Saatlik sayfa görüntüleme limitine ulaştınız. 1 saat bekleyebilir veya abone olup limitinizi yükseltebilirsiniz.
— — Ni a G T AA ll - 3a Bea —cre — ei OKS bf bi — ll a KT N ma M 'a Ö GUDUHGTARIH Yazan : Niyazi Anmet 393 sene evvel bugün Kü ük bir kasaba zaptedildi Padişaha müjdeyi veren, koca bir kasabayı tek başına zaptetmek isteyen kâhya idi. Dört bin akçe 'Karanlık, zifiri bir gece.. Tepelerin şurasında burasında büyük ateşler yakılmış.. Arada bir uğultu halinde sesier yükseliyor.. İki gölge, yıldırım süratiyle ko- şuyor, düşe kalka ilerliyorlar. Göl- geler uzun mesafeler aştılar ve artık ne bir ses, ne bir ugultu, ne de büyük ateşlerin alevleri kalınca dinlenmeğe başladılar. Yorgun, bitkin bir hale gelen iki gölge başbaşa vermişlerdi. Ko- nuşuyorlardı. Biri şöyle diyordu: — Ben burada kalacağım.. Giz- leneceğim, Sen erkenden yola çık. Siklos kapılarından bir köylü gibi gir.. Yarm gece, sokakta dolaş.. Kulaklarmı kabarık bulundurma- ğı unutma.. Eğer uzaktan bir ezan sesi duyarsan, fırsatı kaçırma, et rafındakilerin de kulaklarımı ka- bart: — Bakınız, dinleyiniz.. Ezan o- kunuyor.. de, İkinci gölge bunları dinledikten sonra: — Peki usta, dedi, söyledikleri- nin hepsini yapacağım, Fakat ben bunlardan bir şey anlamıyorum. Biraz da sebebini anlat.. — Sebebi mi? Para kazanmak.. — Böyle para kazanmak olur mu7? Kim bize para verecek?.. Birinci gölge, Usta, güldü. Şöy- le karşılık verdi: — Mehmet kâhyanın padişah- tan iki yüz duka aldığını duyma- dın mı?. — Duydum.. — Biliyor musün hniçin aldı. Mehmet kâhya, atından inerek top çeken askerlere yardım ettiği için iki yüz duka aldı. — Peki amma, biz niçin pa:- ra alacağız? ' — Beni dinle.. Padişah bütün orduya demiş ki, bozguna uğrayan kumandanları, askerleri affetmi - yeceğim. Galip gelenleri ihsana garkedeceğim., : — Pelsi Usta, bunları anlıyorum amma, biz ne diye para alacağız. — Ha şsunu da söyliyeyim . Sik- los'un muhasarası Ahmet paşaya veriintiş *ken vezir Mehmet ve Hüsrev paşalar, Semendre beyi Tekezade Hacı Mehmet, Mora va- lisi Turhan, İzovink beyi Hay- rettin hep orduya geldiler. Post kapmak için.. — Peki Usta, hepsini anladım. Bunları bana anlatma — biz para kazanacak mıyız?. — Filbette kazanacağız. Fakat sen, ezan sesini duymalısın.. — Duyacağım. o& * &$ | İki arkadaş kucaklaşarak ayrıf-î dılar.. Biri Macaristanın Sik'os şehrine doğru yol aldı. Diğeri, ge- ceder, gizlenecek bir yer aramağa başladı. .—. » « İki meçhul adam, karanlık ge-| mükâfat aldı cede koşarlarken, Siklos'lular kor- ku içindeydiler. Halk birbirine g:- riyor: — Türk esirlerinin bulunduğu kulede ateş görmüşler.. Felâket.. — Aman vakit geçirmeden ku- leleri yrkalım. Ancak bu suretle v ğursuzluğun önünü alabiliriz. Ve yüzlerce kişi Türk esirlerinin içinde mahpus bulunduğu kuleyi sardılar. Çapa, kürek, ellerine ne geçirdilerse kulenin duvarlarıma çarpmağa başladılar. Birkaç saat sonra kule parçalandı. — Tüzkleri öldürelim. Bu ses ağızdan ağıza dolaşırken bir gece evvel kulenin üzerinde a- teş görenler: — Aman, onlara dokunmiyalım. Uğursuzluk, felâket bizi yakalar.. diye karşılık verdiler. Son teklif daha muvafık bulun- du. Türk esirleri: muhafızlar:? başka yerlere nakledildi # SA Uzaktan top sesleri aksetmeğe başlamıştı. Siklos sokaklarında ba- şıni havaya dikmiş, bir şey duy- mağa çalışan biri dolaşıyordu. Fu adam, bir gece evve! şehire giren ve ezan sesini duymağa memur e- dilen yabancı idi. Fakat saatler geçiyor, bir ses duymuyordu. Bir aralık bir ses duyar gibi ol- du. Yanından geçen yabancının kollarından yakaladı: — Bakmız, kulaklarmızı kabar- tmız. Bir ezan sesi, dedi ) Hiç bir ses yoktu. Fakat yaban- ci kulaklarını kabarttı: — Evet, bir ezan sesi.. diye kar- şılık verdi. Kalabalık çoğaldı. Her ağızdan: — Ezan okunuyor, mahvolduk.. sözleri dolaşmağa başladı. Mak B Şehir önlerine yaklaşan Türk ordusu, en büyük toplariyle yüzer, küçük toplarla ikişer yüz tane at- mıştı. Kasaba hâlâ karsı duruüyor- du. Harp sekiz gün daha sürdü 393 sene evvel bugün 1543 yır lr 6 Temmuz günü kasaba halkı çil yavrusu gibi etrafa koşuşmağa başladı. Türk askerleri kasabaya girmişti. . » * Kasaba teslim bayrağını çeker çekmez, padişahın önünde üstü başı toz 'çinde bir kişi di: çöküyor" du. Bu adam, karanlık bir gecede arkadaş'vle koşan ve şekir dışında saklanan admdı. Hüsrev paşa kâh- yası Süheyli adını taşıyordu Pa- dişaha: — Kasaba teslim oldu Müjde.. dedi. Süleyman, gülümsiyerek etra- fındakilere; — Döri bin akçe.. dedi, Süheyti biraz sonra dört bin ak- çeyi koynuna indiriyordu. &* & & Bazı tarihler bu vakayı şöyle kaydediyorlar: “Türklerin — vusu- lünden mukaddem sükünetli bir, HABER — Akşam Postası Anlntanı Nesip Karaçay Tercüme ve iktibas hakkı | mahfuzdur. No. 26 Tranitsa çi Hattâ bir an.hk, Hayri paşanın damadı Calip paşa zırhlı sandal- lar yaparak buna yanaşmak ça- relerini aramışsa da bu teşebbüsat da akim kalmıştır. Jandarmada ademi merkeziyet Artık Makedonya ihtilâli müz- min hale gelmiş olduğundan Avru- pa bu hastalığın ya bir ameliyatla neticelenmesini veyahut mahalli ahalinin intibaha gelerek bir ihti- lâlle İsviçre gibi bir konfedarasyon halini almasını beklemekte idiyse de siyasi entrikalar devam ettiğin- den janmdarma teşkilâtı nüfuz mın- takalarına ayrılması karar altına alındı. Zaten biçare Deoreis o es- na vefat etmiş ve gayet muktedir ve namuslu olan ve İstanbulun işgalinde İttilâf hükümetleri müş- terek jandarma kumandanı bulu- nan Kont Erprim de İtalyaya av - det eylemişti. Yerine tayin edilmiş olan e Ro- bilan paşa, asil ve tahsil görr-tiş bir zat idiyse de hilkaten gevşek ve idarei maslahat taraftarı oldu- gece esnasında bir burç tepesinden 'ezan okunduğu işitildi , Süheyli, kasabayı tek başına heyecana düşürerek görülmemiş bir muvaffakiyet elde etmek iste- mişti. Hevecan uyandırmakta mu- fatın: değil, bulunduğu tepeden kasabanın teslim olduğunu ilk de- fe görerek müjde alabildi Dert! bin altından arkadaşına ayırd.ğı para da kendisine kalmıştı. Çün- kü şehrin zaptında arkadaşı yara- lanmış, ölmüştü. vaffak oldu. Fakat bunun mükâ- Ventrok gölünde seyahat ğgundan Selânik jandarma teşki- lâtınım Rus zabitanına Serez'in Fransız zabitleriae, Dramanın İn- gilizlere, Manastırın İtalyanlara ve Kosvanın da Avusturya zabitleri idaresine verilmesi takarrür etti - ğinden artık Makedonya tama - miyle nüfuz mıntakalarına ayrıl - mış bulur uyordu. Selânik jandarma mektebine de en ziyade İngiliz zabitanı geti- rildi. Bu hal, Meşrutiyetin ilânına kadar devam etti. Fakat bu zabi- tan Dcorcis Paşanın vermiş oldu- gu intizamı bozmadılar Hattâ Drama'da İngiliz Miralayını ihata etmiş olan otuz kişiden mürekkep bir çete Mehmet onbaşı namiyle maruf bir jandarmanın bir pusu tutarak otuz komitenin ekserisini öldürerek — Miralayı kurtarması ve aldığı dört yaranın tedavisi için bizzat İngiliz zabitleri hasta bakı- cılık etmesi ve bu kahramanın bir- denbire mülâzımlığa — terfi ettiği nazarı itibara alımrsa o zamanki V n 'HH jıwl Aİ# J _.f Zuhlz sandallaıla göldeki eşkiyanın takıbınâıh girişildi. Lakm fayda hasıl olmadı jandarmanın ferageti nefs l'ıuîfl sundaki tedbirleri anlaşılır ;nî ittihat ve Terakki* Bu esnada İttihat ve TerakJ Cemiyet' nüfuz ve faliyetini ııı'hî'îc dığı gibi. bir yandan Bulgar kü mitelrinden Santralistlere teşrik mesailiyle çalışıyor ve diğer tarafî.ia tan da İstanbula ve Anadolı.!“ kol atıyordu. İttihat ve Terakkinin tarihçeğ ve rüesa ve eşhasının tercümeîhsı' leri defatarca yazılmış olduğunda! d“ll Meşrutiyet ’““ Sene 324, | İstanbul, Makedonyadaki Ce miyetin harekâtından fevkalâd ürkerek burada hafiye teşkilâ! yapmak üzere gerek askeri ve £ rekse mülki memurlardan birç0 guruplar göndermistir ki bunlar ne suretle itlaf edildikleri vej kaçıtıld.Wları İttihat ve Tera “ Cemiyetinin tarihçesinde yazılls dır. y | burada tekrarından sarf. nazar lunmuştur. İşte bu esnada o gibi icraat t€ vali ederken federalist çetelerl! görüşüldüğü gibi, Verhovist çet€ lerle de müzakere ediliyordu Nı' hayet ml% l% Niyazi beşin :€ raatı ve arkasından Enver l:ıeyılJ (paşanın) faaliyetleri meydad! gelerek ihtilâl artık tahakkuk &© miş, mabeyin her ne kadar bir tf krm paşaları İstanbula calbefm“ğ se de bundan da bir semere ha olmadı. Galip beyin (bilâhare et 'niyeti umumiye müdürü Galip p" şa) Kosvada topladığı Arnawilj ra, meclisi meb'usanı talep - etti mesi ve Manastırdaki vukuat ( Ş'J'I si paşanın vurulması, Tatar oıî man paşanın dağa kaldırılma? | Hafız paşanın vurulması Nîy:j ve Eyüp Sabri beylerin 'craatı saire) Serez ve Dramadan ka nuesasi verilmeyip bhürriyet ilân lunmazsa veliahtı sıltarat R Efendiye biat edileceği yolunda"| âyan azasından Nisdeli Galip yin tanzim ettiği telgraf — üzerif di zaten mevcut olan kanunuest nin ahkâmınım ta'tbikine teve olunacağı ifadesiyle gelen telgr' her yerde hürriyeti ilân ettir? Hattâ Manastırda bu telgrafın Vj rudundan evvel sırf cemiyetin * Tni rariyle hürriyet ilân olunmuştur' , (Devamı vöf'|,