Saatlik sayfa görüntüleme limitine ulaştınız. 1 saat bekleyebilir veya abone olup limitinizi yükseltebilirsiniz.
— 1937 âğ_% ) ADI SLLEİLAPGLS FF ğ AAĞ Z f ğ ; '— bf Hi T F z EZ &Z £ (— ğ T, z Z f E AŞ ı;f AF İf tkiye Cum HABER — Akâam pdstası huriyet Merkez Casından : navutça ile konuşuyorlardı. Istanbulun Türk mahallelerinde —— — bile Türkçeye hasret Çekmek için bir sürü sebep var Yazana: Osman Camnr.al Kaycılı Geçen sabah işime giderken geçtiğim! çapraşı«, dolambaçlı, yamru yumru, inişı yokuşlu, kâh daralan, kâh genişliyen, kâh aydınlanan, kâh loşlaşan ı;aı:r.:u;.u*luıı zifoslu yollarda dikkatimi üzerine çeken şey şu oldu: Geçtiğim mahalleler, sokaklar hep ha- lis muhlis, hiç su katılmamış Türk mahalleleri, Türk sokakları idi. Fakat buralarda karş laştığım gezkin esnafın hemen hepsi de biribirleriyle hiç Türk- çe konuşmuyor; yol dönemeçlerinde, kö- şe başlarında, kapı önlerinde biribirleri- ne rastgeldikçe hep başka dillerle selâm | laşıp, başka dillerle biribirlerine hal ve' hatır soruyor, başka dillerle yarenlik edi- | yorlardı. Bunlardan atlı eşekli ve tek tük yaya sütçüler ya arnavutça, ya bulgar- ca, yahut ikisi arası kırma bir dille söy- leşiyordu. Gene atlı, eşekli ve tek tük yaya zerzevatçılar pürüzsüz, fasih bir ar- Sırtlarında çuvallar, küfelerle eski- ler ve şişeler alayımcılar, içinde yüzde bir iki Türkçe kelime bulunan yahudi is- panyolcasiyle dertleşiyorlardı. Ellerinde- ki işportalarla galeta satanların bazıları boşnakça ile srpça arası bir şeyler mırıl- danıyorlardı. Kolundaki sepeti ile: — Taze yumurta taze yumurta! Diye sokak sokak dolaşan kara çar- şaflı, yaşlıca kadın, bazı hiristiyan evle- rinin önünde kendisine seslenen kadın- larla ve biraz arnavut şivesiyle Tumca konuşuyordu. Ellerinde, kollarında, o- muzlarında maşalar, saçayaklar, ateş kü- rekleri, ızgaralar, çamaşır sepetleri ile dolaşan böl şalvarlı kadınlar içinde he- men her milletin dilinden birkaç kelime bulunan o kendilerine mahsus çadır ve göçebe esperantosu ile halleşiyorlardı. Başında tablanın içinde evelisi gün- den kalma hamsilerle izmaritleri tam bir gezgin bal kçı ağziyle satan orta yaşlı, fakat hâlâ uçarı balıkçı uşağı, bunlardan hangisi ile karşılaşsa hemen hepsi ile de kendi dilleriyle konuşarak kendisinin ya- man bir dil bilgini olduğunu gösteriyor- du. Kapı kapı, gizli gizli ve korka kor- ka dilenen gözleri ağrıklı üstü başı kok- muş koca karı elinden tutmuş olduğu saçları kınalı pis bir kız çocuğuna şimal arapçasının melezleşmiş bir lehçesile meram anlatıyordu. Daha garibi iri yar”, kanlı canlı, kap- kara torba sakallı, ayakları alaca yün ço- raplı bir adam bir çeşme başında karşı- KİMİN NAMINA YATIRILDIĞII Pankamıza Adresi ve hüviyeti Yatırran hangi Ş. tevdi 'T. M'ıı_ktîr— Meçhul Kendisi ,, ö N 8.61 ” ” ” ” ” 25.11 ”» ” l(onyn ” ” l— ” ” ,” ”» ”» l.