Saatlik sayfa görüntüleme limitine ulaştınız. 1 saat bekleyebilir veya abone olup limitinizi yükseltebilirsiniz.
| ! v FÜN Hem çi SN bin ka b filo m'l"'f:e vntlnâaşmızı zZengin etmiş hem de yurdunun göklerine bir B id şeâıı;şl:“' Bu yüzlerce zenginden birinin de senin olmayaca: İstiklâl Lisesi , .. e. w nl Bis ı:)'fektorlugun den: 1 e— İsti T için Yatılı yatısız talebe kaydına deyam edilmektedir h .€j | . : dinın gi N korku ve endişesi falcı ka - tildi d © HÜKAFA KErDDE 4 f 4 50 » ; 1,50 / p 1M,50 , * B ııso # —ı— ” 9 - ——— 36 x b LiR 4 Zanabilirsin. Bir kaybedersen paran heba olmamış: HABER — Akşam postasr KA BESE SK ğ —X îBir elinde Gül.bir elde Cam,geİJinJSökıyd; Hdngisin alsam Gülüyahu% ki Câmı ya Seni: bildiren — tarifname GUZEL PRENSES verım Ö Vam emîündcn kaçmadı. Sözlerine de- —1 &tryor “Sİar açılıyor, Genç kız kendisini Yor. İşe îl T bu kızın vücudunu örtü - atıldı *i işte bir kurtarıcı geldi. Suya Kız; 'klş;zl yakaladı, kenara — çıkardı. Ve kmâ,a_" arasına aldı. Önu seviyor o 'Sine nişanlı yapmak İstiyor, îmbîa hafif bir hayret sadası işi- iedün T adam hemen kalabalık kü - Nin ten;ymamk Beriye çekildi. Bahçe- kendı y â taraflarına doğru ilerlerken endine söyleniyordu: Ee_n—; înna. Zavallı masum mahlük. Çin- NİN atnîmm ğıahscttîği kız sen ola -| yorum. bğ'l keşfetti. Seni ne kadar sevi- el Hapishaneden d ölüm e€ çıkarabilseydim. m den kurtarabilseydim... N adam kont Adolardı. Kont, bu dü Bün uıud:mbulunmak istemiyordu. Fakat a Ayışı göze batacağını düşüne - gelmişti, Sıkaî—ngene karısınım sözleri, — hiç ses " ;ljadan dinliyen bütün halkta bü - 'özlerirtme-rak uyandırmiıştı. Kimse bu Y S__ıefısı_r edebilecek halde değildi. mameîl"m bütün esrar ve manasını Ü'şu ancak Vera anlamıştı, Dudak çh'lgen Mek isterken kalbi sızlıyordu. Ğ * karısının bu müthiş falının Mase Ve davetliler tarafından anlaşıl- tlmalînd;n çok — korkuyordu. n ü. almiş ve acınacak bir hale gelmiş - F « :lğ Çingene gene devami etti; Hle yoaadete dair küçük bir — alâmet tış İk. Bü elde öyle şeyler yazılma - Sen... Seni nehirden kurtar - h"';a $te bir yabancı peyda — oldu. Şu Mğu 1 Börüyor musun? Ben küçük: kanlar içinde görüyorum... #ra, IStırapla titriyerek bağırdı : — Yetişir, — yetişir.. Sen delisin! Haydi git, bizi rahat bırak. Böyle saç- malarla üzülmeğe vaktimiz yok. Vera, sözlerini bitirir bitirmez elini şiddetle çekti. Bu eli sıkı sıkr tutmak- ta olan çingene karısı da sarsıntının te- sirile yere yuvarlandı. Fakat hemen aya ğa kalkarak tehdit dolu korkunç bir ses le Veraya haykırdı: — Günün birinde sen de böyle dü- şeceksin, Çocuğunun önünde yatacak- sın... Boğulup öleceksin.. — Elinde işte böyle yazılı, anladın mı ? Vera, daha fazla dayanamadı, koca - sına:! — Haydi, dedi, gidelim, bir gezinti yapalım. Bu acüzenin sözleri sinirlerimi bozdu. Dük, kolunu kar_ıımı uzattı, Vera heyecanımdan ayakta duüracak halde de- gildi. Bir kısım davetliler de arkaların - da olduğu halde konuşarak gezinmeğe başladılar. Bu sırada bahçede gene faaliyet art- tı. Ziyaretçiler gittikçe çoğalıyor, çin- geneler ise, yeni gelen bir kafilenin de katılması ile çalıp oynamakta — devam ediyorlardı. Çingenelerin arasında bir genç kadı- nın sırtında paçavralara sarılmış kürük bir çocuk vardı. Çocuk avazı — çıktığı kadar ağlıyor, tepiniyor, fakat anası e- hemmiyet bile vermiyordu. Nihayet kadın sırtındaki yükü indirip çocuğu sarılı olduğu bezlerden çıkardı Anası çok esmer olduğu halde çocük gayet beyazdı. Kadınlardan bazıları yarı çıplak bulunan çocuğu gözünce hayret- le; — Ne güzel çocuk! Demekten kendilerini alamadılar. Fev kalâde esmer bir çingene karısının böyle kar gibi bembeyaz bir çocuk doğurmuş FİATI: İHTAR: Küçük şişeler 10, büyük şişeler 15 kuruşa geri alınır. İNHİSARLAR İDARESİ 2 Litrelik NEDİM ŞARABINİ ALMAKTA TEREDDÜUÜT ETMEYİiNİiZ! TO Santilitrelik şişesi 55 Kuruş 100 . GÜZEL PRENSE», 33 Dük Jorj ile evleniyordu. Yazlık sara- yın bahçesinde gelin ve güvey gelenle- rin tebriklerini kabul ediyorlardı. Prenses Vera bir kraliçe gibi giyin- mişti, Elbisesi, tuvaleti ve emsalsiz gü- zelliğiyle herkesin takdirlerini — toplu- yordu. Yüzlerce kadın arasında güzel- lik itibarile onunla rekabet edebilecek bir tane bile mevcut değildi. Nihayet, çanlar çalınmağa başladı. Nikâh merasimi başlıyordu. Dük Jorj ve onun kolunda prenses Vera, çiçek - lerle donatılmış olan sarayın mâbedi ö- nünde durdular. Karır kocaya saadet di- liyen dualar okundu, Gelin ile güveyin hemen arkasında duran ihtiyar hüküm- darın gözleri yaşarmıştı. Kızının evlen- mesinden çok memnüun olduğu görünü- yordu, Dini merasim bittikten sonra ak saç- İr bir rahip ellerini açarak uzun bir du- a okudu. Duanın okunması Verayı mü- teessir etmişti. Rengi uçmuş vücudu ha fifçe titremeğe başlamıştı. Herkes şen şatır olduğu halde yalnız Vera mahzun ve meyuüs görünüyordu. Başka bir er- keğin kolları aras:na atılarak kendisini lekelemiş olduğunu düşünüyor, ve do- ğurduğu çocuğu âdeta gözlerinin önün- de görüyormuş gibi oluyordu. Bu sırada Dük Jorj, artık karısı olan Verayı kolundan tutarak müâbetten çı- kardı. Sarayın iç salonlarına götürdü. Bir müddet salonlarda dansedildi, Vera kocasile birkaç vals oynadıktan sonra bütün teessürünü unuttu. Çiçek ve lâ- vanta kokularile salonun havası gittik- çe ağırlaşıyordu, bunun için davetliler yavaş yavaş salonları terkedip bahçede- ki ağaçların altına yayıldılar. Biraz son ra gelin ile güvey de Dahçeye — indiler. Bütün sarayın bahçe ve civarı fevkalâ- de tenvir edilmişti. Ayni zamanda hal- kın sarayın bahçesine girmesine müsa- ade edilmiş ve büyük demir parmaklık- lı kapılar arkalarına kadar açılmıştı. Bahçede her sınıf halk toplanmış, gü lüyor, oynuyordu. Bu arada bir sürü çingene de sarayın bahçesine yerleşmiş- ti, Davetliler, kadınlı erkekli bu çinge- ne kafilesini seyretmek için onların bu- lunduğu tarafa toplanmağa — başlamış- tı. Nihayet gelin ve güvey de o tarafa gittiler. Vera sevinçle haykırdı: —AÂh işte çingeneler, bizi eğlendirir ler. Dük Jorj, çingenelere emretti: — Haydi bakalım. Kemanlarınızı a- İmız de güzel bir şeyler çalıp oynayı- nız, Bunun üzerine çingeneler bir — yarım daire teşkil ederek ahenge başladılar, Aralarında oldukça güzelleri de bulu- nan genç çingene kızları darbuka ve zil ler çalarak göbek atıyorlardı. Bütün halk başlarına toplandı. Ahenk böyle- ce kâh coşarak, kâh yavaşlayarak bir müddet devam etti. Halk çingenelerin yarattıkları bu eğlenceden çok mem- nundu. Nihayet kemanlar, darbukalar sustu, Çingenelerden bir kaçı seyircilerden pata toplamağa başladı. Çingelerin arasında, ak saçlı ihtiyar- İrktan beli iki kat olmuş, elindeki değ- neğine dayanarak yürüyen bir — kadın çok göze batıyordu. Yüzü buruşuk kıv- rımlarile dolmuş olan bu kadın — dışarı fırlamış elmacık kemikleri ve çukurlaş- miış siyah, simsiyah gözlerile korkuüunç bir tipti. Biraz ileride bir kananpede o « turmakta olan gelinle güveyin yanlarıe na yaklaştı, Prenses Vera kendilerine yak'aşan bu kad'ını görünce ürktü. Kocasının e- linden tuttu ve mırıldanarak: r"',- , a n ”a Zei