25 Aralık 1936 Tarihli Haber Gazetesi Sayfa 10

25 Aralık 1936 tarihli Haber Gazetesi Sayfa 10
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

— imişti. Orada, Japonyada HABER — şam pastam Güzel sanatlar nice yeniden kuruluyor Liselerde her sene paralı konkurlar yapılacaktır . Abideler için daimi jüri heyeti kuruldu . Mimari şubesine tatbikat kısmı Güzel sanatlar akademisi (o yepyeni bir devreye girmiş bulunuyor. Bu dev- reye, akademinin ikinci kuruluşu diye. biliriz. Hükümet, muhtelif devlet adam- larının ağızlarile, muhtelif zamanlarda güzel sanatlara verdiği ehemmiyeti bil- dirmişti. Şimdi bu vaitlerini tahakkuk ettirmiş bulunuyor. İlk iş olarak Kültür bakanlığı akade- miye beş yabancı mütehassıs ve profe- #ör getirmiştir. Mimari proiesörü İlimari şubesi için başlamış olan profesör, (Bruno Taut' dur. Bruno Taut 56 yaşnıdadır. Ve A). mandır. Şöhreti bütün dünyaca tanım. mış olan profesör buraya gelmeden ev- vel Japonyada bulunuyordu. | Şimdiye kadar bindep fazla bina inşa etmiş olan Bruno Tavt mimariye, cam ev, İnşaatını hediye etmiş çok Oo mükte. dir bir profesördür. Kendisi (o muhtelif! inşaat için Sovyet Rusyaya davet edi- olduğu gibi bir çok inşaat yapmıştır. Bruno Taut'un Mimari hakkında on beşe yakın edebi eseri vardır. Bruno Taut. 1916 senesin- de de İstanbula gelmişti O zaman bir Türk — Alman dostluğu binasını yapa, çaktı, Bu itibarla İstanbulu “eskiden de tanımaktadır. Profesör muhtelif sana i müesseselerinin mühendiz ve (mimarı olarak çalıştın gibi birçok (o şehirlerin belediye müşaviri olarak da çalışmıştır. Çünkü kendisi şehircilik ve sanat tarihi tahsilini de yapmıştır. Resim profesörü Restm şubesi için getirilen profesör Fransızdır. İsmi Leopold Oo Levi'dir. 54 yaşındadır. “Lerion d'houmeur,, nişanına sahip olan Leopold Levi buraya gelmeden ev sel Pariste (İskandinavya akademisi ile Kolia Rossi akademisinide profesör di. Kenfisi, Pransanm tanmmış ve bi. 278 iiâve: edildi zinci sınıf reasamlarındandır. yonu gemisinin bir kısım O dekorâsyonların yapmıştır. 1937 de Pariste yapılacak o- lan büyük serginin bazı resimleri-i de ona siparis edilmiştir. 1912 senesinde Bounat ve (OCormör getirilen ve işe di Yeni profesörlerden Leopold Lew bir eseri gibi ressamların atelyelerinde çalışmış. vr, Leopold Levi ayni zamanda Gravür dür Tedris usulü çok iyidir. Birçok ma- kaleler yazmıştır, resim (hakkında iki eseri vardır. © Heykeltraş profssörü Heykeltraş şubesine Almanyanın en tanmmış sanatkârlarmdan cektir. S0 yaşımda olan profesör, senat tarihine geçmiş bir kıymettir. Esetleri GÜZEL PRENSES 1919 senesinde tarınmağa (başlamıştır. . Ve muhtelif müzelere alınmıştır. Diğir prolesörler Akademinin şehirçilik şubesine Berli- nih bazi mahallelerini inşa etmiş olan ve İstanbul belediyesi imar şubesine mü. tshassrs olarak getirilmiş olan doktor Wagner profesör olarak alınmıştır. Es- tetik derslerini de Üniversite profesör. lerinden Bossut verecektir. Bufdan başka, akademiye “şark Lez. ,yini sanatları, ismi altında oötedenberi merbut olan kısım, bu senğien itibaren “Türk tezyini (o sanatları,, ismi altında çalışmağa lamıştır. Evvelce dört mu alimi olan bt şubeye, Türk teryini #a- hatlarında Üstat ölan muallimler alın: mıştır ve muallimlerin sayıları on bire çıkarılmıştır. Muallimler arasında Tuğ. rakeş İsmail Hakkı, Reisülhattatin A- mil, Sedefkâr Vasi, Oo Hakkâk İsmail Ayni, Necmeddin, Feyzullah, Doktor Süheyl, Bahaddin, Yusuf, Sacit, Hüse- yin gibi üstatlar vardır. ven sasliyeiler Güzel sanatlar akademisinin mevcut faaliyete ilâve olarak, milmarf ksınına bağlı olmak Üzere bir tatbikat © şubesi yapılmıştır, Bu şubeyi Bruno Taut ile beraber Zimmerman İsimli mütehassıs idare edeceklerdir. Tatbikat şubesinde altı mimar çalışmaktadır. Mimari tale. besi bu şubede tatbikat görecektir. Resim kısmında mevcut olan atelye» lere şimdi, Leopold Levinin atelyesi i. lâve edilmiştir. Leopold Leviye genç ressamlardan muallim muavini (alına. caktır. Mektebin devam usulü de deği- şecek, talebeler muntazaman atelyelere devam edeceklerdir. Daim! jüri m bekası memleketin muhte virmişler, sabahım mor İckeli ve derin! ruza sevkeden kurtların çukuruna attır Sonra, asker kılığındaki Veraya dö- Akadlerninin yeni profesörlerinden lif yerlerinde yapılan âbideleri kontrol altında bulundurmak ve bü suretle mil, Vi âbidelerin bedi! bakımdan - kıymetli olmalarını temin Oo maksadile daimi bir Jüri teşkiline karar vermiştir. Bu jüride akademi (direktörü Bur. han Toprak, profesör Celâl Esat, Arif Hikmet, Bruno Tat, heykeltraş Belling ressam Lcopold Levi, doktor Wagner aradırlar. Jüri ilk faaliyetini, Erzurumda & şüncü mülettişlik tarafından yaptırıla. cak olan âbide Üzerinde gösterecektir. Resme verilen ehemm.yet Kilitür bakanlığı ortamektepler resim tedrisatının teftişi işini Leopold Leviye havale etmiştir. Bundan başka İstidat- ları, teşvik için bir de İlseler ardsmda senelik konkur yapılması Güşünülmek- tedir. Lise tmlebelerinder Tesme heves &denler bu konkurlara girebilecekler ve . GÜZEL PRENSES mecali kalmadığı Meyhelirağ Belling çalışırkeri böylece istidatlar kendilerini ceklerdir. Bu konkurlarn pi fatları da vardır. Resim kısmı! “Graviir, atelyesi açılacaktır. yeyi de Leopold Levi idare e Güzel sanatlara verilen bu yet ve sarfedilen bizamet, muh rette memleket namına, iyi bi verecektir Hükümetin göstet Mkaya gençlik hiç de yabanc Bu alâka, mevcut olan ve şim) Mikaydi ile karşılanan sanatk cevaptan gayri bir şey değildi Türkiyeye gelirken burada #5) na bir şey bulamıyacağını tal ecnebi profemörlerden biri, genç sanatkirlarn gördükten «| , — Burada bu kadar ileri fi liyetli ve kıymetli gençler ola ummüyordum. diyerek hayret Yerini saklamamıştır. 279 işin dizleri üzerine sessizliği içinde onlara balcyorlardı. Boris Korzakof, esirlerin getirildiğini görünce: — Evvelâ çingene kızmı getiriniz, dedi, Sonra kıza sordu: — Sen kimsin? Adın nedir? — Ben bir çingene kızıyım. Fakat be- Bim İsmim senin adından daha şerefli- dir! — Çettye tecavüz eden kabilenin kraliçesi senmisin, Size hiçbir fenalık edilmemiş olduğu halde niçin durup dururken bize tecavüz ettiniz? — Çingeneler, ormanlarda ve kır. Yarda önlerine raştgelen OoOmüzir mab- Yükları tepelemek isterler bunun için baydutlara taarruz ettiler, Bu sözler etraftaki haydutların hid- detli mırritlarımı davet etti. Köorzakuf, bıyıklarını gükerek gül dükten sonra: — Sana vereceğimiz cezayı bilmiyor- sun galiba? Bilseydin bu türlü sözler söyleyip aklınca bize hakaret etmek is- teyeceğine ihtiyatlı konuşurdun. Seni en müthiş işkencelerle öldürtürüm, me- lun çingene.. Bana doğruca cevap ver, Niçin bize saldırdmız? — Elinizde bulunan bir kurtarmak için, — Arkanda duran genç kım demek İstiyorsun, öyle mi? Pekâlâ, sen onu tanıyor muydun? Lölenka, haydutlar reisinin bu suali- Be cevap vermedi. Boris Korrakot, sorduğu suale cevap alamayınca güldü: — Anladım, deği. Seni böyle bir taaf- zavalıyı i dığım delikanlıdır. Oradan nasılsa kur tulmuş. O delikanlı şimdi nerede? — Üzlme, çok emniyetli bir yerde bulunuyor. — Bu delikanir, galiba sana aşıktır. O da bugün yarm elimize geçer. — Ne olursa olsun. Bundan size ne? O bana sizin elinizde esir bir kız bulun- duğunu söyledi ve kurtarmamı teklif etti. Ben adamlarımı toplayarak tepeni- ze çullardım. Fakat muvaffak olama- dım, Korzakof, Lâlenkanm İrscağındaki çocuğa dikkatle bakarak sordu; — Bu çocuğun babası o delikanlı mi yolrsa? — Bu çocuk benim değildir. Bana is- tediğini yapabilirsin. Yalnız kalbinde insanlıktan biraz olsun eser varsa bu maşuma kıymaktan vazgeçersin, Bu sırada, Korzakofa yakın bulunan genç asker, yani Düşes Vera, haydut reisine yaklaşarak kulağına birşeyler söyledi. Boris gülerek: — Çingene kızı, dedi. e rum ki bu çocuğu çok seviyorsun. Onun için küçüğü de senden ayırmak istemi- rum. Ö da mezara seninle beraber gi- recek, 5 Lâlenka titremeğe başladı. Anna, bu korkunç sözlerin ifade ettiği kanlı sah- meyi görüyormuş gibi ellerile yüzünü kapadı. Haydutlar reisi, sözlerine şöyle de- vam etti; — Fakat senin cezanı ben değil, ya tmdaki güzel karın tayin edecek. Berek: v — Haydi sevgilim, dedi. Bu çingene kızının muhakemesi bitti, Astık cezası &: sen tayin edeceksin, Genç asker, başındaki kasketi çıka- rmca bembeyaz alnı ve ârkasına toplan: | miş saçları meydana çıktı. Bunu gören baydutlar bâyretle murıldanmağa başla- dılar: — Bir kadım!, Bir kadın bağ, Anna, bu genç kadına dikkatle baktı Fakat bemen gözlerini kapadı. Müthiş bir kâbus, korkulu bir rüya görüyorum sandı. Verayı tanımıştı. Birinden kur- tulmadan diğerine yuvarlandığı felâket lerin başına gelmesine sebep olan hep bu kadın değil miydi? Vera onun ne söyleyeceğini merakla bekliyen haydutlara azametli bir eda Me cezayı bildirdi: — Bu çingene kızını çocuğu üe be raber ölüme mahküm ettim| Lâlenka, hiddetle bağırdı: — Ölüme mi zararı yek. ölürüm, Siz den katiyen af istemiyorum. Yalnız şu talisiz çocuğa merhamet ediniz. O, size hiçbir fenalık yapmadı. Ne kabahati var ki o da benimiş beraber ölsün? Vera, haydutlara emir verdi: — Haydi, şu çingene kızmı çocuğile! beraber şu kaşşıki tepeye götürünüz. Oradan aşağı atınız. Bu sözleri derin bir süküt takip etti. Haydutlar büe çingenenin böyle müt- hiş bir ölüme mahküm olacağını ümit etmemiş görünüyorlardı. Lâlenka, bir sarhoş gibi sallanarak , İki adım geri çekildi. Ayakta durmağa, ç acıyıız. Bakmız ne kadar güzel bir göküverdi. Anna, onu teselli etmek istedi: — Umüdini kesme. Belki de bu kadm seni korkutmak fikrile ölüme mahküm etmiştir. Dünyada bu derece İnsalsz davranacak bir kadın tasavvur edilebi- lir mi? — Bir kere o kadmın yüzüne bak, Anna. Merhametten eser var mı? Göz. lerinden ateşler saçılıyor. Yüzüne ba- kanlar onu sanki dünyaya #ulüm yap- mak için çıkmış sanırlar. Anna, düşünüyordu. Veranın bir çe- te reisinin yanında bulunmasını ve bir bhaydudun ona “sevgilim, demesini an» lamıyor ve bunu bir türlü havselası al- mryordu. Kral Kristiyanm kın nasi olup da bu haydutlarm arasında bulu nuyordu. Nasr) olup da bir çete rels'nin metresi olmağa rar: olmuştu? Bir hü- kümdar kızı ile bir çete reisi arasında başka ne türlü bir münasebet olabilir. di? Anna, bunları döşünürken Vera, hay tutlara bağırdı: Y — Kumral kız! çingenenin yanından ayırınız, şimdi verdiğim cezay: yapınız, Çabuk olunuz. Kaybedecek vaktimiz yak. Gideceğiz. ; Haydutlardan dördü Lâlenkayı tuta- rak ayağa kaldırdılar. Çingene kızı iki adım atarak Korzakofun önüne yaklaş- tt. Ona yalvarmağa başladı: — Ondan merhamet ummak beyhu- deir. Ekseriya bir erkek, bir kadından Taho merhametli olur, Ber? pfetmez”e niz bile hiç değilse şu zavallı yavruya

Bu sayıdan diğer sayfalar: