Saatlik sayfa görüntüleme limitine ulaştınız. 1 saat bekleyebilir veya abone olup limitinizi yükseltebilirsiniz.
— hi AM AAA KŞ N ğıdîye aklına geleni yapma, seni burada ItîGkîiyet'ı Sıdıkanı unutma, Sonra, Ha - - ST 19 EYLÜL — 1936 HABER — Akşâm postas, Bardaktan boşanırcasına bir yağmur. Dışarı çıkmak imkânı yoktu. Sıdıka, öğ- le yemeğini yedikten sonra, odasına çık t Biran, açık pencerenin önünde, ayak- fa, ağaçların yapraklarından sızan su - , islanır-- çimene, yağmurun besle- diği havuzcuklara baktı. Sonra, pence- Teden ayrıldı, derhal aynaya, güzelliği- fe bir daha emin olmak için baktı. Son- Ta masanın başına, mektuplarını yaz - Mak üzere oturdu. « Bugün kendisinden ayrı olan, fakat hayatında büyük bir yeri olan üç kişiye Mektup yazması lâzımdı. Birincisi, Mersinde kocası Fahriye i- di. Başladı: “Dostum, senden ayrılalı on gün olu- Yor, buraya geldiğimi — bildiren telgraf bir tarafa bırakrlırsa, sana birkaç keli- Melik olsun bir mektup yazacak vaktim olmadı. Annemin babamın beni nasıl bir se- Vinçle karşıladıklarını söylemeğe lüzum Yok, Çocukluğumu içinde yaşadığım o- Jadayım. Annem babam yazı yanların- da geçireceğim için deli gibi seviniyor- lar, Kız kardeşim de kocasile Beleceklermiş, eylülde Babam, senin av levazımını hazırla - Mağı unutmuş değildir. Babam çok se- lâm yollıyor. Hele, annem, yanakların - dan öpüyor. Seni, nasıl sabırsızlıkla — bekliyoruz, Tahmin edemezsin. Burada neşeli ve ya- İt köylü bir halim var. Yemekler mü - kemmel, germe desen hergün, gece rad- Yo, ara sıra da komşu ziyaretleri. Eğer, oradaki işlerinden vakit bula - bilirsen, sık sık mektup yaz. — Hürsün ““ide teyzeye-cöyle, sen gelirken Vvali- fine benim truvakarımı koymağı unut Masın, eylülde lâzım olacak. Öpücükler. Sıdıka ** &$ Sıdrka sigarasını yaktı ve bir başka Mektuba başladı; Ankarada Talâta: “ — Sevgilim..Canırm — sıkılıyor, hem de çak, bir bilsen., Senden ayrıldığım - danberi, her şeye karşı bir alâkasızlık düyuyorum. Her zaman seni düşünü - Yorum. Seninle beraber, öğleden sonra- ları gevezelikler ettiğimiz Ankaradaki Evimizi hatırlıyorum. Senden uzün zaman ayrı — kalmağa hasıl tahammül edeceğim iki ay.. Ne Reçmez günler.. Geçen sene İstanbulda beraberdik. Fakat, bu sene.. Hattâ, biri- birimize sık sık mektup bile yazmıyo Tüz, İntiyatlı olalım. Evde, mütemadiyen senden gelecek Tektupların nazarı dikkati celbedeceği hi * 'atmaklığıma müsaade et. Sonra, €ylülde, koca— “a buraya gelmiş buluna Cak; o zaman.. Sevgilim. Senden üuzak — olan, fakat, Seni çılgınca seven küçüğünü unutma. Bil ki, o, burada, seni sonbaharda tek - Tar göreceği ümidile yaşıyor. Öpücükler... E b Sıdıka Sıdıka, mektubu bir daha okudu, ve Sa buldu; fakat, garip bir hisle üçüncü Mektuba başladı, İstanbul da İsmete: “Abalcığım. Senin — ciddi ve benden daha iyi düşünen bir kadım — olduğunu E’Üiyorum. Ah! Benim de seninki kadar iYi bir kocam olsa.. Cvet, kocama Fahriye demin bir mek - _'"fP yazdım. İyi temiz bir — çocuk, tam Sir koca, Fakat... (_)nu Mersinde bırakıp geldim. İki ay fatil. Evet, biliyorum, Fahri — eylülde bıf?aya gelecektir. Fakat, Talât, o gel- Miyecek. t Sana söyledim — zaten