13 Ocak 1937 Tarihli Haber Gazetesi Sayfa 5

Saatlik sayfa görüntüleme limitine ulaştınız. 1 saat bekleyebilir veya abone olup limitinizi yükseltebilirsiniz.

Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

+ | İ | — H A, " B ).h?“üm ona köteği.. Nasıl atmıya - e ğğiblie olmuştu. Ayni zamanda zabıta “OHABER — Akşam postas — gümn Biz asabanın doktoruydum. heğğ“ beni eşraftan Kartal zade Mitat debür €vine çağırdılar.. Ne aksi, ne men- öb adamdı elleetaocinçzğşetaointaoin hu.:â:ğîn;dl_aıhh rahmet eylesin... Nu- Siye, ha € şöhret almıştı. Köylüye, iş- b ttâ uşaklarına etmediği eziyetle- dı. Karısı çoktandır ölmüş, Mitat bey taş A kıziyle beraber kalmıştı. Tek. 'Wleîlmcmigti. Böyle bir baba, Soldan a düşkün olur. Fakat, sağldan Yittrer işitiyorum ki, Kartal zade, ayni . muş.meleyî. su çiçeği kadar na. 'ü?orm::nk kızı Zeynebe ide reva gö- Pit $.. Sağa bakma, sola — bakma, Şıkma, pencerenin önünde dolaş. /Küçük bir & Pa. Hüıâsa bir istipdat ki değmeyin 'diy:ht“ beyin evine ilk defa olarak gi. îlîlâm Kendisi beni kapının önünde .N . Yüzü gözü, boğulmuş gibi üzikâne gülümsemeğe uğraşarak: düştü de ötesi berisi ör. -« dedi. lıi—: Vah vah.. Geçmiş olsun.. Kendisi- Böreyim, — Buyurun. B_'n_i bir oda kapısının önüne kadar : Kendisi içeri girmedi. B üü girmedi.. Bunun n:î:“:i ilk önce anlayamadımsa da son. Dek da arkına vardım ki, Meğer kıziyle ?omu;_ğmmq' yüz yüze gelmek istemi. b!îeylz, temiz bir yatak.. Üzerinde on İ oîı:h! yaşlarında kadar pek sevim- z tağız yatıyordu. Yüzü gözü be, M Mdeydi. Kolunda epeyce esaslr bir ği yapt[_nğnn için, bunun müthiş Yak neticesi olduğunu derhal an. Ağzımdan çıkan sözler şunlar evlâdım... Seni kim döğdü ?::“m gözleri korkuyla açıldı. Ka di €rerek hem “sus!,, hem de “o Yür, İşareti yaptı. ek sesle ise: 'Dü;t; Döğmekten, döğülmekten değil.. ___m efendiml. - dedi. k%uı-sa Y;a.. Peki kızım.. Sebebi her ne teday 9İisun ehemmiyeti yok.. Ben seni £ *deyim de..... - dedim Eıh;:hemler, Uğuşturmalar, — tedavi ve hayli müddet sürdü. l Ftal zade , benim muamelem - lik K Sönut kaldı. Anlaşılan boş boğaz” — Mlapı #rim, münasebetli münasebetsiz, Cqı;t Sorarım, sonra da ötede beride ki, Odular çıkarırım sanmıştı. Halbu. h;ğığe!febine muvafrk bir şekilde sus- b " gördüğü için, benimle ahbap. Yda etti, - Beyim! . dedi. . Kızın var mı? Yok efendim. Ül> b et allaha ki yok.. Aksi tak- veğ &sına birçok belâ açılırdı. O %- - * * Zim enk tahminin doğruydu, bey.. Bi. Ynebin yaraları hep kötektehdi.. - Cücağına bakmadan şırfıntılığa t Üeı; E'V'_’eîce kendisine bir kadın ho- *'-be 'Veriyordu. Zira, Zeynebi mek. biş şğ;nd'ffmemiştim. Fakat hocanın vi ğr f"ğl'_etemcz olduğunu anladım. Aiğ Hu İtirmiş fakir bir çocuk vardı » “lıa'y dmîşıd! onu tuttum.. Hay tutmaz z tün kîten kırmızı olan yüzü gözü büsbü. __za"YOrdu. ğ“ıâcak a_y tutmaz olsaydım.. - diye bo. İ ü anâlbî yütkundüu. - Bizim kızı baş *?ngeıe Tmış., Kendini ona sevdirtmiş.. Biş ”' Saktım.. Herifi koğdum. Kız; _,'n.ecı:ğiz' Baba..,, diye tuttur . * “deli misin sen, be Zeyneb? - : ğ lfî eşraf kızısın, bu ne idüğü İEI*::;: G,it miyim seni ben?..,, Cevap 'î.e% __“_Ifâek mektep mezunu!,, 'dedi. Sün., A “tün kütüphaneleri yutmuş ol. h ç ne!i kim? B T mekt ? Ben ona b:?