— ü » Tekirdağ ,, DA 28,65 ” ” ” ” ” 28.65 ” ” ” ” ” 14'30 ”» ”» ” ” ” 28.65 ” ” ” ” ” 14.30 ” ” L ” ” 14.30 ” ” ” ” ” 14.30 » ” ”» ” ” 14.30 ” ” ” v ” 14.30 ” ” ” ” ” 14.30 ” ” ” e 5 14.30 ” ” ” M A 14.30 ,” ” ” ” ” 14.30 ” ” ” ” ” 14.30 ” ” ” ö ”» 28.65 ” ” ” ” » 14.30 ” ” ” MA v 14.30 ” n » » » 14.30 ”» ” ” ” ” 14.30 ” ” ” ” ” 31.96 ” Mechul Konya ,, B 5.37 Mersin mutasarrıfı Kendisi Mersin ,, i 1.32 Meçhul » Giresuan ,, 30/1/935 10.35 H » Samsun , d 10.— Osmanlı Bankasının Tevdiatı KİMİN NAMINA YATIRILDIĞI Bankamıza Adresi ve hüviyeti YatıranHangi — Şube — tevdi tarihi M%tî Meçhul Kendisi Mersin 20/2/935 — 3.70 ” ” Ant'ky. ” ” 24.— Ni at ğ e v — İl.— p a ” ” ” 3.80 Tahrir kâtibi Urfa ” ” 15.— ” Osman oğ'u BekirAnkam ” ” 13.35 ” Kendisi ” ” ” 95.— ” ” D, » ” 41-— ” ” ” ” ” 27-10 ” ” ” ” ” 2040 ” ” ”» ”» » İ ” ” ” ”» ” 7-88 iş iy ” ” ” 7.38 ” ” ” ” ”» 7'38 M »: Trabzon » 28/2/935 - 7.50 ” d İnebolu » 13/3/935 - 13.d4 ” ” ” ” ” 13.44 ” ” ” ” ” ı3ı44 ” ” ” ” ”» 13.44 ” ” ” ” ” 13044 4 » - Kastamonu Ş. ,, öy 14.55 : namına İnebolu ” ” ” ” ” , ı4v57 ” ”» ” ”» ” ı4ı56 ,” ” ” ” ” 14'56 ” ” ” ” ” 14'54 yi » Elâziz S namımna 3/4/935 13.25 Malatya ” a” | ” A y - 6.24 ,” »” ” ” ” 6-55 ” » ” ”» ” 8-24 ” ” ” ” ”» 4-24 ” » - Gireson y e 2.40 » » İzmir , 15/5/935 — 9.92 ,, »0 Tekirdağ İ Er 1.09 “ “ Uşak a 930.— ” ” ” ” ” 2-50 ” ,” ” T ” 252.68 ” ” ” ” ” 16.29 » ” ” ” ” 1.10 ” ” ” ” ” 17089 ” ” ” ” ” ı7ı88 ”» ” ” ”» ”» 0-69 ” ”» ” ” ”» 0.50 ,” ,” ” ” ” 0'50 » ”» İzmir ” ” 10.75 ” Wıeçhul ” ” ”» 6.— ” ”» ” ”» ” 60.— Cumhurîyet oad. K"!W'—h ” ” ” ” Z— Mo;shul (Devamı 10 uncuda) ı <P KOTURA 3.88 : B A aa d L V' ae hi G GNi e af Ktknü d b Sak —i ASA S 812 milyonluk allın definesi İIsviçrede dağlara | g'z'endi Eğer gizli şeyleri bulmakta ihti- sasınız varsa, hiç durmadan İsviç - reye koşun; Orada dağların ara - sında bir yere gizlenmiş 130 milyon İngiliz lrasr krymetinde altın var! (bu yekün bizim paramızla 812.500. 000 lira eder.) Bu altın, damar yahut da maden ocağı değildir; — Halis altm çubuğu halindedir. Bunlar şimdiye kadar Bankanm Bern şehrindeki yeraltı kasalarında gizlenmekte olan İsviç - re Millt bankasının altın ihtiyatları - dır. Muazzam yekün birkaç kısma ayrılmış ve her bir kısım ayrı ayrı ve gayet emniyetli yerlere gizlenmiş- tir. Millt bankanm altın ihtivatları - tı huluündukları yerlerden kaldırıp dağlarm arasına gizlemek, İsvicre hükümetinin veni müdafaa plânları icaplarındandır. Hazinenin biriktirdiği bu muaz - zam altın istoklarınm komşulardan bazılarının hirsmı tahrik etmesin- den korkulmuştur,. a. ÜG AN yi LT KM laştığı gençten iki hemşerisiyle öyle bir dil konuşuyordu ki bunun ne dili, hangi dillerin bir aşuresi olduğunu anlamak ga yet güçtü. İçinde farsça, rumca, gürcü- ce, ibranice, tek tük arapca, tek tük isş- panyolca vardı. Kendilerinin nereli - ol- duklarını oradaki. Karamanlı bakkala sordum ve Âzerbaycan müsevileri ol- duklarını öğrendim! Bütün bu saydığım kimseler ne za- man biribirleriyle Türkçe konuşuyorlar- dı biliyor musunuz? Ne zaman olacak meselâ bir sütçü bir eskici ile, bir gale- tacı bir bal:kçı ile, bir limoncu porta- kalcı, bir yumurtacı ile karşılaşrp konuş- mak gerektiği zaman ! Birçok sabahlar işime giderken be- nim geçtiğim bu çapraşık, dolambaçlı, yamru yumru, iniş yokuş, kâh daralan, kâh genişliyen, kâh aydınlaşan, kâh loş laşan çamurlu, zifoslu ve halis muhlis siz seyredin başka yerleri! Bir memle- Türk mahallelerinde böyle olursa artık kette yetmiş iki dil diye buna derler işte! Dünvanın en küçük pilotu Euvgün henüz on. yaşı . .adır Dünynın en küçük tayyarecisi- ne yüzbaşı Hankok talimat verirken.. n Dünyanın en küçük pilotu Lontdrada- dır. Pilotluğu babasından öğrenmiş o. lan Mihael öon — yaşındadır ve Eroyton tayyare istasyonunun — pilotlarrndandır. Kendisi dört aydır tayyare kullanmak- tadır. Ancak seyrüsefer — işinde henüz fazla mahareti olmadığından uzak se- ferlere çıkamamaktadır. Kroydon tay. yare istayonunun müdürü olan yüzbaşı Hancok diyor ki: — Doel çok hevesli bir çocuktur. Be- ni altı yedi defa uçurdu. Havada onun idare ettiğfi makinede kendimi tam ma- nasile — emniyette saymaktadım. Pilot yerinde kendisine mahsus ayrıca terti. bat yaptık. Çünkü boyu yetişmiyor. Ön altı yaşına varmadan kendisine ehliyet- name veremiyeceğiz. | şimdiden tahsile teşebbüs etmişlerdir, Bir nafaka davası Umulmadık bir netice doğurdu Yugoslavyanın — Maribor şehrinde, ikame ettiği boşanma davasında, karısı ayda bizim paramızla 500 lira nafaka istediği için, hükümet bir. mensucat fabrikatörünü ödenmemiş kazariç vergi- leri suçile mahkemeye vermiştir. Kadın nafaka miktarını kocasının ka- zancı esasına istinat ettirmiştir. Halbt- ki fabrikanın doldurarak maliye şubesi- ne verdiği beyannamelerde kazanç mik- tarı gayet az gösterilmiş bulunmakta- dır. a Eğer kadının iddia ettiği ayda 500 lira nafakaya hüküm verilcek olursa, hükümet de bu fabrikatörden bizim pa- ramızla 20,000 lira vergi istiyecektir. Tahsil memurları bu miktarı daha LASNL Tinsailik il YF Si *.' eli B a ' İi eli V —af / .a K