4 k * &. € korkusu Ben köyde otururum. İki küçük an var. Birini kiraladım. Kiracım bir kadmcağızdır. Sevimli bir oğ- köpek — vardır. Çünkü bay karşı çok büyük © zaaf duya- ey Yolda serseri dolaşan herhangi köpeği görsem, ona ekmek alır, İkram ederim. Pesime takılırsa evde| O kadar (o beslerim ki en rel köpekler tombullaşırlar. Birçok lm bunları komşular beğenir, » Onlara hediye ederim. İşte böyle bir merhamet hisinin te- #İrİYİe Karabaşı Yanıma aldım. Aman, de halsiz. na crlizdr. Son dercee çir- Ü olduğu için, ne kadar © besledim. de Kimse ona talip çıkmadı. Msa iç bütün biçimsizliğine rağmen! © zeki ve hassastı (o Bana! otururdu. Gene birgün birlikte! ke ağı çıkmıştık. Yolda serseri bir zavalı ş hücum etti; 1rdt.. Elimde sopa vardı. koştum. - Mütearrızı koğdum. yarasmı baktığım vakit şizğiden ibaret olduğunu Mini mini bir damla kan be- . İşte o kadar. vakadan birkaç gün sonra hay- hali değişti. Ee Nepesi kaçtı. Şa- istesem hain hain homurda. Ay 7 VE! Beyimin öfkesi mi var? kik, de Wir bakayım! - diye onu rttm, agzi pehcerem açık, konuşurken, Hönjgelen. kormelmun çocuğunun sesi. e eme Beni isiracak mry- ie il ; Karabayır hali nazarı dikatimi gel. başladı. £ Pek garipleşmişti ! Bacakları gergin, gözleri sa- &o müddet olduğu yerde duruyor, başımı önüne eğiyor, bir Za; apak, yutacakmış gibi ağ- kendime söylendim: © Acaha nesi var? taa denbire önü istran köpeği ha- Hemen beytara koştum. Me- Belevi anlattı. A dedi Yolayın da muayene edeyim! -' i, bir Ve maattecssiit neticede , kudur - ge ağn hâber verdi. Zehirli bir ina İle zavallr hayvanı öbür dün. a poli. Fakat ondan sonra ar. de rahat huzur kalmadı, Her Ray bele içinde çrrpmryordum. kendimi kudurmuş görür- A Ablak ebpiler ear Yür “Ba. Satılmayacak eşya, ki- Falanamıyacak ev, apar. tman yoktur! Ancak yo- lunu bilmeli: , HABER GAZETE z SININ KUÇUK (LANLARI Çabuk ve iyi satmak, kiralantnk icin en emin, ©h ucuz ve en kolay vas. tadır, vi 20 kelimeye kadar beg dofasi 100 kuruştur BER GAZETESİ HA RON N A ğım zaman wytırabın gene devam © diyordü. Kaç kere ellmi ağıma sokmuştum. Dişlerinin etlerime değdiğini biliyor- dum. Acaba kanıma geçmemiş miy- di? Elimde hiç bir çizik yok muydu? Bazan sirayet devrinin fiç ay silrdüğü- nü söylerler, Üç ay bu işkenöeyle yaşimak! | Ansızın havlamak istediğimi hisse- diyor, beynimin yerinden oynadığını duyuyordum.Şayet ağzım açık uyuyt-! cak olsam da yastığıma sâlya akrt-| sam uyanır uyanmaz “Tamam! İş ol- du! İşte kudurdum!,, diyordum.. Ah, ne aazplı gecelerdi bunlar! Birdenbire kararımı veriyordum: Şırınga yapmağa gitmeli. Fakat sa- bah olunca endişelerim zail! olmuyor - dü. Gündüzün insanlar üzerine daha nikbinane tesirleri vardır. Cesaretim! yerine geliyor, çalışmağa başliyor. | dum. Arada sırada aynanın önüne gidip kendime bakardım: Yüzüm, sakin bir adamın yüzü, Şakaklarımdaki damar - lar dikatimi celbediyordu: “Eğer ku- durdumsa mikroplar bunların içinde dolaşıyor", diyordum . Günden güne zayıflamağa başla- yınca, nihayet karar verdim: — Adam san de! kuduracak olur - sam bir tabancadir hakkım! İste böyle bir haleti ruhiye içinde iken, birgün kiracım hanım, dedi ki: — Bilmefi bizim oğlana da ne Ol-| | du? Ağzımı açıyor. Bir şey ısırmak; | istiyormuş gibi yapıyor. Sofrada pe- çetesini ağzıma sokuyor, çiğniyor. Ne-| dir bü hali? Anlamıyorum. Çocuğun bahçede söyledikleri aklı- ma geldi. Acaba sahiden köpek onu! mırmış mıydı? “Isrdın,, mı demişti yoksa “ısır - mak istedin, mi demişti? Şimdi One yapmalıydım? Kadma hakikatı ml söyliyecektim? Bugüne kadar , köpeğimin kuduzdan öldüğü- ll herkesten sakltmiytam, Kadina ha-! | kikatini söyliyecek olsam onu da deli! etmekten başka na netice elde edilir- di? Filhakika belki şırınga ile oğlan | kurtulurdu; ama bana me İnkisarlar. etmiyecekti7. Belki bana katil naza | riyle bakacaktı. Ne yapmalıydım acaba? sağtrıp sordum : — Nen var? ne hissediyorsun? — Bilmem. Ağırmın içi kaşınıyor — Aç bakayım... . Oh yarabbi... İşte Üç tane bu yılm dişi baş vermiş... Hemen parmağımı soktum. Üstüne bastım. — Ağrıyan bunlar mı? — Evet!. Sevincimden çocuğu hoplatıp ya. naklarını — şapur şupur öptüm. Oh, içim tahatladı. Annesini teselli ettim. Hakikaten de içim rahatladı. Birkaç Rün sonra çocuk iyileşti. Bu hal benim için büyük bir tesel- li oldu. Asabiyetim biraz sükünet bul du. Fakat asıl rahat etmem için üç sym geçmesi icap etti. Ah, o zaman hayat bana ne tatir, ne güzel göründü... Bunu «ize kabil değil tarif edemem. Bir faciadan kur. tulduğumu, hrekes gibi rahat yaşıya çocuğu bildiğimi düşündükçe hâlâ buğün bi. le içimde büyük (bir insirah duya - rım, Fakat işte o gündenberi gayri ih- tiyari köpeklere karşı İçimde bir ür- keklik uyandı. Evimde onları bösliye- mez oldum. Yalnızlık dn bana pek a- Bir gelmeğe başladı. Kimi oksıyaca- ğim? Kimi seveceğim? Kiminle konu. şacağım? Penceremden bakıyordum. Kiracı bayanm hiç de fena olmadığını farket- tim. Şimdiye kadar aklım neredey- miş acaba? uzun uzadıya dişlinmeğe Hizm görmeden ona talip oldum... Ev. lendik... Şimdi bir de hazır çocuğum var! i Nakleden: (Hatloo Silreyya) HABER — Akşam puta Ten Ton amca | kaza kurbanı AKŞAM POsrÖAaŞş| IDARE Ey; Istanbul Ankara Caddesi Posta kutusu: Istanbul 214 Telgraf adresi : istanbyı KABER Yazı işleri telofomu . 3473 idarevemân . ;Sisip ABONE ŞARTLARI Terli Benmi vağ0Nr 2E0ği. çam e. * ayık 107 368 " Sahibi ve Neşriyat, Müdürü; Hasan Rasim Us Basıldığı yer (VAKİT) matbaası HABER'in Güzellik Dotoru Kuponu: Yazan: Niyazi Ahmet İ 331 sene evvel bugün Islâhat yapmak isteyen kay. makamın başı uçuruldu 45 sene evvel bugün Istanbulun güzelleşmesi için p'âniar yapan Parisin ikinci imparatoru Hosman öldü Yerde up uzun bir ceset yatıyor -f şa, hoca ile münasebatı olduğunu du. Başı henüz kesilmişti. Padişah: — Tiz sarıkçıyı getirin... yi verdi, ü çeri giren Sarıkçı Mustafa pa- şanın yüzü sap sari idi. Padişahın ayaklarını öptükten sonra kımılda- madan kaldı. — Seni kaymakam nasbediyo - rut, Bu söz, bizzat padişah tarafın - dan Mustafa paşaya söyleniyordu. Ölü yüze renk gelmeğe ve dimdik duran vücut kımıldamağa başladı. Fakat padişah ilâve etti: — Eğer bir fenslığın görülürse) bu yatan gibi kılıcıma uğrarsm... Sarıkçı, bu son sözlerden biç korkmamıştı. Makamı eline aldığı günden itibaren icraata başladı. Tarih bu çalışmayı müftü ve ho- canm kendisinden üstün olması - na karşı bir cephe bazırlamağa ve kendisine taraftar toplamağa başladı. j ğı şeklinde kaydediyor.. Mustafa pa- şa işlerini için yeni likler yapmak Jâzrm olduğuna kaniy- di. Bunları da yapmaktan çekinme- di. Has odabaşı hadım gürcü Meh. met paşayı üçüncü vezir tayin etti. Baş kapıcı başı Davut ağa ile büyük Mirahur Mustafa ağayı beylerbeyi- liklerine kadar yükseltti bir hafta sonra (— padişahın kızları ile evlen-! dirmeğe muvaffak oldu. Peşte muhasarasmda , korkaklığı ileri sürülerek ilmiş olan Yeni» çeri ağası Nakkaş paşa İstanbula gel- mişti. Onu da Beylerbeyi tayin ede- rek Vüzaret payesiyle bir milyon iki yüz bin akçelik faslar verdi. Ru- meli beylerbeyi Hasan paşayı *dör- düncü vezir yaptı, silâhtar Hüseyin ağayı Yeniçeri ağalığına getirdi. İş almış yürümüştü. Bütün bun- lar herkesi korkutuyordu. Hoca ile müftü, bu gidişle kabağın ken- di başlarma patlamasından korkma ğa başladılar. Vakit geçirmeden ha- rekete geçmek Jâzındı. Mustafa pa A ç iŞ Allenbi hiç şüphesiz üstat bir sevkül ceyşçi idi. O bütün hadise ve vakaları olmadan çok daha evvel düşünüp tasar-, lamıştı. Tul Kerim bunun bir misali idi. Anzak süvarisi şehre hücum edince, çok inatçı bir müulavemetle karşılaştı- Jar. Burada Türklere kargı gelmek ma- nasızlık olacaktr. Biz hücum ettikçe, on- lar da son neferlerine kadar dayanacak- lardı. Anzaklar bu müdafaa hattını yar-! mağa kalkışmadı. İmkân buldukları yer- lerde harp etmek için Ailenbiden emir almışlardı. Harp sahasını geçerek ileriye doğru yollandılar. En az zamanda Tulkerimin arkalarma sarkarak, Türk kuvvetlerinin Nablıs üstüne çekilecekleri yolu tıkadı» lar. Nablısın tarihte de ayrıca ehemmi- yeti vardır. İsrail oğulları Mısırdan çe karken Yusuf peygamberin kemiklerini de beraber alarak buraya getirmişler ve Nablıs şehrine görmüşlerdi. Alınan neticeler hayretlere şayandı! Türklerin ricat hattı (o kesilmişti. Harp meydanda birkaç kişiyi öldürmekten) sc Anzaklar bütün bir o garnizonu esiri almışlardı; bunlar tam iki bin Türk, bir! demiryolu katarı, pek çok top ve tüfek- ti Fakat bunu anlatmakla pek acele et. tim ve hikâyede çok atladım. Süvarilerimiz yolu kapamak üzere b Ml çe Z hlısali b muha'g beleti | / Yazanlar; İngiliz ordusu hava zabitlerinden Kemmeth | j Brövn Colline, Meşhur seyyah ve muharrir Loveli Thomas keşfettiği Defterdarı da azlederek yes rine başkasını getirmişti. Müftü ile hoca, birleşerek der. hal padişaha koştular ve ağızlarını açıp gözlerini yumdular: — Mustafa paşa, defterdarı az- letti, Yerine gelen mevacibi tedi- ye edemiyor. oTeb'a ; hakkında te- addiyatı azime yapıyor... dediler. 1605 yılı 11 İkincikânun günü 331 sene evvel bügun, bütün kadı askerler padişahm huzurunda idi. Mustafa paşa da davet edildi. o Bir şeyden habersiz cellâd'ile karşılaştı. Cellâd, vazifesini çok kolaylıkla ve süratle bitirdi. Ceset, sessizce çeş menin önüne getirilip bırakıldı. Tarih, Mustafa paşanm idamını bu suretle kaydediyor . Fakat kim | iddia edebilir, ki 331 sene evvel bu * gün işlenen bu cinayet, affedilmez bir hata değildir. Mustafa paşa, ye ni memurlar, dalkavukluktan ziym de halkın menfaatini düşünen insan” ları çalıştırmak isterken müftü ve ho- canm kurbanı mı gitmiştir acaba? Kim bilir. 4 Dilimize çeviren: A. E, ken ben de Eltonla birlikte Tulkerimin . üstünde uçuyordum ve burası tayyare bombası için hatır ve hayalden geçizil. miyetek derecede mükemmel bir hedef ti. : İş Yol yüksek dağların arasından geç. tikten sonra sağa doğru keskin bir döne meç yapıyordu. Türkler Tulketimden bu dönemeçe doğru akıyordu. Bir defa buraya girdiler mi artık daha (ileriye gödemezlerdi. Kolbaşı yolun Anzaklar tarafından tıkanmış olduğunu (gördü, Fakat geriden gelenler körü körüne ile. riye doğru iniyordu. Türkler ellerindeki bütün tekerlekli vasıtalarla, o yolun üstünde hep birlike te ilerlemek istiyordu. g Eiton gari kesti ve bana bağırdı; o — Süvariler (o burasını ne kadar za. manda tutabilirler? — Kıyamet gününe kadar! Korkma onlar Avusturalyalılardır!, 4 — Öyleyse geriye gidip tâyyare filosu getirelim! ş Pilotun dediğini yaptık. Tayyare mey danında ancak © bombalıklarımızı yeni- 4 den dolduracak, ve arkamıza içi el bom basile dolu bir sandık yüklüyecek k: kaldık, Sonra de hepimiz. a olmak üzere mi Sep md bütün bir gi