e” SİZ 15 ikineileşrin —1936 | Mucizelerimden biri Sİ Gençliğimdebir ticarethanede mu- Mİ hasintim. Mösyö (Vayl) sâmda hınzır «Mİ Oğlu hınzır bir direktörümüz vardı ki, lânet suratlı Beriften ödüm kopar- dk Onu gördüm müydü, şeytan gör- eli Düşe dönerdim, lâkin tembelliğim müs en korkuma galipti ki zahir, bana Wale ettiği işleri daima sürüncemede kır; hlebirini hüsnüniyetle ikmel Sürek vakit ve zamaniyle ona İsde et- Mezdim. Defteri * kebirdeki hesaplar İylarca geri kalmıştı. Allahm günü, Müsamm başında, - kulağım paydos Zi- libde, havyar kesmek veya sinek av- makta meşgul olurdum. Keşkekçinin keşkek kepçesi sözünde kap harf bulunduğunu saymakla eğle- Mirdim, İşte gene hademe geldi. Müdür beni çağrıyormuş, Hay gözü kör olası! Dün verdiği işi İtiyecek galiba? Önümü ilikleyip hu- Biruna duhulyap oldum. — Hanır mı? — Otomobiliniz kapmın önünde ha- #r, beyefendi! d >— Otomobili sormuyorum. Size ver- in leri itmam ettiniz mi? ” > Hep, hepsini... it, itmam.. et, “edim... Yalnız yarısını yaptım. — Ya?.. Vah vah.. Ne yapalım, ik- edilmiş kısmını getirin bari, e rini kısmını mi emir buyurdu- “ di — Evet #İ , 7 Bendeniz işin hirinei kısmmı de- » ikinci kısmını yapmıştım efendim. — Niçin böyle ters pers geyler yapr- Yorsunuz? İşe sonundan başlamaktaki İline Be? Maamafih ehemmiyeti yok. kısmı getirin... — Efendim... O kısım. O kısımda küplere bindi. dedi - Ah... Maalesef yarın hareket ediyorum. Merkeze — Ahı. Düradan 'İ Evin olundum. Yoksa sizi mutlaka) l Yok. im. Maamafih - ehemmiyeti Siz öyle Allah belâsı bir memur- a ki, - eminim - benim yerime ge-| k olan müdür mösyö “Haze” Bizi Mem bile tutmaz! O, dir, gi i yumşak bir müdür değil- z bibendir biber, Ya??. “yg en! direktörümüz mösyö Haze bi - m Ne yapmalı yarabbi, ne yap- Bütün gece uyumayı, i p zihnimde plân İNE kurdum. Nihayet sabaha karşı kar Mana hiçbir şey kaybetmiş olmaz. yz Ta; günlü yeni direktör, müdiri- girdiği zaman, arkadaşla- tara, ocuklar! Kapıya kulak verin! İ. ne konuşacağımızı dinleyin! “alapaliktan sonra, elime bir kaç kâğıt hin, F1Yet cesur bir eda İle (Haze) İş ge AMA daldım. Babacan bir tav. dedim ki - laç, > Merhaba. Hoş geldiniz, safa» mizde rini, Bizim “Vayl" sizi sever; Pan, bana dalma bahsederdi.. Otu - Mazay rn, rahatsız olmaym. Ara - Tika ©klif tekellüf yok. Bundan #on-| tonaj 2 Yoldaşlığı edeceğiz. Biz pek! Pi ay Yamlarız.., Hır, gür sevmeyiz...| Ellerin Bu ki giz de bizim hoşumuza! Misipi E anlatin bakalim: Evli! Diri, bekâr mı? SÖK, bu yağdırdığım lâf yağ - Diya onda bunalıp gaşırarak gayri ekli» dedi —Y, a mı» 37. Bekâr ha?,. Çocuğunuz var Gülay. açı Teak, uk mu?, Çocuğum nereden 0 “Seni gidi seni!,, manasında parma- gımı salladım: — Hele hele... - dedim - . Utanma- yın, canım utanmayın! Gördünüz mü ya? kızardınız işte... Demek ki.. Hımm. Çocuk metresinizden, öyle mi? — Yok canım, yok. Tevehhüm edi - yorsunuz. Siz evli misiniz? — Yarı evli yarı bekâr... Sigara kul- lanır mısınız? — Evet. — Eh, öyleyse, verin bakalım paketi- nizden bir tane... Hususi mi bunlar”. Alâ.. Bir de kibrit verin! Malüm ys: Elihsanı bittamam... Tuhaf değil mi” Sizi içim birdenbire sevdi... Vakıâ ye- ni tanıştık. Fakat bana, sanki kirk yıl- danberi ahbapmışız gibi geliyor. — Pardon, siz burada ne vazifeyle| meşgul bulunuyorsunuz! “Oraları soma! Bana gadroldu!,, gi- bisine elimi salladım: — Neylersin! « dedim - Vakıfâ bizim “Vayl" beni merkeze götürecekti ama gönlüm İstemedi. Memlekete alıştık birader! Ha, şey.. O, bana dair size birşey söylemedi mi? Adınız ne zatıâlinizin? Adımı söyledim, fakat eski müdür hakkımda bir şey saçmaladıysa diye ödüm patladı hani ya. (Haze) nezaketle: — Hayır! « dedi. . (Vayl) bana size dair bir şey söylemedi. — Garip! Agrebülgarsip... Esasen o öyledir. Alay olsun diye kendisine “Nisyan dede” Jikabmı takmıştım. (Handeyse adını unutacaksın!) der - dim. Bir gün ne oldu, biliyor musu- nuz? Bir suvareye davetliydik. Bir aya ğına dans ayakkabısı giymiş; öbürüne sarı çizme... Hah hah hah.. (Yuuh ena- 1!) dedim... Ensesine bir tokat indir. dim. Çok böndü, çok mazlumdu Allah selâmet versin... Kalbi, lim. gibiydi. YE be ek m e da. Sustum, yeni müdür; — Neydi o kusuru? - diye sordu. — Efendim, maiyetine fazla yüz verirdi. Hademe ile senli, benli yüz göz olmuştu. Memurlara arkadaş muame » lesi ederdi. (Yapma herif! - derdim » yapma... Onlar demokratlıktan anla maz... Başma çıkarlar sonra.. Sirna- şırlar!) Yanmızda saat var mi?.. Kaç olmuş? Bileğine “baktı, — Yarım! Ne o? Hazırlanıyorsu- nuz! Nereye? Mühim işi olan adamlara has bir ta- vir takmdım: — Bir iki yere daha uğramak lâzım! Hem, siz de evinize gitsenize?.. Birin- ci gününüzdür... Bu kadar çalıştığımız! ve Yemeği kaçta yiyorsunuz? — İkide, — Vah vah... Keşki biraz daha evvel yeseydiniz de birlikte karnımızı do - yursaydık. Neyse... Bu işi de başka bir gün hallederiz... Şimdilik hoşça kalm., Size doyum, bize de inan olmaz... Kapıyı açarak dışarı çıktım. Memurların hepsi, iriliufaklı, kapı - nm önüne yığılmışlar; biribirlerini ite kaka kemali hayretle muhaveremizi dinliyorlardı. Ye müdüre işittirecek bir ses- — Haydi ne duruyorsunuz, çocuk- lâr! - diye haykırdım - Beyefendiye ar- 7 tazimat için içeriye girsenize... Sizi ayrı ayrı takdim ederdim a mâ maalesef mühim randevularım var. | Aradan birkaç «.v gectikten sonra, eski müdürümüz Mösyö “Vay” şehri. mize geldi. Müdürümüz (Haze) yi zi- yeret için direktörlük odasına girdiği zaman şöyle bir tablo ile karşılaştı; (Haze) makamında... Ben, bacak bacak üstüne, masasını kenarında... Elimde bir bıçak, kabuğu- nu dilşürmeden elma soyuyor, şeytan catİrtıyorum... (Haze) bana; — Canım - kardeşim! - diyor » İşleri bu kadar da ser me ya... Mayıs hesa- bmı temmuzda vermeyi vaadetmiştin. Halbuki simdi eylül, Bense önk: — Eeeeeh.. uzun etme be.. Cevabmı - HABER — Akşam postası Tonton amca golf oynuyor AKSAM POSTASI (DARE EVİ Istanbul Ankara Caddesi Posta kutusu : İstanbul 214 Telgrat adresi: istanvu! KABER Yazı iğleri telotonu : 23879 idereveliân « :14376 ABONE ŞARTLARI