25 Ağustos 1936 Tarihli Haber Gazetesi Sayfa 7

Saatlik sayfa görüntüleme limitine ulaştınız. 1 saat bekleyebilir veya abone olup limitinizi yükseltebilirsiniz.

Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

t 25 AGUSTOS — 1936 HABER- kanc Aksam'Postası ——0 - Dil 'Kur'u.lî'.avı başladı Dünkü celsede Kültür Bakanile Bayan Afet ve — profesör Yusuf Ziya söylevler verdiler Üçüncü Dil Kurultayı —dün dolma € sarayındü Atatürkün huzurile a- Sildı. Saat tam on dörtte Atatürk, be- "'__berinde Başbafan General İsmet İnö- hü ve Longra büyük elçimiz Fethi oldu 8U halde, kendilerine ayrılmış olan ma- ma geldiler. Ve o srrada istiklâl mar- t çalınmağa başladı. marşı dinlendikten sonra bü- mulon şiddetli — bir alkış tufanı ile inledi, " Türk Dil Kurumu başkanı * bulunan bakant Saffet Arıkan önce ku- Tültayr açma nutku söyledi. Müteakiben kürümü genel sekreteri — İbrahim Neemi 'Dilmen, reis intihap edileceğini Söyliyerek Kültür bakanı — Saffet Arı- kant'teklif etti Teklifin ittifakla kabul edilmesi 'üzerine Saffet Arıkan bu defa 'mnci'kumîtaym reisi sıfatile ayrıca bir hutuk söyledi. “Ondan sonra asbaşkanlar ve sekreter ler, seçildiler. Asbaşkanlık ve sekreter- liğe bu yıl kadınlardan da namzet gös- terilmişti. Neticede — asbaşkanlıklardan birine Türk tarih kurumu — asbaşkanı Blyın Afet diğerine kamutay asbaşkanı| Nuri Conker seçildiler. Sekreterliklere İse saylavlardan Esma Nayman, ve Fa- ik Reşitle, Zerrin ittifâkla intihap olun- dülar, Bayan Afet asbaşkanı seçildikten son Ta bu defaki kurultayın seçim şeklinde- ki Mmanayı ve eski Türklerin güneşle o- lan sembolik münasebetini anlatan çok Veciz bir söylev verdi. Bayan Afetten sonra genel sekreter İbrahira Necmi Dilmen Türk Dil Kuru- Munun iki yıllık faaliyet raporunu oku- du. Ve rapor kabül olündü ve celse ya- Tım saat için tatil edildi. İki telse arasımıda Atatürke kurülta: ya davetli yabaner bilginlerden bazıları takdim olunmuş ve Büyük Önder, bun- lardan Hiler dö Barinton ile uzun uza- diya konuşmuştur. Bilgin Sümercenin bütün dillerin a- Dası olduğu üzerinde ilmi — neşriyatile fanınmıştır. Kurultayda da bu mevzua dair hir tebliğde bulunacaktı. Kendi ifadesine göre neşriyatının ö- hümüzdeki sayıları, bütün dünya dille- Tinin anası olduğu ilmen sabit olan Sü- Mercenin de Türkçeden — başka bir dil Olmadığı yolundaki Türk tezine daha zi- Yade yaklaşmış bulunacaktır. V«elnci ce!sede İkinci celsede Atatürkün — locasında Seneral İsmet İnönü, Londra büyük el- Sisi Fethi ve Türk Tarih Kurumü as- başkanı Bayan Afet bulunuyordu. Bu çelse ruzname mucibince ilmi ve komisyonların seçilmesile başla - Ü. Ve İbrahim Necmi Dilmenin tezle- Tin tasnif ve teşhiri hakkında küçük bir sonra profesör — Yusuf Ziya Özer Güneş - dil teorisine — esaslı bir Müukaddeme teşkil edecek — olan tezini Skudy, Yusuf Ziya Özerin tezi saat beş buçukta bitmişti. Müteakiben memleke- tin içinden ve dışından kurultaya gelen tebrik telgrafları okundu. Bugün saat 9n dörtte yeniden toplanılmak üzere cel € tatil edildi. Kürultayda verilen söylevler - Kültü? bakanı Saffet Arıkan, Ku- Tultay başkanlığına seçildikten sonra Su söylevi vermiştir: KURULTAY BASKANININ n SÖYLEVİ xwY Ku Bayın arkadaşlarım. Üçüncü dil le | "dtayı başkanlığına seçmek sureti- Terdiğiniz onura tesekkür ederim. tü Türk Dil çalışmaları bir yandan bü- he: ilim dünyasında Türk milletinin ö tanınmamış olan yüksek varlı- 'ğü ltualmz Ural — Altay grupunun de- H, do — Öropen ve Semitik adları a alınan bütün kültürel dillerin de Van day"—ağı oldufunu tanımak, öte llyle N da yurt irinde yazı ve bilgi di- % yonusma dili arasında elden gel- bqğm çok ve çabuk yakınlık ve teyi ik yaratmak gibi iki yüksek ö- B ne almıştır. Veni öyle her ikisi de ayrı ayrı birer M olan ağır ve yüksek çalışmaları nizamlamak işi de Dil kurultayının işi- dir. Birinci ve ikinci Dil kurultayları daha çok pratik amaçlar üzerinde ça- lışarak kuruma ve yurda yönergeler rmişti Kurultay asbaşkanı Profesör Bu üçüncü kurultayın konusu Türk dili tezinin bütün dünyaya tamıtılması- dır. Filozofik, siyantifik, Tenguistik esaslarla ortaya konan ve om aydan- beri yapılan tatbiklerde şaşmaz bir ölçü olduğunu gösteren yeni Türk dil teorisini bu kurultayda bütün incelik- lerile hep birlikte görüp öğreneceğiz. Yalnız yurdumuzu değil, bütün ilim dünyasımı ilgilendiren bu toplantımız- da bulunmak serefini bize veren Sov- yet Birliği, İngiliz, Fransız, Alman, Avusturyah, Macar, Polone, Japomn, İ- talyan, Bulgar bilginlerine Kurultay adına hoş geldiniz derim. Kendilerinin çalışmalarımıza or- taklık etmesi bizim için hem bir onur, hem de ilim dünyasile elele bulunmak gibi büyük bir fayda temin etmekte- dir. Yurdun her yerinden gelen sayın Kurultay üyelerini içimizde bulunür Halkevi ve basın delegelerini saygılar- la selâmlarım. Bütün bu kültür hareketlerinin en başında hepimize ışık saçan Ulu Ön- der Atatürkün yüce önünde saygı ve sevgi ile eğilerek işe başlarım.., Bayan Âfelin nutku Atatürk; Baylar, Bayanlar!, Yüksek — huzu- Tunuzda söyliyeceklerim iki noktaya cit olacaktır: Biri beni, arkadaşlarımı dil kurultayı başkanlık kurumuna seç- tiğiniz için, bundan dolayı kendi na- mıma ve arkadaşlarım namına - teşek- kür ederim. Hakkımazdaki takdirinizi hürmetle karşılarız, Verdiğiniz vazifeleri yardı- manıza güvenerek başarmağa çalışaca- ğız. Bu seçim, Türk inkılâbınım, Ata- türk rejiminin kurduğu erkek « kadın birliğini gösteren bir işaret olmuştur. Asbaşkanlık ve sekreterlik makamları oldu. Türk inkılâbının her cephesinde kadınına yer verilmesindeki ince dik- kat, Türk kadınlığının kurultaya say- gisini bir kat daha yükseltmiştir. İkinci noktaya ait sözlerim asbaş- kanı bulunduğum Türk Tarih kurumu adına olacaktır. Sayın kurultay hatırlar: - Bundan dört yal önce ilk dil kurultayına Türk tarih kurumu demişti ki: “Zamanımızda yaşamak istiyen mil- letler, tarihlerine, tarihleri herşeyde yaşatan dillerine, sağlam sarılırlar. Dil bilgisi tarihin en uzak en ka- ranlık köşelerini aydınlatır.,, Türk tarih kurumu ikinci dil Ku- rultayında da şunu demişti: “Bü kürsü, önünde ateş yakılan bir mihraptir.,, Arkadaşlar! Asırlık isleri yıllara sığdıran Türk inkılâbı, kendi mihrabının, bizzat güneş olduğunu bulmuştur. Tarih yolculuğunda, agünesin ilham izlerine en çok biz tesadüf ediyoruz. Türk ırkı kültürünü öyle bir yerde kurdu ki orada güneş ona en verimli oldu. İlk Yurttan ayrılmıya mecbur o- lan Türkler, başlıca göç yolları için, gene güneşin kılavuzluğundan istifade ettiler. Doğu ve Batı illerine yayıldılar. O genis ülkelerde yüksek varlıklarımnın ebedi vesikaalrını bıraktılar. Öz yurdumuz, Anadolunun ilk kül- türünü kuran cetlerimiz, Etiler de gü- neşi sembolize ettiler. Onu san'atları- nın inceliklerinde mevzu aldılar, Türk Bayanlarla Baylar arasında bölünmüş| | olduğu gibi, dil hareketlerinde de Türk j tarih iİnceliklerinde Alacahöyükte yap- tığı hafriyatta bulunmuş olan muhte- Hf güneş kursları bu hakikatin inkâr kabul etmez vesikalarındandır. Elimizde bulunan tunçtan yapılmış BW Afet söylevini verirken bu güneş sembolü kurslar Etilerin en eski devirlerine aittir; Türlü türlü hen- desi şekillerde süslü olan bu gümneş kursları Türk fikir ve san'at sembolü olarak tarihimizde önemli yer alacak- N yok değildir. Bu esas belki bazı cami- alar için doğru olabilir. Fakat Türk dili için asla.. Türkün tarihi varlığını ve bu var- lığın dünyadaki yaygınlığını Türk di- linin orijinalliği bilhassa çok açık bir kesinlikle göstermektedir. Bu itibarla Türk tarih kurumu, Türk dil kurumu- nun, kendinden ayrılmaz eşidir. Bu iki kurum, birlikte yükselmesi, birbirini tamamlaması icap eden iki übidedir. Türk tarih kuüurumu, iste bu inanladır ki, Türk dili kurumunun — kurultayımı büyük saygı ile selâmlar ve onun dil bakımından olduğu kadar, tarih bakı-| mandan da ilmi verimler almasını di- ler. Bize her hususta güneş olan büyük Komlseyon aza'ari Kurultayın itinci celsesinde seçiler tomisyon azaları şunlardır: GÜNEŞ DİL TEÖORİSİ VE DİL KAR ŞILAŞTIRMALARI KOMİSYONU Profesör Abdülkadir İnan, B. A- gop Dilaçar, B. Ahmet Cevat Emre, B. Anagtostopulos, doktor Bartalini, dok- tor Bombaçi, B. Ercüment Ekrem Ta- lü, Bayan Esma Nayman, doktor Gize, Haci Gabidulin, Hasan Cemil Çambel, profesör Hasan Reşit Tankut, profesör Hiler dö Barenton, Hüseyin Namık Kurultazda müzakereleri dinliyen davetli ve üyeler tır. Türk tarihi, Türk arkımı ancak müs bet ilim belgelerile bulur. Türk dili bunlardan en önemlisidir . Bugünkü ilim dünyası icinde dili ırk için esas kabul etmiyen üâlimler Profesör Bayan Afet ve Kültür Ba. kanı Saffet Arıkan söylevlerini veri. yorlar. Bay İbrahim Neems Dilmen Üd yıllık çalışma vaporunu oküyor... Orkun, profesör İbrahim Necmi Dil- men, İsmail Hakkı Cendey, İsmail Hâ- mi Danişment, profesör Jan Deni, dok- tor Kıvrgic, profesör Koji Okubo, B. Mehmet Ali Agakay, profesör Mes- çaninof, doktor Miyatef, Bayan Mihri Pektaş, Mustafa Muhittin Dalgıç, Na- im Onat, profesör Nemeth, profesör Saim Ali Dilevi, profesör Samoilovic, Sir Denison Ros, profesör Yusuf Ziya Özer, profesör Zayonckovski. LUGAT VE FİLOLOJİ KOMİSYONU Ali Canip Yönetmen, Bayan Behice Köprülü, profesör Fuat Köprülü, Ha- san Âli Yücel, Hasan Fehmi Turgal, İzzet Ulvi Aykurt, Kâzım Nami Duru, profesör Ragıp Hulüsi Özdem, Reşat Nuri Güntekin. BÜTCE KOMİSYONU Ali Rıza, doktor Arıman Benal, Re- fik Ahmet Sevengil, Salâh Cimcoz, Tahsin Berk, TERİMLER KOMİSYONU Doktor Akıl Muhtar, Ayvni Refik, Doktor Fatma Memik, General Fuat Erden. TÜNERGELER VE DİLERGELER KOÖMİSYONU B. Faik Reşit Unat, B. Hüseyin Na- mık Orküm, B. Hüseyin Pektaş, Bayan Saadet Zihni, B. Şeref Alıkut. GRAMER — SENTAKS KOMİSYONU Behice Yasar, Ali Ulvi, Besim Ata- lây, Emin Dalgiç, Fâkihe Dalgıc, Fa- zıl Ahmet Aykaç, Hakkı Suha, Hıfzı Tevfik, Yahva Saim, Halil Vedat, Ke- mâl Cenap, Naci Eldeniz, Refet Ülke- ni, Yaşar. TÜZÜĞ KOMİSYONU Profesör Cemil Bilsel, İhsan Sun- gu, İsmail Muştak Mayakon, Bayan Nakive Elgün, doktor Şüikrü Sengan. Komisyonların seçilmesi isi bitti. | Ve tezler hakkında genel sekreter Bay İbrahim Necmi Dilmenin bir izahmı müteakip nrofesör B. Yusuf Ziya Özer Güneş - Dil teorisine ait olan tezin! okumustur. Profeasör Ysuf Z'ya OÖzerin söylev “Köinatım smlaca veya knmmmuı kuvvetleri