16 Ekim 1936 Tarihli Haber Gazetesi Sayfa 12

Saatlik sayfa görüntüleme limitine ulaştınız. 1 saat bekleyebilir veya abone olup limitinizi yükseltebilirsiniz.

Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

—çi 4 ülsüre gü üü eai adiy Te A, N vi B M ai y el n ğ — Hü TOR - v Bi Miki Afrikada haydutlar peşınd 'iş*r eZ KAATLAR AMA | IIE Mi İR BENZEMİYOR?Z/ HiİLEKAR (KURDUN | - KAMARA- SINA & v GIRMlŞOı PPASAPORTU GİZLİ V İŞLER MEMU- — RU oı.nuöumu YA SU PLANLARI BİR. ELİME GEÇŞİRSEY-İ DİM AH/ - KAMARAMŞ_’D 'NE ARAYORJ— ; rahatsızlıklarında yemeklerden sonra 2 - BİR TECRÜUÜBE A.NEŞ'ET Bikarbonat de sut komprimelt Halis ingiliz Kürling karbonatile yapılmıştır. Mide şişkinliği, hazimsizlik, fazla yemekten mütevellid» 3 komprime mavi yassı şişelerde cepte taşınması kolay? Eczanelerden A. NEŞ'ET markasını isteyiniz. Fiatı 20 kuruştur. ÇAĞLAYAN | Musiki sever halkımızın ihtiyaçlarını tatmin edici SANATKAR Solıst Mualilâ Dinçses Bestekâr Tanburi: .t — Kemani NUBAR 2 u, ŞN Â - Kemençe ALEKO FPiyanist YORGİ Udi ABDı 5 — Cümbüş CEMAL | Mahmure Şen Ses - Suzan Afitap - N (Gayet temiz ve mun tazam servis)— AM SALAHATTiN 6 — Klarnet Şeretf 7 — Okuyucu Ağyazar 9 — Darbuka Hasan Tahsin en nezih #)plantı LAR Faide Yıldız. fö GÜZEL PRENSES — Demek teklifimi reddediyorsun. Benden ayrılacaksın, Hani beni seviyor dun? Sevgin bu kadarcık mıydı? Rica ediyorum ÂAnna. beni terketme, — bana acı, Mevkiimi, şerefimi, hayatımı kur- tar. Senden başka bunu — yapabilecek dostum yok, Fakat, Anna mukavemet ediyordu: — Maalesef muhterem Prensesim. Bu, benim için büyük bir — tehlikedir. Nasıl kabul edebilirim? Yapabileceğim bir şey olsaydı zerre kadar tereddüt et- mezdim. Hem nişanlım bir çocuk do- ğurduğumu söyleyince benden nefret edecektir, Bana lânet okuyacak ve he- tmen beni terkedecektir. Prenses, Annanın son mukavemeti- ni de kırmak ümidiyle hemen cevap ver di: — Düşündüğün bu ise hiç ehemmiye- ti yok. Nişanlın seni reddedecek olur- sa ben kocamla seni altınlara, mücev - herlere garkederiz. Sana bir şato tahsis edersiz. Başlıbaşına, bütün hareketlerin de serbest bir hanım olursun. Yanında hizmetçilerin bulunur. O zaman bir çok asilzadeler seninle evlenmeğe talip ola- caklardır. Bunlardan birini seçer, böyle- ce mes'ut ve bahtiyar olursun, Anna biran tereddüde düştü. Sonra gene reddetti: j — Hayır, hayır, kabul edemiyece - ğim. Nişanlımın muhabbetini bütün bu servet ve ihtişama — değiştirmiyeceğim. Bence saadet onunla evlenmekten iba- rettir, Prenses: — Peki öyle olsun, dedi, — mademki Anişanlma sadık kalmak istiyorsun, kal. Biz İsondisini sarayda iyi bir hizmete ta- yin ederiz. Mevkii büyür, şeref ve iti- barr artar, Sen de oda hizmetçiliğini br- rakır, benim en yakın dostlarım arasına| girersin., Şimdi sana şu yüzüğü vere- ceğim. Bunu, beni — kurtardığının bir batırası olarak kabul et, Prenses sözünü daha tamamlamadan parmağından çıkardığı çok kıymetli bir elmas yüzüğü Annanın parmağına tak- t. Annanm bütün mukavemeti kırıl - mış, âdeta bir emri — vaki karşısında kalmıştı. Prensesin — hediyesinden ve söylediği sözlerden çok mahcup ve mütecessir olan ÂAnna nihayet: — Beki, işte teklifinizi kabul ediyo- rum. Çocuk benimdir. Bu andan itibaren onun annesiyim, Bu fedakârlığı ancak sizin namus ve şerefinizi kurtarmak için yapıyorum, dedi, Prenses Vera sevincinden ne yapaca- ğını şaşırdı. Hemen yerinden fırlıyarak hizmetçi kızın boynuna sarıldı. İki ya- nağından şapır şapır öptü: — Teşekkür ederim, çok teşekkür e- derim Annacığım. Hakikaten beni se- viyormuşsun, Yalnız bü sırrı. kimseye söylemiyeceğine yemin et. Hattâ baba na ve nişanlına bile.. Bana teminat ver ki müsterih olayım. Anna hemern diz çöktü ve sağ elini yükarıya doğru kaldırarak şöylece ye « min etti: — Hayatimın sonuna kadar bu sırrı- nızı muhafaza edeceğime, kimseye hat- tâ nişanlıma ve babama söylemiyeceği- me bizi gören ve işiten Cenabıhakkın namına yemin ediyorum, Prenses, gene ÂAnnanın boynuna sa- rildi. Onu tekrar tekrar öptü, Tam bu sırada çocük uyandı. Anna hemen çocuğu kucağına alarak meme vermesi için prensese uzattı. Bahtsız ço cuk annesinin memesini son defa emi- yordu, Karnı doyunca gözlerini aça rak annesine baktı. Prensesin gözlerin- den dökülen yaşlar çocuğun yüzünü 18- KLUDSKİ SİRKİ Beş gün istirahatten sonra bugünden itibaren temsillerine tekrar başlamıştır. Matineler Saat 15. 