Yarkiye | Emebi 730 » 400 180 Senet S ayik 3 aylık * ayi Sahibi ve Neşriyat Müdürü: Hasan Rasim Us Basıldığı yer (VAKİT) matbaası veriyofum. Baş ağrıttın ama ya.. Bo- yuna : Hesap, besap!,- diyo dırdırlanı- yorsun... Hesabı kitabı bırak da şunu söyle bana: Bugün öğle yemeğini nere- de yedireceksin bâna?.. (Hat » Sür) |erkeği yakıp yıkıp, mahyediyordu. Dok İ dir. Simasınm ince, bedii hatları benim Yazan : Niyazı Anmet 121 sene evvel bugün Tarihin yaman güzellerinden Leydi Hamilton öldü O, 30.000 kişinin zindana alılmasına, 7.000 kişinin nefyedilmesine, 9.000 kişinin işkence ile öldürülmesine, 3400 kişinin de asılmasına sebep olmuştu “Tarime guzel kadınlar,, kitabında Leydi Hamilton ressamların görüşle, ri ile şöyle anlatılır: “Londrada “Deniz yıldızı,, deme« olan “Seastar,, meyhânesinin bir kö. şesinde, biiyük şapkalarını arkaların daki kancalara asmış üç gençten ikiz! serbest kahkahalarla gülerken biri de yiski kadehlerini dolduruyor ve gözü nün birini kapayıp arkadaşlarına ba. karak: — Biliyorum, sen de yapıyorsun!.. Diyordu. Bunlar, İngilterenin genç ressamlarıdır. Konuşmaları hem genç- liğe, hem de sanate aitti, Diğeri cevap verdi: — Ya sen yapmıyor musun? Fakat ben senin gibi saklamıyo. rum, Aylarca uğraşarak yaptığın ba. har çiçeklerinin arasından bir gün baktık ki “Mis Emma,, çıkıverdi. Üçüncüsü arkadaşının omuzuna vu- rarak, dedi ki: — Fena mı yaptı? O da bir çiçek değil mi? Demek ki Herold iki çiçeği birleştirdi.. “Herald, viskisini karıştırarak iyi arkadaşına cevap vermeğe çalıştı. * — Benim maksadım pek (basitti: Bir “İlkbahar,, vücuda getirmek isti. yordum. Tabiidir ki çiçek lâzımdı. Ba.| harda çıkan çiçekleri topladım, bir de- met yaptım ve sonra düşündüm, yaptı. ğım öyle bir bahar levhası olsun ki, i hem de. ti ba. Mn ar İLA İğ kız tasavvur ettim, onu çiçeklerin ara. sında kendi gibi koncolardan bir de met yapmakla meşgul olarak resmet, mek istedim. İşte bu kadar. Diğeri fleraldin sözünü keserek: — Fakat “Emma,, yı, güzel; cazip “Emma,, yı intihap etmek neden? de. di, “Herald, cevap verdi; — Güzel olduğu için!.. — Dedim ya, sen iki çiçeği, iki ba. harı birleştirdin: fakat kendini “Emr- ma,, ile birleştirebilecek misin? İyi bil ki o çabuk koklanır bir çiçek değit. — Bunu koklamak istiyenler düşün. sün O benim için bir sanat nümünesi, fırçamı tahrik eder,. İşte bence bunu kıymeti!.. — Asaba ruhunu tahrik etmez mi? — Adam sen de, Lonrada yüz bin- lerce “Emma,, var, — Fakat bu başka “Emma,| — Başka “Emma, larda okadar çok ki bir genç İçin gına getirmemek bıkmamak kabil değil. — Bu “Emma” nın bir tane olduğu. nu itiraf etmek İstemiyorsun.. Bu ne. den? — Bu şunun İçin ki ben onun yal nız resmini yapmağa meftunum., Ve zaten elde edemiyeceğim şeylerle uğ. raşmak istemem.. İmkânsızlık arka. smda koşmuk hafifliktir. — İşte simdi hakikati söyledin. “Em- ma,, yı elde etmek işin sade gene, gü. zel hir ressam olmak kifayet oOetmez para ister. Hem de çok (para İster, Bizim ise fırcamızla boya kutumuz. dan başka bir şeyimiz yok, Biz onün gülüşlerini de tasvir e deriz Biz insandan ziyade sanate Â. şığız. “Emma,, ise lâtif bir model!.... Hizmeteilikte gözünü açtıktan son. ra on altı yaşmda meyhanelerde de Taşmağa başılıyan Emma'aın bir gün en zengin insanları peşinden sürükl!. yeceğini kimse düşünemezdi “Hayır. 83 fenerden çıkan ışık,, diye amlan emsalsiz güzel kadın : rastladığı her Gnl sz düre İnn mest Li tr uraham, ressam Ramney, Şövalye Peyeston Hav, Çars Grevil'den Vilyam Hamiton'un kucağına atıldı. O, müt. hiş debdebe, kimsenin erişemiyeceği bir servet hırsı ile yanıyordu. Yaşlı, fakat zengin insanları kolayca elde &. diyor, şahane bir surette (yaşıyordu. Emma 1791 yılında Sör Vilyam Ha- milton ile evlendikten sonrâ yeni Ley. di Hamilton adını aldı. Kocası, İngil © terenin Napoli sefiri idi. Bu yüzden eydi hükümdar saraylarına kadar giriyordu. ... / Leydi Napoli kraliçesi Mari Karo- Jin ile dost oldu. Bu dostluk tarihte büyük bir facianın doğmasına sebep oldu. Fransızların yardımı ile Napo. Tide bir cümhuriyet fikri yayılıyordu. Kardinal Rofo, yirmi bin askerle Na. poli üzerine yürüdü Altı gün süren muharebeden sonra şehir zaptedile- rek cümhuriyet reislerini hapsettirdi. Rofo isyancıların sağsalim çıkıp gitme lerine müsaade etmiyordu. İşte bu es. nada kraliçenin ahbabı Leydi Hamik ton sahnede göründü. O zaman Napoli sularında bulunan ve en zevkli gün. lerini güzel Leydi ile geçiren amiral Nelson sevgilisinin ricasi Grerine işe müdahale etti ve Rofonun müsalâha, namesini tanımadı. (Binlerce insan askeri (o mahkemelere verildi. Otuz bin kişi zindana atıldı. Yedi bi nefyedildi. Dokuz bin kişi işkence | öldürüldü. Üç yüz kişi asıldı Bu hadiseden sonra sefir Sör Hs- milton azledildi ve bir müddet sonra öldü. Leydi serbest ve Nelson ile başba. şa kaldı. Onunla evlenmeği düşünü. yordu. Nelson da uzun müddet ka- rısındah ayrı idi Binaenzleyh eski kaçamaklı sevişmeler meşru karı koca yaşımasına inkılâp edecekti, İşte sıralarda İngiltere donanması garda Fransız donanması ile karşılağ. tı. Nelson tarihin büyük zaferini ka zandı. Yalnız bu zaferi ölümü takip etti Amiral vasiyetnamesinde Emması için çok himayekâr şeyler yazmıştı Sevgilisini İngiltere hükümetinin ko. rumasını istiyor, zaferlerinde Leydi Hamiltonun büyük tesiri (olduğunu ilâve ediyordu. Fakat hükümet “fuhü- şu mükâfatlandıramıyacağını,, bildir di, Bu suretle vasiyetnamenin bu kıs. mi hükümsüz kaldı. Artık güzel Emma pörsüyordu. İn. giltereyi terkederek Fransanm Kale şehrine geldi. Protestan iken katolik “ mezhebine girdi. 1915 yılı 15 ikinciteş- rin günü, 121 sene evvel bugün tarihin yaman güzeli gözlerini hayata kapadı. Kabataşta kiralık apartı- man daireleri Kabataşta (o Setüstünde Çürüksulu Mahmut psşa apartımanında denize nâ- ztr, tramvaya yakın biri beş oda bir ga- Jon mutpak, banyo, diğeri altı oda bir salon mutpak, banyo ve her ikisinde de havagazi, elektrik tesisatı ve su mevcut iki daire ehven fiyatla kiralıktır. HABER''in Güzellix Doktoru Kuponu: i Ni