24 Ağustos 1936 Tarihli Haber Gazetesi Sayfa 11

24 Ağustos 1936 tarihli Haber Gazetesi Sayfa 11
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

Bayan VEDiA RIZA GiZ N Hicazkâr şarkı — NEREDESİN NEREDE ACAP Pr 210087 yüsicar #arki — SEN İSTEDİN DE TUTULDUN BAYAN HAMIiYET N Nihavend şarkı — SABAH YILLARDANBERİ r. 270088 Hicaz şarkı — HANİ AYRILMAM DERDİN ODEON. Hususi saz heyeti tarafından N Hicaz peşreri — BİRİNCİ KISIM — r. 270093 Hicaz peşrevi — İKİNCİ KISIM Satışa çıkmıştır. Fazla izahat için 12 ve 13 numaralı ilâve kataloglarımızı bayilerden isteyiniz. . Doktor Alınacaktır iiskeri Fabrikalar Umum Müdür- lüğü nden; ş ey Biri dahiliye mütehassısı ve biri oparatör olmak üzere üç dok: aşacak 0 tida ve vesikalariyle birlikte bizzat veya bilvasıta sıbhat şube tr. İş görecekleri yerleri ve çalışmak şartlarını öğrenmek üğüne müracaatları. (304) an Istanbul lü N ili Baytar direktör- üğünden: Vekâleti Merinos yetiştirme merkez teşkilâtı için satın alı- tane Respirasvon âleti birtane Deforden cihazı ve bir tane n yemlerini un yapacak küçük lâboratuvar değirmeni açık ek. e Sıkarılmıştır. Bu işin muvakkat teminatı 214 lira olarak tah iç a lmiştir. . Bu işir ihalesi 26, Ağustos 1936 çarşanba günü saat 8 İstanbul vilâyeti mühasebeciliğinde toplanacak kom.syonda ya: yak İstekli olarlar şarlnameleri parasız olarak İstanbul vi: Ke er HABER — Aksam Postası Aç karıma bir kahve kaşığı alındıkta Kabızlığı deteder Yemeklerden birer saat sonra almır, sa HAZIMSIZLIĞI, mide ekşilik ve yanmalarını giderir. Ağızdaki tatsız- lik ve kokuyu izale eder. HOROS mar. kalı ambalajma dikkat, Deposu: Mâzon ve Botton ecza de posu, Yenipostane arkası Aşir Ef. Sok No. 47. İstanbul Komutanlığı RTE EET ETE TİRE YE Ankara hastahanesi için 112 kalem âlet satın alımacaktır. İhale si 2/Teşrinievvel/936 cuma günü saat 15 de kapalı zarfla yapılacak. tır. Muhammen tutarı 5749 lira 25 kuruştur. Şarlnamesi her gün ko- misyonumuzda görülebilir. İstekli lerin 431 liralık ilk teminat mak. buz veya mektuplarile beraber. 2490 No. lu kanunun 2. 3. cü mda- delerindeki vesaikle beraber ihale BU TECRÜBEYE TAHAMMUL EDEN YALNIZ ;; a j ie Sabah dokuzdan akşam saat beşe kadar mat, Saf ve sevimli bif ten. Gündüz tekrar pudralanmıya ha. cet yok, İşte; havalandırıl. mış yeni Tokalon pudrası. nm garanti muhassenatı bunlardır. Bu cazip hava- landırma usulü, Parisli bir kimyagerin keşfidir. Bu usul dairesinde havası top landırılmış yegâne hafif pudradır, Şimdiye kadar yapılan pudralardan on defa daha saf ve daha ha- fiftir. Bu'usul, Tokalon « opudrasmın” - istihzarımnda kullanılmaktadır. İşte bu- nun içindir ki, Tokalon pudrası, daha -muntazam ve daha mükemmel - bir tarzda yapışır cildi hemen hemen görünmez bir güzel lik tabakası ile kaplar ve yüze tabii bir güzellik ve. rir ve modası geçmiş v6 yüze bir makiyaj şeklini vermeden kalın âdi pud. ralardantamamen başka bir tesir yapar. Bu yeni Tokalon pudrası yüze ya" pışık kaldığı cihetle buna “8 saatlik pudra, tâbir derler, Artık ne parlak bu. rün, ne yağlı cilt görünmi. yecek, belki rüzgâr, yağ murun ve terlemnin icrayı tesir edemiyeceği mat, saf ve sevimli bir ten görüne- cektir, e e e ii e e ei , Denizyolları Işletmesi Müdürlüğünden : İdaremizce istimal harici kalmış ve eskimiş bazı eşya ve malze- den en az bir saat evvline kadar/me, bir kısmı gümrüklü ve bir kısmı gümrüksüz olarak pazarlıkla teklif mektuplarını Fındıklıdaki ko! satışa çıkarılmıştır. Pazarlık 27 -- 8 — 936 günü saat on dörtte idare Baytar i işeri direktörlü, ğünden alabilirler. (130) © canlanmasına sebebiyet 156 — Sizin ne kadar âlicenap bir insan olduğunuzu anlıyorum... İti- raf ederim ki sizi düşünmekle ge- girdiğim geceler hep ağlıyordum. Madlen, hemşirem ne oldu, ma; dam?... Onu ne zaman görebilece-| ğim? Faustanın her ne kadar hissi düşünceleri karanlık ise de bu an- da Ütremekten kendini alamadı. Janın söylemiş olduğu sözler, nun fikrinde müthiş bir sahnenin