MİNİ İL m aa K NEVROZİN Hepsine 3000 lira Fiat tahmin müzesi arka cihetinde bahçe rak kullanılan binanın ankazı açık mesi İevazım müdürlüğünde görül vakkat teminat makbuz veya mekt zartesi günü saat 15 de daimi encümende bulunm. İstanbul A DA İlânları içinde evv olunan Ayasofyada Ayasofya elce kimsesizler yurdu ola” arttırmaya konulmuştur Şartna” ür. İstekli olanlar 225 liralık mu ubile beraber 13 Temmuz 936 par alıdır. Fakir kızın evlenmesi Bu krem pudraya medyunum Hayatımda en büyük emelim Zavallı kadın TEKA “iyıg35 BiTKiN BELGEVSEKLİĞ YORGUNLUK (t) (3819) IKTIDARSIZLIK VAKITSIZ iHTIYARLI LEŞ LZ Ee İN “ BULUNDUĞU OĞRAYAMAZ ID CEVAP mesut bir yuva kurmak arzusu idi tabii fakirim beni her erkek ala. mazdı tesadüfen parfümeri mües. sesesinden bir esans almak istedim tesadüf olacak bana NECİP Bey yağsız kremini verdiler müessese | yalnız bu kremi kullanmaklığım ! tavsiye etti bir sene bu kremi tec. rübe ettim çehremde bir pembelik fevkalâde değişiklik gördüm mü. temadi üç senedir NECİP Bep kre. mi ve pudrasını kullanıyorum bu müessesenin bütün mallarına med yunum çünkü benim fakir bir kız olmaklığıma rağmen iyi biliyor. düm ki eyleremezdim NECİP Bey Son günlerdeki havaların bazan yağmurlu ve bazan açi gitmesinden hastalandı, müihiş baş ağrılarına dayan mıyordu. Fakat biran NEVROZIN gibi kıymeti bir ilâcı düşündü ve derhal aldı. i Beş dakika sonra hiçbir ağrı ve sızısı kalmadı. i Mideniz! bozmamak ve kalbinizi yormamak Için sizde dalm veya: NEVROZİN süianmiz | Haliç Vapurları Direktörlüğünden| 1 Temmuz 936 Çarşamba bik olunacaktır. gününden itibaren yaz ile Yeni tarife iskelelere asılmıştır. Cep tarifeleri gişelerde sal 464 FAU a sunis; sevincinden ağlıyarak kimisi gülerek, anlatılmaz bir hal. de birbirini itip kakarak kapıdan dışarıya fırladılar, köprüyü geçe- rek Parsin sokaklarına dağıldılar. Artü: Bastilde hiç kimse kalma- mıştı, İ Pardayan: İ > Şimdi biz de gidelim! dedi Şarl Dangulem ile beraber 35- ma köprüyü geçtiler. Şapkası elinde olduğu halde Pardayan ile arkadaşmın peşin- den gelmekte olan çavuş: — Mösyö lö kumardan! dedi. — Ah birader, hangi kuman- dandan bahsediyorsunuz? — Sizden monsenyör, siz Bas- ilin yeni kumandanı değil misi- niz? K Pardayan eliyle alnma vurarak: — Sahi... Bak, az kalsin unula” enktım. Dostum, şimal kalesine giderek arkadaşlarınızla beraber hapsolunmuş olan kumandanı * zı da kurtarınız. Mösyö Löklerki ikinci kat bodrumda bulacaksı - nız. O, orada kimbilir ne kada" küfür etmiştir. Haydi, durmayı - nız dostum. — Fakat siz yeni kumandan değilsiniz demek? çime bunu sorarken korku" sundan bembeyaz olmuştu. Pardayan, alay ettiği sıralarda takınmağı âdet edindiği gayet bej yük bir soğukkanlılıkla: STA -- Ben mi? Çıldırdınız mi a yol? Ben demin sizin hallerinize acıyıp salıvermiş olduğunuz 3a - vallılar gibi bir mahpusum — İşte bakınız onlar gibi ben de çekilip idiyorum. " Geni yıldırımla vurulmuş gi" bi olduğu yerde kaldı. Aklı başr geldiği zaman Şarl ile Parda” na yan uzaslaşmışlardı. : Pardayan arkasına dönerek ça' mi Kumandana söyle ne za” man isterse emrine hazırım! de : di. Çavuş saçlarını yolarak: —— Silah başına! İsyan var!. iye bağırdı. yeri anda Şövalye ile genç Dük Sentantuvan mahallesinde gözden kaybolmuşlardı Çavuş « deli bir halde kapının önün ler geçmekte olan bir devriyeye içeriye girmesini emretti, Fakat devriye koşar adımla surlara doğ idiyordu. Bunun için çavuşun isteğine aldırmadılar bile eg Bundan maada, Parisin için den yükselen sesler, çavuşun em- rini duymalarına engel i olmuştu. Güneş oldukça yükselmişti Evle- rinden çıkmamış olan bir kaç ki- şinir. gözüne çok tuhaf bir mam zara çarpıyordu. Her ev bir kale haline getirilmiş, sokaklara zincir gerilmiş, eli silâh tutan herkes soluğu siperlerde almıştı maktadır. (3852) FAUSTA 461 ———————— m kerleriyle birlikte Parise girerek muhafazası noksan olan yeraltı yollaıdan biriyle Bastilin işgal olunmuş olduğunu sanmışlardı. Halbuki Pardayan içeride as- kerleri mağlüp etmiş, kaçanlar, binbir türlü haykırışlarla önlerine çıkanı yıkıp kırarak ortalığa büs.| bütün korku saçmışlardı İ Kısaca, koridorla avlınin hali| pek müthişti. Otuz kadar ölü ve| yaralı yerlerde yatıyor ve mah. puslardan iki ihtiyar, ölümün ku- cağına atılarak ebedi hürriyete ka. vuşmuş bulunuyorlardı Pardayan ile Şarl Dangulem,! Kalabr, Monseri ve Sen Malin bir kaç niye kadar konuştuktan son-! ra bir plân tertip ettiler Beşi bir- den : alenin kapısına doğru ilerle- diler, Oradan, buradan henüz bazı tüfekler patlıyor ve bazı askerler silâhlarını atarak kaçıyorlardı. Bu sırada; — Gebersin Giz! — Merhamet! — Yaşasın kral... sesleri ytik- selmekteydi. Pardayan büyük kapının önüne geldi. Orada yirmi kadar muhafız durmuş, kapıyı müdafaa ediyor- lardı. Pardayan bir dirsek darbesiyle camı kırarak, başı kanlar içinde, saçları ürpermiş, müthiş bir halde askerlere gründü ve: — Kral namına teslim olunuz!,. Bastilde iki bin kral askeri var. de- di. Askerler: — Yaşasın kral! diye bağırdı. lar, — Silâhlarınızı atınız! Neferler tüfek'erini ve öbür sis lâhlarmı pençere parmaklıkların. dan dışarıya fırlatıp attılar — Alâ! Artık yerinizden kımıl- danmayınız. Yoksa öldüğünüz gündür. Rahat duranların canları bağışlanacaktır. Zavallı herifler korkuyla: — Yaşasın kral mahvolsun Giz! diye bağırıştılar. Sen Malin ile Monseri ve Ka- *abr Lüyük kapıyı arkasına kadar eçarsk asma köprüyü indirdiler. Ve yp — Haydi kaçalım!... dediler.” Pardayan: — Gidiniz! dedi. — Ya siz? — Nenize lâzım? Siz gidiniz?... — Allaha ısmarladık Mösyö 48 Pardayan; Size borçlu olduğumu- zu unutmayınız! Her üçü birden ileriye fırlıya- rak köprüyü geçtiler ve gecenin karanlığı içinde kayboldular. Şarl Dangulem, Pardayana ha“ reketlerinden bir şey anlamıyarak bakıyor, fakat ona karşı beslediği itimat biç sarsılmamış bulunuyor. du. Acaba bu anda Pardayanın '