> — ml amana mm HABER — Akşam Postası Parisli sarışın güzelin oynadığı oyun Ingiliz damat evlenme dairesinde beklerken o, başka bir dairede, nikâh şahidile evlendi Paristen yazılıyor: Burada sarışm bir güzelin iki İn. gilize oynadığı oyun bir hayli dedi koduya sebep olmuştur. Bu güze! kız erkeklerden birisile evlenmek için evinden çıkmış fakat nikâhmı asıl nişanlısile değil, merasimde şahitlik yapacak olan delikanlı ile kıydırmıştır. Nikâh merasimi Paris dış mahal lelerinin birindeki Belediye daire. sine damladı; tam bir saat bekle. biseberiri giyerek Belediye daire. sinde damladı; tam bir saat bekle di, fakat, ne gelin, ne de şahit gö- ründü, Nikâh memuru artık daha fazla bekleyemiyeceğini söylemek üzere iken, salona bir haberci girerek beklemekte olan nişanlıya bir mek tup verdi. “ Adamcağız mektubu okur oku. maz yıldırımla vurulmuşa döndü. Çünkü nişanlısından gelmekte olan bu mektup, onun düşüncesinden! caymış olduğumu ve başka birisile evlendiğini bildiriyordu. Yalnız! bu başka birisinin o gün vikâhta şahitlik yapacak adam olduğunu izah etmiyordu. Anlaşıldığma göre bu açıkta bı. rakılan adamla henüz ni mak bile düşünülmediği bir iz sarışın güzel öteki İngilize gönül kaptırmış ve aralarmda birçok da maceralar geçtikten sonra birbirin den ayrılmışlardır. İkinci erkekle tanışıp nişanlar. dıktan sonra, nikâh merasimi yü. zünden birinci sevg ile yeniden karşılaşması, sönmüş gibi görünen eski yangını tekrar alevlendirmiş- tir. Düğün için tesbit edilen günün sabahmda gelin annesi ve diğer aile efradile birlikte evlerinin ö- nünde bekliyen otomobile binmek üzere iken şahit olacak adam baş- ka bir otomobille gelmiş ve geline) kendisile bir iki dakika hususi bir surette görüşmesini rica etmiştir. Gelin onun otomobiline girmis, bir iki dakikalık görüşmeden #on 'ra ailesi onlar baş döndürücü bir hızla uzaklaştıklarını görünce şa- şa kalmışlardır. Öğleye doğru bu aile, kızlarmın başka bir Belediye dairesine gide- Saçların köklerini o kuvvetlendirir. Dökülmesine mâni olur. Kepekleri i»! zale eder. Neşvünümasın: kolaylaştı: tarak hayat kabiliyetini arttırır. L& 8 rayıhalı bir saç eksiridir. İNGİLİZ KANZUK ECZANESİ Beyoğlu — İstanbul | anahtarı demir sandığın kilidine i yordu. Tahkikata memur İ ra, bir adamın Pdymoth'la Londra rek bu ikinci adamla evlenmiş ol. duğunu duyunca şaşkınlıktan büs. bütün dona kalmışlardır. Şahidin dini ve medeni nikâhlar için lâzım gelen bütün tedbirleri daha önceden yaptırdıktan sonra sevgi i kız kaçırır gibi alıp gö- türdüğü anlaşılmıştır. Gelinin gazetecilere söylediğine bakılırsa, ailesinin kendisi için ter. tip etmiş oldukları merasimde bu- lunmak riyetile sabhleyin evinden çıkmış, fakat eski sevgilisinin ümit sizliğini ve duyduğu ıztırabı gö: rünce dayanamıyarak onunla kaç- mağa muvafakat etmiştir. Kız yirmi iki yşında olduğu için bu birleşmeye karşı kamuni hiçbir engel yoktur. Ailesi de nikâhla ne. ticelenen bu kötü oyuna karşı ses çıkarmamağı tercih etmektedir. Düğün sabahı en iyi arkadaşı tara. fından elimden karısı alman öteki adam ise duyduğu acı ve hüsranı gizleyemediğinden Parisi hemen terketmiş ve nereye gitmekte oldu. ğunu kimseye söylememiştir. Bu zat Londranin zengin sarraf. larından Mister Jimmi Lonsdur. En iyi arkadaşı ise Paris banka- larında birinin ikinci direktörlerin. dendir. Yarım milyon altın Üst Üste iki kasa içinde muhafaza altında iken Nasıl sır olmuş? Londradan yazılıyor: Bizim paramızla 625,000 lira kıymetindeki altın paranın kilitli bir kasadan, arkasında biç bir iz bırakmıyarak sanki buharlaşmış gibi yok olabileceğini hayaliniz- den geçirebilir misiniz? İşte bundan bir kaç hafta ev: vel İngiliz demiryolu trenlerin- den birinde böyle bir vak'a olmuş ve Skotland o Yardm en meşhur taharri müfettişi Jeymis Sviney hırsızlığı meydana çıkarmağa me- mur edilmişti. Taşra bankalarından bir kaç tanesine gidecek olan bu para mu- tat olan bütün ihtiyat ve muhafa- za tedbirlerile taşmmıştı. o Naki. sabahi altın para bir de mir sandık içine kapanmış ve bu sandık da ekspres kumpanya - sının temin etmiş olduğu bir çelik kasanın içine konarak kilitlenmiş. ti, : Kasanın başına bekçi ve mu - hafızlar dikilmişti, fakat bunların elinde kasa ve sandığın anahtar - ları yoktu. Yegâne vazifeleri ser-| veti taşımakta olan vagonu muha.| faza etmekti. İ Tren Piymoth istasyonuna va”! rır varmaz çelik kasa açılmış ve| içindeki demir sandık da mahalli! bankalardan birine taşınmıştı. Bankanın memuru, o ekspres! kumparyası mümessilinin önünde | sokarak kilidi açmış, ve fakat ka. pak açılır acılmaz içinde altın ye: rine bir kaç cubuk görülmüştür, Bütün memurlarla muhafız ve bekçiler sorguya çekilmiş, o fakat hiç kimse bu esrarengiz hırsızlığa dair bir şey söyliyememiştir. Bu adeta sihirbazlığa benzi edile» polis hafiyesi bunun çok zeki bir| bırsızın işi olduğunu anladı. Çok! sıkı arayıp soruşturmalardan son arasında bir kaç gün ardarda gidip! gelmiş olduğunu meydana çıkar - dı. Bu yolculuklar niçindi? Bereket versin ki muhafızlar » dan birisi bu adamı O hatırladı. Muhafız Londradaki oSkotland Yarda götürüldü, Örüne bütün hırsızlar ve sabıkalıların resimleri şaret etti: — İşte görmüş dam mın benzeri! Fotoğraf İngiltere adalarmın en cesur hırsızı olan Çark Saçe - rin resmiydi. Saçenin hemen tevkif edilmesi için bütün taharri memurlarına €- mir verildi. Bu esnada ise, vagonda nöbet- çilik yapmış olan iki muhafız ge - celi gündüzlü göz hapsine alındı ve at yarışlarının müşterek bahisli kumarına bir çok paralar yatır - drkları tesbit edildi. Bunlar da derhal tevkif edi- lerek hırsızlık suçile ittiham olun- dular ve ayrı ayrı hücrelere kaps: tıldılar, Polis hafiyesi Sviney bu muhafızın, zeki hırsız tarafından fena halde aldatılmış olduklarım tesbit etti. Bunun üzerine Saçenin memleketten kaçmış olduğunu on lara bildirerek, çok ağır bir ceza- ya çarpılmak üzere bulundukları - nı kendilerine anlattı, Polis müfettişi, oynadığı oyun- dan, umduğu neticeyi aldı; çünkü muhafızlardan birisi bütün olup biteni anlattı. Muhafızın anlattıklarına göre: Saçe demiryolunun Londra idare- hanesine adamlarından birini yer- leştirmişti; bu adamın vazifesi çelik kasadaki kilidin mumla ka Mibırn almaktı. Bundan sonra Saçe kendisini Londradan sonraki ilk istasyonda vagona sokmaları için iki muhafı- zı kandırdı. Banka hırsızı, içi iki|”E. FUT Ihtiyar kadınlar 6 TEMMUZ — 1936 Mesire yerlerinin bir rakibi: BOL bile saz dinlemek tense Otakçılar çayırında lid seyretmeği — Yarın olsun, yarın olsun, diye günler soluyor... Neye baksam, ne i- gitsem, bana bin dert oluyor... Mevki Kazıklıbağ. On dört, on beş yaşında bir delikanlı, sesini caza uy - durarak tango söylüyor we çiftler dö- nüyor. Caz denilen şey bir davul, bir ke- man ve bir akordiyondan ibaret, Çift- lerin de yalnız ikisi kadın ve erkek. Öbür çiftler hep erkek. Anlaşılan dansa meraklı kızların adedi bu civar-| da biraz az. Dans yeri olarak ayrılan çayırın etrafına oçepçevre iskeml; ler| dizilmiş kadın erkek, genç ihtiyar, ço: | luk çocuk buraya dolmuş. Sakın buranm ismine bakıp ta bu- ranın kazıkçı bir yer olduğuna hik. metmeyin. Bilâkis mütevazi bir yer. Bir kahve veya çay sadece on ku- ruş. Yani on kuruş verip te bir kahve içtin mi, istersen akşama kadar otu- rur dans edenleri bol bol, istediğin kadar seyredebilir, istersen kadın ve- ya erkek bir kavalye bulup dans ede- bilir, ağaçların serin gölgesinde bol bol temiz hava alabilirsiniz. Kahveciye işlerin nasıl gittiğini sordum: — İyi, dedi. Fakat eskiden yani bir kaç sene evvel daha iyidi. Esasen halkta mesireye olan rağbet gittikçe azalıyor. — Neden acaba? — Neden olacak? Futbol yüzün- den. Halk hettâ ihtiyar çarşaflı kadın lar bile mesire yerlerine gitmektense futbol maçlarma gitmeği tercih edi - yorlar, Bir pazar günl Edirnekapısın- daki Çukurbostan stadma, yahut Otak çılar çayırına giderseniz görürsliniz. Erkekten ziyade kadın oturmuş, bir sürü delikanlının yuvarlak bir meşin top arkasından koşmasını büyük bir dikkatle seyrediyorlar. Üstelik, gol, avut gibi kelimeleri de ezberliyorlar. Hattâ ara sıra içlerin- de coşup oyuncuları teşvik için baği- ran da oluyor. Futbol merakı bu kadar alıp yürü- dükten sonra mesireye kim gider. Kazıklı bağdan çıktıktan ve cazın #esleri kulaklarımızdan (silindikten Sonra bir ince saz nağmesi duyuldu. Bu sefer de o tarafa doğru yollandık. Burası da bir başka ölem. Dört beş ki- giden mürekkep bir inoe saz heyeti, ve hanende olarak ta bir kadın icrayi ahenk ediyorlar, Vakia saz heyetinden ara sıra fal- solu sesler çıkıyor. Ve şarkı söyliyen kadmın şivesi de biraz ermeni şivesi: ne kaçıyor. Fakat bunun hiç bir zara- Ti yoktur. Bahğeyi doldurün ve bir ta- raftan saz çalarken, öbür taraftan ye mek yiyen, konuşan, muhabbet eden fazla yaramazlık yapan çocuğunu 8 zarlıyan dinleyiciler bundan hiç gikâ- yetçi değil. Buradan de çıktık. Kocasının ne- zareti altında yıkık bir duvarın arka- sında çayırda kendi kendine namaz kılan bir kadını solumuzda bırakarak Otakçılar çayırına doğru ilerledik. m e kurşun çubuklarla dolu iki büyük halı getirmişti. Saçe mum kalıptan yaptırma olduğu anahtarla kasayı açtı. Son- rada elindeki maymuncuklaris demir sandığı açarak altınları al- dı ve bunların yerine kurşun çu - bukları koydu. Altm torbalar da ikinci istasyona varmadan vagon - dan dışarıya atıldı ve burada bek. liyen adamlar (tarafından alın dı. Bu itiraftan sonra İngiliz a si meşhur banka hırsızı ile dör! suç ortağını kırk sekiz saat zar fında tevkif etmiştir. Yapılan muhakemede Saçe ile ortakları dokuzar sene ağır hapse, iki muhafız da üçer seneye mah. küm oldular, Altımların büyük bir kısmı ele geçirildi. tercin ediyorlarmı$ Ni Osman Cemali bu sırada boş çayını göstererek © anlattı: — Şimdi bu bom boş gördü yerde evvelce sayılı mesire yeri zleri den biriydi. Bu yeri gayet yüksek güzel ağaçlar kaplamış bulunuyo! İlânı hürriyet zamanlarında ve Bal” harbinden önce cuma günleri bi adım atılacak yer bulunamazdı. tarafta Kel Hasan tuluat yapar, taraftan da orta oyunu oynanırdı. bazlar, hokkabazlar da bu hesap ayrı, Harpten sonra bir çok yerler # buraları da harap oldu. Ağaçlar temadiyen kesilip yakıldı. Ve © gü lim yerler gördüğün gibi sadece " çayır halinde kaldı. Başka bir bahçe sahibi de Eyifi ki tuğla fabrikalarından şikâyet ti; — Bahçemde gördüğünüz bu ağ lar büyüyecekleri yerde günden gö ufalıyorlar. Her sene bir çok di kuruyor. Bu gidişle yakın zamandâ' ğaçlarımın hepsi kuruyacak, j Uzun müddet bunun sebebini af yamamıştım. Sonra biri söyledi. fabrikaların dumanları imiş. Hava raz lodos oldu mu bu dumanlar wi İ bün üstünden ta burslara kadar İf tarafı kaplıyor. Ağaçları zehirliyof” Artık güneş yavaş yavaş ufka Y*7 laşmağa başlamıştı. Ağaçların da bütün günü neşeyle geçirenler vaş yavaş boşalan sepetlerini top: yıp şehre dönmek için hazırlan; al lar. Bir saat kadar sonra Edirne! dan Mısırtarlasına, Ramise ve 'Toj piya doğru uzanan yollar dönmekte! lan halkla doldu. Ve kalenin dar kapısı tünelin : hut Kadiköy iskelesinin kalabalık vakti halini aldı. i m. & mmm Beşizleri doğuran kadıri Bu seferde bir zi yapacak mı ? Meşhur beşizlerin anası olan dalı Madam Diarnenin bu sefer dü racağı çocukların sayısı Üzerine vi Amerikada çok ağır bahislere giri mektedir. Kadım gebedir ve yakınl doğuracaktır, Beşizleri elinden almış olduklafi! çin Madam Dionne doğurmak için * tık devlet hastanelerinden o hiç gitmiyeceğini ve evine bir ebe rak orada doğurmağa karar vermi$” duğunu söylemektedir. Bu sefer de en azı Üçüz doğurn! tahmin edilmektedir. A Necip Bey Diş Macunu Yüksek ailelerin ve bi 4 gençlerin lezzet ve kokusunu A ve seve kullandığı yegâne di$ j cunudur. Dişleri beyazlatır, y ropları izale eder, Türk mal“ Her yerde bulunur. Fiatr 15 kuruştur.