karsısında bin türlü heve- can duymamak mümkün değildir. Ta- biatin yegâne illeti, kudreti güneştir. Güneşin mahzı hayat olduğunu anlü- mak için uzun uzun düşünceler yapma- ğa, uzun ületler aramağa lüzum yok- tur. O her zaman her yerde kendisini gösterir ve hissettirir. Baharın yaratıcı güneşi, yerin sinesinden yeni bir âlem doğurur. Çiçekler, renk ve kokularımı öndaün alır. Kuşların neş'esini veren o- dur, Dağlarda, ormanlarda, denzlerde bütün mahlükata aşk ve tevalüt hissi- ni veren onlara hayatın sevinç ve neş- esini tattıran odur. Skoçyalı: TindeV'in dediği gibi “Biz- ler güneşin evlâtlarıyız.., . Beşeriyet tufuliyet devrini bitirin de müşahede ve tefekkür çağlarından vasıl olduğu ve düşüncelerini başka birine de anlatmak ihtiyacını duyduğu vakit onun dil vasıtasının günes oldu- ğuna süphe etmemelidir. Günes « DÜ teorisimim Ci mensel HAKTANAZ GÇUĞ. GETİŞ VB MAKDLİUE l fuk Yyeni bir âlemdir ki dillerin esrür vterdelerimi tamtaman kaldırarak lame Beni burada bu nazariyeye müste- nit bir dil . tezi değil, güneşin beşeri- yette, dini ve felsefi fikirlerin de nasıl esasını teşkil ettiğini ve dünya mede- niyetinin âmili olduğunu anlatmak is- terim. Türkler tefekkür devresinin en ip- tidadi safhalarında günesin çocukları olduklarını güneşten doğduklarına i- nandılar, Nesplerini güneşe istinat et- tiler. Ve güneşin türlü vasıflarını ve hallerini ve daha sonra nurdan ve 1şık- tan kabile isimleri almıslardır. Bu isimler arasında “Kar,, “Kovuaş,, “Köyük,, “Güneş,, “Gün,, "Kun,, "Coğ- du,, “Çoyat,, “Kapsuak,, ilâhi gibi isim- | Ter bilhassa sayamı dikkattir. Bunların her biri güneşin bin türlü vasıflarından isimlerdir. | Meselâ Türkçede “Köymek Yak- mak, dağlamak,, manasınadır ki Arap- ça “Key,, kelimesi de budur. Güneşin yakıcılık vasfındandır. ki, vukarda saydığımız kelimeler alınmış- tır, Türkçe “ilyal,, “yol,, sözü *Nur,, ”'ve ilâh,, manasınadır ki “yildız, “yıl- dırım,, “yalav,, da olduğu gibi. Bundan “yıldız,, kelimesi isim ola- rak alınmıstır. (Bir çok kabile isim- lerinin bu suretle alındığı tesbit edil- miştir.) Türk kavmi yaratan ve türes- ten bir kudret sıfatile güneşe tamın- miış güneş kültürnünü kurmuslardır. Güneş ibadetinin yalmız Türklere mahsus bir telâkki ve ibadet olarak kaldığı — zannedilmemelidir. Göçlerle dünyanın dört tarafına yayılan Türk- ler bu ibadet ve telâkkiyi dünyanın her tarafına götürmüşlerdir. Hint Avrupai ve Semantik denilen kavimlerin bütün tanrı isimleri türkçe kelimelerden ve türkçe “Güneş,, ve “nur,, ifade eden kelimelerden ibarettir. “Od,, kelimesi de Sümerlerde “Utuü,, şeklinde güneş ifade eden bir mabut- tu, Mısırlıların “Atan,, Finikelilerin “Adun,, , İskandinavyalıların “Odin,,, Jermenlerin — “Vodan,, 1 hepsi güneş mabudunu ifade etmiştir. Güneş yalnız dinin ve felsefenin e- sası olmuş değil, beşerin en büyük mevhibesi olan ulumun da esası, gayri maddi ve içtimai fikirlerin ezcümle hak ve adalet fikrinin de menbat ol- muştur. San'at da güneşin tesiri altında doğmuştur Beşeri kültür —üzerinde — bu ka- dar mühim rol yapan güneşin insan- lar arasında anlayış ve anlasış vasıta- sı olan dil üzerinde de aymı tesiri ve ayni rolü yapmış olması gayet tabii görülmek lâazımdır. Binaenaleyh Günesş - Dil teorisinin de günese bu kadar ezeli surette mer- but olan Türk ilmi telâkkilerinin bir eseri olarak meydana konmusş bulun- ması iftihara lâmıktır.,, şete vW a

Bu sayıdan diğer sayfalar: