kalabalık vardı, Fiter zihni Valeri ie meşgul, yürüyordu. Bir taraftan da Kr “in cinayetini düşünüyordu. Valaeri'nin be köşk civarında bulunmuş olmasını, Piter bir türü kat'i olarak izah edemiyordu. Van dün Völeri ona kAfi isahat vermişli, Lâkin ne de olen, karanlık inler noktaler vardı. Hem, Fiter, Valeriyi ormana saat 3 dn girerken saat 8 de de çıkarken görmüştü, Arada Be olup bitmişti, Buhu bilmiyordu. Valeri'rin, kendisinin polla olduğumu Bğrea'r. &#, şüşrrarak bu müddet işinde neler yaptığı") nı anlatarağın zanaetmişti, Halbuki Veleri! o zamlın büsbütün #usmuştu. Valeri haklar) dâ WIdi$i bek şey emin birisini, hir kadını a. radığı id. Fakat bu İradm kimdi? Kimdi Genç kız onu için ariyordu. i Amerikan tanıyordu. tan ölmüştü va bir tek kızt vardı, er bir Xız kardeşi olsaydı, genç kızın bu katmı ara tmm ciniiirdi, Tw kadın alelâda bir tanıdık da olamazdı. Zira Valeri tini bu #ereos tehlik atamazâr. iter bunları düşünürken, karşıdan tan'- Ek Mr sima'Bördü ve derbni düşünceleri 1. Hizli yilrüyerek, yanmda İiiçile bir & ile yürüyen genç, güzel ve şık bir kad 4 karşılaştı Te: — Aldanmadığıma “emindim, Fay, dedi, r.Aarlaız? | Genç kadm hafifçe sarardı ve soğuk vir tavırla cevap verdi; — Birl tantdığımı hatırlamıyorum, Ve anrki tir polis artyarmüş gibi etrafına baımdı. Bu, Witer'in o kadar hoşuna giti Wi, Kakaha Ha gülmeğe başladı, dedi. Bulundufunuz © yölsek mevkiden bir an isin oleum İnln e'e'âdn bir olmana yazı olunuz. Jerri'nin hapiste su, #teki arkmdaslarınızn birer tarafa tr: Mimelyor değilim. Genç kadın hayret eder gibi bir tavır «'dı:| — A. Eni, air misiniz iter? Ne fena tee sad0£, İnsan rahat rahat biraz hava da mim) mıyor. Adım başında bir pollia... HAB Macera ve aşk romanı Dört at dört muhtelif istikamete doğ yürüyünce, aralarında iple bağlı ol Hasanın kolları ve bacakları birer bir€ koptu. Sonra naşını köpekler yedi. Geçen tefrikaların hülâsası; Derviş kıyafetinde bir bedimhi, Safi” ye Bultanm telkinatiie koca Vezir &r kallu Mehmet paşayı katletmiştir. Safi. ye Bultan, aslen Venetiiki! idi. Böylelikle devletin idaresi Suray kadınların eline düşta. . Uzun süren muhakemelerden Sonra, sahte dervişin timarı kesildiği için bu cinayeti İşlediğine kapaat hâsrl edil - di. Zaten o, babası casusluk etmiş bir #oyu bozuktu, Annesi de ortadan kay. bolmuştu. Ne idüğü belirsiz bir atun. du. Muhakeme esnasında, Hasan, kendi. sine “din düşmanı” diye hitap edildiği zaman, hissiyatı galeyana gelmiş, a « yağa kalkarak: — Hayır, ben, din ve devlete hizmet için bu işi yaptım... Zaman gelecek, bunu anlıyacaksmız.. Benidam da edilmiyeceğim... - diye haylkırmıştı. — Sus, mecnun! Kadının bu tahkirine karşı da Ha . asan: — Ben mecnun değilim.. Benden da. ha akıllıları da, ayni fikirdedirler, Ben kurtulacağım.. . karşılığını vermişti,. İşte, asker