; Vek  i çı AĞUSTOS — 1936 Çıkamadın rk alınla... ip, Bir genç şairle hasbihal, kı Yazı yazmıştım. Cep takvimi Mdan biri yanma geldi; dedi SİZ bize gayet garip bir şey Yorsünüz. Avrupanın eski a- Yaptığı şeyleri tekrarlamak! bi mektepler tarzında yaz- * İmişiz de, onların eski zaman- vg andık, her sahasını tec- ? artık metrük bıraktıkları, iyesi, vezni tamam usul- hassüs, tasvır, mek şk, kahramanlık vesa malı imişiz. Bu, meyej İliyor musunuz? Şuna ben- İk Tapa tenvirat namına vakti. ha aş, sonra seytinyağ kân 15. derken petrol Jâmbası- MZüzsa, nihayet ampule geç- p*wleketimizin birçok Müz değil havagazı, hattâ pet- İsi bile yok, Tenvirat me yerle- ; İ hallederken, şöyle mi düşü e Evvelâ hele bir asır kadar hası kullansınlar, sonra hava-| Paları döşiyelim,"elli sene ka-) Su tecriibe etsinler... Inşallah İnci asrın sonlarını doğru! rup ampul fab-| in bize “yeni e © Yerine Avrupalıların eskiden! rını Türkçede| b *» demeniz buna benziyor. İZ, onların eski asırlarda yap- dan işe başlamak istemiyoruz. Prün nerede bulduksa birlik:| Sıkaca, ! Sözleri üzerine şaire dedim) | «iİyiniyorcunuz | N Hüdem basma kalıp bir teşbih- "İstiniz ben de aynı şekilde a vim, Sizin de bu teklifi- 4 beniyor: Beş altı arkadaş ah da nalisiniz “UN her nedense geç davran- , Onlar donlarını, pantalonla- klerini giymişler, şimdi 12 boyunbağlarını bağlayıp Ri ©eketlerini giymeleri kal. “ağa fırlıyacaklar... Işte, bu #nlara katılıyorsunuz. Çıplak “ boyunbağı bağlayıp, pan- eğ ömleksiz sırnınıza da frak| ki, alkıyorsunuz.., bayt Pe Pay! , Malimize dikkat ediyor mu- $ “Uk, “O askoca Cumhuriyet devrinde i, » türküsü yazıldı ve beste- “ik Sâre halkımız, ne zaman ka- ite inde toplanıp kütlece hissi O de etmek istese, başi Bi, imi açık alınla...., Çı, Ekli daha? a Yay açık alınla, alk, her savaştan açık a-| “ Fakat, ey betbehat şair! *Tennüm edemedin... On yık Yap genç için on halk güfte. a P Yayamadım... Açık alınla iy adan çıkamadın... İştiba ip ndan çikamadın.. İşba anın mütereddi şii- dip duruyorsun, (Vâ-N0) Mir anayır a panayırı N açılıyor İl ile iki vekil Uğün izmire Kidiyorlar ZmİF panayırı yarın hayrı aCAktır. Büşvekil İsmet ibn iy; Asmak üzere bugün İz vaki, © Barel cektir, Şükrü Ka- ğ r, ve Trak- '$i general Kâzım Di- 10 da Başvekilin bir kit, etti Mİ öğecei caktır. İ kaldırılmıştır. cada milli oyunlar Festivale iştirak eden heyetler Balkan festivalinin ikinci günü olan dün, Saray burnu parkmda Balkanlı ve Türk gruplarmın iştirakile yapılan oyunlarla geçmiştir. Park Balkan ve Türk bayraklarile süslenmişti, Heyetler milli kıyafetleri- le Saray burnuna gelmişler, en sonra gelen Bulgar heyeti de İhane parkı içinden mülli havalarını söyliyer eÇ» miş ve halkta alâka uyandırmıştır. Saat tam on beşte ilk olarak Roman- heyeti sahneye çikmiş ve uzun uzun| alkışlanmıştır. Bundan sonra, Yugos lav üniversitelileri (o programlarma| (Yaşa Atatlirk) şarkısile başlamışlar| koru heyeti müteaddit parçalar söyle- miş ve bunu müteakip de milli danslar oynanmıştır. Yugoslavların bütün pro- gramı halk tarafmdan fevkalâde beğe- rilmiş ve dakikalarca alkışlar Üçüncü olarak Bulgar he mili oyunlarmı oynamışlardır. - Balkan festivali Dün Sarayburnunda, ve Çamlı- kıyafetlerle oynandı Misafirlerin sırasile İ Çoruh takımı, B Pamukçu köyü zeybek takımı ve son olarak da Karadeniz takımı kendi oyunlarını! göstermişlerdir. tival grupu bundan sonra Çam- ki eğlencelere gitmişlerdir. Çam-| ilen ziy ön gece adar milli oyunlar oynan- mış ve Dün gündüz Çum'ıcada bu münase- betle birçok eğlenceler tertip edilmiş- tir. Evvelâ güreşler yapılmış, sonra gar- sonlar arasında bir tepsi içinde kahve ağını dökmeden en çabuk iyi suların ea civarmda b kazananlara he- Sigorta | dolandırıcılığı | Maznunlar ağır cezada muhakeme edilecek Sigorta dolandırıcılığına ait (o zabrta tahkikatı ve dosyalar adliyeye verilmiş-! ti. Müddejumumilik, evrakı altımcı istin| tak dairesine vermiş, burası da dosyala»| ır gözden geçirdikten (o sonra mevkuf! bulunan Onnik, doktor Asaf, Peştemal-| cıyan, Dimitri ve İzmaro ile gayri mev-| kuf bulunan diğer iç kişi hakkında da- va açmıştır. Sigorta dolandırıcılığı muhakemesine ağır ceza mahkemesinde yakında bak:la Mareşal Fevzi Çakmak Trabzonda Giresön 30 (hususi) — Genel kurmay başkan Mareşal Fevzi Çakmak yanla - rındaki zevatla bugün Trabzon — Gö- rele yoluyla Trabzona hareket etmiştir. Gireson valisi Feyyaz Trabzon hudu - duna kadar mareşala refakat edecektir. ——— Dünkü kazalarda beş kişi yaralandı Dün üç otomobil kazası olmuş, beş kişi yaralanmıştır: 1 — Dolmabahçede oturan Kadri ile karısı Fikriye Dolmabahçede tramvay beklerken 1465 numaralı otomol altında kalmışlardır. Fikriyenin kuca- Zındaki küçük çocuğu da yere yuvar- lanmıştır. Her üçü de yaralanmıştır. 2 — Çadırcılarda oturan 10 yaşında Bahaeddine Bayezitte 2054 numaralı| otomobil çarpmış, çocuk başından ağır Surette yaralanmıştır, 3 — Sarıyerden İstanbula gelen 2079 numaralı otomobil Yeniköy caddesin- den geçerken 9 vaşmda Yorgiye çarp- mış yaralamıştır. - Yorgi hastahaneye | rin Cesaret te; Kamutay heyeti Çanakkalede Şehitliklere çelenk Koyarak aziz batıralarını andı Çanakkale 30 — Mehmet çavuş âbi- desine çelenk koyacak olan Kamutey heyeti İzmir vapurile buraya gelmiş ve vali tarafımdan & Heyot saat 11 de Maydosa giderek oradan Kanlısırta çıkmış ve Mehmet âbidesine büyük bronz bir çelenk Kılkış bir manga aske-| şmanla nası) kah- ramanca dövü lerini anlatmış, bun- dan sonra da Nuri Conker Atatürkün idare ettiği m eyi bütün tafsilâ- ayrılmış ve A çekilmiştir. AZARTESİ — 188 vazlyelibır: 1 GEÇEN SENE BUĞUN NE OLU? Habeşiıtan topruklarında İngiliz ve Ame. rikatiara yeni imliyazlar verilmiştir. iğlemeğn başlamıştır alım terlerin rene veren nasa Elli Festivalde parasız halkı ve çocukları da Halkın ve ç©ö- cukların nakkı | Kurun baş yazıcısı Asım Us, fes- wlin mühim bir eksiğini ele alarak önümüzdeki sene yapılacak program- da bu noksanın unutulmaması lâzım geldiğini işaret ediyor. Asım Us'un i- şaret ettiği eksik; parasiz haikın v9 çocukların bu eğlencelerde nazarı iti İ bara alınmayışlarıdır. Diyor kiz Istanbul festivali evvelden çizi- Jen program dairesinde muvaffakiyet | le yürüyor. Fakat programın şimdiye kadar tatbik edilen kısımları bize fes- tival mevsiminde halk ve çocuklar i- çin hususi bir mevki ayrılmadığı fik.| rini veriyor. Festival Istanbul için kırk gün, kırk gece süren bir bayram demektir. Bu bayram içinde yalnız para ile bir toplantı yerine girebilenlerin, şu veya bu tarzda hazırlanan bir eğlentiye iş tirak edebilenlerin değil, ufak bir pa ra İle, hattâ parasız bazı eğlenceler- den istifade etmek istiyeceklerin de| bir hissesi olmalıdır. Festival denin- ce eskiden ramazan ayi yaz mevsimi-| ne tesadüf edince Sultanahmet, Çen- berlitaş, Beyazıt, Direklerarası, Şeh- zadebaşı semtleri sonra bayram | larda çocuklara mahsus eğlence yer-| lerinin manzarasını hatırlıyoruz. Her kes bilir ki bir takım İstanbul esnafı, ve çocuklara mahsus eğlence vasıta” ları adetâ seferber olurdu, Ramazao gecelerinde ve günlerinde kadınlara hürmetsizlik şeklinde görülen bir ta- kım çirkin haller istisna edilirse bir- çok halk ve çocuklar için o günler ger-| çekten büyük bir neşe kaynağı olur. du, / | Acaba gelecek senelerde festival programı yapılırken İstanbul, Beyoğ- lu, Üsküdar, Kadıköy taraflarının het birinde birer hafta sürecek şekilde bir de çocuk ve halk bayramı kabul edi- lemez mi? Istanbulun bu dört büyük parça- sınm belli başlı birer meydanında sr- ra ile birer hafta atlı karmcalar, dön- me dolaplar vesaire gibi çocukları ve kalabalık halk tabakasını eğlendire- cek vasıtalar kurulması teşvik edile- mez mi? Yazın mektepler de tatil devre- sindedir, Onun İçin çocuklara mah- sus bu türlü eğlence yerleri kurul - masi tam mevsiminde ve yerinde bir şey olur, Ve umumiyetle çocuklar a ilelerin neşe kaynağı olduğuna göre onlar için yapılan eğlence teşebbüsle- ri bu ailelerin ve halk kitlelerinin fes. tivalden hissedar olmalarını mucip 0- Vur. Genç sırmalılar Bugünkü Kurun gazetesinde $ Gezgin, Türk ordusuna katılan yar- subaylarımızdan şöyle bahsediyor: “Iki gündür, yollarda genç s1! ma- llara rastlıyorum. Göğüslerini çap- rast tuluşturan altın kayışlar, ince belerinde daha geniş bir parıltı ile ya | nıyor. Hiç tek gr» mekten doğan keskin alımın oni farkında, 20 Ağustos, birçok ba Ordu, e çün bi yandın en genç yarsubaylarına ka: vuşurken, bir yandan da eskiyenlerin| . yeni sırmalar, yıldızlar; düyor, Istanbal bay- ve sırmalı delikanlılar. ların uğrağı oldu. ve apoletlerle raklar, ışık la donânıyor. Pars gibi çevik basan bu karta" profilli gençlere uzun uzun bakmak tan kendimi alamam. Yürüyüş'eri, ba kışları, gülüşleri ansız'n değişmiştir Hiç düne benzemezler, Künlereni yur- sub; fakat kendileri müşirdirler Bir tek bayram güniyle kırk yıllık €- mek tağlarını aşmışlardır. On'arı ha sız sanmayın. Daha bu sabah Har biyenin heybetli şeref salonunda lüm yemini ettiler, Bu kutsal and ”- çişten sonra artık yılların değeri kal madı. Belki yarın, belki yarından da yakın bir saatte vatan, onlardan kan .. .. . düşünmeliyiz ve canlarını istiyebilir. Onlarda sa man fikrini hiçe indiren şey, sanırım. ki canlarmın birer emanet olusudur.,, Ve onları: “Genç sırmalılar, bir gün yalnız vatan uğrunda sıyrılacak kılıçlarınız kutlu olsun!,, Sümlesiyle kullulayar, ünle yarın arasında Yunuz Nadi, bugünkü baş yazı- sında 20 Ağustosun ehemmiyetini tah dil ediyor. Diyor ki: Milletimizin, İstiklâl savaşımızı taçlıyan 90 Ağustos zaferinin yıldö nümü münasebetiyle dün bütün ülke Içüsünde yaptığı şenliklerin anlamı üstünde hir parçacık durmak istiyo Tuz, On dört yıl önceye ait bir hadi- senin her yıldönümünde Türk milleti niçin ta bu kadar içten gelen ürper- meler gösteriyor? Her yıl taptaze te- kerrür eden bu heyecan dolu şeniik- lerle bu millet neyi ve neleri ifade et- mek 'sti Hatıradaki bu kaovvetii yet kabiliyeti nerelerden İleri gelmekte ve nerelere ulaşmak İste- mektedir?.. Bu sualler bir kerecik olsun tah- lile değer. Çünkü onların cevapların- da herkesin her zaman kolayca aklı na gelivermiyen bir hakikat gizlidir. O da şudur: ler hangi bir millet iyi bir hutırasını kendi hislerinin bütün kuvvetiyle kutluladığı zaman zahirde onun gözleri maziye dönmüş sanılır. Halbrki hakikat böyle değildir. His- lerinin bütün kuvvetiyle mazisi üze- rinde toplanan bir millet, gözlerinin bütüm kuvvetiyle istikbaline teveccüh etmiş bulunur. Mazinin tes'idi ken- dizinde istikbalin temini kayg sını ve hattâ ezmini ta,.r, Geçmişin her han- gi bir 50 Ağustosunda yapılmış fevka» lâde bir işin hatırası üzerinde (/uruş, istikbalin bin bir 90 Ağustosunda ©- nun en misli, yüz msili, bin mısli da- ha oğsük işler başarmak azim ve ka- rarrads bulunuşun ifadesidir. Dille açığı vurulmıyan bu ifade kalplerin en çor; : yerlerinde böylece köklüdür. Kendi mazisinin iyilikleri, kötüklük- leri üstünde durmasını bilen millete uzun istikballer mevuddur: Uzun ve her halde daha iyi istikballer. 40 Ağustos 1922 nin ve Türk kur- tuluşunun büyükyapıcısı Atatürk on- dan sonra Türk milletine armağan üksek kıymetli inkılâplar için- K tarihi üzerinde de *» sayarak sımsıkı sarılacağımız b rah art rk milletinin ma hin kaydine yetişemediği ezeli bir baş- langıçtanberi bütün dünyanın mede niyelire kaynak olacak bir deniz gibi coşmus ve taşmışlır. Mazisi ezele müntehi bu kadar büyük bir milletin istikbali ebede müntehi o olacağında asla süphe caiz değildir. “Affedersiniz!,, Güreşçi Yaşara alınacak ere dair malümat almak üzere gece yarısından sonra saat iki buçukta İstanbul Vali | sine telefon eden “Son Posta, Valinin bu mevzu üzerinde, bizim dün dercet- tiğimiz tekzip mektubunu buğün ko- yarken şöyle yazıyor: “Bir İstanbul gazetesinin İstan- bul belediye reisine bu kadar naz! geç- miyeceğini ummuyorduk. Belediye reisimizi evinde ara mız iik gece şifahen, evvelki nüshamızda da tahriren özür d tik, Bugün Üçüncü defa olarak “affe- dersin:z., diyoruz... Alacak kavgası Kadıköyde İbrahimağada Devlet De- miryollaiı inşaatında çalışan Erzincanlı İsmaili e arkadaşı Durmuş alacak yün zünden kavga etmişler, İsmail bıçakla Durmuju başından, yüzünden, sal me mesi üzerinden ağır surctte yaralamış » tar, Yaralı Haydarpaşa hattenesine kal » darlan/ş, İsmail yak'Jınmıştır.