25 Aralık 1936 Tarihli Haber Gazetesi Sayfa 5

25 Aralık 1936 tarihli Haber Gazetesi Sayfa 5
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

Jean evine döndüğü zaman, şimdif bomboş olan bu binanm her tarafında üstüne bir ağırlığın çökmekte olduğu- nu hissediyordu. Eve yalnız dönmek istiyordu. Kırk sekiz saattir kendisine söylenmekte olen riyakâr “Raşm sağ olsun!,, cümlelerinden kurtulmağa, 1s. tırabiyle baş başa kalmıya ihtiyacı! vardı. Odasmda kendin! bir koltuğa attı; ayakkabılarında, çok sevdiği ve or senelik saadetini medyun olduğu Josette"i, sevgili karısını gömmüş ol - duğu mezarm sarı çamuru vardı. Bü- tün mes'ut günlerini yaşadıkları yum. şak ve temiz: yatağa baktı; şimdi ora- da karısının kıvrak, ince vücudumu, şehvetle açıaln küçük ve neşeli ağzım! tekrar görür gibi oldu. Bu tekrar gö- rüşten o kadar büyük bir ümitsizliğe düştü ki, derhal hıçkırmıya başladı Bütün öğleden sonra, boş ve 18siz ev içinde mütemadiyen ağladı. Sonra kendini herkesin başına gel- mesi mukadder olan böyle bir ıstırabın urun müddet kucağında sallanmak is- temiyen enerjik bir adam haliyle kol- tuğundan kalktı, !ki üç gün sonra ban- kalardan birinde işe başlıyacağı için, karısma ait evrakı ve buna ait İşleri halletmek istedi, Bilâhare bunları yan- mak için kendinde cesaret bulabileceği. ni kim bilirdi?. Bu cesareti buluncaya kadar anahtarlarını yastığının altında! saklamıstı. Nihayet Jean anahtarları! bir komedinin üstüne fırlattı. Gene onları fırlattığı yerden aldı ve Josette- in faturalarını, mektuplarını koyduğ kücük yazıhaneyi açtı. İlk gözden şeritle bağlanmış bir to- mar çıktı, Üstünde Josette tarafından yazılmış “Jean'ın mektupları, cümle- si vardı. İkinci bir tomarda birçok no* ları ihtiva ediyordu. Üçüncüsü., Bura- da Jean hayreti anlatan bir hareket spf Pmlinda üstünde “eklinmadan w eünileleri yağılf Bir tomar duruyord: yo Kocanın İlk hareketi karısnmar zusuna hiirmet etmek ve hepsini ateşe atmak oldu Fakat bu hareket, ve di- günce uzun sürmedi. Zarfı yırttı, için den lânlettayin bir mektup çıkardı Mektubun yazısı önünde hiçbir tered düt göstermedi: Bu, en iyi dostu Lou- is de Messagues'in el yazısıydı; yalnız, büylk bir ıstırap duydu: Bütün haya- tanca ıstıraplarmı, ve sevinçlerini apy laştığı bu adamim hareketine bir türlü akıl erdiremedi... Mektubu okudu: “Sevgili dostum, mektubunun bana nasıl sevinç getirdiğini tahmin ede- mezsin. Senden yalnız, ve kederli bir halde bırakmıştım Gittiğini, benden uzaklaştığını gördüğüm o son akşanı, beraberce yaptığımız o azaplı seynha- tin ertesi günü kalbimi o kadar çok hırpalanmış hissettim ki... Joan'm kulaklarında korkunç bir sırlama başladı. Kendisini boğulacak- Mig sandı Kalktı, odanın içinde bir a- Sağı bir yukarı dolaşmıya başladı. İ- ginde bir ıstırap duymuş değildi; fa- kat korkunç bir hiddet, bir öldürmek arzusu yaşıyordu; abdallığmna, ssflığı- na karşı bir gülmek, bir kahkaha at- mak ihtiysemı duyuyordu. Kendi ken- dine de: “Buna imkân yok, bu bir ve- him?,, diyordu. 