18. Diğer günler Matineler — Saat Cumartesi ve Pazar günle ve - Suare 20.30 da 18 Suare 20.30 da 20 Birinci Teşrin 936 Salr günü akşamına kadar devam edecektir. Gündüzleri akşama kadar Hayvanatı vahşiyeyi kafeslerinde ziyare: ruştur. Saat 11 de hayvanların yemek zamanlarıdır. Hayvanatı vahşiye numaralarından başka ayrıca fevkalâde Avrupa numaraları da va Jâ Acele eclını_x İ etmek için duhuliye ' GÜZEL- PRENSES — n ğ lattı. Doğduğu gündenberi boynunda taşıdığı altın bir madalyonu — çocuğun boynuna taktı. Sonra çocuğu öperek: — Talisiz çocuk. Babasız ve anasız büyüyeceksin. Ölmek senin için daha hayırlı idi, diye mırıldandı. Tam o sı- rada bir gürültü işitildi. Prenses telâşla çocuğu Ânnaya uzattı: — Aman, babam geliyor Anna, Ça- buk al bunu.. Kimseye görünmeden gö tür. Allaha emanet ediyorum seni, Anna hemen büyük bir mantoya sa- rıldıktan sonra çocuğu da sararak man- tosunun altına aldı. Fakat gene bir te- reddüde düştü, Kızın bu halini — gören prenses: — Niçin tereddüt ediyorsun Annacı- ğım. Nerede ise babam gelecek ve ço - cuğu görecek, Haydi — sevgili Annacı- ğim, gayret... Allah selâmet versin. Anna, son bir gayretle mantosunun altında sakladığı çocukla beraber gizli bir kapıdan kimseye görünmeden şato- dan çıktı. Genişçe bir nefes — aldıktan sonra havaya baktı, Semada yıldızdan eser yoktu. Siyah, simsiyah bir geceydi. Kız, babasının evine gitmek için takip edeceği yolu tasarladıktan sonra yürü- meğe başladı. Uzaktan gök gürültüleri işitiliyordu, Biraz sonra çıkan şiddetli bir fırtına ağaçları sarsmağa Arka arkaya yıldırımlar düşüyordu. Anna hem gidiyor, hem titriyordu. —— Te SOKAKTA KALAN KİZ Prenses Vera'nın hizmetçisi ve orman kolcusu Paskalın kızı olan Annanın ye- minini nasıl tuttuğunu okuyucularımız hatırlarlar. Babası kendisini tel'in ede- rek evinden koğmuştu. Şimdi ne yapa- câk, nereye gidecekti? Cocuğu kucağında ormana daldı. Bir az yürüdükten sonra yoruldu. Babası- başladı. | nın söylediği söz elân kulaklarında îîn lryordu. Rüya mı görüyordu, yoksa bif kâbus mu geçiriyordu? Kendi kendit teselliye çalışarak mırıldandı: — Bir kere nişanlımı göreyim. Çdi benim ne kadar temiz kalpli oldugun“' i bilir. Kucağımdaki şu çocuğa rağmef benim temizliğimden şüphe etmiyet tir/ İ Nişanlısı Edvar hergün akşamları ay ni saatte Annanın orman içinde buluf” duğu yerden geçerdi. Beklemeğe karâf | verdi. Gece yaklaşıyordu. Her taraftâ derin bir sessizlik vardı. Bu sırada bif şarkı sesi işitildi. Annanımm yüzü güldü Çünkü şarkı söyliyerek gelen nişanlIi ; sının sesini tanımıştı. Biraz sonra ©f man bekçisi kıyafetinde bir genç "B ağaçlıklar arasından göründü. Şık forması, başında tüylü şapkası ve 0m' zunda tüfeği ile delikanlı neşe — için t şarkı söyliyerek ilerliyordu. Hektor # dini verdiği köpeği de yanında yül'a' yordu. : Birden nişanlısını görünce oevınç şaşkmhkla — Annacığım, sen buradasın ha di ve kızı kucaklamak üzere kolllf& açtı, Fakat tam bu sırada gözü At nın kucağındaki çocuğa ilişti. yüz değişti. : n — Bu ne hal, dedi. Ne kadar de&”? mişsin. Yanakların solmuş, gözlerin * zarmış ve sonra bu çocuk?.. Kimin çocuk?. Anna, korku ve ıstırabla nışanllâfd' baktı. Ona teminat vermek istedi.: — Edvar, bilirsin ki seni çok Bew rim. Yeminimde duruyorum. Gözle me bak. Yalancılık izleri var mı? Düf seni kucaklıyayım, sonra da başıma Ha len bir şeyi anlatacağım, 1 ..İ T 1

Bu sayıdan diğer sayfalar: