—13 Mili mücadele senelerinde vapuru nasıl ENOSİS “—i | Yazan: A. Cemalettin Saracoğlu | zaptedilmişti ? Geminin kıymetli kasasında bir haylı hamulesinden maada elmas ve pırlanta gibi kıymettar taşlar da bulunmuştu. Bir müddet O sonrada “Enosi merasim mabsusa ile Türkiye Büyük Millet Meclisi hükümetinin bahriye sine resmen ithal ediliyor ve vapura| “Trabzon,, ismi konulmuş bulunu « yordu. | Sabık “Enosis,, veyahut “Trab- zon,, bugün el'an Türk donanması maiyetinde kömür gemisi vazifesi görmektedir. GİZLİ DEFİNE “Novorosisk,, den İstanbula gi'| derken mini mini iki Türk teknesi tarafmdan, sinema harikalarmı göl gede bırakacak, bir cesaret ve atıl) ganlıkla zaptedilmiş olan “Enosis, in hikâyesi burada bitmiş olmuyor. Meğer bu gemiden Türkün hiç umulmadık bir surette daha müste fit olması mukaddermiş, bakınız na- sıl: Yunan gemicilerinin, esir sıfati- le, “Preveze,, ganbotuna o nakledil. meleri üzerinden iki buçuk ay kadar bir zaman geçmişti. “Eno: in tevkif ve zaptına iş”) neferimize Türkiye Büyük Millet) Mezlisi hükümeti (o müsavaten üçer! yüz lira nakdi mükâfat dağıtmak su-| retiyle kendilerini tâltif etmişti. Çün-| kü geminin kıymetli harnulesinden! maada kasasında bir hayli elmas vel pirlanta gibi kıymettar taşlar da bur) Tunmuştu Harp vesaiti namına her şeyin mefkut o bulunduğu © sıralarda memwi <dilmiyen bu servetin bir yük bir yardımı olmuş ve taşlar satılarak top ve tü- ermisi şeklinde cephede Yu nanllara her gün inde edilmeğe baş-| lar miş. osis,, in esir zabitan ve tay- fesı ise esiri harp olarak “Preveze, | gembotumuzda bulunuyorlardı. Esa” sen çok ağır bir şey olan harp esaret hayatı bahriyede büsbütün siker ve zahmetlidir. Çünkü bahriyeli deniz- lerin mavi enginlerine alışmıştır. O, tiğerlerini Okyanusların temiz ve saf havasiyle gişirir. Günlerce bazan haf talar- süren seferlerde gökle deniz-| den başka bir şey görmez ama kendi ni o engin (denizlere nisbetle mini mini teknesinde uçsuz bucaksız bir! Miriyetle başıboş ve serbest görme ğe alışmıştır. Yunan tayfası da esiri harp ol rak “Preveze,, ganbotumuza nakle dildikten sonra bu merareti yakmdan hissetmeğe başlamıştı. “Praveze,, deki Yunan esaret hayatlarınm daha yi: nü istikballerini pek karanlık gör meğe buşlamışlar, bir ay sonra de- in bir yeise kapılmışlar, - ikinci ayn” da ise canlarından bezmişlerdi. Va-! kıa Türk âlicenaptır; esire hakaret etmez ve ona acır ama ne de olsa| esirdir. İngilizlerin man üserası, Almanlar: Fransızlar, Rusla Türkler ayni bezginli mi?,, “Preveze,, ga nanlı esirler hassa ser tayfa Sal bitkin bir haldedir. “Enosis, ken küfür ede ede kulla andığı ı Y unan lı mürettebat ile angaryeye gitmesi ağrına gitmektedir. Yunanlı tay walor koyu istip; çalıştıran ser tayfanm şimdi kendi - leriyle O müsavi bir esir muamelesi görmesini o Örsât bellemişler, ken - disine metelik bile vermez olmuşlar « dı. Hattâ bazan barba" Corci, ile| alay bile ediyorlardı. Beriki de bul €sirleri| nci gü” ellerine ia 'de il b 'Bek ıl karşısında zivanadan Yaşmı başmı almış bir adam olan “Corci,, nin Sakızm küçük bir kö -| yündeki evceği de sik sik rüyasma girmektedir. l Esaretin yetmiş ikinci günü bar - ba “Corci,, artık dünyayı görmez ol. muştu. Ne yapıpy bu esaret ku portakal ağaçlariyle süslü ne biran evvel kavuşacaktı Lâkin Türkl elinden nasl kurtulmalı?. kl! et ama nasıl ve ne“ reye? İ Trabzondan demir üstünde ya- tan bir Türk gambotundan nasıl kaçılır? Türklere yalvarıp yakararak onla» n acımdırmak İstesel.. Bun da im kân göremiyordu. Düşman kendi. | lerine fena o müamele etmiyordu a- | ma onların kendisine acıyıp salıvere”| ceklerini de pek aklı almıyordu. Barba “Corci,, Yunanlı Sayac) müstehzi bakışları, kalbi yuhaları a-| rasında hergün angaryeden angarye-| ye koşarken bunları (o düşünüyor kendi kedine bir selâmet çaresi , bir kurtuluş yolu arayıp duruyordu. (Devamı var) | Kalbimi, çıkıyordu. b | evvel, o da, Beşirden ayrılmış, şerefimi, HABER — Akşam postası 13 İkincikânun — 1937 Macera ve aşk romanı LE Yazan : (vâ-NÜ) Yaşmaklı kadın, dükkânın bir kapısından giri? ötekinden çıktı. Kendisini takip eden harem ağasına müthiş bir oyun oynadı aklı kadın yılan görmüş ve bu yvanın gö yle büyülen- tavgan gibi olduğu yerde kaldı. — Ta — Evet... — Ben de seni tanıdım, Nesim ağa. Evet, bu adam, Nesim ağa idi. Biraz kayığma binmiş, İstanbul tarafına ge- giyordu. Pazar kayıklarından birincisi ni kaşırdığı için buna binmiş, kayık doluncaya kadar beklemek mecburiye- tinde kalmıştı. Yaşmaklı kadma, o ka- dar ayan ve alâkayla bakıyordu e bir tanımağ & benzemi- | yor yim.. Fakat benim seni oi gele.. Çünkü cidden tanmmaz sın?, Kadın, yalvarır gibi bir es — Sus allah rızasiçün. nuş! » demek mecburiyeti Esasen, haremağası hızlı kon kılıkta» | yordu. ndır, eski gelmiyorsun, istikbalimi size verdim. Benden daha ne istiyorsunuz ? Götenberg; / — O halde bu adamı yakı ni bulmak lâzım. Diyordu Almanyanın bütün yabancı smırları daki komiserliklere lokanta © sahib hüviyeti ve eşkâli hakkında malümat verilmişti. Götenberg yalnız bu adamı aratmak'a kalmamıştı. Ayni zamanda Hansın ta. kip ettiği doktor Şmit ve (omadam Ro.| zenthal dahi zabrtayı işgal eden şüpheli! tipler arasında bulunuyordu. Ancak bunlar hakkında yüzbaşı Ştan- ke ile İlanstan başka © malümat veren kimse yokt Zabitayı birkaç kere imzasız veya im zak mektuplarla şaşırtmak İstiyen bul iki şahıs acaba hakikatte birer ular? Götenberg bu esr arın düğüm nokta. İL O gün diva. nıharpten çıkar çıkmaz: doğruca Kemp inski lokantasına gitti Lokanta reti altında bulunu | casus- kina kat yapmaj ne kadar par. kopyelerini tin odâxma gir-| ni yatmışlar — O halde buna hemen liriz ki, o kadın. doktor Şmitir değildi. — Niçin..? Siz de, karikoca bir kar- yolada yatmıyorsunuz sanıyorum | Götenberg gülümsedi, ! — Kadının yattığı (o karyolanın başı| ucundaki etajerin (Üstünde iki rom. buldum. — Olabilir dıl — Fakat, bu kitaplar ingilizce. — Ne diyorsunuz, Üste. ingilize mi? Götenberg elindeki bıraktı. Doktor Şmitin lanım yanma sokuldu. Her # den geçi:di. Yatağın altma azete,. Belki rötsan meraklısıy. — İşte birkaç — Olabilir. dr! — Fakat manca.. — Doktor Şmi muhtemeldir. — Hem de İngilizce toman kadına satılmış adam, — Bunu nerden anladınız? Belki gazete meraklısıy.