Çelik yüreğin sergüzeşti BEN BV İşi Bç24- CAĞIM.., ONUNLA EVLENDİKTEN» SONRA NÜFUZUM BÜSBÜTÜN ARTA- CAKTIR... «| BİR YERLİ yere MERASİMİNİ İLANIÇIN DAVUL ÇALIYOR... | | Festival Kır Balosu 29 Ağustos cumartesi akşamı Büyükdere BEYAZ PARKTA Dulmdiye sefbesttir. Konsomasyon 45 kuruştur. En şık tuvaletli Bayana çok zarifbir hediye verilecektir. İstanbulda ilk defa görülecek VARYETE numaraları, kotyon: Eğlenceli sürprizler Masalarımızı şimdiden tedarik ediniz. Telefon: 32—43 Satış acentesi aranıyor Tanınmış bir fabrikanın sürümü çok olan malınm satış mağazasını müs takilen idare edecek piyasadan anlar tecrübedide bir zata ihtiyaç (vardı Senevi kazancı asgari 900-1000 lira olacaktır. Kendisine teslim ( edilece”| mal ve yapacağı tahsilât karşılığı olmak üzere 1500 İira nakdi teminat it& sr meşruttur. Arzu edenlerin - halihazırdaki vaziyetlerini ve terciümeibi lerini ve Teferenslerini tahriten İstanbul: posta kutusu 333 bildirmeleri. Istanbul Ticaret ve Sanayi Odasından: Arsrulusal İzmir Fuarı İstanbul Oda pavyonunda eşya te$" hir edeceklerin aşağıda gösterildiği üzere eşyalarını vapura yük“ lemeleri icabeder. 27/8/9386 perşenbe sabah saat onda kalkacak vapur çar şanba günü sabaha kadar eşya alır. 29/8/936 cumartesi saat üçte kalkacak vapur cumartesi öğ“ 28 AĞUSTOS CUMA GUNU AKŞAMI PANORAMA BAHÇESİNDE Bestekâr CL > AŞ i Salâhattin PINAR'ın San'at hayatının 23 üncü yıldönümü kutlulanacaktır. . Telefon :. 41065 162 MAĞLOP FAUSTA — Aman yarabbi, bu ne biçim| nu bulunduğu yerde uzun müddet iş? Bu adamlar taşların üstünde ka-| kalmağa ve gördüklerinin bir rü lan soluk çiçekleri de koparıyor-i lar. ya olup olmadığını düşünmeğe sevketti. Etrafı aydınlatan meh- leye kadar eşya alır. öğleye kadar eşya alınır. 31/8/936 pazartesi fevkalâde bir vapur vardır. 30 Ağustos (664) MAĞLUP FAUSTA 163 Bu sözleri söyledikten sonra Vi- yolettanın mahpus bulunduğu ye e baktı. Orası aydınlıktı. Faka* derhal aklına bir müddet evvel o çıkmasına yardım etti. Bu iş ger çi biraz eziyetli olduysa da Pikvik nihayet duvara çıkarak oraya © turdu, Eğer Pikvik de biraz şairruhu| tap altında açılan meydanı, mer- raya girmiş olan askerler geldi.) £ Kroas: olsaydı, toplanmakta olan soluk) mer kürsüyü, üzerindeki örtüyü ve Şimdi arkadaşının fikrine iştirak — Haydi bakalım! dedi sıra renkli çiçeklerin ne işe yarıyabile-| salibin etrafına geçirilmiş olan 80- ederek: bana geldi. Aşağı sark da, beni de ceğini anlamakta gecikmezdi. Fa- kat onun gözleri şimdi başka bir . tarafa dikilmişti, Mezarlığın ortasmda bulunan "gayet büyük ve yağmurların tesi-| boşalan soğuk terleri silmeğe ça- — Bir şey yok! Fakat ne kadar) senin yüzünden ben de tekrar aşa- #iyle yosunlanmış bir salibi yerin-| lışarak kendi kendine sordu: mümkünse o kadar çabuk kaça-| ğı yuvarlanayım değil mi? Sen de den çıkarıyorlardı. — Acaba bu salip