arasmda olsun, Sokullu Mehmet paşayı çok seven halk içinde olsun, dedikodular yükseliyordu: “e Bu iş, öyle basit bir timar mese lesi değil... Dervişi biri kışkırtlı!.. Neticede kurtaracaklar da...” diyor - Jarğı. Hattâ “idam edilecek!” “edilmiye . cek!" diye bahsa tutuşanlar bile zuhür etmişti, Bütün bu vakaları takip eden Nuru. bânu ve Safiye sultanlar şu iradeyi| çıkarttılar; — Katilin basit bir şekilde kement'e| boğularak idam edilmesi, yahut asıl.! ması, recmedilmesi kâfi değildir. Onu işkence ile öldürmeli, Teblatiyle, merhumun zevcesi Es.| ma sultan da, bu fikre iştirak etti. Can feda da geri kalmadı. Hulâsa, sarayın içi dışı şiddet taraflısıydı. Münadiler, gehrin muhtelif tarafla.) rmda haykırarak, habis katilin At meydanında işkenceyle öldürüleceğini! umuma bildirdi, Romanm meşhur gladyatör eğlence. leri neyse, İstanbul için de bu işken. celi idam o oldu. İnfaz günü, Hasan, elleri kolları bağlr, başı tahkir mana - sında açik ve ayakları çıplak olarak, siyaset meydanma getirildi. Orada dört tane st, bütün koşumlarile ha - zırlanmış bulunuyorlardı. Bunlarm tü. zerine süvariler bindi. Halk, etrafta ge| peçevre halka oldu. Atlarm tam orta| yerine Hasan getirilerek ellerinden ve ayaklarmdan herbirine raptedildi, Son ra, atların biri gimale, biri cenuba, bi İ ri garbe, biri şarkn doğru yüzlerini çevirdi. Atlar birer adım ilerledikleri! vakit, Hasan, ufki bir haça gerilm gibi, muallâkta kaldı. Birer kamçı daha... Mafsalları çatır! çatır sökülerek, parçaland. Bir kolu Edgar Wallace ÇEVİREN: fa — Darıima Fay, yeni bir bavadis du dum da sizden doğru mu, değil mi diye sw rağaktım, Genç Kağmn yüzünde bir gölge belirdi, Eodişe İçinde sordu: — Na gibi? — Evlenmişsiniz? doğru mu? Doğru ise kimdir bu mert adam? — Rüya görüyormnuz doğrusu. Siz potlss ler dalma hep fena çeyleri düşünürsünüz. Hayır evlenmedim Fiter, Vakın güzel de'i kun'lara zaafım vardır. Çünkü orlar, alel. Ade insanlardan daha az ekıllıdırlar. Ve gözlerini süzerek Nüve etti; — Na dersiniz Fiter? f - Maalesef Fey, ailemi de düşünmek mecburiyetindeyim. Müsnade etse derhal | #izp talip olurum. Fakat rilen ederim söyle Yinir, kimdir Wi meeut deliknrir! — Yok ki siy Ear lüyik bir s- dam bulamıyorum. Siz nö dersiniz? Yan yana yürü sirdt. Havadan sudan bahseden iki ahbap gihi idiler, Hiter birez Diyu sordu. Fay Kepk eslimiştiz sel dediniz” Eğer Mösyö Savini den bahsetmek (İstiyor #ımdan olduğunu, Portekizin asil bir ailesine mensip olduğunu size hatırlaimama | da ediniz. Hem, mühim gaksi uzan boyti da | k incittimse affedersiniz. urla bir adam olduğu Genç kendım büsbütün sinirlenmişti! — Möayö Biter, dödi, benim .., . bir dos bumdan bu şekilde beksetmenize tahammiı edemem, eğer beni ynlnz bırakmak Sülfür dn bulunursanız. Fiter ona hayretle bakıyordu: — Adeta Sevini tie evlendiğinize bükme» deceğiim geliyor Fay, eğer öyle ise samimi, tebriklerimi kabul ediniz. Fakat Pay, çoktan uzaklaştatz. Ve Biter, | on baş dakika içinde, ikinci defa olarak bir) kadının peşinden bakıyordu. Biraz sonra, Karlton oteline gitti. Maksad, | Yayın dostu Savini'yi görmekti. Fakat o» rada, onun Belami ile Ger şatosuna gitmiş olduğunu Üğrendi. YEŞİL KEMANKEŞ | Muazanm külesi ve Kem dıvarları fe,| Gar şatosu İçindekil konfor hak kis| fikir verecek mahiyeste değildi Batotun | hariçten sbüs bir çehresi vari o Külelerin den ve Gar pevcorelerinden hiç bir ışık gö” rünmezdi, Kütüphanenin pencereleri demir parmaklıkirydı ve galonun bahçesine heze- rei vard. Bir kuleden bir kuleye bitip t- konmaz hlasini veren hir dıvar uzanıyordu. Halk, baystmda bir tek kitap açıp okuma» maş olan Su adanım ve diye bu tarihi şatoyu satın aldığını ve bilhassa günlerle kütüp* haneye kapanıp kaldığını bir türlü izah eğe miyordu. Mer halde eskiden - dıvarcı olan Beliami'yi teshir eden bu kalm yapılı drvaze lar ve tıpk: onun asik suratma benziyen şatonun tera ve shtes mttizuraaı id Karanlık | Kuleler, kölelerin içlerindeki demir halka” Mar, otuz sa kalınlığındaki dıvarları,' ye mahpusların vürtüne sürtüne parlattık* parlaklığı şatonun iTdaği ye Yart dıvarların. kutgun! vo yaptığı fenalık in geyteni ruhunda aki ya, baktıkça bakar, bir türlü doyas ellisi, şatoya gel li, vesine , sir resim gibi olurdu ve baz içilde tmsanllejtiği de olurdu! idukça bahalıya satın almıştı. ve, girmiş erçave & drvarların dibinde dolaşır, Gisaz! şı seyra dalar, öyle kalırdı. Belinmi| Acaba bu taşı oraya kim koy“ Nasıl bir sdamdı? Kuş para gün“ Bonrn akima gelirdi. O za- manlar smeleye gündelik vermezterdi. Sen“ dikatar felan da yoktu. Bir amele dik baz ilik edecek olursa #adect götürüp asarlar» de rd? (Devamu var) bir atın peşinde, öteki bir b ile gövdesi ei İ fasmıda kesti, Henüz sahne tamam bir atta ais yük iki kafes dolus” o yi mahsus aç bırakılmı$ Tetiliyordu. Bu bi dı. Köpekler, bir İ Husanın cesedini çul Bütün İstanbul balk | kulu Mehmet paşam? rüldüğünü görmüş oldi”. Tabistiyle biz, diğ” dık: biç oi Hasan, her an bi na inandığı için, a de, ellerine halatlar atlar harekete geldi Safiye sulta! ve kemikle rin iR ei Bu söz, halkım sibel durdu. Acaba bu isid? sf mi vardı?... Yoksa karşı muc kurtarie!sı olduğundan sanı, çok kimse, bir du: “Safiye cultan işi yaptım!” dese WE Behey madan” ağla b r sl mıyacağmı"” ti tam man Dede bir" saydılar... Fakat lerini oğan — “Safiy — Diğer tarat* tarafından varili : Validem de, Sol vella Tek öder. ğa gelince Kuş beyinli ge tarım yaşi geçme senin yüzüne bek” olururuun, gsatlere? tekstünde tatlı et. Htinre gi oku mıyor nele; cariyeler bu bilsek; tan anlar... biliyor neler... genç, İnze, Padişah: — Kimmiş bu.” Bi