ıkarmı.. ” kuep medrese mezunu ne ipten "'ınam Tulmuslar var. Hem aylık ç, h %hh' Oğlanı damat diye almak.. ., SEİn.... Bu makül sözlerime | Ne dese beğenirsiniz: “baba ğ Mukadder sun. Bir şey söyliyemem.. Çünkü vesa. yetin altındayım. Lâkin kanuni yaşa ge. lince, ben kendiliğimden varırım.,, Gördün mü cevabı?.. İşte bunun üzerine aldım ayağımın altına piçi!.. Bir dayak, bir dayak!.. O senin gördüğün hale ge- tirdim... “Nasıl ? muvafık değil mi? iyi yap- madım mı?,, manasında gözlerini göz . lerimin içine dikti ““— Pek Râna.. pek müstesna! - di. yecek değilim a...,, Lâfı çevirmek için; — Bu arada İserime hanımın dersleri yarım kaldı.. O da başka bir acınacak mevzu! . dedim. — Evet.. Lise mezunu ve emniyete seza bir tek kimse yok.. Meselâ zatiâli . niz gibi âkil, fazıl, kâmil.. “Kâmil,, yani yaşlı başlı.. Bu eve girip çıktığım sırada, Zeyne- bi kentidi kızım gibi sevmeğe başlamış . tiım, Dedim ki: — Beyim.. Eğer muvafık görüyorsa -| nız, maalmemnuniye ben ders verebirim. Mutabık kaldık ve derse başladık. Kızcağızın dertli, düşünceli hali son derece rikkatimi okşuyordu. Eski muallimi, babasının dayağı falan derken, aramızdan bütün perdeler — sıyrıldı. İç- li dışlı ahbap olduk. Hurşidi nasıl saf ve sarsılmaz bir aşkla sevdiğini bana an. latıyordu. — Evet, onun bir haberini almak... Bunun için nemi feda etmezdim.. . diyor du, - Babam, kendisini fena halde tah. kir etti.. Bunun için pek üzülmüşstür... Acaba benden de nefret etmedi mi? Güzel gözleri, iri yaş damlalariyle doluyordu. Nihayet dedim ki: — Kızım.. Hissiyatmın ulviliğini an- ladım.. Onun için, meraklanma.. Size yardımda bulunacağım. Kendisinden haber getiririm... Ellerime sarildı. baktı; — Ah, doktor... Ulüvvü cenabınıza payan yok.. Bunu yapar mısınız?.. Bir haber.. Bir tek haber... Ve benden ona selâm.. “Kendisini unutmadım.. Mukad. ider günü bekliyorum.. Mezara kadar o- nun aşkını taşıyacağım.,, İşte bunları kendisine söyleyiniz.. Yahut söyletiniz.. Ricam, bundan ibarettir. — Merak etme, sen kızım... (Yarın bitecek) Nakleden: (Hatice Süreya) Yüzüme minnetle *İ;'**' şimdi beni ona vermiyor ikâyetler, — temenniler Uskücarlılar Aydan aya Elektrik parası vermek istiyorlar Üsküdardan Abdurrahman Ölçer im- zasiyle aldığımız bir mektupta elektrik şirketinden şöyle bir şikâyet yapılmakta- âr “Üsküdara elektrik geldiğindenberi, şirket sarfiyat bedellerini her ay mun- tazaman tahsil ediyordu. Halbuki epey zamandır tahsilât iki ayda bir yapılma- ğa başlandı. Fakir ve işçi olan Üskü- dar halkının ekserisine iki aylığı birden vermek çok güç geliyor. Bunun için çok müşkülât çekiyoruz. — Elektrik şirketi herhalde az memur kullanmak gayretiy- le bü usulü koymuştur. Fakat böylelikle her ay yaptığı tahsilât makbuzlarına ya- pıştırdığı pulu bu defa iki ayda sarfede- rek hazineyi de zarara uğratmış olmu- yor mu? Hem bu noktanın ve hem de halkın çektiği müşkülâtın nazarı dikka- te alınarak tahsilâtın gene eskisi gibi, aydan aya yap:lmasını istiyoruz.., | Üsküdarlıların bu dileklerini alâka—l darların ehemmiyetle tetkik ederek hal kr müşkülâttan ve hazineyi de zarardan kurtarmalarını bekliyoruz. Amelenin teşekkürü Küuruçeşmede inhisarlar idaresi — ile —— -Teoen Ten amca sevgilisini bekliyer AYŞ arE | HABER AKSAM POSTası İDARE EVi Istanbul Ankara Caddesi Posta kutusü ! İstanbul 214 Telgraf adresi: İsStânbDul HABER Yazı işleri telofomnu : 23872 ldare ve ilân :24370 ABÖONE ŞARTLARI Türkiye Eecnebi Senelik 1400 kKr. 2700 Kr. 6 aylık 730 « t4s0 » 3 aylik 400 w 800 » 1 aylık 150 « 300 . Sahibi ve Neşriyat Müdürü: Hasan Rasim Us İş bankasi tarafından yeni teşkil edileri tütün (mited şirketi amelesinden Seyfi imzasiyle aldığımız bir mektupta depo-) nun müdürü Bay Hakkıya ameleye kar-ğ şı gösterdiği büyük alâka ve çalışmala- “rından dolayı teşekkür edilmektedir. ı l Ş Ü AAi B A AAA A Üa ör 4ai 5. zölan LBcsıld:ğı yer (VAKIT) matbaası HABER'in Güzellik Do toru Kuboenu: DU a â : 4 adai aA T E Yazan: Niyazi Anmet rüyor,, darbi meselinin hükmü kal- mamıştı, çünkü kan gövdeleri götü * rüyordu. Tarihin Nika ihtilâli diye adlan - dırdığı bu ihtilâl İmparator Jüstinen aleyhine kurulmuştu. Saraylar, hamamlar yanıyor - ve insanlar biribirlerini boğazlıyorlar. Otuz bin kişinin ölümü ile netilenen çarpışmayı uzun uzadıya anlatmak - tansa birkaç satırla gözönünde canlan dırmayı yerinde buluyorum.“zuhur eden Nika ihtilâli üzerine at meydanı- nr muhasara etmiş olan Balzer 40, - 000 asiyi öyle dehşet engiz bir suret- te katliâm etmiş ve ölülerin adedi o derece büyük bir miktara - 30 bin - baliğ olmuş idi ki bunların hemen o- rada ve bir kapmın başında defne karar verilmiş ve bu sebeple işbu ka- pıya Nekra nami, yani “ölüler kapı- sı,, ismi verilmiş idi.,, * & * At meydanında ikinci Mahmut zamanında da buna benzer bir kat - liââm görüyoruz. Padişah Yeniçerir lerin hareketlerinden gazaba gelerek onları itlâfa karar vermiş ve donan - ma efradının yardımı ile meydanı mu hasara ederek bir günde tam otuz bin kişi mahvedilmişti. At meydanı, tarihin her devresin- 1404 sene evvel bugün Atmeydanında Nika ihtilâli oldu Belizer otuz bin kişiyi kılıçtan geçirerek tarihe “Olüler kapısı,,nı yadigâr bıraktı İkinci Mahıhmmut da kızarak 30,©000 kişi mahvetmişti 532 yılı 13 ikincikânun günü, tam, 1404 sene evvel bugün, İstanbul ana! baba günü idi. “Kan gövdeyi götü- de kanlıdır. En büyük debdebeleri gören meydan yukarıda verdiğimiz gibi sayısız facialara sahne olmuş - tur. A ... Meydan 196 yılmda İmparator Septin Sever tarafından kurul - muştu. İmparator isyan ettikleri için şehrin dörtte üçünü harebeye çevir- mekle ceza tertip ettikten sonra bura” sını imar etti- Bu İmparatordan sonra Jüstinyen meydanı daha ziyade ge - nişleterek - güzelleştirdi. Heykeller diktirdi, kendisinin o” turması için bir taht yaptırdı. Bun- Jan sonra en büyük şenlikler buradâ yapılmağa başlandı. İşte bu şenlik” lerde İmparator halkın galeyanın « dan kendisini korumak için tertibat da ilâve ettirmişti. Koşularda 100,000 den ziyade seyirci meydanı doldururdu. At mey- danı (Hipodrom) un hâkimi İmpar ratordan ziyade fırkalardı. Sağ taraf mailerin, sol taraf yeşillerin idi. fırka sık sık karşılaşır ve sayısız in- san kanı akardı. Muazzam Ât meydanımın, - altın gümüş boy boy heykelleri tezyinat - ları ile toprağa gömüldükten sonra da kan aktı. Kazanlar kaldırıldı. Kel- leler uçuruldu. Bugün, toprağın ke- miremediği eserler meydana çıkıyor. Fakat akan kanlarla toprak beslendi. & Ohlisalib A i .wuı — 70 — Sonrada meydanda duran tayyarele- rin üstündeki mavi — kırmızı — beyaz yuvarlakları gördü. Düşmüş olduğu hâa- tayı anladı. Tekrar havalanmak istedi; fakat iş İşten geçmişti. y Bir zırhlt otomobil onun yolu Üstü. ne dikildi. Pfalz müsademe etmemek i- çin yerde bir takla attı, biz de pilotu esir ettik. " Bu bir postacı idi, Acaba çantasında sadece