| bu gazetelerin hepsi de a). itin bir Yakudi olması okuyan bir Götenberg gaz rına kurşun ka satırları okudu “Kalbimi, mevkimi, şerefimi, istik. e verdim, Benden daha ne isti- yorsunuz?, İşte bir “— Beni ne zamana kadar avutacak. rden birinin ilemi e karal r daha; yaranın U- mda da $u Beni aldatmadığ dalı olma, inansam, size daha £: çalışacağım! Ne olur, bir gece olsun kollarımda yat. SADIZ İs, Götenbergin muavini zeteleri eline aldı; — Hakkınız var. Tam yaranın üze- sevinçle ga. pazar| leri yaktı» er varmış... Sade bunlar kalıyor, ben de veriyorum. — Artık bi kü onlarda du. Fakat bu işi beceremedi — Peki ama, bu senin kılığın Den feti nedir bö ma İı bir ferace a Eekicilik eder « di bay Yaşmaklı gülerek; — Eski kâğıtların ticaretinden zer» gin olmuş değilim her halde... Buna €- min ol.. Amcamın oğlu öldü. Mirasa kondum... — Demek artık miisveddelik eski kâ. ni gıcırdattı lis! Ben senin ne © um âma,ne tiplerinin 3 del den ol istiyorsun... Bunu anlıyorum, ft Iskender F. Sertelli ta ödan manen vü midâ doktor — Neden?. Nası! olsa, bizce meçhül bir yerde ge) ne birleş — Acne. kadın da hâlâ onlarla bir.) bir arada aramalıyız. limden gelm Vaktiyle selenin farkında değ Şimdi kım bir figtl# cuz ucuz verdim. li evrakı bedavaya | patmak istiy — Onlar nasıl lâkırdı bir mi lir agi kubbe ii na kemend geçir Yaşmaklı kadın, Nesimin av9# bir iki altm sıkıştırdı: — Sus... sey konuş. Allahını Nereden çallım san « Hem kendinin hem bizim dın agliba... fötoğrafhanesin. | a bir taraftan parmak| banyo ediyorlar, er taraftan | da “meçhül casuslar dosya; ndaki par mak izlerile bunları karşılaştırıyorlari" Götenberg kendi kendine söyleniyor- du: — Bu lokantanın garsonlar; demek & kiş İk patronlarının fenalığu şlar. Çünkü bunlar sadece para pe- n zavallı adamlar. dır. ma ikinci plânda saklamağa kurtlar kendilerini dai. muvaffak olmuşlar. Götenberg bu sırada, lokantanın öda larında bulduğu parmak İzi kopyeleri- ni develope ederken, birdenbire hayret. le bağırdı: — Bu kadın, muhakkak gizli bir casus, ana zarar gelmeZ” gibi söylediklerimi yali eski fiata olma: Ser yabanc deği raklı kadın, Ne | diyerek, orada kasma gizlen gey... Alişverisi mekg tedi anı yer kıp dükkânın içine baktır, Orada hiçbir müşterinin bulun! ğını, mal sahibinin topları sarart# lara yerleştirdiğini gördü ve haj dip İçeri girdi © sal küm usta! — Buyurun, ağa. ya demin ma kadm girmişti. Ne oldu? — Çıktı, gitti , — Nereden yahu? — selâmünaley! mizin iki b Bir iki arşın be Oradan iki çifte b'r sandala a a Haliç tarafını iraret etti v —ç * emrini verdi . (Devamı var) mektebinde okumtş olacak. — Ne var, üstat? Yeni bir $Ö keşfettiniz? — Evet. Evet. Hem de çok ad keşit, Pp muayi: bi: i, hocasının yanına sokuldü” — Hangi parmak izi üzerinde, — Doktor Şmitin karısının. aririm, bu kadın yaman bir cas” Parmak izlerinin hepsi sun'i — Ne diyorsunuz, sun'i mi? Elinde daima parmak izli deri © kullanıyor. (Devamı var) OKİE em (APİ SALAN ZEMMEYEN SZYANİEYALE ŞALE SOLDA