22 Ekim 1936 Tarihli Haber Gazetesi Sayfa 12

Saatlik sayfa görüntüleme limitine ulaştınız. 1 saat bekleyebilir veya abone olup limitinizi yükseltebilirsiniz.

Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

haydutlar peşındî r DEMEK”BİLET ALMADAN VAPURA BiNE- CEKDİN HA' (İKAnNUN NANINA VH İDUR...NEREYE l BÖYLE KARA EŞEKİ) ıtelye idare etmiş bulunanlar muadili 42,70 Kr. saat gündelik verilecektir. ': “ıerı yapılmak üzere, vesikalarile birlikte Ankarada cer dairesine — İstanbulda Haydarpaşa işletme müdürlüğüne müracaatları Devlet Demiryolları Md ; Ankara Elektrik şirketi işleri şefliği atelyesini idare edecek - bi- — rinci sınıf bir elektrikçi ustasıma ihtiyaç vardır. Bu iş için sanayi mektebi mezunu olup uzun müddet müstakilen tercih edilecek ve kendisine 109 lira rlüğünden: Umum Taliplerin deneme (1419) (2294) yi »e ' 4| YAVYUZ J/EZEM TERZİ iyi giyinenlerin terzisidir Yeni kışlık modeller ve kumaşlar daimi yenilik Bayan Fikriye Şakrak Ses g—— ADEMi ve BELGEVŞEKLİGİNE HORMOBıN —— Tabletleri Majestik Lokanta V Birahanesi Beyoğlunun en eğlenceli ye Majestik Müdiriyeti sayın Müşterilerinden gördüğü rağbetten cesâf rak bir yenilik yapmağı düşünmüş Sahibinin Sesi kıymetli art BAYAN FİKRİYE ŞAKRAK SES'i sahnesinde temine muvaffak olmuştüur. , ! Duble bira bol meze ile 25 kuruş. Şişe Rakılar Envl' mezeler ile verilir. TepebaŞL bu akşamdan itibaren hef TNMALISIR SELAMSI ZDT NYTT YD ıKTIDAR ——« KARŞI aa Her eczanede arayınız Diş Doktoru Übeyt Ölçer Cumartesinden maada hergün SATILIK ATTAR DÜKKÂNI Topkapıda tramvay caddesi 48 nu-| ve münferiden (asri dan$ | maralt attar dükkânı devren satılık-| Beyoğlu, Karlman Dans Dersıerî*' istanbul : Yınl Poıtahını kırşııındı Letaiet Iıınını_l_a_ _N?T 1 4 humm kab ul eder. tır. Üstünde bir odası ve arkada bah-| lonya Nur Ziya sokak No- ğ & - emrm e Arsrr - F Tü Pramvay| cesi vardır. Kirası 8 liradır. İstiyen-| saatleri: (12 - 14) (17 - 2 İ D'ırqm No, 85 lerın dükkâna müracaatları. (5788) ÖR PANOSYAN. n —— yüamz z arzee MAT A zi — —rm — N O — — —- - Nü ——— — .-. aa - z—ammsarıı "'" ——— - __.l g” 34 GÜZEL PRENSES GÜZEL PRENSES | 35 ' — Ne çirkin ve korkunç bir kadı. | nağa başladılar. Birân içinde — gelinle Budalalıktan ve delilikten ibaret.. çingene karısı kuru ve iri kemikli P“' dedi. Aman yüzünü görmiyeyim. Bura-| güveyin etrafında bir küme — toplandı. İhtiyar falcı atıldı; makları arasında tuttuğu bu eli | dan gidelim. Çok korkunç, gey... Fakat çingene karısı bu halin farkına varmıştı. Kaçmalarımna mani olmak için önlerine doğru ilerledi. Ve iyice yakla- şarak: — Mes'ut olun kumrular, dedi, İzin verirseniz size bir çok şeylerden bahse- deyim. Bana ihtiyar Debura derler. İs- tikbali keşfederim., Uzakları, çok uzak- ları görürüm. Vera, falcı kadına nefret ve korku ile bakıyordu, Halbuki Dük Jorj kadının bu sözlerinden hoşlanmıştı. Ona sor - du: — Bu marifeti kimden öğrendin? Falcr kadın hemen cevap verdi: — Ölen ihtiyar anamdan. Anam impa ratorlara, krallara prenslere dair birçok hikâyeler anlatırdı. Onların başlarına gelecek iyi ve fena hâdiseleri evvelden hıber verirdi. Bana gelince, anam ka - dar olmamakla beraber, pek çok şey- ler bilirim. Ah bilseniz.. Ben neler bili- rim, neler... Dük gülmeğe başlamıştı. Bunu gö - ren Debura sözlerine devam etti: — Söylediklerime gülüyorsun, öyle mi? Zannediyorsun ki ihtiyar Debüura yalan söylüyor ve sizi aldatryor. Fakat aldanıyorsunuz. Bunu da anlamak is - terseniz sağ elinizi veriniz. Bakm size iğrenç bir Bu küme yeni katılanlarla gittikçe bü- yüyordu, İhtiyar çingene karısı Dükün elini bir müddet muayene ettikten son- ra yüzünü buruşturdu. Hiç de hoş gö- rünmiyen bir tavırla anlatmağa başla - dı: — Zavallı delikanlı! Elinde — iyiliğe dair hiçbir şey yazılmamış.. Doğduğun zaman yükselmiş olan yıldızın gittikçe alçalmaktadır. Aşk ve sevdada saadet arıyorsun., Fakat bulamıyacaksın. Ar- manız üzerinde daha şimdiden hasıl ol- muş bir leke var, Ne kadar belirsiz ve karanlık bir kalb.. Yılan gibi — zehirli, faakt gayet güzel bir kadın... Bu kadın sehin vücuduna sarılıyor. Halbuki bu kadın senden evvel başka biri tarafın - dan sarılmış, Bu kadın seni bir uçuru- ma düşürecektir. Dikkat et. İhtiyatlı ha reket ederek kendini bu yılandan müu- hafazaya çalış. Çünkü o, daima — senin yakınındadır. Ondan kurtulmağa gay - ret et Yoksa vay başına gelecekler!.. Bu sözlerden sonra ihtiyar çingene Dükün elini bıraktı. Dük — çingenenin sözlerine gayriihtiyari güldü. Halbuki Vera çingenenin bazı sözlerinden bal- mumu gibi sararmağa başlamıştı. Hele bunların içinde birkaç kelime — hançer gibi kalbine saplanmıştı. İhtiyar faler Debura bu defa da Ve- raya dönerek: — Kat'iyyen kabul etmem, Sözlerim birer hakikattir. Ben bu ilmi, bu hüneri ecdadımdan aldım. Bu hünerin doğru - luğu binlerce senedenberi tecrübe e - dilmiştir. Vera, kalkıp çingene kariısına arkan— nı dönmek istedi. Fakat Dükün rica ve ısrarı üzerine ihtiyar falcıya elini u - zatmağa mecbur oldu. Debura, dikkatle bu eli müayene et- ti. Sonra merak ve ıstırapla karşısın- daki kadına baktı. Dük sordu: — Söyle bakalım, ihtiyar.. Zevcemin elinde neler keşfettin. Zannedersem hep iyi şeyler buldun. Debura, başını sallıyarak: — Hayır muhterem prensim. Bu kü-| çük ve güzel elde iyiye ve iyiliğe dair kiçbir çizgi göremedim. Çingene karısının bu sözlerini şakaya getirmek ve böyle şeylere inanmak doğ ru olamıyacağını göstermek emeliyle Vera, zorla gülmek istedi. Çingene ka- rısı ise, kara parmakları arasında tuttu- gu beyaz ve yumuşak elin - avucunu tekrar muayene ettikten sonra ciddi bir tavırla: — Hatlar, dedi, öteye beriye doğru dağınık. Hayatında karanlık bir nokta var. Bu seni yaşadığın müddetçe takip madı. Daha kuvevtle sıktı, Sonra bl!'d kaldırıp gözlerini Veranın gozlcrl“" dikerek: : — Doğürmuş olduğun çocuk IG““ hayatında mühim bir rol oymyacaktlf | Bu sözleri işitenler gülmeğe başll lar. Dük, falcı kadımın kulağına eğilert” alaylı bir tarzda sordu: k — Bu çocuk kiz mı, oğlan mı? — î Falcı Debura, ciddiyetini hiç bozmMü” dan cevap verdi: ; Fç — Kız! Fakat bu çocuğun babasıi 'dı değilsin. i Hay Allah cezasını versin. Bu sihir * baz karı kendi çocuğundan bahsedlfqr du. Dük Jorjla evlenmeden evvel ba$” bir adamla sevişmenin mahsulü 0”“', ve Ânnanın başını belâya sokan çocı:l: tan... Vera, böyle — düşündü ve ka kaçmak istedi. Sonra bunun büyük w.; ihtiyatsızlık olacağını düşünerek f” geçti. Hem ihtiyar falcı elini bırak yordu ki, Bir kıskaç kadar kuwetîî makları arasına ukışttrd.ıgı bu elî ha yakından tetkik için gözlerme i yaklaştırmıştı. Falcı bırdcn gene sö A, meğe başladı : — Biî — Aman neler görüyorum? Si sel.... Genç ve kumral bir kız bu lw kenarmda oturmuş.. Koîîan arası bir çocuk var, Sallıyor, çoçuğu ok;ıyor Çimenin üzerine bırakıyor" 5p5f'. ne haberler verebilirim. — Gelecekten. — Güzellerin güzeli, — kadınların en edeceği gibi öldükten sonra da devam Bu sözler Veranın iliklerine kadlfg: Ş isterseniz geçmişten de haberler vere-| bahtiratı, şimdi de sen elini uzat ba- edecek, Şu küçük ve gayet ince çizgiyi| ledi. Güya o anda başından aşlg' içesb'i) yim.? Dükün hayreti gittikçe — artıyordu. Müsterih bir tavırla sağ elini — ihtiyar - kadına uzattı. Kadın Dükün avucundat ki çizgilere dikktle bakmağa — başladı. / Bunu görenler, çingene karısının neler | söyliyeceğini işitmek için oraya toplam-| kayım, Vera, körku ve üzüntü ile elini ver- mekten çekindi. Dük işe karıştı: — Niçin elni vermiyorsun sevgilim? ubHavdi sen de pglini uzat da baksın. Vera, tstırapla mırıldandı. — Buhlar inanrlacak şeyler — değil. görüyor musun? Bu diyor ki sen aşk ve sevdanım zevkini daha evvel tatmışsın.. İşte şu çizgi de o aşk ve sevdanın bir de mahsulünü meydana getirmiş oldu- ğunu gösteriyor. Veranım bütün azası şiddetle titre - mekte idi. Elini çekmek istedi. — Fakat kova soğuk su dökülmüştü. Kendi £ dine şöyle düşündü: — Bu ihtiyar acuze bütün bunlar yit | sıl keşfediyor. Acaba bu ilim de nefed çıkmış? Hiç de) duymad:k | kumral kız dediği Anna... Kucâi"ıdr kı çocuk da bemm çocuğum. S& k“' E j * çe *

Bu sayıdan diğer sayfalar: