Saatlik sayfa görüntüleme limitine ulaştınız. 1 saat bekleyebilir veya abone olup limitinizi yükseltebilirsiniz.
"'Doktor lachta dalr ir efsane efsane, bilmem doğru... Fa- tmayın ki, efsanelerin de ha- bir alâkası vardır. ih üç beş sene evvel, Türkiye tı hayli berbattı. Çok sıkın- rduk. Beynelmilel buhran da, ile üzerimize çökmüştü. güne bunalıyorduk, ortalığı görüyorduk. “Bu işin içindeh acafğız?,, diye homurtular işi- da var, 'diyenler eksik değildi: €eri zafer ve hattâ siyasi kur- « Bunun üstesinden geldik... *tısadi sahada mahvoluyoruz... hasxl marifet odur... O marife- fimadık.... Bdbin sıralardaydı ki, şimdi Stimizi ziyaret etmekte olan '&m misafirimiz, Alman iktısat Ve Devlet Bankası Müdürü Dr. # Türkiyeye gelmiş ve kendi- İktısadi vaziyetimiz hakkında İtulmuştu. O da rapor vermişti. he burada başlıyor. Ok ağızlardan o zaman işittiği- fs, Dr. Schacht'a denmiş ki: #ördünüz, her şeyimizi anladi- gidişle daha nekadar devam 9 l hayretle başını kaldırmış: *vam etmek mi? Siz iki seneden is vaziyettesiniz! ie bir satir! & felek, bu satir'le de alay et- & da satîr'ini yaptı... #radan bu kadar zaman geçti. ha-G:ht., yeniden memleketimize N Hğer evvelki ziyaretinde böy- 'e? söylediyse, zannetmem ki, Pm fikirde olsun! Yahut, zan- kî ayni ekşimiş, meyus, bed- lh a ayni tarz bir efsane çıkarı- '—'ahıden o sıralarda müflis va- âlk k bile, eğer söylenildiği Türkiye iktısadiyatının son | '“mîîrmmîlş bulunuyorduysa İ;ındı kıştan sonra bahar bhaşla- i, tomurcuklar, yeşillikler be- İt Her gün başka bir yerde '&lar açılması, ilersi için muaz- at yapılmasmı bile bir yana :0 boğucu havayı gayri his- 'Oruz! tor bt Sehacht'da Türkiyeyi bam- Mmanzarada görecektir sanı- AA (Vâ- Nü) Ekmek Meselesi bir Meclisinde hi'rü görüşülecek İsta '“ktir. ıediye bir defa ekmek işini şa K bakımdan değil esaslı bir şe, *“almışa benzemektedir. Bu de. kıanmakta olan projode İstan- ği'“ek Meselesini kökünden hal. Banııaııı bütün şekiller bulun. î:bul halkının bu birinci gıda- | Ufak bir hileye meydan ve. İçin sıkı bir kontrol proje © Ti teşkil etmektedir. Bu me- n tıların ötedenberi ileri sür tlıın“kta' nazar yerinde görüle. ı edilmek üzere almacak bir Münesinin ununun da ayrı. lı Şekli münasip görülmüş- “rada ekmeğin glotin mikte. Yen m:de“ tayin ve tesbit edilmiş k—-— Kltak mazırları Beyrutta kh Atetslerinin verdiği malümata hukâmet darbesi üzerine Tla memleket dışma çıkan Yasin Haşimi pasa, Da- Ve hariciye — nazırı Nuri *9 lt 'ahekm aa Yerleşmişlerdir. “meclisi mülkiye encümeni Meclisinin yarınki toplatı.| nbulun ekmeği meselesi gö-, T HABER — Akşam postTasr İzmirde polis müzesi hazırlanıyor Her türlü cürüm aletleri bu İzmirden yazılıyor: Şehrimiz Emniyet Müdürü Salâhad- din Arslan Korkud İzmirde — bir polis müzesi vücuda getirmek üzeredir. Polis müzesi için şimdiden çok krymetli eser- ler toplanmıştır. Müze, taharri komiser liğinde olacaktır. Tanzim işile taharri komiseri Hidayet meşgul olmaktadır. Bu müzede sahtekârların, kaçakçıla- rın, mantarcıların, yankesecilerin kul- landıkları bircok vasıtalar, hırsızların kullandıkları kasa, sandık, ve kapı kilit- lerini açmağa malısus her türlü âletler ve anahtarlar, sahte elmaslar, esrar ve milrekkabtı, moörfin, eroin, — kokain ve müzede teşhir edilecek sair uyuşturucu maddeler müzede her- kesin alâkasınır celbeden birer köşe ha- linde tanzim edilmiştir. Ayyaşlığa, kumarbazlığa ait bir çok yağlı ve sulu boya levhalar sipariş edil- miştir, Avrupanımn mühim bazı merkezlerin- de detektif müzereleri vardır. İzmir po lisinin böyle bir müzeye &ehemmiyetle ihtiyacı vardı. Müze zamanla çok zen- gin bir hal alacaktır. Müzede eski polis ile cumhuriyet po- lisinin kıyafetlerini gösteren ve silâhlar da bulunacaktır. elbiseler Karışık sade yağ Satılmıyacak Zeytin yağlarının karıştırılmasına müsaade edilecek Belediyenin şehirde — yemeklik yağ meselesi üzerinde ehemmiyetle meşgul olmağa başladığını — yazmıştık. Şehir zeytinyağ- lara yaltız susam ve pamuk yağları ka- rıştırılmasını kabul etmiş, fakat sade- yağlara kafrıştırılan meaddelerin tayini kabil olmadğından şehirde karışk sade- yağ satılmaması kaydını projeye ilâye etmiştir. Yeni sanayi teşkilâtı Devlet sanayiini de şümulü dahiline alacak Evvelce esaslarından bahsetmiş ol. duğumuz yeni sanayi teşkilâtı kanunu lâyihası meclisin bu devresinde Ka mutaydan geçeecktir. Bunun için pro. jenin tekemmülü yolunda — süratle çalışılmaktadır. Evvelce projede yalnız hususi e! lerde bulunan sanayiin bir teşkilâts rabtı istihdaf edilmiş iken sonradan devlet sanayiinin de ayni — teşkilâta dahil ve tabi olması takarrür etmiştir. Şu vaziyete göre Sümer Bank ve İş Bankası tarafından kurulmuş — olan fabrikalar da sırrasiyle mahalli birlik- lere, federasyonlara konfederasyona tabi olacaktır. Proje hakkında İstanbul Milli Sa nayi birliğinin mütaleası sorulmuş. tur. Sanayi birliği de yeni şekilde bir sanayi federasyonu merkezi olacaktır. Evvelki akşam Ankaraya giden Sana- yi birliği reisi Vasıf bu hususta temas. larda bulunacaktır. Torik ihracatı Şon günlerde muhtelif Avrupa mem- leketlerine külliyetli miktarda torik ba- lığı ihraç edilmektedir. — Evvelki gün Boğazdan iki şilep balık İtalyaya git- da balık alarak Yunanistan ve İtalyaya gitmektedir. miştir. Birçök küçük balıkçı vapurları | Limandaki anbarlar Gümrükten devri haf- taya tamamlanıyor Gümrük idaresi bir müddettenberi İstanbulda mevcüt anbar ve antrepola” rı kâmilen Liman idaresine devretmek- tedir, Son anbar olan Sarayburnundaki 4 numaralr yağ anbarınım — devri işine yarın sabah başlanacaktır. Şimdi Liman idaresi anbar ve antre- poları idare etmekte, gümrük de kon- trolü yapmaktadır. Liman idaresi anbar ları idare için bir kadro yapmıştır. Geçen kısa müddet zarfında gümrük- le Liman arasında bazı hâdiseler olmuş tur. Bu hâdiseler gümrük kontrol me- murunun gümrük resmi verilmemiş ve muamelesi yaplımamış malların anbar- lardan çiktığiını görmesi üzerine vukua gelmiştir. Şu vaziyet şekil itibarile bir kaçakçlıik manzarası vermektedir. Fa- kat gümrük başmüdürlüğü yaptığı tah- kikatla bu işin Liman memurlarnım kas di bir hareketleri değil bir yanlışlığın- dan doğdüuğu neticesine varmıştır. Halk partisi Kaza kongreleri Dün başladı Cumhuriyet Halk partisi kaza kon- grelerine dün başlanmıştır. Dün Beyoğlu kaza kongresi yapılmış avukat Hulüsi Hikmet kongreyi açmış ve eski şehremini Tevfik kongre riya- setine seçildikten sonra rapor okunmuş tur. Bundan sonra idare heyeti seçimi yapılmış ve dilekler dinlenerek kongre ye nihayet verilmiştir. ola "“""du 5,22 11,50 14,35 16,51 18.26 5,04 GEÇEN SENE BUĞÜN NE OLDU? Mısırdaki ihtilâl bütün şiddetile devam et mektedir. Asilerle mücadele eden Ispanyol halkına karşı