kimin için ha- lım. Tahta perde askerler tarafın.) kendine kaçacak başka bir yer a“ Pikvik: zırlandı? dan muhafaza olunuyor, oradan| ra! Fakat korkma, gelip seni kur- — Acaba, diyordu, bu koca pu-| © Uzun müddet düşündüğü halde hayır yok. büy ap taracsiğini tu ne için yerinden çıkaryorlar? | sorduğu suale cevap veremeyince Kroas, Pikvikin sözlerine itiraz Bu sözlerden sonra arkadaşını Fakat çok geçmeden bunun da! Kroesı bırakmış olduğu yere av. etmiyerek makine gibi arkadaşını| müthiş bir korku içinde bırakarak sebebini anladı. Çıkarılan put,| det etti. nu yatmış olduğu yerde takibe başladı. İkisi de biraz son.) öte tarafa mr ve süratle tepeyi, Klodinin emriyle mermer sıranın! korkudan büzülmüş bir halde gö- sallar duvarı yanma gek| inmeğe başi yakınında kazılan yeni bir çukura| rünce aklına biraz sonra anlıyaca- e İ e dikilerek sağlam durup durmıya-| ğımız bir fikir gelerek arkadaşr Pikvik arkadaşma dönerek: XV cağı tecrübe olunduktan sonra tek-| nın omuzuna dokundu. rma e e MÖSYÖ PERETİ rar yere yatırıldı. Bu vaziyeti gö- ren Pikvik puta birisinin gerilerek çivileneceğini ve Monmartr tepe- sinin bir Golgota (1) ya benziyece- ğini zannetti. Bu işler tamamlandıktan sonra luk çiçeklerden yapılmış çelengi bir daha tetkik etti. Şimdi rüya görmediğine tama- men emin bulunuyordu. Alnından Zaten korku içinde beklemek- te olen Kroas omuzuna birisinin dokunduğunu hissedince başını kaldırmağa cesaret edemiyerek nevmit bir şekilde inledi... — Acaba imkân var mı? diye sorduktan sonra ilâve etti: — Ne var? Yeni bir şeyler mi gördün yoksa? vazifesini grebilirsin, çok şükür öne doğru şiştinse de boyun ge- ne eskisi gibi kaldı. Zannederim ki ellerine basarak omuzlarma çık- mak ve sönra da duvara tırman- yukarı çek! Pikvik müsterihane cevap ver- di: — Ya! Ne de güzel söylüyorsun, Monmartr manastırında bu va- kaların geçtiği gece bir süvari, gür neş battıktan biraz sonra Poft Növ'den geçerek Sen Rok tepesine döndü ve yavaş yavaş ilerlemeğe Pikvik: mak mümkündür. Yukarı çıkınca i meydanda bulunan ameleler ve > > si başladı. Şimdiki halde, burası Klodin ortadan çekildiler. — Kaçmamız lâzım! dedi seni de alır ve beraberce kaçarız;| kimsesiz, tenha, geceleri ışık gö- Pikvik her ne kadar derin dü- şünmek hassasına malik olarak yaratılmış ise de, yapılan işler o- “CD Hazreti İsanın giğmbini ae » serildiği yer. Kroas yanına gelen adamın ar- kadaşı olduğunu anlayınca derhal doğrularak: — Kaçmak mı lâzim? dedi, fa- kat hiç olmazsa sabaha kadar bw. rada beklesek! dedi. Kroas hemen razı olarak: — Pek güzel, diye mırıldandı. Çabuk olalım... Derhal Pikyikin tarif ettiği va-i ziyeti alarak arkadaşının duvara| DM A ie rünmez ve değirmenin kanadı iş» lemezdi. Süvari Sen Rok'un dibi» üe gelince atmdan indi ve hayvanı bir ağaca bağladıktan sonra yaya olarak değirmene doğru ilerleme" ğe başladı.