senden gizle- Yiğim hiçbir. gey yok —, Talât artık Sanımı sıkmağa başladı. Çünkü, insa - Tin âsıkının kocasmma benzemesi çok fe- bayağı bile.. Bundan on sekiz ay evvel, Talâta r-stladığım zaman, hayatımın yeni bir mana kazanacağını zannetmiş tim.. Demin de, bu zavallı âşıka bir mz5- tup yazdım. Mektubun biraz müşfikane olması için elimden geleni yaptım. Bere- ket ki, ona her zaman yazacak değilim. Zaman geçecek.. Hayat tazelenecek. An karaya da dönmüş olacağım. “Başka şeylerden bahsedcim. Evde kilerin hepsi iyi.. Zaten annem her haf- ta sana mektup yazıyor. ÂAh, annem : '2- nı biteni bilse, Büyük kızı evli.. Ya, öte- ki., sevinçlerile başı hoş.. Sahiden, ablacığım, içimin ---" diğini, yeniden hayata doğduğumu his- sediyorum. Arkadaşlarını sık sık görü- yorum. Niyazilerde, Hüsameddinle bhu- luştuk. Tatlr tatlı konuştuk. Eskisi gi- bi, gene o kibar ve çıt kırıldım çocuk.. Mektüubu burada — kesiyorum. Seninle biraz gevezelik edişimden — haşlanmış sındır. Her şeyi söyliyebilmek o kadar iyi ki.. Gözlerinden öperim. Sıdıka Sıdıka kalemini bıraktı, her şeyi an- latmış mıydı? Hüsameddinle?... Yarını Tatil haya'trmını ne düşünelim, canım! Şimdilik, her şe- yi yapmak elimizde!.,, Nuh CEM ha. Hattâ benim hissettiklerime göre Binicilik mektebi İngilterenin Mançister — gehrinde binicilik mektebinin bu öğretmeni e- ğer takımının dışında muvazenenin nasıl temin edilebileceğini göstermek- tedir. Kadın bu vaziyette atı dört Nnala kaldırdığı gibi bir takım manialar da atlatmaktadır. Gerçi İngilizler adalıdır. amma, Avrupanın ata en meraklı insanları da onlardır. H'on ton amca karısına hizmet etmez ama . el Yazan : Niyazi Anmet 331 sene evvel bugün Vişigrad sukut etti Düşman muhafızlardan dört bini kılıçtan geçirildi, beşbin dörtyüzü dokunulmadan şehirden Osmanlı devrinde yapılan büyük se. ferlerin bazıları çok garip ve enteres- sandır. Üyle seferlere raslan'yor, ki kumandan askerin isteğine uymak mecburiyetinde kalıyor ve kendi fik- rini kabul ettirmekte güçlüklerle kar. şılaşıyor, bazan da muvafak olamıyor bile. Bu yazıda bunun bir misalini göreceksiniz. Ordu., Asturgun üzerine yürürken bir müşavere başladı. Budin ve Os. turgun yoluna mı, Kanije tarafına mı gidilsin?.. Söz söyliyenlerden çoğu ve yeni. çeriler — Kanije — tarafına gidil mesini — istiyorlardı. — Sebebi de bu dilmesini istiyorlardı. Sebebi de bu taraflar daha mamur ve “serveti kül- liye ile meşhur,, idi. | Ordu kumandanı bu vaziyet kar. şısında ilk önce ne yapacağını şaşırdı. Sonra ittifakın hangi yol üzerinde ol. duğunu tespit ettirmek çaresini bul. du. Bu suüretle umumun arzusuna üy- müuş bulunacaktı. Kadı Vildan zade-| yi çağırdı ve: — İttifakı ârâyı tespit et.. dedi. Kadının verdiği cevap çok şayanı dikkattir. Aynen yazıyorum: “— Düşman arkamızda bizi bek. lerken yolu değiştirmek teklifinde bu. lunanların sözlerine uymak akıl kârı değildir. Padişah fetkedilecek yerin Osturgön olduğunu size şifahen bir- çok defalar söyledi. Memleketi ko- ruma yolunu bırakıp yağma için baş. ka tarafa gidilmıek caiz olamaz. Bir köye zarar gelmesi, hükümetin namı, nı lekeler. Verilecek cevap bulamaz. sınız. Bundan başka Kasım gününe| daha seksen gün var. Yağma işi otuz günlük bir şeydir. O zaman asker durdurulamaz. Hepsi aldıkları eşyayı memleketlerine götürmek için can a. tarlar. Siz yalnız kalınca, düşman hücum etse, kimlerle mukabele edecek çıkarıldı siniz. Vakit müsait iken Osturgon ü. zerine jyjürüyünüz. Müyesser olmazsa takdire havale ederek hiç olmazşü mesuliyetten kurtulursunuz.,, Vildan zadenin bu sözleri Serda, ra tesir etti ve bir menzil gitmiş olan yeniçerileri geri çağırdı. - * K Ordu Osturgon üzerine yürüyün. ce Basna beylerbeyi yirmi beş top. a. tuz bin gülle, on bin kantar barut ge. tirdi. Mühimmat askere dağıtıldı ve hareket edildi. Ordu iki mühim noktadan hücu. ma geçmişti. Osturgonun karşısında ve Tunanin öte tarafında bulunan Ciğerdelen tepesi, diğeri “Tepedelen,, denilen Azizmatos kalesi idi. Budin beylerbeyi Mustafa paşa Tepedelen mevkiinden ilerledi; Vişig- radı muhafazaya memur ve impara. tora aylıkla askerlik yapmakta olan Fransızlar, şeciane müdafaadan son. ra kaleyi teslim ettiler, 1605 yılı 19 Eylül günü, 331 sene evvel bugün, Vişigradın sukutundan sonra Hüsrev ve Mustafa paşalar kuv vetlerini Tepedelen üstünde birleşti- rerek tepeyi ele geçirdiler. Buraya hâkim olmak, çok kanlı ve sert bir çarpışmadan sonra müru. kün oldu. Düşman muhafızlardan tam dört bini kılıçtan geçmişti. Son kalan iki yüz kadar muhafız, çarpıs- makta devam ediyorlardı. Dört bin insanı doğramağa mu. vaffak olan bir kuvvet için iki vüz ra, kamının hiç bir ehemmiyeti yoktu On- lar da diğerlerine benzetildi. Bu tepe kazanıldıktan sonra, düş. manın karşı durması imkânı kalma- mıştı. Azizmatas tepesi birbirini mü, teakip üç hücumla zaptedildi. Harbe karışmadıkları için sağ ka. lan beş bin dört yüz kişi hiç bir güç- lükle karşılaşmadan çekilip gittiler. (HABER| AKSAM POSTASI IDARE Evİ Istanbul ÂAnkara Caddesi — Posta kutüsü * İstanbul 214 Telgraf adresi : İstanbul HABER Yazı işleri telofomnu : 29R72 idare vellân ." — : 24370 ABONE ŞARTLARI Türkiye Eenebi Senelik d00 Kr. 2700 Ke, 6 aylık 7230 « 1450 » 3 aylık 400 « Bo « * aylık 150 « 200 «&« Sahibi ve Neşriyat Müdürü: Hasan Rasim Us Basıldığı yer (VAKIT) matbaası Televizyoen Televizyon ar'lık tecrübe mahiye - tinden çıkmıştır . Bir iki aya kadar Londrada ümumi neşriyat yapılacak- tır. “Televizyon — âletleri yapmakta olan — müesseseler bunları İngilterede 80 İngiliz lirasından 120 İngiliz lirasına | kadar satmaktadırlar. Yıl başma ka-| dar Londrada nihayet — bir tanecik olsun “Televizyon tiyatrosu,, yapıla- cak — ve orada sinema perdesi büyük- lüğünde büyük resimler gösterilecek- tir. Bugün artık kullanışlı bir hale taammüme başlayor ĞAA DD Evde televizyon makinesiyle aksettirilen film. makineleri gelmiş olan — Televizyonun başlren meziyetleri şunlardır: Makineye — kolayca hâkim oluna- bilmektedir. Bir iki sene evvel maki- neye — aksettirilmiş — olan bir resmi orada uzun boylu tutabilmenin imkâ. nı yoktu. Şimdi aksettirilen — manzara nyni zamanda parlak olarak görülüyor, Ve bu manzara — ışıkları söndürülme: miş — bir odada da seçiliyor. İngilterede şimdi Televizyon mer- kezlerini çoğaltmağfa çalışmaktadır- lar. —— ÖL BC —- —a -— —. *