Hatıralarını anlatan: Alman korsan genusi DE Geminin ne işte kullanılacağını inşaatta çalışan işçilerden ve battâ mürettebattan bile sakladık. Casusluktan korkuyorduk Kling, muavin kruvazör olarak yel.| kenli teknelerin kullanılmasmı öte, denberi müdafaa etmiş, böyle gemile- rin kömüre veya petrola ihtiyaçları olmıyacağı cihetle hareket üslerinden çok uzaklarda serbestçe iş görebile- çeklerini müteaddit raporlarla İleri sürmüştü. Erkânıharbiye nihayet bu moktai nszarı kabul etmiş ve buişi. çin Hamburgda muattal bir halde du. Tan sabık Amerikan tiç direklisi seçil! mişti. 'Tamir esnasında amelelerden gemi- İn ne işlerde kullanılacağını gizle. mek lâzımdı. Bu sebepel Pass of Bal. mahanm mektep gemisi olacağı şayia- #1 çıkarıldı. Bu şayia gayet makul gö- rülerek herkesçe kabul edildi, Mektöp gemisinin yelkenli olması tabii idi; i. çersine bin beygirlik kuvvetli bir mo. tör konulması da ayni derecede tabii telâkki edildi, Ben de inşaat tezgühlarma zabit sıfatiyle değil, mühendis Fon Ekman ismi altmda gidip geliyor, hakiki bü- viyetimi gizliyordum. İnşaat faaliyeti süratle ilerliyordu. 1852 safi ton hacminde olan teknemi. 7e bin beygirlik bir motör, 480 tonluk petrol ve 360 tonluk tatlı su sahrınc lari yerleştirmeye muvaffak olduk. Ayrica iki senelik kumanya almamı. za müâsit yerler hazırlandı. Bütün ambarlar müstakbel esirleri» mize tahsis edilerek ona göre tadilit EE Bi gra Esir zabitler için hazırlanan yerler için bilhassa itina gösterdik. Kaplan Jariçin.ayrı bir mutfak ve yemek sa- lonu yapıldı. İngilizce ve fransızca ki. taplerdan bir küçük kütüphane bile vücuda getirdik, Velhasıl esirlerimi . zin canları sıkılmaması için her ted- bir alındı. Gemi tamamiyle hazırlandıktan son ra İngilizlerin abluka hattını yarabil. memiz için lüzumlu olan hileler icin çalışılmıya başlandı. Yapılacak ilk iş yaşı, hacmi ve harici görünüşü itiba. riyle bizimkine benzer bitaraf bir ge- mi bulmaktı. Uzun. araştırmalardan Sonra buna da muvaffak olduk: Üç di Pekli Maletta isili Norveç yelkenlisi © sıralarda Kopenhagdan Melbümâ ha reket edecekti. Bü vaziyette bizim © Norveç gemisi süsünü takınmamız İ- sap ediyordu. Barometre ve termometrelerimizi Norveçten getirttik. Malettanm Ko . penhagda demir almak üzere motörlü bir bocurgat satın aldığını öğrenmiş. tik. Biz de Darimarkadan bir bocur gad getirttik. Mürettebatı seçmek işiyle bizzat ben meşgul oluyordum. Erkânıharbiye Aşk, hareketler, lâhuti zirvelere vw du, Yaşmak için sarfedilen bu e er, bü- tün bunlar, şimdi benim için birtakım ufaktefek musiki parçalarıdır. Sen ve ben, aşkı, kâfi derecsde aradık. Onu ihtirasta arıyorduk. Ve o mevc.ttur, Murad. Lâkin onu buna (verebilecek sen değilsin. Aradığım kadınla erke- ğin arasın." #ilmiş meğer be- nim... Genç erkek ince bir yağmurdan hâ- gıl olan perde ardından ufka hakıyor- de. Orada, çek uzakta, Yakacığı ha- yalen görür gibi oldu; hyazmis!,. A yazmadaki' o seher vakl!.. İlk-âşkla- TL. Ve bu kadınım öna ilk defa alt ol- JE KADINLAR BEN b TAL AA > Nakleden: Hatice Süreyya — 56 — "Deniz kartal” nın süvarisi &ont Feliks fon Lukner gemimize mürettebat olarak altmış dört kişi alabileceğimizi bildirmişti. Bu miktardan yirmi üçünü Norveç 1i- s#anmt iyi bilenler arasından seçtim Böylece İngilizlerin abluka hattın: ge sinceye kadar Norveç gemisi Maletta| rolünü oynıyabilerertik. Motörlim' | zün makinislleri taktelbahir şubesi ta- rafından temin edildi. lerini ber seçtim, Ve bilhassa, he n yelkenli! gemilerde çalışmış, usta ve gözü pek gemiciler olmasına itina gösterdim. Gemicilere soruyor, o “amana ka »| dar hangi gemilerde çalıştıklarını, ne müddetter.beri gemici olduklarını öğ zl! reniyor, intihabım netloes'n! hildirmi. yordum. Hattâ yelkenli gemilerde ça- kşmış olduğunu söyliyenlere alâku göstermiyor gibi Mavranıyor, buharlı vapurlarda çalışmış olanlara daha fazla sual sorarak çilphe uyandırma « maya çalışıyordum. Bu suretle kimse kendisine erkânı- harbiye tarafmdan ne vazife verilece- ğinden haberdar olamıyordu, zabitler hakkımda da ayni ihtiyatı gösterdim. Aymi şekilde Norveç lisanmı bilen ge- micileri tercih ettiğim de gizli kalmış oldu. İntihap ettiğim gemiciler hepsi me- Zuniyetle evlerine gönderildiler. Böyle- ce hepsi dağılmış bulunacakları cihet- le dedikodu önlenmiş olacaktı, Norveç lisanmı bilen yirmi üç gemi. ci için bütün lüzumlu eşya Norveçten - getirildi. Haritalar, gerni mlAtı, kalem» kabılar, hu ler, a; sa düşmanın gö-| Salona Norveç kralmın büyük kıt'ada bir resmi asıldı. Norveç milli renkleriyle süslü Nor- veç malı yastıklar öteye beriye ser- piştirildi. Hattâ tayfalar için Norveç lisaniyle yazılıp Norveçten postaya ve rilmiş aşk mektupları bile unutulmadı Düşman zabiti gemimizi teftiş etti- Ğİ zaman şüphe üzerine herhangi bir tayfanm evrakını tetkik ettikten son- ra kendisine nereli olduğu hakkında şaşırtıcı sualler sorabilirdi. Bu ihtima li de düşünerek her tayfa için birer talimat mahiyetinde gayet sarih bi- Ter mektup hazırladık ve bilâhare Yir- mi üç tayfayı bu mektüplar üzerinden ayrı ayrı imtihana tâbi tuttuk. Bu hilelerden en müşkülü mektup: lar oldu. Çünkü gemiciler aldıkları pek az mektupları senelerce sâklamak itiyadındadırlar, hazırladığımız mek » tupların hepsi yeni tarihli olursa şüp-; heyi davet edeceği şüphesizdi. Sonra| berbirisinin zarfı üzerinde ayrı bir) şehrin damgası bulunmak lâzımdı, ma 1 . Hissi Roman ğu gün. Sonra, bir ümit ve gurur seyyalesi., Kendi kendine itimat, daha yükseklere çıkmak arzusu... Fani in- sanlığından tecurrüt etmek (gayreti İşte, İsmet, ona. bütün bu İüsleri ta tirırişti... Halbuki, demin, kolları arasmda tuttuğu İsmet, hararetsiz biçare bir vücuttan ibaretti, Rulunu kaybetmiş bir vücut.. O ka dar gayretine rağmen, bu vücutta bir tek kıvılcım bile yiraumıya muvaffak olmamıştı. Ah yarabbi, şundan bahsetmeseydi. Fakat, bu kıvılermlanamamaklığın ver) diği bir eza ile midir, nedir; bir türü HABER » Akşam postası :; Hatıralarını anlatan : EFDA5 TALAT — Alfedersiniz Mösyö TT...) Sizi ra- hatsız ettim. — Estafurullah, buyurunuz — İçeri giremiyeceğim. Derhal geri dönmeğe mecburum. Matmazel bu gece dairede fevkalâde müstecel bazı yazılar yazacağı için biraz geç kalacak. — Fakat, çocuğum, gece, nasıl dö- ner? Malüm ya ortalık karışık. — Siz hiç merak etmeyiniz, Kendisi- ni ben getireceğim, — Size zahmet olaca. Ben gelir a- kırım. Yüreğim hop etti: — Siz hiç rahatsız olmayınız. getirmek bizim vazifemizdir. — Çok teşekkür o ederim, Bari şok geç kalmasın. — İşlerini etken bitirmesi için biz de çalışırız. — Neyse! İnşallah, artık birkaç güne kadar Mısıra gideceğiz. o Kızım da bu yorucu hayattan kurtulur. İhtiyar mösyö T... yi bir kere daha, son deja kandırmıştım. Kandilli selâm- larla biribirimizden ayrıldık. Tekrar Krokere döndür, Artık, eskisi gibi İngilizler ne şehrin İ- daresile, ne de diğer işlerle pek (o meş- gul olmadıkları işin Krokerin muhabe- rat arasında işime o yarayacak şeylere eskisi kadar tesadl! edemiyordum. Bi- naenaleyh kızların yazdığı (o raporları aynen polis müdürüne vermeğe de lü - #um kalmamıştı. Mühim bir şeye tesa- düf edince onu not alıyor, OEsat beye bildiriyordum. Eskiden bütün mücadelem düşmanla- larr verdikleri, kararları “vaktinde renmeğe inhisar cdiyordu. Onları bizim teşkilâta derhel bildirerek mukabil ted- birler almmasına yardım (o cdiyordum. Şimdi ise, yakında kaçacak olan bir düş manın ganalminden azami istifade ça- relerine bakacaktık. Yeni mesai cephe- mi bu suretle kurmuştum. O akşam için mühim bir işim yoktu. Binâenaleyh geceyi tamamen o serbes! olarak geçirebilirdim. Saat altı buçuğa doğru yukarı annemin yanına çıkarak ona bir iş için İstanbul tarafına geçece gimi ve biraz geç geleceğimi haber ver dim. Sonra aşağı indim. Ortalık iyiden iyiye kararmıştı.Ben Balların da klübe gitmesini bekliyordum. Saat yedide ko- lonel odama uğradı; biraz suratlı idi; — Ben klübe gidiyorum. Bir gey o- lursa beni mutlaka haberdar ediniz. — Başiistüne kölonelim! Yalnız ber dt bu akşam bir iki saat İÇİN müsaad: istiyecektim. Onu eder, Bütün İı müşkülleri türlü hile- lere müracaat ederek Yenmeye mu- yalfak olduk. (Devami var) anlıyamamıştı, kadın, her geyi, . - Cap bile duymadan - açktan z söylüyordu: “ Murad, bırak beni, Görüyorsun ki, ihtimali yok.. Nafile.,, Ne müthiş şey.. O ki, zevk sahibi, estetik meraklısı bir kadındır. Bu gi: bi hislerini insan açığı Vurur mu hiç?.. Bu derece mahremiyetini, bir kadın, âşıkma bile faşctmez., Şüphesiz ki bunu mahsus, bir kastla yapnıış olacak... Son Ve kat'i surette bağlarmı koparmak emeliyle, Murad: kendinden soğutmak için bu çateye başvurmuş'ur. Murad, ona şimdi hiç- bir şey İllam etmiyor. İsmet, âşıkı- nm bunu kilmesini istedi. Bilsin ve ketidisindeni büsbütün ümidi kessin... Tstırabı, bütün vücudunu ihata edi- yor. Acı, boğazına tıkanıyor. Gözleri meçhul ufuklara doğru dönüyer ve kendi kendine konuşur gibi: — Hey gidi Yakacıklaki o günler.. » diyor. İsmet, bu sözleri işitti. Agıkının ya- nina yattı ve başını, onun vücuduna iniellicensServis'e 2“'BirTÜRK —2a8 — emeli anlat KANA KALAY, gal e ğe. iy leşe ve Vere ESR — Fakat, çocuğum gece nasıl döner? Malümya ortalık karışık. ver benim klüpte olduğumu... Kolonel gittikten sonra bir müddet daha bekledim. Artık Krokerde el ayak tamamen çekilmişti, Koca binada köri dorlarda dolaşan ayak seslerinden başk bir ses duyulmuyordu. Odamda bir aşağı bir yukarı dolaşı yordum. Şimdi yeni bir mescle karşı sındayım. Ne kadar olsa toyluk, tecrü — Pekâlâ git. Fakat başçavuşa iz besizlik... Düşünüyorum. Şimdi kız alıp nereye götürmeli? Dakikalar geçi- yor. Ben hâlâ bir karar veremedim. Bu sırada kap: açıldı, Matmazel T... endi - şeli bakışlarla bakındıktan sonra içeri girdi. — Evden merak edecekler. kadar burada mı duracağız. — Şimdi gideceğiz. — Eve gidip haber overdin mi? Ye merak edip buraya gelirlerse. Gülümsemeye başladım: — Her şey halledildi. — Orteköye gittin mi? — Gittim ve program mucibince be banı kandırdım. — O balde ne duruyoruz. Haydi gi Sabaha delim, Hâlâ bir şeye karar © vermemiştim Fakat kıza “ben münasip bir yer düşü- memedim. İçerde bir iki sabret,, diyemezdim ya., — Haydi canım; sen hazırlan! Ben seni karşiki sokağın içinde bekliyorum dedim. O çıktı gitti, Beş dakika sonra Kro - kerden ben de ayrıldım. Beni sokağın içinde, karanlıkta bekliyordu. Koluma girdi. Berdberce Tünele doğru yürüme» Ze başladık. Bu sefer de aksi gibi 80r- maz mı? dakika daha — Nereye gidiyoruz kuzum! Ne cevap vereyim: — Sen yürü! Orası bana ait. Tünele çıktık. Aşağı doğru yürümeğe başladık, İnsanın bazan böyle sıkışık va ziyetlerde telâştan zekâsı da duruyor. Kızı nereye götürmek münasip olacağı nı henüz tayin edememiştim, O da ak- si gibi meerye gideceğini öğrenmekte ısrar ediyordu. Ben de lâf olsun diye: — Seninle beraber (o olduktan sonra her yer müsavi, her yer bana cennet. Acelen ne elbet bir yere gideriz. — Sen beni gene bir gazinoya falan götüreceksin galiba! — Onun gibi bir şey... — Bu işten vazgeç... Bu seni davet ediyorum. — Yok canım? — Vallahi. — Nereye davet ediyorsun, — Bir arkadaşımın evine... Orada bir gazından daha çok rahat © edeceğimiz muhakkaktır. — Kim bu arkadaşın? — Çok iyi bir kızdır. Samimi arka daşımdır. Kendisi te; eder. Her sır gece ben dokundurarak — derin bir sesle; l — Yakacıktaki o günler... Evet. Fa- kat yalnız onlar mı7.. Mazimizin bü- tün günleri unutulmaz zamanlarımız. dır... Bana inan ki, bunların hiçbirini! unutmıyacağım, hafızamdan bir an! bile silmiyeceğim... — Ve bu sana kâfi gelecek, öyle mi? — Kâfi gelmesi lüzrm... Çünkü gim- âi artık o zamanların benzerlerini ya- ratmak kuvvetini kaybettim, Murad, kendisini tutamadı: — Teki ama, yeşamaktu devam ede- ceksin,, Bu yaşında artık cinsiyet münasebetlerini kesemezsin... Ben se - ni bilmez miyim ?.. Bir sey söylemedi. Döndü, Muracm gözlerinin içine baktı, Bu