'Tekrar yazıhânesinin önline geldi, birer birer mektupları okudu. Bu, bs- vaği bir aşk hikâyesiydi. Çok yalnız kâlmuş bir kadın, ona en yakm birin. san, bir akşam vücudunu sıkan bir el bir his baş dönmesiydi zannedilen bir ihtiras... Ah, ne irenç gey... Jeân'da ha fazla tahammül edemedi, kalktı, Şimdi tekrar ıstırap içine düşmüş- 4 etil, fakat duymakta olduğu bu ıstıran farklıydı, ona karısını yaşar bir halde yakalamak, veyahut dostluk maskesi altmda kendisini aldatmış olan alçak ve sefil herifi öldürmek arzularını ve- ven bir sstırap duyuyordu. Jean tabancasını aldı. İoinde kurgur vardı, Evden cıktı. Louls'de Messague şehir haricinde, Teun'ın evinden yarım fersah uzekta olan bir savfiyede otu Tuyordu: Evet, Josette'in arasıra ziya- ret etmiş olduğu meg'um bri villâde. Jean yumruklarmı sıktı, dostuna bu| İ hareketi pek tuzluya mal olacaktı. İlk sözde dostunun bayretini görecek, son Ya onu bir delhişet saracak, daha sonrn da yerde akmakta olan kıpkızıl bir kan,, Bir ilkbahar günüydü. Havada bir çocuk okşamasına benzer bir Ilıklık vardı, Yol üstünde, çiçek açmış be- dem ağaçları birer inci demeti gibi yükselmekteydiler. Dudaklarda ilk €-| lizlerin tadı, yeni biten otların bâmızi| İezzeti vardı. l Jean karısını düşünüyordu. Ve ken-| disine de: “Ahmak budala!, diye küf- rediyordu. Karısının bir gece kendisi- ne söylemiş olduğu: “Görüyor musun, Jean, ikimiz de çok zayıfız. Eğer ben- den başka birisini aramak istersen, düşün ki, her şeye rağmen senin ka- dar hiç kimseyi sevmedim.,, cümlele- rini hatırladı. Josette'i böyle bir iti- rafa zorlıyacak hiçbir sebep yoktu. Mu hakkak ki, o gün, yalan söylememişti O halde! Ah, bir insanım kafasmın İ- çinden geçen şeyleri bilmemize imkâr| ver mıdır? Jean kendisine karşı samimi oldü- ğunu biliyordu. İçinde bu işi hallede- cek kuvvetli bir hâkim aradı. Karısmı| çok seviyordu. Fakat bunu karısını hsas etmek istememişti. Çok soğuk- tu, biraz sertti, ve herkese kolay ko- lay açılamazdı. Evet, Josette'i ekseri- ya yalnız bırakmıştı, Güzel, zeki, has- sas olan dostu Messague'e karşı karı- $ının duyduğu bu a'âkaya niçin hayret etmeliydi? Jean, dostunun, karısınm hastalığı zamanında, bilhassa mezarda gösler- miş olduğu fazla heyecanın manasını simdi anlıyordu. Büyük bir azap İçin deydi, ve şimdi bu azabı ebediyyen gizlamege mahküm bulunuyordu. Mütevazı ve kederli bir merhamet, ümitsizlik ve iyilikle karışık bir his birden Jean'ı yormıya başlamıştı. Ka: rısmın mutlak yokluğu yanmda duy» muş olduğu bu yeni betbahtlığın sebe. bi neydi? Şayet Josette, bir mucize yardımiyle, tekrar canlansaydı, bu ha- lasına rağmen, onu affedecek ve ayak- larma kapanacak mıydı? Yoksa, bü- tün sevineine rağmen karısmı kat'iy- yen affetmiyecek miydi? Sevilenin her şeyi affedilir. Serin rüzgârlar ikliminden gelen bir sıcaklık bütün geceye hkimdi, Jean çi- çeklerden dokunmuş yumşak bir halı üstünde yürüyor hissini veriyordu Gökte benaz bulutlar görülüyordu. Jean başımı kaldırmea, karşıdan dostunun geldiğini gördü. | Dostu, Jean'ı görünce her şeyi anlar mıştı. Sekiz gündenberi böyle bir hall! beklemekteydi. Arkadaşm kendis'ai| işlemiş olduğu bu alçakça cinayet yil- inden tel'in edeceği o meş'um günü beklemekteydi. Ru anı o kadar sabr- sızlıkla bekliyordu ki, artık uzum müd- det Jean'ı ebklemek için odasmda ©- turâmadr, ve dostunu karşılamak ürs-| re yola çkmıştı. z Titrek bir sesle: — Jean, dedi, benden ne istiyorsun ?| Jean, dostuna baktı. Bir daha geri dönmiyecek olan karısını düşündü; ha yatma karışmış olan bu adam, çok sevdiği ve şimdi kara topraklarm ku- cağında uyuttuğu karısını tanıyordu. Lowis'i omuzlarından tuttu, ve hıç- kırıklarını gizlemeye çalışan bir 8es- le: — Seni görmek istiyorum dedi,seninle Josette hakkında konuşmak ihtiyacın- dayım. Çünkü,'onu sevmiş'olan iki a- damm karşı karşıya oturup bu mevzunu| konuşması çok zevkli bir gey olacak! Sen de onu berilm kadar sevmiştin, de Zil mi dostum?.. Anladım mi, beni de aldatmıştın, değil mi, alçak dostum? HABER'in Güzellik Co toru Kuponu: HABER — Akşam posta Tonton Amca- | nın uykusunu kaçıran kediler AKSAM POSTASI I(DARE EVI Istanbul Ankara Caddesi Posta kutusu : İstanbul 214 Telgraf adresi, istanbul HABER Jeri telofonu : YARI? - 4 24310 Senelik $ ayım 3 ayi * avm VSOİ İ vaziyetini tahkikine gönderildi. Süvari Yazan : Niyazi Ahmet 298 ssne evvel bugün Dördüncü Murat Bağdadı zaptetti Reisülküttap Ismaii Efendi eansız bir hald sadrâzamwın ayakları altına serildi. Karşı duranların başları kesiliyordu 1638 yılı 25 İlkkânun günü, 298| sene evvel bugün, kırk günlük mu- hasaradan sonra dördüncü Murad, Bağdadı zaptetti. Bağdad, on beş sene İranın hâ kimiyeti altında kaldıktan sonra ele geciyordu. # Bağdadın bu zaptı çok kanlı - dır. Tarih, bu kadar çok kan akma - sınm sebebini, Bağdad müdafileri - nin kabahati (o olarak göstermekte - dir. Dördüncü Murad, Bağdadın ken- disine teslim edileceği sözünü aldık. tan sonra harekete geçmişti. Han, O- tağı hümayun'a gelerek Muradın aya ğmı öpmüş, (af dilemişti. Murad. Hana: — Bugün kaleyi boşaltmak şar- tiyle aman verdim; Daha evvel gel miş olsaydın bu kadar zahmet çek” mezdin. Ama velinimetin uğrunda bu kadar çalışmakta o mazursun.,, Demiş ve kendisine mücevherli bir hançer, sorguç, ve hil'atı hediye etmişti. » » ».. Hanın verdiği söz üzerine Bağ- dad kapılara giden askerler, diğer Hanların, taraftarları ile hâlâ Bağda- dı müdafaa etmekte olduklarını gör düler. İşte kanlı harp burada tekrar baş” ladı. Türk askerleri karanlık kapı dan girerlerken, mubafızlar üst üs- te yıkılıyorlardı. Asayişi temin için gelen sadrâ zam kendisini güç kurtardı. Reisül- İsmail efendi cansiz bir halde önüne serildi. Kendisi bir de- likanlmın yardımı ile ancak ölümden kurtuldu. #8 Şehirde bu kanlı vakalar cereyan ederken Rumeli askerinden bir genç, Muradm karşısma çıktı. Hiç bir merasime lizum görmeden: — Padişahım, dı iz aman ver- diniz, lâkin biz vermeyiz. Diye bağır.) dı. Murad, hiddetlenmişti: det sonra mağara da yıkılarak hepi ni altında ezdi. » yeri Bağdadın fethini takip eden günü lerde muzaffer ordu beklenmiye hâdiseler karşısında kaldı. Büyük bi — Eski bir tablodan —? fırtına ve sel bütün sedleri alıp aörüzü dü. İmamı âzam ve Abdülkadir Geyei lani türbeleri de su altımda kalmıştı” Kadı Yahya efendi bunların tamirine memur edildi. Türbeler altın ve gü” müs kandillerle süslendi. Hi İkinci hâdise de Bağdad baruthaşi esinin iştialidir. Bu patlama birçolği yerleri harap etmiş, yüzlerce insani i mahvetmişti. İ İflâs eden “ sigortalarda * ç Alacakları olanlar neden müracaat “ etmiyorlar ? i #flâş eden Fönika 45 Viyen ve Türü kiye Mili sigorta şirketlerine sigortali olanların vaziyetlerini kurtarmak — içimi Milli Reasürans (o tarafından bir bür kurulmuştu. Bu büro sigorta müddeti dolmuş olanların parasını vermek ve dasi — Ne isti; un?.. Diye sordu: — Ne istiyeceğim. Kaç yıldır Bağ! dada sefer yapıyoruz, Akçe, pul şöy le dursun, ne babam kaldı ne am- cam, ne de kardeşlerim. Hepsi bu uğurda gittiler. Şimdi fırsat bulmuş") ken niçin intikamımızı almayıp da,| aman verelim. Doğurusu budur ki, veremeyiz. Murad, kan akması istemiy: du. Genç askerin son sözünü söy. liyerek (o süretle gitmesine kahkaha ile gülmeğe başladı. Fakat tam bu ssnada zencire vurulmuş iki İranlı getirildi. Kan akıtmayı hiç bir vakit iste- miyen Murad, müthiş kızmıştı. Ver- diği emrin hilâfıma hareket ediliyor. du. — Ben onlara aman verdim. Ni çin bağladmız? | Diye sordu. | — Bunlar teslimden sonra, kendi: lerine verilen amanı red ile tekrar si - liha sarıldılar. Cevabmı verdi. Bunun üzerine süratle bir süyari döndüğü vakit hâdiseyi, bütün tefer ruatiyle anlattı. Murad, Anadol beylerbeyi Ha- san paşayı Vakit geçirmeden imdada ha müddetleri olanları da diğer girketsi lere devretmek işile meşgul olmaktadır Fakat şimdiye kadar müracaatlar tahği min edildiği gibi gök olmamıştır. Bunun, sigortalılarn vaziyeti kavrayal mamalarından ileri geldiği anlaşılmak tadır. Bilhassa yapılan temaslar sigortağ ktarın kendilerinden para isteneceği zeğ kabına düştüklerini meydana koymuş muştur. Halbuki vaziyet tamamen akşis dir, Sigortalılardan para istemek meye zuubahs değildir. Bilâkis o kendilerinini tamamen zayi olmuş sayılan haklarını iadesine çalışılmaktır. Mili Reassürans tigortaldarın halle. rine göre bu hususta mümkün olan heg kolaylığın gösterilmesi kararındadır. kama Ee inanki di en same sesa as aamaa sase eek semeramenaerme sera mean eamevaeE) MEMURLAR ve ASKERLERİ! Gazetemizin Lisan Dersleri 1 Könunusani 1937 de başlıyor Abone olunuz Bu size lisan derslerinin bir forma- sım dört kuruşa mal edecektir. gönderdi. Teslim olmağa razi olar Hanlar, bunun karşısmda duramadı. i Gazetemizin lisan derslerini ihtiva edecek 90 nüshasının abone ücreti | Jar. Karsı gelmede ısrar edenler, ya"| ; Sizin için 360 kuruştur. Sahibi ve Neşriyat Müdürü: Masan Rasim Us Basıldığı yer (VAKIT) matbaası kalanarak başları kesilmek suretivle| idamı edildiler. Bağdadı muhafaza etmekte olan kısmı o büyük bir mağaranm İçine| girerek saklandılar. Fakat bir müd. Fransızca, ingilizce ve Almanca dillerinden hangisini takip edeceği» nizi bildirmelisiniz. çıkmayacaktır, Bunlara ancak abone olanlarla gazetemizi toplayanlar sa i Formalar sonradan kitap şeklinde İ hip olabileceklerdir. e

Bu sayıdan diğer sayfalar: