miş şeydir. (Newyork mektubu) N kız muallim mektebi. * direktör muavinini, ikinci #£- N pi dört kız. dağa kaldırmıştı. © yapılı direktör yerli yerine 1: ndükten sonra gazetecilere hiç sk Yikâyeti olmadığını, bütün ge- eş esnasında fevkalâde izzet ve > İtam gördüğünü söylemiştir. i Akşam üstü geç vakitti. Tale- “ iler yatakhanelerine çıkmışlardı. Y ve bahçeler tenha ve 1ssızdı. direktör muavini Havard i ik Or yazıhaneye oturmuş günde. FN Yapor ve kayıtları tetkik ediyor. F* || Bir metre altmışiki santim bo- pi Nada ufak tefek yapılı olar Bİ Üreleiğr muavini Taylor masasınm Mündeki kâğıtların birkaç tanesi- im geçirdikten sonra, gün- ng çalışmasının kâfi olduğuna r vererek paltosunu © giymiş, il, Ya dolabı kapağmın gerisinde alamı aynada kravatını düzelt. vd VE Arkasmdan yazıhane oda- el arak, idare binasınm loş : Horlarmdan aşağıya yürümüş, <“İ bahçede açık havaya çıkmıştır. “İş a iki adım atmamıştı ki, beli- vrtasına sert bir şeyin dayan- vi İm ve arkadan: RR , N ” >— Eller yukarı; dosdoğru yeşil ef Mobile yürü!,, sesini işitmiştir. Binlerce talebesi tarafımdan çok 'en şakacı direktör muavini bu taka falan değil, fakat bir m olduğunu anlamıştır. Elleri N İ yukarıya hem de müm- “İk, olduğu kadar yükseğe kaldır- e Bununla beraber sesin sa- Ni tanımış ve: >> Marion bu havada eller yu- | 4 'olarak yürümek insanı dondu. “ il Çeneni tut da yürü!,, | dasını vermiştir. ö tom obile yaklaşınca kanı şak- d açılmış ve içeride ikinci st- « #, 4n iki kızla şoför yerinde bir ka görülmüştür. Direktör W, Vini arkaya oturtularak Mari- e iğ da $oförün yanma geçmiştir O- “Obi geniş bir yarım daire çize- taddeye çıkmıştır. Şehirden hayli wzaklaştıktan sonra ana i “*den ayrılarak © daracık dağ si #apmışlar, bu zıkzak yolda deicok gittikten sonra otomo- a a almaştar. t ismıfın kaşkanı ve bu dört Mya çetenin lideri o- ion direktör muavinine dö- d ” ş“ Bay Taylor, yarın ikinci smıf i ” nen mühim bir (Ogünüol- ş 4 bi, ber, mektebin (idaresi Merasim tasarlamamıstır mein mümessilleri sıfatiyle leyi elimize almağa ve biz- N.' İs demiştir. Fakat ayni tatlı) İlo! Allo!... Macar radyosu Haber Veriyor! tıkları Korkunç bir hırsızlık e Amerikan kızlarının yaptıkları Bayan “Şakası!,, akası!,, Müdürlerini dağa kaldıran küçük | , hanımlar da görülmemiş, işitilme- i Ne dersiniz? Böyle “serbest, mMaarifçiliğe taraftar mısınız? lere bir tatil günü veren bu ve- sikayı imzalamadığmız takdirde size eza ve cefa yapmağa karar verdik, demiştir, Direktör muavini uzatılan vesi- kayı okudu. Bunda: “Ben ikinci sı- nıf gününü bir tatil günü olarak i- lân ediyorum,, cümlesi yazılıydı. Bunun üzerine direktör muavi- ni uzun uzadıya izahata girişerek. tatil yapmanm kendi salâhiyeti da. hilinde olmadığmı anlatmağa uğ- raşmıştır. Fakat Marion kandırıl- ması güç bir çete reisi idi. Direk- törün sağında ve solunda oturmak. ta olan iki kıza döndü: — Onu bağlaym.. Bay Taylor, şunu da hatırmızda tutun ki bunla. rı hep ikinci smıfım uğruna yapıyo. ruz, Kızlar direktörün bileklerini bağlamak ve ağzmı tıkamak için bir iple bir mendil çıkardılar. Taylor'ün bilekleri bağlandı. Ağzına mendil sokularak tıkatr'dı. Bunun üzerine kızlar otomobilden çıkarak az ötede kendi aralarında gizli gizli konuştuktan sonra, şaka. dece bir çocuk şakası olduğuna ka. rar vermiş olacaklar ki tekrar oto- mobile binerek gerisin geriye mek. tebe dönmüşlerdir. Ortalık karar. mağa başladığı halde ikinci sınıfm 400 talebesi büyük toplanma salo- nunda toplanmış bulunuyorlardı. Taylor bileklerinden bağlı olduğu halde dört yüz talebenin önüne gö- türülmüş ve kürsüye çıkarılmıştır. Ağzmdaki tukaç almır alınmaz di- rektör muavini şu sözlerle gürle- miştir; — Arkadaşlar, arsız çocuklar ve mektep kanununu çiğniyen şrma- rik kızlar! Size dağılm diyeceğim amma, dağılmıyacağınızı biliyo. rum. Fakat tuhaf değil mi, kızlar der- hal dağılmışlar ve sessizce çekilip gitmişlerdir. Mesele böylece ka - panmış olmakla beraber, işin sa - dece bir çocuü şakası olduğuna ka. rar verilmiş ve mektebin prestiji bakımından polise ve hükümete aksettirilmemiştir. Fakat ertesi günü ikinci srmıf günü olarak mek-| tep tatil edilmiştir. Ancak bunun bir teamül olup olmıyâcağı henüz belli değildir. Belki de tatili ko- parmak için her sene ikinci srmıf Bay Taylor'ü, soğuk künunusani a. | yının son günü dağa kaldıracaktır, Matmaze! Marion'un silâhı olma dığı ve Bay Taylor'ün arkasına da-| yadığı çelik parçasının kocaman! bir anahtar olduğu anlaşılmıştır. “Kadın sır tutamaz,, sözü me-! ğerse ne doğru imiş! Hiç kimse bu hâdiseden haber almamışken kız- lardan birisi çenesini tutamamıs ve bunu “My Journal, gazetesinin! ütün İKuşpalazı Macaristanın Üniversite şehri olan Pecs ahalisi tavuk | ve tavşan yemekten vazgeçmişlerdir. Bunlar kendilerine | tanımadıkları kaynaklardan posta ile gelen ve içlerinde | yiyecek yahud ilâç bulunan paketleri derhal pölise teslim etmektedirler. Ahalinin bir kısmı kimsenin karıştırmaması için yiyecek dolapralie büfelerine asma kilit takmışlardır. Bütün bunlara #cbep de bütün şehri şüpheye ve nihs- yet dehşete düşürmüş olan bir takım esrarengiz hâdiseler. dir. Mesele de bundan birkaç gün evvel bir gece radyoda musiki programım tam ortasında bir sesin soluk soluğa şunları söylemesidir; — Dikkat! Hayvanat Enstitüsü Iâboratuvarmdan iki kilo kadar Siyanit 45 Potass çalınmıştır. Bu öldürücü, müt hiş bir zehirdir. Polis bunun bir deli tarafından çalınmış olduğundan şüphelenmektedir. Belki de toptan bir katliâm tasarlanmaktadır. İşte bunun için herkes kendini koruma- ğa dikkat etmelidir. Bilhassa çocuklarınıza göz kulak olur! Bunlara tanımadıkları kimselerden yiyecek bir şey kabu! etmemeletini söyleyiniz. Bulacakları şeker, şokola ve şe kerlemeri yememelerini tenbih edinizL Radyoda yapılan bu neşriyatı henüz heyecanı geçme miş bulunduğu bir sırada da gazeteler ayni lâboratuvar dan bir başka hırsızlık yapılmış olduğunu yazarak bütün ahaliyi yeniden korkuya düşürdüler. Kendilerine kuş pe Yazı aşılanmış on iki tavşanm çalındığı yazıldı. Tavşanlarla tecrtibeler yapan doktorlar, bunları bir kafese kilitlemişlerdi. Geceleyin meçhül bir el kafesin pen ceresini kırarak hayvanları almış. Pecs ahalisi bunu okur okumaz tavşanlara karşı duy dukları iştihayı kaybettiler. Polis tavşan satılmasını me" etti ve et pazarmı sıkı bir kontrol altma aldı. Hırsızlığın olduğu gecenin sabahı piyasaya satılmak © üzere bir çok tavşanlar getirilmişti. Polis bunları toplryarak Oo muayene için lâboratuvara gönderdi, Bunların arasından üç tanesi” nin kuşpalağı mikroplarile bulaşık olduğu anlaşıldı. Fakat kimin tarafından satıldıkları bir türlü meydana çıkarıla madı, Şehirde artık hetkes biribirinden şüphelenmeğe baş ladı. Çocuklar âdeta evlere hapsedilerek sokağa çıkarır maz oldu. Polis bütün hararetile tahkikata girişmişken ayni boratuvarda bir hırsızlık daha oldu, Tifo mikroplarile âşı- lanan beş tavuk kaybolmuştu. Bunun üzerine bütün tavuk alış verişleri derhal menedildi. Bu emir tavuk tüccarları na ağır bir darbe oldu. Zaten tavşan satışlarının memnı» iyeti yüzünden epey zararlara uğramaktaydılar. Tavukçir larm sızlanmalarma bu sefer de heyecanı artmış olan bir tün ahalinin şikâyetleri katıştı. Efkâr: biraz teskin etmek mecburiyetinde kalan polis müdürü böyle hâdiselerde âdet olduğu üzere hırsızın kısa bir zamanda yakalanmak üzere Londrada gürültü | ile mücadele İ Londrada gürültü ile mücade- le hâd bir şekil almıştır. Parlâ - mentoya bir kanun lâyihası ver - mek dahi düşünülmektedir. Londra sokaklarmda mücade- le edilecek gürültüler arasında s0- kak muzikacıları da vardır. | Macaristan heyecan içinde! Bir deli müthiş zehirler çaldı! aşılanmış tavşanlar, tifolu tavuklar evlere gönderiliyor bulunduğunu ilân etti. Fakat hakikatte ise ne yapacağın kendi de bilmiyordu. Vaziyetten en ziyade müteessir olanlar, doktorların kendileriydi. Tahkikatta polise yardım etmek için elden gelen her şeyi yaptılar ve nihayet bu esrarengiz hirsizlik ların sebebini büler gibi oldular. Lâboratuvara giren hir sız kimse, bu hayvanların bulaşık mikroplarla aşılı olduk. larını herhalde bilen bir adamdı. Bundan başka Siyanit dö Potasm da öldürücü bir zehir olduğunu ve enstitüde bundan bir miktar bulunduğunu biliyordu. Bu takdirde hırsız lâboratuvarda olup biten işlere vâkıf bir adamdı. Doktorlar böylece bir karar verdikten sonra yirmi beş sene İboratuvarda hizmet ettikten sonra az evvel tekaik de çekilmiş Mihael Nagy adlı memurdan O şüphelendiler, Bu tuhaf bir adamdı. Hayvanların âmeliyat masasında par çalanırken çırpınmalarından bilhassa hoşlanırdı. Hattâ bir gün nisanların da böyle parça parça edildiklerini görmek istediğini söylemişti. Polis bunları duyar duymaz hemen Nagynin koştu; fakaç geç kalmışlardı. Herif sevışmış; nereye git tiğini kimse bilmiyordu. Çalmış olduğu tavuk, tavşan ve zehirdön de bir iz bulunamadı. Macaristanm bütün pol ve jandarma merkezlerine bu adamın eşkâli bildirilmiştir Herkes onu aramaktadır. Tavuklarla tavşanları ve rehiri bu adamın çaldığı farzolunsa bile acaba bunları ne yapmak istiyordu? Şimdi bunlar nerededir? Beraberinde mi £” türdü; yoksa öldürüp gömdü mü? Acaba şehri en korkunş hastalıklarla bulaştırmak için bunları asliverdi mi? Bu suallerin cevapları ne olursa olsun Pecs ahalisi daha uzun müddet ne tavuk ne de tavşan yiyeceklerdir. - evine Madam Lupesko zayıflamaya çalışıyor Diplomatların yapamadığını muhabirine anlattığı hikâye gaze- tede basılmıştır. Tam da anlatacak adamı bulmuş, değil mi? » # Li HABER : Bizce, bu hâdise, Amerikada mektep sisteminin hayli bozuk ol- duğunu gösteriyor. Tevekkeli de- ğil, geçenlerde bir Fransız gazete- si yazıyordu: Amerikada, müsellâh kuvvetlerin iki misli miktarında haydut varmış da Gangster belâsını bu yüzden ö. nüne geçilemiyormuş. Kızların bi- le bu gibi “şakacıklar,, tertip ettik. leri bir memleketin manevi istik- belinden ümitvar olabilir misiniz? Bizce, Amerikan usulü serbest mektepçiliğin iflâs ettiğine bun- dan daha güzel bir misal gösterile-| Romanya Kralı Karolun göz desi olmakla tanınan kırmızı saçlı kadm Lüpesko, belinin biraz ka- lnlaşmasmdan dehşetle ürkerek sıkı bir zayıflama perhizine gi» miştir. İngilizce “The People,, gazete si buna garip bir mana vererek diyor ki: “Madam Lüpekso şişmanla. maktan korkuyor. Çünkü bundan Romanya devlet adamlarmm on senedenberi çalışıp da elde ede medikleri bir netice çıkabilir: O da Romanya kraliyle aralarmdaki bağın çözülmesidir... Madas Lü pesko, son aylar içinde Parise ve Riviyeraya Kral Karolla gittiği sr. rada, Bükreşte daima tatbik ett ği perhiz usulünü bırakmıştı. Ni hayet tekrar Bükreşe döndüğü za man ağırlaştığı ve vücüdünün a na hatlarının düzleştiğini gördü. birkaç kilo et ve yağ başarabilir.. er & gi a em Söylendiğine göre, Kralm göm desi şimdi saatlerce zayifleme id- manları da yapmaktadır. Madam Lüpesko'nun arkadaş» ları, kendisinin ilk otuzlarmda ol- duğunu söylivorlar. Eskisinden biraz daha dolgun fakat “göz ka» mele si taşi,