bakışlarda yalnız merhamet İ-! fadesi var, | “Yaşıyacak...,. Başka bir erkekle. Şehvetle... Saman alevi aşklar. Suya 4 İkinciteşrin — 1986 Yazan: İHSAN ARİ rma agâhtır, İhtiyar ve hastalıklı annesi vardır. Ona seni nişanlım tanıtırım. Kadıncağız çok ihtiyar old ğu için her akşam erkenden yatar. Â kadaşım da nazik ve kalden anlar i kızdır, Bizi rahatsız etmez, isterdi raya gidelim. Şansıma manmağa (o başladım arti Ben nereye gideceğimizi düşünerek zülüp dururken sevgilim bu işi de b ledivermişti. Bittabi, onun teklifini 1 dedecek değildim.. — Nasıl istersen.canım, arkada$' rahatsız etmezsek oraya gidelim. — Bilâkis çok sevinir. Biraz ilerden Tünel — Şişli tramvf na atladık. Nereye gideceğimizi bilmiyordum. Duruyorduk. Biletçi İ nımıza yaklaştığı zaman kendisine lerimle nereye gideceğimizi sordum doğrudan doğruya biletçiye hitap &İ — İki tane Sürpagop, | Bayoğlu ciheti bu akşam çok tef idi. Ortalıkta âdeta bir mezarlık oi rası vardı, Karanlık ve süküt.. F yüzler düşünceli, müteessir bir vw tte.., Bu muhitte kaybedilmiş büyük” şeyin arkasından ağlayan “bir hali var. Taksim bahçesinin alt tarafi daki istasyonda tramvaydan indik. İİ fif hafif yağmur çiseliyor. Koluma “ miş olan sevgilim, kendisini — âl rütubetinden ve yağmurdan ki için vücudunu büsbütün büzerek sokuluyor. Fiyat garajmın önüne geldiğimiz zaman biraz sıkılarak? — Arkadaşım bizim gideceği: haberdar olmadığı için İntersen, şu köşedeki bakkaldan bir şeyler alalım! — Hay hay! diyorum ve beka yoruz. Şimdi ikimiz de aklımıza len şeyleri ısmarlıyoruz. Sucuk, pes ma, salam, yalancı dolma, balık yua tası, çiroz vesaire.. Mezeler hazırlan sma içkiye geliyor. Şimdiye Kadar 5 meni güzelile hep bira içerdik. Bu Şam nedense aklım rakıda., Hiç aşi olmadığım balde, bu akşam içim m istiyor, Ona soruyorum: — Ne içeceğiz? göl Bu suali sorarken gözlerim, mii miş boyboy rakı şişelerinde takılı yor. Kırcağız da bunun farkında gi kın bir eda İle başını uzatarak yav w — Mademki son gecemizdir, b€f Kiliği yapalım ve râkı da içelim. gar Bakkal çırağına bağırdım; — En büyüğünden bir şişe de Paketleri kucaklıyarak danla çıktık. Siürpüagop akaretlerine iel yokuşun bozuk kaldırımlarından eril sol kol üzerinde, alt kat pepe zayıf bir ışık sızan bit evin önünde duk, (Devame vE Kılıç sallar gibi münasebetler... yas — Zavalı Muradcığım... yi rum.. Şimdi bile yaşıyorum. Ne © yük aşkla ve ihtirasla.. 4 Artık Muradın nazarında, bu 4 anlaşılmaz, kendisiyle mücadelf “ mez bir mahlüktur. N Gözlerini ondan çevirdi. Ve mağlâbiyetini kabul etti. # Kadın, Muradın gidişini görme temiyendn. Esiri: azra ei: ii nm-insanı ne deröce'tuzağa p bir saman olduğunu biliyord” 5 sularını hazırlamsaını bekledi “© nu otelin kapısında tekrar bul el Nihayet, Murad, harsrete a Fer şey bitti... Otomobilide 4 önüne geldi. Tam bu esmada, kağ. delaçtı Di — Allaha ısmarladık! Murad çif yir beni götürmene ihtiya yok” gf dim giderim... Haydi, güle göl. Jun açık olsun... (Devim