e m MAM ml e am, gk e e ŞER. A. ME 4 'TEMMUZ — 1958 yarışları -Viyananın at kraliçesi Hakiki bir kraliçe gibi yaşarken Yüzü İmparatoriçe Elizabet; benzediği için üst başını da tıpkı ona benzetecek &İbi giyinirdi, Viyanadan yazılıyor: İlâcezede millet kesesinden bes- lenmekte olan ak saçlı ihtiyar bir ka-| “9” e şa ve Amın ölümünü bütün Viyana gazete - lerinin ilk sahifelerinde bildirmeleri, — gok kimselerin hayretine sebep ol- a, t Koşt mmaydanlarıın kraliçesi Karolin en ihtişamlı günlerinde Oru bilmiyenler pek çoktur. Fakat Eeçen asrın son yıllarını yaşamış © lanlar “kogu yheydanlarının Karolini,, adile tanılan bu kadını hiç unutmaz - lar, 1580 senesinde bu kadm Viyanı- Am şık ve kibar koşu meydanlarında bir giçek satıcısı olarak ortaya Gik-| Muşta. Gönülleri esir edecek kadar gü-| Zel olduktan başka, imparator Fran Suva o Jozefin İ © Elizmbete oşaşılncik (derecede benziyordu. Onu gören kraliçenin kız kardeşi sanırdı. Çiçek satıcı kiz ayni zâmande çok zeki idi. En yüksek tabakalarda olan- lardan başkasma çiçek satmağı te- Bezztil bile etmezdi, Arşidükler, Baran Jar hattâ prensler, Karolinin kendi localarma gelmesini bir imtiyaz sa - yarlar ve ona bol bahşişlar verirler- di. Karolinin at yarışlarma dair bilmedi ği bir şey esasen bilinmeğe değerli ss- yılmazdı. 'Tam on sene her yıl Viya - nanın en meşhur yarış yeri olan Frew-| denau meydanmda isbatı vücut etti| ve Anima Kazanacak atın renginde 0- lan kamaştan yapılmış bir elbise giy- İ de kendisine bin gulden verilirdi. Haslinger için sazlamıştı. Bu delikan” di . | önleri düşünüyordum. karım (Oimpsrator” © Sefalet içinde öldü kalkışmıştır ğu yere yürütülürken (Karolin atın boynuna kurdelâyı bağlamak için da ma orada bulunurdu. Bu merasim için Yarış meydanlarının haricinde, çi- çekçi kızı kimse tanıyamazdı, Kontes- ler gibi giyinir, gözüne monokl takar ve siyah sigar İçerdi. Apartımanı, her bir parçası bir servet değerinde antika eşyalarla do- luydu. Mücevherat kolleksiyonu zen - gin kadmların bile ağızlarını sulandı- racak değerdeydi. Karolin daimi bir dedikodunun merkeziydi. Azx'ot Unvanını kaiz yük- sek kişilerin, r o 'wları şişkin banka direktörlerinin bu apartımanı ziyaret ettikleri söylenirdi. Karolini büyük adamlardan bir ç0- unun sevmiş olması mümklindür. Fa- kat o hayatının en büyük aşkını dok- tor mektebinin fakir talebelerinden Karolin ara #ra böyle konteşler gibi ;İ alımışmumaralarından birini mi ya- I rak yanıma yaklaştı ve garip bir | surette gözlerimin içine bakarak: HABER — Aksam Postair Hatıralarını anlatan EFDAA TALAT Pei ER ME İHcen#';f ıBirTURK ai 3 Yazan; #HSAN ARİ Ingilizlerin hizmetinde çalışıyorum Fakat bu toprağa bağlılığımı nasıl inkâr edeyim. Sözlerimi dikkatle dinledi. On. ların altında saklı hakiki manayı belki sezinsemişti, Fakat hiç cevap vermedi. Güya zindanlarm bhaşyet veren manzarasından ürkmüş gibi titriyerek: — Artık buradan çıkalım. dedi, Kalım duvarların rutubeti vücu- dumnuza işliyordu. Güzel kadmm bebek gibi süslü ve boyalı yüzü,| fenerin zayıf ışığı içinde bir mum. ya yüzüne benziyordu. Genç Osmanın boğulduğu pen- ceresiz odadan o önde, ben arkada çıktık. İhtiyar bekçi yol göstererek bizi kulelerin tepesine çıkardı. Akşam olmuştu. Güneş batmak İ üzere idi. Bütün Marmarayı ihata eden manzarayı ve grupu seyrettik O bu'güzel manzara karşısında gaşyolmuş gibi idi. Benden biraz uzakta, ufku renge boğmuş olan güneşe dalmış sessizce duruyordu. Bir aralık çantasmdan küçücük bir dürbinle bir fotoğraf omakiensi çıkardı. Dürbinle etrafı seyretti, ve birkaç resim aldr. Ben bir kenarda onu seyrediyor. dum. Akşamın melâl dolu manza- rası beni garip bir hüzün içinde bı- rakmıştı. Bütün şahane güzellikle. rile önüme serilmiş olan esir İstan- bulu düşünüyordum. Memleketi- min önün gibi düşman istilâsma uğramış parçalarını düşünüyor. dum. Uzaklarda şeref ve istiklâl uğruna dövüşen ve ölen kardeşleri mi düşünüyordum. Kırk paralık menfaat için na! mus ve şerefini satan ve memleketi de stamağa çalışan alçakları, ha- Ledi Dusmünd benim dalgm ve mahzun halimi farketmiş idi. Bu durgunluğum adeta ona da sirayet etmiş gibi neşesi birdenbire kaç- mış ve o da kendini akşamın sükün ve melâline kaptırmıştı. Bu halinde samimi mi idi, yoksa itiyat halini pıyordu.? Elindekileri bir tarafa bıraka. rarlı durgunluktan bir türlü kurtu lamazsınız. — Ne güzel tahlilleriniz var si- İ zin! İ — Busözünüzde bir istihza yok. sa mersi... Fakat, siz de biraz neşe- lenin. Yanımda öyle somurtmayın. Düşünün ki ben sizin misafirini. zim, Ve siz beni memleketinizde gezdiriyorsunuz, öyle değil mi? Casuslukta hissiyatımı gizlemek. te tecrübe sahibi olmuştum. Fakat bazan öyle biran geliyor ki insan kendine hâkim olamıyor. Müziç bir ihtiyaç her şeyi bile bile beni za- rarlı bir harekete sevkedebiliyor. Netekim, yine öyle oldu, Casus kadmın (memleketiniz) tabiri be. ni çileden çıkarmıştı. Beş altı saat tenberi devam eden arkadaşlığı. mızda kendisine karşı ilk defa lâ- übaliyane bir harekette bulundum. Ve yavaşça kolundan tutarak ken! disini kulenin kenarma doğru gö-| türdüm ve Selimiye önünden Bo. ğaziçine doru uzanan düşman ge- milerini gösterdim: — Sevgili madam! (Memleketi. niz) demekle neyi kastediyorsu. nuz? Eğer burası benim memleke.! tim ise bunlerm burada işi ne? Şu bayraklara bakınız. Acaba kim ki. me misafir bulunuyor? Faraza ben İngiltereye gelmiş olsam Taymis sahillerinde de, aynı şart- lar dahilinde bu kadar çok Türk bayrağı asılmış olsa, siz Londrada beni neşe ve şetaret icinde gezdire- bilir mi idiniz? Evet, burası mu. hakkak ki benim memleketim... Memleketim ama, bugün ben onun sahibimiyim? Ben bugün bir esir. den başka neyim? Filhakika İngilizlerin hizmetin- —— —— | gg Glandokratin DEMEK Ademi iktidarın — Siz neden bu kadar düşünce. ? lis — Düşünceli değilim, Her za- man böyle durgumum. — Siz Türkler, daha doğrusu Şarklılar, biz Avrupalılardan çok farklısmız. — Ne gibi? ” — Biz tabii halimizde çok ne.| şeliyizdir. Halbuki siz ne kadari gezmeğe bayılırdı h onun doğurduğu kızın babasıydı; ve ât meydanlarınm kraliçesi ile kilisede resmen evlenmişlerdi. Yılların çok çabuk geçmesi ve at yarışlarınm artık yalnız aşilzadelere mahsus bir spor olmaktan çıkması, Kârolinin ihtişamını yavaş yavaş sön- dürdü. Karolinin en son parlaması sabık Avusturya imparatoru Şarlm arşidük ve bekâr iken verdiği bir ziyafette bulunmasıdır, Asilzadeler onun bu zi- di. Birinel gelen at, hakemlerin oldu. yefete başkanlık yapması hustsundaj oldu. neşeli ve kayıtsız olmağa çalışsa- miz benliğinize hâkim olan, şu es. Umumi harbin patlak vermesinden bir kaç ay evvel bir eğlence parkmı idare eden bir adamla evlenmişti. Harp esnasında kocasi iflâs etti. Ka- rolin de bütün varını yoğunu rehine vererek aileyi geçindirmeğe uğraştı. Kocası öldü, Karolin de gece klüple- rinde çiçek satmakla ekmek parasi tedarike uğraşlı ve nihayet Viyana -| nm darülâcezesine sığınmağa mecbur | devası demektir. Profesör Steinach ve Brown S£ guardın mesailerile elde edilen mühim bir keşiftir. ö Her eczahamede bulunur. HABER AKSAM POSTASI IDARE EV! Istanbul * Ankara Caddesi ” Posta kutusu: İstanbul 214 |, Telgraf adresi; istanbul HABER Yazı işleri telotonu . 74872 igareveiân > ; 34310 ABONE ŞARTLARI Türkişe | Eemebi 1400 Kr. 27004, 730p 400" 10 senem Sayek 3 aviik v aybk Sahibi ve Meşriyot Müdi ve dum ki evlenemezdim NECİP B de çalışıyorum, Onlara Karir seni patim olduğunu da inkâr etmiye rum, Fakat bu toprağa bağlılığını nasıl inkâr edeyim. Bu sözler, ağzımdan şuursuzd dökülmüştü. Bir gramafon hissizli liğe içimde gizli bir köşeden aki den bu sözleri düşünmeden teki etmiştim. Biran için söyledikleri den çok pişman oldum. Çünkü şımdaki kurnaz kadın, bu sözl üzerine dikkat kesilmiş, demin lâkayrt halini terketmişti. Yi müstehzi bir hal ile; — Demek ki siz milliyetp bir gençsiniz! Gözleri parlıyordu. Hissediyo dum ki, benim, vaziyetim ne o olsun duyduğum eza ve azabı zinsemişti. Ve şeytan kadm bu limden istifadeyi düşünüyordu. (Devamı var) Fakir kızın evlenmesi Bu krem pudraya medyunum Hayatımda en büyük eme mesut bir yuva kurmak arzusu tabii fakirim beni her erkek mazdı tesadüfen parfümeri sesesinden bir esans almak iste tesadüf olacak bana NECİP B yağsız kremini verdiler müess yalnız bu kremi kullanmaklığıl tavsiye etti bir sene bu kremi ig rübe ettim çehremde bir pembeli fevkalâde değişiklik gördüm temadi üç senedir NECİP Bepi mi ve pudrasını kullanıyorum müessesenin bütün mallarına miş yunum çünkü benim fakir bif k olmaklığıma rağmen iyi biliyü HABER ÇOCUK SAYFASI Bilmece kuponu iHasan, Rasim” 4 Basıldığı ger (VAKIT) matbaa e b 4 temmuz — 1938