Saatlik sayfa görüntüleme limitine ulaştınız. 1 saat bekleyebilir veya abone olup limitinizi yükseltebilirsiniz.
abız lığı defeder İk kalı ambalajıma dikkat, P Posu, Yeninost No aç MPostane arkası Aşir Ef. Sok. Kımy& ger. amam Hüsameddin î;m idrar fahlili 100 kuruştur, Bil- âm tahlilât, Eminönü Emlâk ve ytam Bankası k Bey zi ası karşısımda İzzet ı'r—_ N SSSSETELEREEEEETEZEETEDETERDEREİETEESSED DN | Satılık kâğir konak £ — Nuruosmaniyede Şeref sokağın - İf da 40—42 numaralı kâgir Ooda ve büyük,bahçe. — İstiyenlerin 4 Nuruosmaniyede bakkal — Hafız Nuriye müracaatları. Şu renk pudra sizi gençleştirir ve cildinizi güzelleştirir, başka renk pudra da, aksine olarak sizi ihtiyarlamış gibi gösterir. Teniniz Ş - A&'kam <M ğ esmer ise, esmerlere — mahsus bir |f Mma bir kahve kaşığı alımdıkta pudra ve meselâ koyu Raşel ren- ginde bir pudra kullanmanız ica" nYemeklerden birer saat sonra almır, | bettiği gibi teniniz kumral ise, a" I'UILZIIMISIZ]L.IĞI, mide ekşilik ve| çık Raşel renginde bir pudra kuk alarmı giderir, Ağızdaki tatsız- | lanmanız lâzımgelir. Bir Ve kokuyu izale eder, HOROS mar. | intihap etmek için — yüzünüzde af tr muhtelif rengini tecrübe etme" Posu: Mazon ve Botton ecza de- | li ve tesirini görmelidir. Burun ve | bir gekle ifrağ edebilirsiniz. Tokalon | konak #? İj *bven şartlarla satılıktır. BoğazaHi ve Halice fevkalâde manzara, yirmi? i 'HABE_IR .-- âEşam Fostası ADEMİ iKTiD_şR Fortestimn ile derhal geçer Erken ihtiyarlıyan lara gençlik, yorgun vücutlara dinç lik verir, Yalnız ismine — dikkat ediniz BASURA ÇARE Hedensa dır. Ameliyatsız memeleri kurutur. Kanı, ağrıyı derhal keser, Bütün dünyada tanınmış bir ilâçtır. ÇARPINTIYA Nevrol birebirdir.Bütün sinir nöbetlerine, feessürle bayılanlara hayat verir. Evlerinizde mutlaka bulundurunuz. TERİ Hidrol KOKUYU derhal keser, Vücuda zarar vermez, elbise ve çoraplarmı çürümekten kurtarır. Eczanelerde 10 kuruştur. Bu ufak yanlış Sizi 10 yaş Daha fazla gösterebilir pudra çenenizi sık sık — pudralamamak için cildde sabit duran bir pudra kullan" malısmız, Bir kutu pudra — derununa bir kaşık miktarmda krem köpüğü ilâ" ve ederek pudranızı küvvetli ve sabit pudrasında en iyi cins havalandırıl- mış pudra ile beraber krem köpüğü matlüp miktarda ve fenni bir surette karıştırılmıştır. DİR e Bu pudra, cilt üzerinde — ne leke b rakır ne de tabaka halinde görünür. | Yalnız bir defâ pudralanmakla sekiz saat sabit kalarak şayanı hayret ve sevimli bir ten yaratır. Renk; son za" manlarda icat edilen ve hiç bir vakit yanlışlık yapmaya imkân bırakmıyan bir makine ile koöntrol edilmiştir. Her sabah 5000.000 kadın Tokalon pudra" sını küllanır, KREM PERTEV im a F Use'e'e S U oNi ' ArAĞA b Sal l ae v 476 FAUSTA Sraan Mmusunuz ki Pardayan, artık bende sabredecek hal kalmamıştır. Pardayan, Şarlin kolundan tuta- rak: — Sen her şeyi bana brak!... Zannedersem daha evvel de söy- lemiştim. Bu dünyada yalnız ölü- mün çaresi yoktur. Viyoletta bu anda hayatta bulunuyor. Şimdi en hrühim mesele budur. Faustaya gelince, onun ölüm saçan bakışı 'Lbu anda size dikilidir. Dikkat e- diniz, onun Viyolettayı öldürme- sindeki faydayı anlıyamıyorum, fakat emin olun ki, sizin, onu sev- diğinize iyice kanaat getirirse, be- ni öldürmek istediği gibi, sizi de öldürmeğe kalkışacaktır. Klod i- le Farnez de bu yüzden ıstırap çekmektedirler... Şarl hayretle: —. VA , — Demek bu kadınım elinde bü- Yük bir kudret var? dedi. Pardayan cevap verdi: — O, şimdi Fransada, Üçüncü Hanriden daha kuvvetli Pariste Gizden daha iktidarlIıdır. Sen Lig 'denilen ruhani birliğin reisi- ade- tâ ruhudur. Eğer bugün isterse, sizi bulmak için Parişi bir anda altüst eder. Fransayı karmakarı- şık ettiği gibi, Mediçiler. Borjiya- ların zehirleri onun kullandığı si- lâhmın yanında bir oyuncak kalır. Onun emrine hazır bir ordusu, bü- tün Fransayı ağ gibi saran müthiş bir teşkilâtr vardır. Her şeyi du- yar, her şeyi bilir. Yolunda bir en- gel gördü mü zehire falan tenez- zül etmez; hemen vurur, öldürür. Kullandığı silâh da din ve adalet- tir. Monsenyör, kendinizi koruyu- nuz. Onun papasları en akla gel- medik. rezaletleri yaparlar, onun hâkimleri insanı yakalayınca Bas- tile, oradan işkence sehpasına sü” rükler, hayatını, varlığını mahvet- tikten sonra fırlatır, ya bir dara* ğacmna, yahut bir odun yığınının üzerine atarlar. — İmkânsız... Bunların hepsi bi- rer korkunç hayal!! — Böğyşle demeyin! Bir kere Pa- risten kovulan Üçüncü Hanriyi dü- şünün... Viyoletta için hazırlanan o darağacı gözünüzün önüne gel- sin! Daha iki saat evvel nerede bulunduğumuzu ve Klodla Farne- zin şimdi nerede bulunduklarını hatırlayın. — Bu iki talisizin ne olduklarr nı biliyor musunuz? — Evet, bunları hep, beni ge- ce zindanımda ziyaret eden kim- seden öğrendim. — Pardayan, bu iki adamı kur- tarmak lâzımdır. Biri Viyoletta- nın babası... Öbürü, ne clduğunu pek bilmiyorum amma... Viyolet- ta ona pek fazla hürmet ediyar. Büyük bir sevgi ve bağlılık göste: riyor. Onlar şimdi neredeler? Pardayan eliyle Şarle bir ev göz ö Hödkellke'ekk 40 Z 16 Li d l di di aa 4 a e — YILMAZ RAKSL -— Baş_ ağrısı ve mide bulantısı yapmaz. Bol amna- £.5 derecelik rakıdır. FAUSTA: 473 ğir olduğu için biırakılan bir kat elbiseyi gösterdi. Pardayan: — Peki, ben alırım. Çünkü şu muhterem adamın en aziz dostla- rındanım ! dedi. Sonra öküz derisinden yapılma bir zırh ile üzerine de bir manto aldı. Dükkândan çıkaral- tenhaca bir meyhane aradılar. Genç Dük: — Şimdi oldukça eminiz. Rica ederim, Pardayan, zindanıma gir- diğiniz zaman bana söylemiş oldu. ğunuz bir sözü bir daha tekrarlar mısınız? — Hangi sözü? — Zannedersem, sağ bulunan Viyolettanın aşkı için demiştiniz, Şarl, sapsarı bir halde durdu. Bv sual Bastildenberi onun zihnini tırmalıyordu. Fakat ancak şimd' sorabilmisti. Şövalye de: — Evet, duyduğum bütün söz- lerden onun sağ bulunduğunu Ööğ- rendim. cevabını verdi Genç Dük, geniş bir nefes aldı * Adetâ Pardayanın elinden tuta- rak nişanlısının yanımna götürebi- lecekmiş çibi bir itimatla Şarl Şâ- valyeye sordu: - & — Ya ne oldu 0? — Onun ne olduğunu sizin ba- şmıza gelenleri bana anlattıktan sonra öğrenirsiniz. Fakat her şey- den evvel şunu sorayım, Moröveri — Dük dö Giz, Orleandan ge. çerken onu Dükün yanında gör- müştüm. — Alâ, eğer bu adama bir yer- de raslarsan onu yakalamağa ça- lış... — Evet, ondan nefret ettiğinizi bilirim. Bir hançer veya kılıç dar. besi yerleştirmemi istiyorsunuz galiba? Pardayan tuhaf bir gülümseme ile: , — Hayır, hayır... Onu öldürme- yiniz. Moröveri her türlü tehlike- den uzak görmek isterim. Böyle lâzımdır... Çünkü ona ölümünden evvel söyleyecek bir çift sözüm var. Yalnız onu görürseniz diri o- larak yakalayıp bana getirmeğe çalışın. Eğer Viyolettayı bulamaz- sak Mor5ver bize onun nerede ol- duğünu soyliyeceztir. Her şeyden evvel Moröveri bulmağa çalışa- lım. dedi. Şarl, Moröver ile Viyoletta ara- sında ne gibi bir münasebet olabi- leceğini düşünmeğe başladı. Par- dayan Moröverden küçük çinge- nenin kendi karısı olduğuna de'r duymuş olduğu sözleri haber ver: mek istememişti. Şarl dedi ki: — Evvelâ bana Sen Polda ran- devu vermişken... — Nasıl Sen Pol? — Evet, Prens Farnez ve Metr tanır mısımız? Klod İle birlikte beni orada bek- İ eli Mi