E/RARENGİZ TAYYARE pr O dakiküya kadar söze ka rışmıyan Alman âlimi artık ta- hammül edemiyerek; İtalyan profesörüne bağırdı: Yahu, hep seni mi dinli- yöceğiz?. Canım nasıl © isterse öyle yap ! Biz sabaha kadar aç durabiliriz. Bu tehditkâr sözler İtalyan Alimini her ne kadar kızdırdı ise de korkudan sesini çıkara - madi, fakat içinden: — Ah. diyordu, ben size ek bet gösteririm! Aradan © uzun bir müddet geçti. Deliklere saklanmış olan fareler yemek kokusunu alınca Ve etrafta da ses sada kalma - ynca yavaş yavaş ortaya doğ- Fu gelmeğe başladılar. İtalyan âlimi hırsından ve açlığı © tahammllisüzlüğünden bir türlü uyuyamamıştı. Fare - ee meydana çıkmea aklına der- hal bir fikir geldi, eğer fareler yemeği yiyince ölmezlerse ye » mekler zehirli değil demekti ve kendisi de bu suretle açlığını gidermiş olacaktı. Yemeklerin — yanma kadar gelen üç fare derhal tabaklara saldırdılar, yemeklerin bir kıs- mami bitirmişlerdi ki bu esmada Alman âliminin uyurken dön - mesile çıkardığı gürültü üzeri - ne derhal kaçı İtalyan Alim bir müddet te- reddit ettikten sonra yemek - lerin zehirli olmadığma kanaat getirdi, Çünkü, Hintlilerin kullan - Bikları zehirlerin çok ani tesir- fer yaparak yiyenleri yıldırım - la vurulmuş gibi öldürdüğünü müteaddit tecrübelerile biliyor- ün. Derhal büyük bir iştahla tepsinin başma geçti. Tabaklar daki yemeklerin sonu geldiği bir sırada doktor Brun birden- bire uyanmıştı. İtalyanın ye - iyip bitirmek Üzere olduğunu görünce haykırarak derhal üzerine atıldı, fakat ar- tik iş işten geçmişti. Feryadı duyan diğer esirler de yataklarından — fırladıkalrı zaman, İtalyan âlimi, evvelâ hafiften © başlıyan ve gittikçe #iddetlenen sancılar içinde kıv- runmağu başlamıştı. Yapacak hiç bir ey yoktu. Mağarada bulunanlar iyi iken hiç sevmedikleri bu adama karst olan kizgınlıklarmı unut- muşlar, bir yardımda buluna - mamaktan doj birbirlerine bal , İtalyan âlim kısa bir zaman sonra öldü. Arkadaşları kendisini yer « den kaldırarak bir kenara koy- dular ve üzerini örterek sabahı beklemeğe başladılar, Sabahleyin erkenden Hintli- ler hapishaneye geldiler. Mah - pusların hepsini ölü bulacakla - rını zanneden bu herifler orta da yalnız bir ölü bulunduğunu diğerlerinin ise sapa sağlam olduklarını görünce büyük hay- retler içinde kaldılar, Doktor Brun bu esnada he- men aklına gelen bir fikri tat- bik etmeği muvafık bularak derhal arkadaşlarına işaret et- ti ve içeri giren haydutlar: Sizin, dedi, getirmiş ol « duğunuz yemekleri bizim İtal - yan âlimi o kadar beğenmiş ki bizim dalgınlığımızdan istifa - de ederek hepsini yemiş bitir - miş, fakat - vücudu bu kadar fazla yemeğe tahammül ede - mediğinden damarları çatlıya - rak ölmüş. Sizin o gürel ye- meklerinizden istifade edeme - diğimiz gibi kıymetli bir arka- daşımızı da kaybetmiş olma- mız bizi çok müteessir