verdi: Madlenin vücudu kızgın ateşler ür zerinde sallanıyor, biraz sonra ö- len zavallı kızın yerine Viyoletta çıkıyor. İşte o zaman Pardayan meydana çıkıyor, etraf bir hercü merç içinde, beygirler şahlanarak ortalığı birbirine katıyorlar ve Vi- yoletta kurtuluyor... S Bu hatıra, Faustanın göğsünü acı bir nefesle doldurdu: — Hemşirenizi yakmda göre- ceksiniz, dedi. Jan titriyerek sordu: — Doğru mu?... Yakında mı?... — Zannederim pek yakında... Fakat kızım, size mühim bir me- seleden bahsetmek için buraya geldim. Söyleyiniz bakalım, baba- nızı hatırlıyor musunuz? — Nasıl olur da hatırlamam ma- dam? Daha altı ay evvel hep be- raberdik... Zavallr kız şimdi hüngür hün- Bür ağlıyordu. tığı gibi... vermeleri, MAĞLÜP FAUSTA — Ya annenizi? Jan Furko, Faustaya hayret ve kederle baktı: — Annemi mi? — Evet, annenizi hatırlıyor mü- sunuz, diyorum. —0O halde madam, annemin be. ni doğurduktan biraz sonra öldü. günü bilmiyorsunuz, demek? Ab. lam Madlen onun hakkında $ize “© daha iyi malümat verir zannede. rim... Çünkü bana ara sıra annem. den bahsederdi.. — Ablanız ne diydedu?... Anne. niz nasıl bir kadınmış?... Gözel mi, çirkin mi? -—Çok güzel, madam; kardesin annemizin çok güzel bir kadın ol duğunu söylerdi. — Gözleri mavi imiş değil mi? Jan taaccüple cevap verdi: — Evet.. — Saçları sarı, gayet gür ve w zunmuş değil mi? — Ablamın bazan bana aânlat- Fakat madam... Annemi tanır mıydınız? Fausta yalnız? — Evet, tanırım! diye cevap verdi. 4 Jan bu cevap üzerine titriyerek haykırdı: ç — Aman madam, ne söylüyor sunuz? —Valdenizi tanıdığımı söylü yorum. (228) igün levazım şefliği MAĞLUP FAUSTA geçtim. Manâstırdaki. rahibeleris beraber ölmiyecek kadar yaşıya- bilmem için senede yirmi bin İira- ya ihtiyacım var. — Peki, manastırınızın iki bin liralık geliri var, geri kalan on se- kiz bin lira ile sizin şahsi masrafı- nız için lâzım olan on bin lirayı ne- reder bülabiliyorsunuz? Klodin, ağır olan bu sual karşı- sında gülerek omuzlarını kaldır. makla iktifa etti. Bu esnada göz- leri, demin tetkik ettiği listeye İ- Dişti. Fausta da listeyi görmüştü, eline alarak okuduktan sonra kâ- ğıdı ağır ağır masaya bırakarak mırıldandı: — Biçare kadın! Acımağı anlatan bu iki Kelime, Klodini bir hakaret karşısında kalmış gibi kızarttr. Fausta belki de bunu sırf Klodinin gururunu tahrik için söylemişti. Klodin gözlerinde biriken yaş damlalarını silmeden titrek bir sesle söylendi: — Bu benim kak e'tatim mi, ma- dam?.. Eğer param olsaydı, hiç olmazsa kendimi o düşünmezdim. Fakat öyle zamanlar oluyor ki bir dilim kuru ekmek dahi bulamıyo- rum... Klodin sözünü burada birdenbi- re kestikten sonra devam etti: — Manastırın vekilharcı gelip de, akşama yiyecek bir şey bulun- madığını söylediği zamanlar etra- mutanlık satınalma komisyonuna |levazım.şefliğinde yapılacaktır. İs tekliler şeraiti öğrenmek üzere her tmelidirler. (490) © 153 fıma bakıyor, satacak bir şey göre- mediğim için kendimde kalmış o- ” lan yegâne şeyi, namusumu satıyo- rum. Söyleyiniz, başka ne Yapabi- lirim, Klodin gene bir an süküt ettik- ten sonra tekrar başladı: — Mösyö dö-Giz için pek çok fedakârlıklarda bulundum.. Aca- ba kendileri bana ne yaptılar? Sen Lig'e giren asılzadelerin hepsini ben getirmiştim. Verebileceğim her şeyi ondan esirgemedim. O ise ba- na ne verdi? Sadece bir takım va- atlar değil mi.. Fakat bunların kıymetleri yok, madam. Fausta bu sözler karşısmda s0- ğuk kanlılıkla: — Biraz daha ileri gidecek olur- san ,seni kral taraftarı sayacağım. dedi. — Ne taraftarı sayarsanız sayı- nız, madam! Biz yaşamak istiyo. ruz, bana henüz hayatın lüzumu var, Klodin şimdi tam Faustanın is- tediği hali bulmuştu. Son derece yumuşak bir tavır- la: — Kızım, dedi, demek sabır ve metanetin son dereceye geldi? — Zannedersem madam, Lig mensuplarının hepsi de benim gi- bidir. Şu karışıkirklar başladığı andanberi ben neler oldum.. Affe- dersiniz madam!.. — Açıkça söyle, istiyorum.

Bu sayıdan diğer sayfalar: