24 İkinciteşrin — 1936 bin beş yüz | Kimsesi yoktu.. Bazan taksilerde şoför muavinliği Yüâpar, bazan da otoküslerde bilet ke- #6tdi, Gençti, yakışıklıydı, genig omuz- ları, beyaz dişleri vardı. Bütün zevki Ürsat buldukça motosiklete binmek ve golörü kandırabilirse asfaltta direksi- Yon kullanmaktı. Bir şeyi beğendiği ya but işi İyi gittiği zaman: “ Yaşasın fiyaka 1500, derdi. Üstü başı iyi değildi ama, temizdi. Otobüslerin sahibi olan (patron)un Oğlu ile araları çok iyi idi. Patronzade zengin ve şıktı. Bazan ona bir panta- onunu, bir süveterini verirdi. Bunları giydiği zaman neşelenir ve otobüsün aynasına göz attıkça: — Ulan Rüknü gene fiyaka 15001 Diye kendi kendisiyle sakalaşırdı. İsmi Rükneddindi. Fakat herkes onu Rüknü diye çağırdığı için o da kendi- Bine bu ismi verirdi. O akşam patronun oğlu baloya gi- decekti. Rüknü kolacıdan onun gömle- Eİni, yakalıklarını aldı, evine götürdü. Küçük boy hazırlanıyordu. Kenarı şe Pitli siyah bir pantalön giymişti. Aye- iz ayna gibi rugan iskarpinleri var- — Ziya bey, bu akşam gene fiyaka — Ne demezsin Rüknü, haydi gel Ben! de götüreyim. Rükneddin güldü. — Delirdin mi küçük bey, beh bu kı- liğımla oralara girebilir miyim? — Ben sana bir frak veririm. Sana Uyar. Beraber gideriz. — Olmaz beyim, olmaz. Oralara se- MİR gibi kişizadeler gider. — Senin benden ne farkın var Rük nü? — Çocuksun be Ziya bey. Senin ba- Ybanm yirmi tane otobüsü var. Dük knlar, apartımanlar caba. Betim be . anneme EE YÜKE Ziya bey dedik ya, iyi kalpli çocuk- tu. Bi sözler ona bilsbütün tesir etti: — Baloda senden para istiyedek de- Eller ya? Orada kimse kimsenin s0- Yünu, sopünu araştırmaz. Yer, İçer eğ- Weniriz. Bak ne güzel kızlar göreceksin. — Ben o kızlardan anlamam Ziya bey. Hem o kızlar kibardır, benden ka Sarlar, — Ben senin kim öldüğünü söyle - Mem. Bir şey uydururum, Haydi sözü- Ml kirma. Ben sen! stislerim, ,Acuba balo nasıl bir yerdi, Bir defa Bidip görse fena m olurdu. Nihayet karar verdi: Bişi Ömürsün vallahi Ziya bey, dedi, ydi dediğin gibi olsun. » .. aç amla balonun en çık kızıydı. Elbi- bi inin, elmaslarmın eşsizliğini o da “Yor, ve gürürla, neşeyle dansedi - ta Babası çok zengindi. Onu hiç bo dediğinden mahrum etmiyordu. Bu İluk ve serbestlik içinde büyüyen ni kizm işi gücü balolarda dolaş - X nk, tuvaletleriyle akranlarını kis - ni) ak ve beğendiği gençlerle gö- Nk Oyülamaktı. Etrafında birçok de il çar dolaşıyorlardr. Lâmla biris diy ederken ötekinin tenise dave- Ban bal ediyor, bir başkasiyle konu- pi diğer bir başkasının uzattığı Yİ ielyardu. — Bello Ziya! — Hello Lâmja! nerde, MASANIZI me ablana bir müjdem var, > Ya, Lâmiayı kendi oturduğu masa- tk a li, Rükneddin de oradaydı. Mkale X giydiği #mökinin içinde biraz 'Yor, fakat bir şey belli etmemeğe! ŞAFAK etrafı seyrediyordu. pidm Rükneddini Lâmiaya tanıttı. a ama hanım. Bizim Rikd, benim di. Biga e sm. Amerikadan yeni gel Be biraz yadırmyor. siya yeti ismindeti ve Ameri- İri olmaktan hoğlanmadı a. di a $8yle bir güldü. Lâmin in y., en pek hoşlanmetı. Viskile - erdiği serbestlik 2 İimldağı; Z #M3AP, bi ne hos cocuk” Ten e ne çabukluk Lümla. Korka- rte başlıyacakam, Mn ke Tij — Başladım gitti. Rica ederim, şu gözlere bak, bu hakiki bir Klark Gabi azizim, Jestlere bak sen. Dünyaya me telik vermiyor. Ay, de tuhaf çocuk bu Yüzüme bile bakmıyor. — Kadınlardan hoşlanmaz.. — Olur şey değil. Bana biraz İza- hat ver Ziya. Ne biçim edam bu? Çok orijinal bir adamdır. Fevkalâd ingilizce, fransızca bilir. Fakat bir tek kelime konuşturamazsın. Dans etmez, “gidip bir kadınm önünde iğilmemek için dansstmiyorum',, der. — Oh! Ne erkek! — Konuşmasını görsen, tam argo İ- le konuşur, — Tam erkek tipi işte! İdeal erkek tipi! Lâmia “Riki,, den pek hoşlanmıştı Ziyaya rica etti. Yalnız kalmaları için bir behane buldular. Ziya: — Riki ben kardeşlerimi büfeye gö- türüyorum, dedi, sen Lâmlaya kaval yelik et, Rüknü kavalyelik etmekten bir şey anlamadı, bön bön baktı. Yalnız kaldı- lar. Lâmia konuşacak İâkırdı arıyor du: — Amerikada çok mu bulundunuz? — Ben Amerikada filân bulunma» dım. Ziya atıyor! — Oh, ne orijinal adamsınız Korka- rım ingilizcenizi de saklıyacaksınız. — Hangi ingilizcemi? — Evet, evet.. Ziya bana söyledi. Dans etmiyor musunuz? — Ben dans bilmem! Lâmla kahkahalarla gülüyordu! — Ne tuhaf adamsınız. Sizin dan yordu. Fakat bu kız hep sual soruyor onu cevap vermeye mecbur. ediyordu. ş hahgeye gılkarır HSBIRİ — çikâmaz mismiz? . Lâmla, sporcu kızlardandı, Kadın - ları hırpalıyan, onlara aksilik eden er. keklere bayılırdı. Rüknünün haşin mu smelesi onun pek hoşuna gidiyordu Kalktı, Onu, elinden tutup zorla büfe ye sürlikledi. — Sizinle içeceğiz. Maydi bakalım. Birer viski içtiler, — Birer tape daha içelim. İkiheiyi, üçüncüyü, ve dördüncüyü içtiler. Rükneddinin gözleri bulanmış, ya - nakları ateşlenmişti. Genç kız vücu- dunun bütün temasiyle ve ağırlığıyla onun koluna yaslanıyor, başmı onun omuzuna koyuyor, elleriyle ellerine do- kunuyordu. — Beni beğeniyor musunuz? Kızın yüzüne baktı. İlk defa kadına alter gözüyle bakıyordu: — Beğeniyorum, iyisin! — Haydi salona geçelim. Salona geçtiler. Danstan yorulan ve yalnız kalmak istiyen birçok çiftler bu- rada koltuklara kanapelere yerleşmiş- ler, gizli gizli konuşuyorlardı. Lâm Rüknüyü bir kanapenin üstüne itti, Yo kmma, pek yakınma kendisi oturdu Delikanlınm başı dönüyordu. — Demek beni beğendin Riki?. — Beğendim dedim ya. Rükneddin kendisine adeta yalvaran bu süslü kizin yüzüne bakıyordu. Dü. sürdü; — Küçük beyin elbiselerini çıkartp benim eskileri giysem bu kız gene be- ni beğenir mi? Lâmiadan hoşlanmıştı. İlik defa onun koluna giren, bu renkli ve sllslü dekor içinde ona mültefit sözler söyliyen genç kızı çok güzel buluyordu. Bu ilti- fat kendisine miydi? Şu çiçek gibi sls- İüü kız karşısındaki adamın kim oldu- Eunu bilse, ondan kâçmaz mıydı? Ziya, onları arıyordu: — Maşallatı size diye yaklaştı. Ben gelip yakalamasam nerödeyse bir olup kâçacaksmız buradan, Seni Donjuan seni, Ne çabuk kandırdın kızı. Bir aralık yalnız kalınca Ziya Rük- nüye: — Nasılsın? dedi. Rüknünlün hali tavrı değişmişti! — Kuzum Ziya bey, gidelim bura» HABER — Akşam postası Ton ton amca saatinin bozukluğundan nasıl kurtuldu ? da ı, dedi, İş çatallaşıyor. Fiyaka bi bei yiizken ben kırayım buradan, Uy Kum da geldi. Ziya onun haline acidı: — Haydi sen benim arabaya atla git istersen. Rülni cevabı beklemeden kapıya koştu. Otomobile atladı. O sırada L&-| mia kapının üstündeki balkonda bulu- nuyordu. Önün husus! bir otomobile atlayıp makineyi görünce seslendi: —Riki gidiyor müsun? Riki. Riki. Rüküü duymamazlıktan geldi. Gaze bastı. Uzaklaştı. ettiğini B. Salih HABEGR'in Güzellik Do'toru Kuponu: ! edildiği vakit, yüzü gülüyor, o Yazan : Niyazı Ahmet 42 sene evvai Cumhuriyet bugün ve kraldılar çarpışmağa başladılar Müddei umumüinin beş azalıe «crater başı kesildi. “ Gadre uğrayanlar balo- SU,ia gıdenlier parisi alt üst ettiler Fransada kralcı ve cümhuriyetçi lerin biribirleri aleyhindeki hareketle ri müthiş surette artmıştı. Biribirleri- ne: — Hainler,. Vatansızlar... Diyorlar, ellerinden (gelen her) fenalığı yapmaktan çekinmiyorlar» dr. 1794 yılı idi. | Günlerdenberi gizliden gizliye bir balo hazırlanıyordu, kendisine: — Balomuz var.. denen âdam ilk önce anlamamış gibi tekrar soru- yordu: — Balo mu? Ölümle kucak ku. cağa yaşadığım şu günlerde bu nasr! balo?.. diyordu. Fakat kendisine izalı sonru gene sevincin verdiği bir gururla, her şeye rağmen baloya geleceğine söz veriyordu. Balonun adma “Magdurin Balo su,, denmişti. Davet edilenlerin ço ğu “siyaset meydanında idam edil - miş olanların akrabaları,, idi. Orada, nutuklar verildi: — Bizi öldürüyorlar, öldürüyorlar.. İntikam gi tir.. diye nutuklar verildi ve sonra kalın bastonlarla Paris sokaklarma dağıldılar. Tiyatrolara, kahvehanels- re, kulüplere hücum ettiler ve rast- ladıklarını kırıp döktüler, — Jakobenler yere batsm.. — Anarşisiler kahroleni.. Arada bir de: — Yaşasın kral... Bağışları duyuluyordu. Milli meclis, efkârt umumüy. gün geçtikçe tekrar aleyhinde şid: — Evet, dedi. Cumhuriyet taraf. tarlarını öldürttüm. Beni. müdafan eden dostlarım: — Uyuyan aslan ölmüş demek değildir; bir gün uyandığı zamân düşmanlarına aman vermiyecek.. de- di. Bende ayni kanaatteyim. Uyu yan aslan uyanacak ve... Kariye sözünü tamamlıyamadı. idama mahküm olması için küçük bir | sebep kâfi idi. Şimdi ise sebep değil, cürmünü itiraf ediyordu. — Uyuyan aslan ölmüştür. Sen ise idam edileceksin... dediler. Karriye'nin tevkif ve idamı ile hareket başlamıştı. Arkasmdan sabik müddelumümü tevkif edilerek müha keme edildi. Müddetumuminin itim£ ları, Danton'un büyük bir haksızlıkla idam edildiğini meydana koyuyor, ihtilâl mahkemesinin tarihçesini ay» dınlatıyordu. Müddetumumi Fokye, her sorulan suale cevap (o verdikten sonra: — Aldığım emre itaat Cümlesini ilâve ediyordu. Fokye, kendisi ile beraber ihti mahkemesinden beş azayı dasürükle di. Altısı birden yaptıklarının ceza- smı başları ile ödediler. 0... Bu idamlar yapılırken Parisin ne vaziyette bulunduğunu ihtilâl tari. hinin birkaç satırı ile anlatalnm: “Te ror aleyhine irtica strasında Mara mu hiblerinin de meydan kaldırması ta. bii idi. Maranm sokaklarda, evlerde. ki heykelleri kırıldı. Selâmeti umu. miye komitesi tiyatrolarda bulunan © ettim.. lenidiğini görüyor, önüne geçmek isini, heyk; çalıyordu. OKralcılar da buna mu- kabeleden geri durmuyorlardı. 1794 yılı 24 ikinciteşrin o günü, 142 sene evvel bugtın Karriye tevkif edilerek ihtilâl mahkemesine sevke dildi. Bu adam, Nant şehrinde cum- huriyet aleyhtarlarmı idam ettirmiş» ti, Mahkemede inkâr etti. Fakat tev kif ile taraftarlarının taşkınlığı art. musti, Bir gün: | içe <a Sm Eseri hazırlıyan ellerir n kaldırılmasını yemrekti, Bir gün adı krallık (taraftarlarının öldürdükleri Mara, ve onun kurtar» cisi addedildiği halde bundan sonra kıtallerin mürettibi ve beyhude kan dökmekten mütelez2iz olan bir gad dar gibi telâkki edildi.,, İşte bu yüzdendir ki o uğrunda 7 can verenlerin hata ve muvaffakiyet leri, ancak ihtilâl muvaffak olduktan sonra tarihlere gecti. - ze : Nüzhet Abbas —32— HASMIN ÜZERİNE ÇIKIŞ: Hafbek, çok zaman kendi kalesi hesabına tehlikeli muntakada oyun oynamadığı için geri çekilmeksizin derhal hasminın üzerine gitmeli ve onu her vesile ile iz'nç etmelidir. Her| nerede olursa olsun serbest btrakılan basım gerek pas vermekte, gerekse şüt çekmekte daha isabetli vuruşlar yapmak imkânını elde etmiş demek- tir. Bunun için hasmı mütemadiyer| rahatsız etmek lâzımdır. Maamafih sırasma göre hasmın size doğru ile:- lemesini beklemek faydalı olacağını) kestirdiğiniz vakit bu sekilde hareke. ti tatbik etmek lâzımdır. Hasmın üzerine hücumda he - def toptan baska hiç bir şey olmama. İsdir. Oyunculara sakatlık vere. cek şekilde sert girişlerden oyun he- sabına hiç bir fayda hasıl olamaz. Girişletde mühim olan kararı ve rir vermez, tereddütsüz ve fikir de- öiştirmeden hareket meselesidir. Gi- rişilen oyuncuya tamamiyle yüzü. nü tevcih ederek hücum etmek yan dan hücumlardan daha müessir olur.| İyi bir futbolcu hiç bir zaman fazla bir kuvvet sarfederek sadece sertlik ile hashir yıldırmak usulünü tatbika yeltenmemelidir. Fakat ha. sım korkaklık gösterdiği © takdirde! bundan da istifade etmemek akıl kâ| rı değildir. Bilhassa hasım muha- cimleri arasında asabi o ve kolayca kendini kaybedenler bulunursa bun- lar üzerinde müessir olabilmek için girişlerin nizami fakat sert o olması faydasız değildir. İyi bir haf birinci girişle topu ala madığı takdirde ikinci ve hatta bir ü © çüncü tecrübe yapmaktan çekinme. © melidir. Hasma sakız gibi yapışmak $ en doğru harekettir. ! Evvelâ hasım oyuncuyu kendi haline terketmemekle ve mütemadi- yen arkasından koşmakla acele ede- rek ton kontrolünden mahrum eder- siniz. Sonra da karsılarma çıkacak bes kin vazifesini muhacimin © şaşırmış bir halde olduğundan kolaylaştırmış olursunuz. , Punün için hasım mubacimin peşini bırakmamak her zaman için gok faydalı bir tabiyedir. Girielerden maksat tonu almak ol. 5 duğuna göre giriş anmı iyice kestir. mek çok mühimdir. Beyhude enerji & sarfımı ictn ettiren eelişi güzel giriş ler yerine tam anmda tasarlanmış girişler dnha faydalıdır. il Futbolda en son tabiyenin bekle. £ rin açıkları yan haflarının iç muhas cimleri; santrhafın da hasım merkez muhacimini tutmak olduğunu düşü «* necek olursak topu ayağında bulun. duran hasmın bütün arkadaşları iyi (Devami var)