etti. Doktor Brun, bu Sözleri © kadar ciddi ve müteessir bir tavırla söylemişti ki, haydutla- rm aklma gelen bütün diğer düşünceler derhal kaybolmuş ve esirlerin, arkadaşların ö - lümüne değil de bu güzel (1) Doğramacı Mıstık yemekleri kaçırdıklarına canla- Tı arkıldığına — hükmetmişler di. İçlerinden: — Ah, diyorinrdr biz size bir yemek daha getirelim de bakım bakalım bir daha böyle bir yemek görebilecek misi- niz? Hintlilerden biri doktor Brun'un söylediği bu sözler ü - zerine: — Siz dedi arkadaşmız için hiç üzülmeyin onun talihi böy- leymiş, yemeklere © gelince biz size ondan daha âlâsını getiri riz, merak etmeyin! Haydutlar, bü sözleri müten akip mağarayi terkederek mo #eleyi şefe haber vermek üze“ re geri döndüler. (Arkası haftaya) Bu da bir istatistik Bir istatistik meraklısı, alel- âde bir saç kesmesi sırasmdaş bir berberin kaç makas vurdu« ğunu hesap etmiş. & Berberine göre bu sayı 450 ile 1667 ara sında değişiyormuş. İstatistikçi bu garip istatiş « Uği can sıkıntısından yapmış olsa gerek, Harflerle resim yapıyoruz EZE 4 Temmuz — 1936 : i ; YARAMAZ uzan ün aman AABER ÇOCUK HAFTASİ ORKURTA KA” ŞLRM Tau cici Kizi Bizi çox s£ e TAYA MY BİRA cici BAYANMIŞ Boncuk, Pamuk ve Sarman üç minimini kardeş © kedidir, Ve henliz yeni yürümeğe başlamışlardır. Bu fırsatla ilk defa o larak onları bahçeye bıraktılar, Tam bu sırada evin köpeği Kaz” madiş onlara hücum etti, Diğer kediler korkularından hemen kaçtılar, Fakat Boncuk buna metelik vermedi, Kardeşlerine; — Amma da korkaksımız diyo bağırdı. Bağlı köpekten kor”) Kultur mu biç? ra köpeğe dilini çıkararak bir güzel alay da ettiz — Al sana yalaner kahraman panik! Böylece yavaş yavaş pencereye giderken Kazmadişin ipi sahiden kopmaz mr? Boncuk: — Aman ipini kopardı diye Kendisini © pencereden içeriye) dar attı. Bereket pencereyi tutan değneğe de çarptı. Değnek dür! günce cam kapandı. Ve köpek dışarıda kaldı. Üç yaramaz kedi de böylece bir felâketten kurtuldular, Ama bilseniz ne Kadar) korkmuşlardr, ———————— DİKKAT İİ ( KİM OLURSA Birisi GeLi- öTMLEN. ayı SENE İiçTiK KARNIN (BiR YERDE iye DA DOYOYİ (GUZEL BIR, 6 YALA Nav çün Boncuk bu sırada merdivenleri tarmanmağa başladı. Pa” #aukla Sarman sordular: — Nereye gidiyoruz böylet — Yukarıda ne var? — Canım siz beni takip etseniz el Yukarı çıktılar, Bir ayak sesi duyuldu, — Dikkat birisi geliyor, — Kim olabilir acaba? Boncuk kardeşlerinin bu korkusuna Kızdı — Kim olursa olsun! Ne korkuyorsunuz, Önlne çıkıp Ken- disini kargılıyalım, Meğer aşağıdan gelen sahipleri küçük bayanmış, Clel ba yan onları sevdiği için küçük kediler de mütekabilen kendisini severler, Cici bayan onlara süt verdi, Bu sütü güzelce içtikten sonra Boncuk: — Sütümüzü içtik. Karnımız da doyurduk, Şimdi ne yapa” Im ? diye sordu. Pamuk cevap verğis — Haydi serin bir yerde etlzel bir uyku celieMer.