Türkler ancak sevgi duyabilirler İspanyada halkın ekseriyetinin ver- diği reyle iş başına geçmiş hükümete karşı türlü menfaat saikalariyle gale- yan etmiş olanların çıkardıkları dahi- <Ü harp devam ettiği müddetçe Türk gazetelerinin birçoğu mühim bir hata- ya düştüler. Gelen telgrafları, menba- larına göre bir tasnife tâbi tutmamak- tan ileri gelen hata şudur: İspanyol asilerinin birçok propaganda vasıtala- vi vardır, Sevil, Tenerif gibi asiler e- linde bulunan merkezlerden, veya asi- lere sempati duyduklarımı açıkça ilân etmiş Berlin vte Roma menbalarından gelen telgraflar tabiatile isyan hareke- tini meşru göstermeye çalışan bir ma- hiyet taşıyacaktır. Bu telgraflarda asi- lere verilen ad “Milliyetperver ve nas- yonalist,, meşru Madrid hükümetine verilen isimse “Kızıl kuvvetler, Mark- sistler,, dir. Telgrafların aynen bu şe- kilde verilmiş olmasından dolayıdır ki hâdiseleri yalnız gazetelerimizden ta- kip eden bazı Türk karileri kimin ki- me isyan ettiğini bile anlamaktan üciz kalmışlardır; asilere “Milliyetperver- ler,, adının verilmesi buna sebeptir. Ankara'da çıkan “Ulus,, refikimizde Burhan Belge imzasile çıkan yazıyı bir az da bu yanlış kanaatleri düzeltmeye yardımı olur maksadiyle hulâsa ediyo- ruz. Burhan Belge bu güzel —makale- sinde diyor ki: “Asilerin emrinde ilk gündenberi, â- si İspanyol sömürge kıt'alarını, mun- tazam memleket ordusunun en mühim parçasını, yabancı lejyonerleri ve fa- lanjistleri yani faşist kıt'alarını görü- yoruz. Hükümet tarafımdaysa, ordunun hü- kümete sadık kalan ehemmiyetsiz bir parçası ile milisyenler yani amele ve halk kıt'aları bulunmaktadır. Demek oluyor ki, ilk günündenberi daha, âsi cenerallerin talim görmüş kıt'alarına karşı hükümetin çıkarabi- diği kuvvetler, bir başıbozuk kalaba- lığından ibarettir. Şu var ki, âsi ceneraller tarafındaki kuvvetlerin yalnız askerlik bakımm- dan talim ve terbiye görmüş olmala- rına karşılık, hükümet tarafında dö- vüşen insanlar, fikir ve mefküre bakı- mından ve terbiye görmüşlerdir. İspanya hâdiseleri, bu itibarla, bize, kendi tarihimizin iki büyük hâdisesini hatırlatıyor. Bunlardan birisi 31 mart vakasıdır. 31 mart, İstanbuldaki kıt'a- ların irtica tarafını tutmalarını ifade eder. Eğer o sıralarda, Selânikteki 3 üncü yani “Hareket,, ordusu olmasay- dı, İstanbul üzerine halk kuvvetleri yürüyecekti. İkinci hâdise, istiklâl savaşımızdır Bu savaşa başladığımız günlerde, iler- liyen yerli ve yabancı orduları ancak çetelerimizle durdurmaya çalışıyor - duk. Fakat bizim bu en büyük savaşı- mızı idare eden şeflerimiz aynı zaman- da en büyük kumandanlarımız olduğun dan ordulara karşı ancak bir millet ve halk ordusu ile karşı konabileceğini anlamakta gecikmiyecek bu orduyu ya rattılar ve bu ordunun yardımiyle, bil- diğimiz büyük ve eşsiz zafer destanmı yazdılar. Türk inkılâp hareketlerinin ilk gü- nündenberi mazhariyeti sşu olmuştur ki, Türk ordusu, daima, ileri fikirlerin ve halk ve memleket menfaatlerinin koruyucusu kalmıştır. Bu, nadir mem- el N nasızdır. Acele etmeniz manasızdır (Kararsır Kumral) imzası ile aldığımız mektupta de- niyor ki: “Bir çocukluk arkadaşım bana kendisi ile evlenmemi teklif etti, Size danışmak için kendisinden 15 gün mühlet istedim. Valdem bu işe razı değil, fakat ben ısrar edersem rıza göstereceğinden eminim. Bir tek kızı olduğum için kendisini mütecessir etmekten korkuyorum. Ne yapmam lâ- zım geldiğini bana tavsiye ediniz.., CEVABIMIZ: Niçin yalnız 15 gün, eğer sizi hakika- ten seviyorsa daha çokta bekliyebilir siz de bu müddet zar fında annenizi ikna etmiye çalışırsınız. Âcele etmeniz ma- —e Süğelğ 5 5 — F AŞ d L ai L el 4 MA leketlerin kaydedebilecekleri bir maz- hariyettir. İspanyada, “Madrid hükümeti,, dedi- ğimiz hükümetin İspanyol halkmı temsil ettiğine şüphe yoktur. Karşısın- da katolik kilisesini, yabancı sermaye menfaatlerini, büyük toprak derebeyle rini, İspanyol asilzadelerini ve prensle- rini ve, Don Karlos'a kadar değil de Katolik Ferdinand'a ve engizisyon dev rine kadar uzanan karanlık bir irtica dünyasını güden bu İspanyol halkının, canmı dişine takarak ileri insan hak- larmı müdafaa etmesi kadar tabil bir şey tasavvur edilemez.., Burhan Belge isyanın şimdiki hare- ketinin bugünlerde ne vaziyeltte oldu- ğunu anlattıktan sonra asilerle müca- delede bulunan Madrid hükümetini şöyle anlatıyor: “Cumhuriyet nizamı ve meşru bir surette elde edilmiş haklar namma vu- ruşan ve karşıdaki kuvvetlerin üstün olmalarına rağmen, davalarını müda- faa etmekten yılmıyan şuurlu bir halk hareketi.,, Makale şöyle bitiyor: “Biz Türkler, cumhuriyet ve halk için çarpışmanın ne olduğunu biliriz. Mukabil propagandanın da ne olduğu- nu biliriz. Bir zamanlar, bizim kuvvet- lerimize “şakiler, bağiler,, dedikleri gibi başımıza, Avrupanın aynı propa- ganda merkezleri “haydud başı” admı takmışlardı. İnkılâblarını bir halk ha- reketine boörçlu olan bir milletin bir başka milletin halk hareketi karşısın- da duyacağı şey, ancak müspet ve leh- te bir heyecanla sevgi olabilir, Madrid sokaklarımdaki barikadları başında ölen özbeöz halk çocuklarınm kırşısmda bizlerin bı.şka türlü hisler— le dolu olmamıza, bizzat tarihimiz mâ- ni olsa gerektir. Kaldı ki, bu hususta, menfaat bakımından da gsöylenecek sözler az değildir.,, — v Fransanın cevabı Peyami Safa “Cumhunyet” te yazı- yor: “Suriyede kat'i bir idare teessüs edlp etmemesi, İskenderun ve Antakya da- vamıza Japonyada zelzele olup olma- ması kadar yabancıdır. Komşumuz Su- riyede müstakil ve sabit bir idare kurul masını kendi selâmeti bakımından el- bette isteriz; fakat âcil kararlar bek- | liyecek kadar hayati endişeler ve sa- bırsızlıklar içinde, ayakta duran San- cak Türklerinin mukadderatını bam- başka bir milletin en aşağı her istik - bal kadar müşeveş istikbaline bağla- mak, biribirile alâkası olmıyan iki da- vayı zorla ihtilât ettirerek bir takım yeni siyasi komplikasyonlar aramak demektir. Davamızı müzminleştirmek- ten başka hiçbir netice vadetmiyen böyle bir kararı, Fransa tarafımndan gelebilecek cevapların en menfisi te- lâkki ederiz ve Fransız notasının ha- kikf metnini öğreneceğimiz zamana ka dar Matin gazetesinin verdiği abes ha- bere inanmayı da abes buluruz.,, Bandırmada Bir deniz kazası Bir kayık battı, bir gemici boğuldu Bandırma limanında bir deniz kazası olmuştur. Limandan balık yükliyerek gece saat 21 de hareket — eden Yunan bandıralı Tokiaris motörü Karamürsel li İbrahim reisin yedeğine bağlı balıkçı kayıklarından birine çarpmıştı. Kayıkta buhinanlar denize dökülmüşler ve kas yık derhal batmıştır. Denize düşen on balıkçıdan sekizi salimen. ve biri de ya- ralı olarak kurtarılmış Alâeddin ismin- deki tavfa ise bütün aramalara rağmet bulunamamıştır. rür