22 Ocak 1937 Tarihli Haber Gazetesi Sayfa 5

Saatlik sayfa görüntüleme limitine ulaştınız. 1 saat bekleyebilir veya abone olup limitinizi yükseltebilirsiniz.

Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

e / h AA L l cebi iyen Hadi, zarfi kalkmaz v€ Sakladı. Sofradan Mütalea odas köt- hh ONü yan hu' mî'ayramda, para &c.h İ ı & getirtecekleri- Şerdi Zarfı, elile tarttı. “lnd Gundan kaç Pal'l çıkacak? İn- I'tıuhmda.n fazla olur da su İr, Besine ufak bir hediye ka, eli boş SÜzel hi İf k "!kat Nİ ummıyordu. 'narma dayandı. ANMIş bir açtı. İk f;f gitmemek icin, o, kara kalem tablo bunun Pek o kadar Bir Zarfı F î! FF kâğıt para| Elita, A İki f 4 pi afall lrtuuuadl' a Kalbi carpmağa Sikardı. Silkti. Yeri &kmdı Maatcessüf tl'l yoktu o::mıh Yordu. Helecanla mek- Dm% 90’—'— meyüs edecek- Vaadettiğim veçhi- Mda seni getirte- “Ptkta kaldı. İşle- -i ’%'ı oı'll'nk Senin mektepte "zhyorhğmm'" düşündükçe er Vere baş vurdum. Ko’mçu Emine ha- ? ettim. Baban ar- Ttne yalvardı. Ne ya- âoe elde edemedik. En "mlîhcğ:ldu Seni mek- ’evlâq r kaldık. Ne im, Sa?mı üzülme. Metin bir çare yok. Ben de Ağ?amama(a güay- f büyük bir tekme atarak öfkesini al- ' mak istedi. n de sakın ağlama. bm'ç aldığım bu ıkıı m. Pasta çikulâta sinemaya gi- kapalı kalma. Yarin posta ile sa-| İ sveter yollıyo- h dyler göndermek is- ,% ”"’h%yamm Ya, para yok. Wfle " Bana Gghmayuoa ğ m'ektepîe Zü?ıden öpüyor. B_*'i*'lloı' Esasen nu bildiğimiz dalgm mektuba bu satırları ya- k%î'llinmîîîmışt* ÇCünkü mü- #ldr lq,t'hk %A:.lmm ğim! w dal ım&lou“ tekâiı:d Ş Üğl'etmem bay Ek- Eetti %;;% dı Çocukcagxz göz- ş;“ Tef FUOti Şi Cevirmiş, gü: “ y“l’d Sin zuhur etme- E&ı huhîı— ÜYe bir sihirbaz ki, t Utamadı. Hıcktra hıç- Onu memleketine Ma M b D yt:zdınadı &ttik ba;““ “Şaltatnin annesine Ağlamadığını, Oca erkek oldu- R % Özlerinin önünde . i ha ÜyYa bindirecek | Seylere katlanabi- | ber o delikten » *& & Çocuk o kadar meyus, o kadar dal- gındı ki, kendini tutmasa, mütemadi- yen hıckıra hıçkıra ağlıyacaktı. “Ağlamak yasak! Ağlamak yasak!,, diye kendi kendine telkinde bulunu- yordu. Sofrada iştahası yoktu. Yemek ye- miyordu. Bütün arkadaşları evlerine dönmek telâşile neşeli neşeli gülüyor- lar, projeler yapıyorlardı. O, sessiz boynu biükük, hiçbir şeyle alâkadar ol- mıyordu. O gün nöbetci olan B. Ekrem Aadi- nin halinde bir fevkalâdelik olduğunu sezmiş olacak ki, içinde müşfik bir merak uyandı. Yanmımdan geçerken ço-. cuğa seslendi: — Yemek bittikten sonra odama gel. Hadi, merdivenleri tırmandı. Hoca- sının kapısını vurdu. | — Sabahleyin seni azarlamafa mec bur oldum. Niçin sınıfta o kadar dik-| katsizdin? Çocuk, mahçun bir eda ile: — Başkasını düşünüyordum efen- dim, — Bunu özür mü sanıyorsun?.. Bu akşam neye yemek yemedin? — Yine bir şey düşünüyordum efen- dim. — Ya.. Yoksa aklında fikrinde tatil mi var?.. — Evet efendim. — Bana öyle geliyor ki bu tatil seni pek memnun etmedi. — Doğru efendim. — Evine ne zaman gideceksin? Çocuğun gözünden iri iri yaş dam- laları akmağa başladı. Sonra kekeli- yerek: — Bu bayram bir yere gidecek de- —Neye?.. Annenle baban geld.ığu:u istemiyorlar mı? — İsterler ama.. — Ya sen? — Ah, ben hele nekadar... — O halde niçin gitmiyorsun? Ne var?.. * — Müsaade ederseniz bu bahsi hiç acmayalım. Gidebilir. miyim efendim ? Hürmetle başını eğdi ve birkaç adım geriledi. Belli ki biran evvel odadan dışarı kaçmak istiyordu. Fakat öğretmen, onu kolundan tut- tu. Yanma çekti. Merhametle saçlarımı okşayarak, yavaşça gordu: — Yol paran mı yok?. . Genc talebenin artık sabri kalma- mıştı. Usul usul ağlamağa başladı. Gözyaşları hocasımın eline damladı. ' Bay Ekrem, mendilini çıkardı. Çocu- ğun gözlerini sildi. Hatta bir seferinde kendi gözlerini de sildi. Sonra sordu: | — Evine gitmek için kaç para lâ- zim? — Beş 1ira. Öğretmen, portfoyunu orkarrTp: / — AL. Al da neşeli bir bayram ge- çir. Hadi, başmı salladı: — İmkânı yok efendim.. Kabul ede- mem. Zaten bende iki lira daha var.. — O iki lira ile annene bir hediye götürmek istemez misin? — İsterdim ama.. — E?.. Haydi haydi yavrum.. Al bunu... Bay Ekrem, purayı ısfarla çocuğun cebine soktu. — Cok teşekkür ederim.. Merhamet- lisiniz, iyi kalblis'niz.. Fakat bu para- yı almayayım.. Çünkü size, ne zaman iade edehileceğimi bilemiyorum.. Ba- bam iste değil.. | — Suüs bakayım.. TUtanmryor mu- sün!.. İnsanın hocası babas#tı deme'ttir. H'ebir zaman iade etmeni de bekle- memi; Ayıp değil mi?.. | 'Hadi, gavri ihtivari, hocasınımn eli- ni oksadı. Sonra, farla cilrettrAr dav- randısından utanarak geriledi. Bay “Filerem, samimivetler ' ' Yordu. Sonra ı.ğıı- ü Yavrum, wit, saptaTammır hazarla.. nnu*kı.pıyı kadar götürdü. Omuzu-, nu okşadı. Sonra yine yavaş sesle sor- du: — Anneni çok mu seviyorsun? An- nene babana selâm söyle benden!.. "Çocuğun yüzü sevincle ışıldıyordu. Bü!'lün kalbile: — Ah, ne kadar severim bilseniz!.. dedi. Ben de valdenize hürmetler ederim.. Ellerini öperim.. — Maateessüf yavrucuğum.. Benim annem üç sene evvel öldü.. Çocuk hocasınım boynuna sarılrp onu teselli etmek istedi. Fakat maheubiye- ti buna mani oldu. Hürmetle velinime- tinin elini öptü. Güzlerindeki şefkat ve muhabbet ifadesi, öğretmene en bü- yük mükâfat o'du. # » &* | Bir hafta sonra, bay Elkrem Hadinin : &ilesinden bir bayram ve teşekkür mektubu aldı. Bunu heyecanla oku- duktan sonra karsrsında asılı duran yaşlı bir kadının, vani kendi annesinin resmine baktı, İhtiyar kadın “Aferin Yazan: Ni 'az: A 1met 375 sene evvel bugün Tecrübi felsefanin bacası Beykın doğdu Bir gün iht lâsla ittiham edilerek Londra mabküm o.du. âmme hizmei.er 1561 yılı 22 ikincikânun günü, 375 sene evvel bugün, İngilterenin meşlhur filesofu Beykın dünyaya geldi. “Tecrübi felsefenin babası,, diye ad- landırılan Beykın'ın hayatı baştan başa heyecan ve macera doludur. Küçük yaşında ilme karşı sonsuz bir arzu göstermesine ve istidadını etraf'n- dakilere ispat etmesine rağmen uzun müddet bu arzusundan uzak kaldı. Genç- liğinde, İngilterenin — Fransada üçüncü Hanri nezdindeki sefiri ile beraber bu- lundu. Babasının ölümü üzerine mem- leketine dönerek avukat oldu ve hukuk tetkiklerine başladı. Esseks kontluğunda — bulunuyordu. 1592 yılında Komun'a âza seçildi, Talii- nin parlamakta olduğu bir anda kont Esseks'in idamına razı olduğu için krali- çe Elizabet'in hışmına uğradı. Elizabet, hâmisi olan Esseks'in idamına razı oldu- ğu için onu sevmiyor, kin ve garaz bes- liyordu. Bununla beraber Elizabet ona “Konsey,, ve "Fevkalâde avukat,, ünva- nımr — vermişti. Fakat bu ünvanlar, Beykın'ı memnun değil, mütcessir etti ve kendisine her işi brraktırdı. Beykmn bundan sonra ilimle uğraşmağa başladı. kulesine hapsedild .40 0 nlira para cezasına Bülün Ünvanları alındı ve odev menedildi Bu esnada Elizabet öldü. Yerine âlimle- ri seven, onları himaye eden birinci Jak tahta geçti. Jak, Beykin'e yüksek rüt- beler verdi. 1616 da hususi meclis azalı- ğına seçildi. 1618 de büyük elçi yaptı. Artık it!lâ devri başlamıştı. Verom ba- ronluğu, Sent Alban vikontluğu ünvan- ları da bunlara ilâve edildi, derece nüfuz kazandıktan sonra İngilte- re ile İskoçya krallıklarını birleştirmek, için uğraşmağa başladı. Fakat bir gün, ihtilâs ile itham edile- rek tevkif edildi. Londra kulesine hapse dildi. 40 bin İngiliz lHirası cezaya mah- küm edilmiş ve üzerinden bütün ünvan- lar alımarak âmme hizmetlerinden de menedilmişti. Ceza çok şiddetli idi. Parlamento bu kadarına razı olmuyordu. Bundan baş- ka kralın sevdiği bir adamdı. Maamafih Jak, onun bu mahkümiyetini affederek hürriyetini bağışladı. Fakat Beykin eski vaziyete geleme- di. Az zaman içinde maruz kaldığı hadi- seler eski işlerinden soğutmuştur. 16226 yılıma kadar ilimle meşgul oldu. Bir fizik tecrübesinde hayata gözlerini yuman Beykm hukuk, siyaset, tarih, ahlâk ve felfeseye ait mühim eserler bıraktı. Grev memleket tadır. Fransada Mahkümlar grev yapıyor! Fransız hükümetinin Güyanda “Şeytan adaları,, ndaki hapıshane sis temini kaldırmağa karar vermiş ol- duğunu geçenlerde yazmıştık. U- zun zamandır. beklenmekte olan bu çok insani karar, simdi tuhaf bir takım netice ve hâdiseler doğurmak- Menfaya bu sene göderilmesi lâ- zım gelen mahkümlar, artık oraya gidemiyecekleri kendilerine tebliğ o- lunur olunmaz ısyan temayülleri gör termeğe başlamışlardır. Kaşerlen - miş Fransız canileri oraya sevke - dilmeyi bir nevi hürriyet saymakta- dılar. Mahkümların hemen yarısı orada ' kaçmağa teşebbüs — ederken ölmek . suretiyle “La Belle,, adını verdıklcrı hürriyete kavuşmakta , yüzde yir- | mi beşi de günde sekiz saat kadar açık havada çalışmakla mahpus ol- duklarını muvakkaten unutmakta i - diler. Halbuki şimdi mahktimiyet müddetlerini hapishanelerde geçire- ceklerdir. İsyan emareleri sevkiyat gününü beklemek üzere Sent Martin An Re İ adası hapishanesine gönderilen mah-/ | kümlar arasmmda başlamıştır. Bu 15- yan er geç Şeytan adasma gönde- rileceklerini ümit etmekte olan diğer hapishanelerdeki mahkümlara da siravyet etmektedir. Grev ilân etmiş olan mahkümlar gündelik işlerini görmemekte, bu - lundukları hücrelerde barikatlar ya 4| parak yemek getiren gardiyanları bile ireriye sokmamaktadırlar. Mahkümlar ceza müstemlekele- rini neffeden kanun lâyihasınım geri- ye almmasını istemektedirler. idama mahküm edlnllen köpek Londranın Highgate ceza hâkim bu zavallı siyah köpeği, iki sivil ile bir po- lis memurunu ısırdığı için gecen hafta idama mahküm etmiştir ve idam hük- mü bir tabanca kurşuniyle Mhfaz edil- miştir. İsmi Nigger olan bu köpek altı se- nedenberidir Mister Jessi Franklin na- mında bir yazıcınındı. Beykin bu. p HABERâ AKSAM POSTASI İDARE EVİ ? Iİstanbul Ankara Caddesi Posta kutusu : İIstanbul 214 Telgraf adresi ; Istanbul HABER Yaziı işleri telofonu , 23872 İdare ve llân 1 24370 ABONE ŞARTLARI Türkiye Eenebi Senelik 1dĞOOKr 2700 Kr. 6 aylık 730 « 145950 £ 3 aylık d00 » 800 » * aylık 150 « 300 , Suhıbi ve Neşriyat Müdürü: Hasan Rasim Us LBasıldığı yer (VAKIT) matbaası iyi yaptın oğlum!,, dive gülümsiyar gi- biydi. Öğretmen, sonra kalktı. Ağır adımlarla yazı masas'nın basma yak- laştı. Bir celtmece açıp, bu hazin ve muhabbetli mettubu sakladı. - Almancadan Adante - (Batice Süreyya) HABEŞ'in Güzlik Vo toru Krrmemnu:

Bu sayıdan diğer sayfalar: