Saatlik sayfa görüntüleme limitine ulaştınız. 1 saat bekleyebilir veya abone olup limitinizi yükseltebilirsiniz.
<—— ——— —<7 korkusu Ben köyde otururum. İki küçük ü 'bî:u Birini kiraladım. Kiracım h kadıncağızdır. Sevimli bir oğ- lür. Var. Ekseriya çocuk yanıma ge- i Oynar, Evimde daima beslediğim köpek — vardır. Çünkü hay- ta karşı çok büyük — zaaf duya- _Yoldı serseri dolaşan herhangi köpeği görsem, ona ekmek alır, î";—m ederim. Peşime takılırsa evde Oyarim. O kadar — beslerim ki en Siska köpekler tombullaşırlar. Birçok İlt;hr' bunları komşular beğenir, * Onlara hediye ederim. Üj böyle bir merhamet hisinin te- yle Karabaşı yanıma aldım. Aman, :şnhalsîz_, , ne erlızdı. Sön derece çir - &a Olduğu için, ne kadar — besledim. Ğ_e kimse ona talip çıkmadı. Maa- E:fıh. bütün biçimsizliğine rağmen kavkalâde — zeki ve hassastı. — Bana Tt elle sarildı.., Nereye gitsem peşi- ;:ıd evde ayaklarımın di- S€ otururdu. Gene birgün birlikte ;:';îîa çıkmıştık. —Yolda serseri bir Kul zavalı Karahasıma hücum etti; Sğmi isirdi. Elimde sopa — vardı. kğştum. Mütearrızı köğdüm. Peğimin yarasma baktığım vakit kücük bir çizğiden Fıtn, bir ibaret olduğunu Kötdümi, “Minf mini Bir damla kan be- lhmw- İsşte o kadar, Bu vakadan bir kaç gün sonra hay- hali değişti. — Neşesi kaçtı. Şa- laşmak istesem hain hain homurda- ; z YU ay! Beyimin öfkesi mi var? k.:llğîjun de 1siv bakayım! - diye onü l ĞWWW açık, konuşurken, bempaç den, komşuünün cocuğunun sesi- & ; —;:Mawe—;—ı: Beni ısıracak miy - .. Tiyordu. betî”lbu.şm hali nazarı dikatimi cel- a Be başladı. — Pek garipleşmişti bitğı fl:'u! Bacakları gergin, gözleri sa- 'Ohrabu Mmüddet olduğu yerde duruyor, bey K başımı önüne eğiyor, bir Apacakmış, yutacakmış gibi ağ- â0ıp kapıyordu, Ddi kendime söylendim : ;' Acaba hesi var?. y © birdenbira önü istran köpeği ha- ee Hemen baytara köştüum. Me- anlattım. — Yola ; İ dedi, yın da muayene edeyim! %Ve Maatteesslif neticede , küdür - K Oldgğunu hâber verdi. Zehirli bir 354 e zavallr hayvanı öbür dün - Ya; yv tı:a Yoladık, Fakat ondan Sonra ar- », S€ne de rahat hüzür kalmadı. Her R. kâbuslar içinde — çırpmıyordum. da kendimi k bi udurmuş görür - ıîî Ağzımdan köpükler akarak yer- ha hiry“""hmp dürüyördüm. — “Ba- Bu "Em verin, Allah aşkma!.. x ulayım.,, Uyandı Satılmayacak eşya, ki- Falanamıyacak ev, apar- —| Hman yoktur! Ancak yo- -Ü lunu bilmeli: HABER G KU%ZETESIN N UK I/LANLAR $ Çabuk ve iyi satmak, İralamak için en emin, Ucuz ve en kolay vas:- 20 kelimeye kadar beş defasi 100 kuruştur BER GAZETESİ hnt't'mbmda en çök sati- ü hakiki akşam gazete- HA HABER — Akşam poöstası ğım zaman ıztırabım — gene devam e- diyordu. " Kaç kere elimi ağzma sokmuştum. Dişlerinin etlerime değdiğini biliyor- dum. Acaba kanıma geçmemiş miy- di? Elimde hiç bir çizik yok muydu? Bazarı sirayet devrinin üç ay sürdüğü- nü — söylerler. Üç ay bu işkenceyle yaşamak! Ansızın havlamak istediğimi hisse- diyor, beynimin yerinden oynadığını duyuyordum.Şayet âğzım açık uyuya- cak öldam da yastığıma salya akıt - sam uyanır uyanmaz “Tamaâm! İş ol- du! İşte kudurdum!,, diyordum.. Ah, ne aazpli gecelerdi bunlar! Birdenbire kararımı veriyordum: Şiringa yapmağa gitmeli.. Fakat sa- bah olunca endişelerim zail olmuyor - dü. Gündüzün insanlar üzerine daha nikbinane tesirleri vardır. Cesaretim yerine geliyor, çalışmağa başlıyor- düm. Arada sırada aynanm önüne gidip kendime bakardım: Yüzüm, sakin bir adamiın yüzü. Şakaklarımdaki damar - lar dikatimi celbediyordu: “Eğer ku- durdumsa mikroplar bunların içinde dolaşıyor!,,, diyordum , Günden güne zayıflamağa başla- yınca, nihayet karar verdim: — Adam sen de! kuduracak olur - sam bir tabancadır hakkım! İşte böyle bir haleti ruhiye içinde iken, birgün kiracrm hanım, dedi ki: — Bilmem bizim oğlana da ne ol- düu? Ağzmraçıyor. Bir şey 1sırmak istiyormuş gibi yapıyor. Sofrada pe- çetesini ağzına sokuyor, çiğniyor. Ne- dir bu hali? Anlamıyorum. Çocuğun bahçede söyledikleri aklı- ma geldi. Acaba sahiden köpek onu 1sIrmış miydı? “İsırdın,, mt demişti yoksa “ısır - mak istedin,, mi demişti? Şimdi —ne yapmalıydım? Kadma hakikatı mi söyliyecektim? Bugüne kadar , köpeğimin kuduzdan öldüğü- nüi herkesten saklamıştım. Kadmna ha- kikatini söyliyecek olsam onu da deli etmekten başka ne netice elde edilir - di? Filhakika belki şırımga ile oğlan | | küurtulurdu; ama bana ne inkisarlar —| etmiyecekti?. Belki bana katil naza Tiyle bakacaktı. Ne yapmalıydım acaba? çağırıp sördüm ! — Nen var? ne hissediyorsun? — Bilmem. Ağzımın iti kaşmryor — ÂAç bakayım... . Oh yarabbi... İşte üç tane bu yılın dişi baş vermiş... Hemen parmağımı soktum. Üstüne — bastım. — Ağrıyan bunlar mı? — Evet!.. Sevincimden çocuğu hoplatıp ya- nâklarını — şapür şüpür öptüm.. Oh, içim rahatladı. Annesini teselli ettim. Hakikaten de içim râhatladı, Birkaç gün sonra çocük iyileşti. Bu hal benim için büyük bir tesel. N oldu. Asabiyetim biraz sükünet bul düu. Fakat asıl rahat etmem için üç çocuğu | aym geçmesi icap etti. Ah, ©o zaman hayat bana ne tatlı, ne güzel göründü... Bunu size kabil değil tarif edemem. Bir faciadan küur- tulduğumu, hrekes gibi rahat yaşrya- bildiğimi düşündükçe — hâlâ buğün bi- le içimde büyük — bir insirah duya - Tim, Fakat işte o gündenberi gayri ih- tiyart köpeklere karsi içimde bir ür - keklik uyandı. Evimde onları bösliye- | mez oldum. Yalnızlık da bana pek a- ğır gelmeğe başladı. Kimi okşıyaca - gım ? Kimi seveceğim? Kiminle konü- şacağım ? Penceremden bakıyordum. Kiracı bayanın hiç de fena olmadığımı farket- tim. Şimdiye kadar aklım neredey - miş acaba? uzun uzadıya düşünmeğe lüzüm görmeden ona talip öldüm... Ev- lendik... Şimdi bir de hazır çocuğum var! —. Ton Ton kaza kurbanı T KTT b -._.ıı '_%-.'L -— İ hi Yazan: Niyazi Anmet ' 331 sene evvel bugün Islâhat yapmak isteyen kay makamın başı uçuruldu 45 sene evvel bugün Istanbulun güzelleşmesi için p'ânlar yapan Parisin ikinci imparatoru Hosman öldü Yerde up uzun bir ceset yatıyor -| şa, hoca ile münasebatı olduğunu du. Başı henüz kesilmişti. Padişah: — Tiz sarıkçıyı getirin... Emrini verdi. İçeri giren Sarıkçı Mustafa pa- şanıin yüzü sap sari idi. Padişahın ayaklarını öptükten sonra kımılda- madan kaldı. — Seni kaymakam nasbediyo - rum. Bu söz, bizzat padişah tarafın « dan Mustafa paşaya söyleniyordu. Ölü yüze renk gelmeğe ve dimdik durar% vücut kmmlcılğmağa başladı. akat padişah ilâve etti: — Eğer bir fenalığım görülürse bu yatan gibi kılıcıma uğrarsın... — Sarıkçı, bu son sözlerden hiç korkmamıştı. Makamı eline aldığı günden itibaren icraata başladı. Tarih bu çalışmayı müftü ve ho- canım kendisinden - üstün olması - na karşt bir cephe hazırlamağa ve kendisine taraftar toplamağa başladı- A gı şeklinde kaydediyor.. Mustafa pa- şa işlerini başarmak için bazı yeni likler yapmak lâzım olduğuna kaniy- di. Bunları da yapmaktan çekinme- di. Has odabaşı hadım gürcü Meh- met paşayı üçüncü vezir tayin etti. Baş kapıcı başı Davut ağa ile büyük Mirahur Mustafa ağayı beylerbeyi- liklerine kadar yükseltti bir hafta sonra — padişahın kızları ile evlen-! dirmeğe muvaffak oldu. Peşte muhasarasımda. korkaklığı ileri sürülerek azledilmiş olan Yeni - çeri ağası Nakkaş paşa İstanbula gel- mişti. Onu da Beylerbeyi tayin ede- rek Vüzaret payesiyle bir milyon iki yüz bin akçelik faslar verdi. Ru- meli beylerbeyi Hasan paşayı * dör- düncü vezir yaptı, silâhtar Hüseyin ağayı Yeniçeri ağalığınma getirdi. İş almış yürümüştü. Bütün bun- lar herkesi korkutuyordu. Hoca ile müftü, bu gidişle kabağım ken- di başlarma patlamasından korkma- ga başladılar. Vakit geçirmeden ha- rekete geçmek lâzımdı. Mustafa pa keşfettiği Defterdarı da azlederek ye« rine başkasını getirmişti. Müftü ile hoca, birleşerek der. hal padişaha koştular ve ağızlarını açıp gözlerini yumdular: — Müstafa paşa, defterdarı az« letti. Yerine gelen mevacibi tedi- ye edemiyor. addiyatı azime yapıyor... dediler. 1605 yılı 11 İkincikânun günü 33| sene evvel bügun, askerler padişahım huzurunda idi. Mustafa paşa da davet edildi. Bir — şeyden habersiz cellâdsle karşılaştı. Cellâd, vazifesini çok kolaylıkla ve süratle menin önüne getirilip brrakıldı. Tarih, Mustafa paşanım idammı bu suretle kaydediyor . Fakat kim iddia edebilir, ki 331 sene evvel bu “ gün işlenen bu cinayet, affedilmez bir hata değildir. Mustafa paşa, ye- ni memurlar, dalkavukluktan ziyas de halkın menfaatini düşünen insan" ları çalıştırmak isterken müftü ve ho« — canım kurbanı mr gitmiştir. acabağ — Kim bilir. ABER AKSAM POSTASI IDARE Evi Istanbul Ankara Caddesi Posta kutusu ! İstanbul 214 Telarar adresi : İstanbul HABER Yazı işleri telofomu : 22872 idare ve ilân , : 24370 ABONE ŞARTLARI Türkiye Senelik — 1400 Kr, zşg'o'b:(r. 6 âylik 7230 , 1450 3 aylık 00 . 800 * * aylık 150 300 :: Sahıbi ve Neşriyat, Müdürü: Hasan Rasim Us Basıldığı yer (VAKIT) matbaası Nakleden: (Hatice Süreyya) HABER'in e Güzelilk Dohrtoru Kupponu: / | Allenbi hiç şüphesiz üstat bir sevkül ceyşçi idi. O bütün hadise ve vakaları olmadan çok daha evvel düşünüp tasar-| lamıştı. Tul Kerim bunun bir misali idi. Anzak süvarisi şehre hücum edince, çok inatçı bir mukavemetle karşılaştı- lar. Burada Türklere karşı gelmek ma- nasızlık olacaktı. Biz hücum ettikçe, ön- lar da son neferlerine kadar dayanacak- lardı. Anzaklar bu müdafaa hattını yar- mağa kalkışmadı. İmkân buldukları yer- lerde harp etmek için Allenbiden emir almışlardı. Harp sahasını geçerek ileriye doğru yollandılar. En az zamanda Tulkerimin arkalarına sarkarak, Türk kuvvetlerinin Nablıs üstüne çekilecekleri yolu tıkadı- lar. Nablısın tarihte de ayrıca ehemmi- yeti vardır. İsrail oğulları Mısırdan çı- karken Yüusuf peygamberin kemiklerini de beraber alarak buraya getirmişler ve Nablıs şehrine gömmüşlerdi. Alman neticeler hayretlere şayandı! 'Türklerin ricat hattr — kesilmişti. Harp meydanında birkaç kişiyi öldürmekten- se ÂAnzaklar bütün bir — garnizonu esiri almışlardı; burlar tam iki bin Türk, bir demiryolu katarı, pek çok top ve tüfek- ©. Fakat bunu anlatmakla pek acele et. tim ve hikâyede çok atladım. Süvarilerimiz yolu kapamak üzere i- - & YAlisalib muharelele'ri ğ A v OU 4 — - 9. Yazanlar: İngiliz ordusu hava zabitlerinden Kenneth : Brovn Colline. Meşhur seyyah ve muharrir Lovell Thomas , Dilimize çeviren; A. E. ken ben de Eltonla birlikte Tülkerimin üstünde uçuyordum ve burası tayyare bombası için hatır ve hayalden geçiril- — miyecek derecede mükemmel bir hedef — ti. , Yol yüksek dağların arasından geç. bu dönemeçe doğru akıyordu. Bir defa buraya girdiler mi artık daha ileriye z gidemezlerdi. Kolbaşı yolun Anzaklar gördü., tarafından tıkanmış olduğunu Fakat geriden gelenler körü körüne ile- riye doğru iniyordu. 'Türkler ellerindeki bütün Gkürlekili vasıtalarla, ö yölün üstünde hep birlik- te ilerlemek istiyordu. A L Elton gazi kesti ve bana bağırdı; — Süvariler manda tutabilirler? f — EKryamet gününe kadar! Korkmâ onlar Avusturalyalılardır !. ? — Öyleyse geriye gidip tayyare filosu getirelim!.. Pilotun dediğini yaptık. Tayyare mey darımda ancak — bombalıklarımızı yeni- den dolduracak, ve arkamıza içi el hoiı basile dolu bir sandık yüklüyecek kadar kaldık. Sonra da hepimiz yirmi tayyare olmak üzere harp meydanma döndük. — bütün kadı burasını ne kadar za. — bütün bir — j Teb'a $ hakkında te- — bitirdi. Ceset, sessizce çeı-ı |