hususi mektuplar mi varldı? ha- daki Türk umumi karargâhmdan res- mi evrak getiriyordu. Posta. çantasının muhteviyatı bir şey isbat — ediyordu: Türk ve Alman yüksek kumanda heyet- leri ordularının başına gelenleri bilmi. yordu! TAYYARELERİN ROLÜ Arkadaşrm sözünü burada kesti. Filis tin harp sahasında tayyare kuvvetinin ne ihmal edilmez bir silâh kendi kendime düşün'düm. Tarihte birin ci defadır ki iki ordu muharebe ve bom- ha edilmişti. Bu, 1918 eylülünde Britanya tayyareleri tarafından edilmişlerdi. verdi. ransın ve Ross Smit'in aziz Avustüralya — tayyarecilerinden “harp latmış olduğu birkaç sözü kendimi alamadım: te yapılan korkunç bir soNnN “Yazanlar: İngiliz ordusu hava zabitlerinden Kenneth | Brovn Colline, Meşhur seyyah ve muharrir Lovell Thomas yır, daha iyisini ele geçirdik. İstasyon. olduğunu| ba tayyareleri tarafından tamamiyle im- oluyordu. İki Türk ordusu, kendi kara ordularından kilometrelerce uzaklarda harekât yapan imha Bu tayyareler bundan on sekiz sene evvel dokuz mil uzunluğunda - bir vadi| yolunu ölüm yatağına çevirdi ve istik. bal harpleri için çok manalı bir işaret Arabistan çöllerinin tacsız kralı Lo- arkadaşı, kuşu,, lâkabını hem de hakkiyle kazan- mış L. W. Sutherland bu harplerin ba. şından sonuna kadar iştirak etmiş bir tayyarecidir. Burada onun da bana an-| yazmaktan “Yüreğimde müthiş bir tiksinti duy- dum; öldürmekten çılgına döndüm. Ha. yattan ve insanlıktan nefret ettim. Çün- kü soğuk kanlılıkla ve fenni bir Buget-_î katliâga'âîet,' Dilimize çeviren: A, E. z olmaktaydım. Harekât için eylül 19 sabahı tayini e. dilmişti. Binlerce kişilik — kıtalarla her türlü techizat ve malzeme Şeria mınta- kasından Yafa ve Ramleye — taşınarak zentinlikler içinde gizlenmişti. Süvarimizin hâlâ orada bulunmakta olduğuna dair Türkler kandırmak - için Şeri vadisinde traktörler tarafından çe- kilen tırmıklar havaya toz bulutları kal. | — dırıyordu. Tayyare filosü kumandanı — miralay R. Williams bizim oynryacağımız rolü zah etti. Karşımda oturan Olive — Lee sırıtarak! — İşte çifte namlulu tüfeğim için fır sat!.. Diye söylendi. Numan ise kızak üs- tünde taşıdığı dinamit yükünü — tekrar tecrübe edip edemiyeceğini düşünmeğe koyuldu. Bu pilot bir demiryolu köprü- sünü tahrip için bir çok teşebbüsler yap. mıştr, Nihayet 120 kilo dinamit tayyarenin kuyruk kısmına bağlamıştı. Bu ağır infilâk kütlesi tayyareden aşa- gıya bırakılınca fitillerde ateşleniyordu. Tonkin de el bombalarile kendine mah- a sus müthiş bir tertibat yapmıştı. Ş .. * Sabahın saat dördünde havalandık. Mükemmel bir sabahtı. — Tüfeklerimiz — saniyenin bindebiri nisbetinde bir doğ. — rulukla işliyordu. Sabahın beş buçuğun- da bir randevumuz vardı. Afuleyi bom- N bardıman edecek olan filo ile buluşacak tık. Buluştuk ve vazifelerimizi yaptık. — tayyare mer. | ş Demiryolu istasyonu, kezi, techizat anbarları ve depoya ben- ziyen her şey havaya uçuruldu. Sonra tekrar cephane yüklemek için Raml döndük. Hiç vakit geçirmeden ikinci seferimi- — ze yollandık. Onları Şaron mmntakasın. — da bulduk. Evvelâ bir süvari kolu arka- — sından da tekerlekli bir nakliye Tulukerim üÜzerine ricat e&fy a Bunlar aşağı yükariı : 2500 kisi ileıö İ kadar araba vardı. - (Devamı var) — ü w _.) h ÖL l ei Ga AA el j | İkiitr taşıyacak — tahtadan bir kızak tasarlamış ve bunu gea . *K L Hd

Bu sayıdan diğer sayfalar: