0 Z min HABER -— Akşam postas, 22 MART — 1935 a © kA İN YIKOALI KA YAZAN; İSHAK FEDD Tefrika No. 72 Yazan: Murad Sertoğlu 79 Celâl ile Leylâ tevkifhanede göz göze gelince şaşaladılar. Celâl karısına döndü: — Şu Françeska Bertini ne yaman kadın değil mi-Nesrin? — Efendim, Leylâ hanım volis-| Leylânın uzunboylu düşünme Leylâ başını sallıyarak gülün” teki ifadesini tamamiyle inkâr edi sine meydan kalmamıştı. Gardi -! sedi: k yor. Bütün bu sözler mügalata-| yan Leylâyı aldı, müdüriyet dai | — Ah,çok teşekkür ederim” N — Evet, anladığın gibi.. Yarım! istirahat size ve kardeşim Lükrese Simonu bulür, kendisine yüz altın; kâfi gelecektir. Bir hafta sonra si- verir, ve bu rivayeti musevi adam-| zi beklerim. larr vasıtasiyle ortaya çıkarmasını! o — Allah işini rast getirsin! bildirirsin.. İ Kardinal odadan çıktı. Üç si- — Sonra! lâhşor kendisini bekliyordu. Bera- — Sonra aradan bir iki gün geç. berce esrarengiz konaktan çıkıp sin. Halk arasında bu rivayet alsın gittiler. yürüsün.. Papaya da şu hazırladı- i #ım ikinci mektubu gönderirsin... Yalnız bir hata yaptım. Geçen mek! © Vatikan gene heyecan dolu bir! tubumu kendi el yazımla yazmış-| gün yaşıyor. Kardinal Fernando. tum, Bu sefer plân: değiştirdim.! sabahleyin erkenden odasında ölü bulunmuştur. Ve hekimbaşı Fari- —)2— DİN DEĞİŞTİRMEYE DAVET dan, yalandan başka bir şey değil! relerindeki alem odasına götür; Borcumu verecek kadar para dir. Herşeyden önce şurasını Söy-| dü. liyeyim ki, Leylâ hanım Beyoğlun- Leylâ kızından önce Celâlı gör- da çok tanınmış kadın simaların-| müştü. vardı. Fakat, dedim ya,. İş ina“? i bindi, Parayı kasden vermemi için yatıyorum. Başka birdi yezmiyle yazdın, Mek dan biridir, Hayatı sfahat ve ent: || | — Aman yarabbi! Adada se). Leylâ mevzuu değiştirmek MİİİLÜ tubu bir de sen oku! | yani ortada yoktur. rika içinde geçmiştir. Her gün bir) viştiğim çocuk, kızımla. evlen - | bu sözlerin. arkasından Nesrif | € Sezar mektubu açarak okudu: Papa İnosan bu haberleri aldığı| macera pese Sam hiç birlilemişiz İl IN “Allahın yer yüzündeki muhte-| zaman yıldırımla vurulmuş gibi ol-| . kekle meşru bir hayat yaşamak Diye mırıldanarak yanlarma — Nasıl, kocandan memnüf” rem mümessili papa hazretleri! | du. Artık yıpranmış olan muhake- arzu ve temayülünü göstermemiş.) girdi. Nesrin bir gün önce annesi-| musun, yavrum? 4 Hayatınız bugün büyük bir teh-| mesini zorluyor, zorluyor.. Fakat tir. Yeni yapılan tahkikata göre,! le konuştuğu gibi davranmıştı — Çok memnunum, anneciğiMil (a like içinde bulunuyor. Bu tuzakla”) bir türlü işin içinden çıkamıyordu.| | .yjâ hanımın doktor Şahap e ce i N rı size hazırlı yan Fariyani kardi-| Derhal yanına muhafız kumanda-| kaszddszi başka, ayrıca birçok ci- - Elinde büyüdüğüm teyzemi Celâl, Nesrinin yüzüne hayret” Yy nal Pol, Jüstinyen, Borjiyadan s0n-| nını çağırdı. Ve ne yapıp yapıp Fa- nayetlerde de parmağı olduğu an-| takdim ederim... | lebaktı. 5 Ny ra Fernandoyu da öldürdü. Şimdi! riyaniyi bulup getirmesini emretti. laşılmakiadır; Leyli banım, ce Dedi; Celâl,“ Laylâyı görünce Nesrin birdenbire öyle bit” p* artık mra size gelmiş bulunuyor. Hekimbaşınızın bunu yapması- na sebep, Vatikanda esir olarak Ziy” Zabıtamızın çok değerli memurla: elini öptü, Biribirleinin yüzüne| de feci bir iskandal olacaktı. - (W yn es adele dere! öğe ibadet odasından rından Yılmaz bey Leylâyı Mısır. hekaniyyoslar.. Çöz eöze:eektek beğ İk Nesrin kü A N ter. Osmanlı Mi bu iş için! çıktığı zaman oda hizmetçisini ken dan İstanbula getirmeğe muvaffak beee enne bi Zi iin GM si Gi e” “lk, fi kendisine büyük bir para vermeği| disine muntazır bir halde buldu. olmuştur. Yılmaz beyin hukuku 1 bili m LEE e döle Bük bee e ii da veli er : ie mumiye şahidi sıfatiyle mahke-| * ilsine i ki, kocası"daha birkaç denberi hem anne, hem de t dp ai H. 0 e o ük di ardi esi, celbini rica ederim. ay önce Büyükadada annesiyle se-| der. Ben de onu kızım gibi sey? Mar iAkat edin! Hayatınızı kurtar- — Büyük salon: inallar ve mak istiyorsanız Romada bir yere gizlenmiş olan Fariyaniyi bulun! Ona bir zindana hapsedin. Siz de| ölüm ve zehir dolu Vatikandan u- Bundan sonra hususi ibadet o - dasına kapandı. Ve dört saat yal - nız başına durmadan allaha yal - Cem Sultan dünkü emirleriniz ü- miyet için büyük bir tehlike teşkil eden, korkulacak tiplerden biridir. | titredi.. Nesrine bir şey sezdirme- meğe çalışarak eğildi ve Leylânm karmıştı ki, eğer Leylâ vaziyel Nİ kurtarmamış olsaydı, tevkifhan€” “O Heyeti hâkime kısa bir müza- vismişti! rim. Zaten benim çocuğum olm” Celâl, Leylâyı tanıdığını Nes- dığı için, Nesrine karşı bir ana $€ zerine toplanmışlar, sizi beklemek- tedirler. Sekizinci İnosan birdenbire ha- kereden #onra, davanın on gün sonra rüyetine ve Yılmaz beyin mahkemeye celbine karar vermiş- rine belli etmemek için, dişlerini #rkarak ve itidalini toplryarak sor- katiyle bağlıyım. Onu görmee* duramam, Çok teşekkür eder Ni, “| ki, oda büyüdüğü zaman beni R tiz zaklaşın! Hele gezelerinizi kat'iy-| tırladı. Nasıl da unutmuştu. Halbu.| tiz e ede oleik — Neden dolayı tevkif edildi-| mutmadı. Böyle kara günleri yen burada geçirmeyin! ki bugün aylardan beri kafasının i- Ley # adliye: is sıkar yer gey niz hahirtiğferidi? arayıp:sormak, faziletini i$ Emin ölun ki ba yazıları “size| çinde tasarladığı bir plâtim tahak' a d emailime İ — Ehemmiyetsiz. bir alacak Nesrin geniş bir nefes alm" /” * 1 Leylâ ogün mahkemeden tev i yazmağa beni sevkeden şey; sırf size harşı olan sonsuz hürmetim- kuk günüydü: Cem Sultanm dinini değiştir meselesinden. iii Celâl ciddi bir tavırla sordu: Leylâ bu sözlerle, kırılan potu er mir etmemiş olsaydı, Celâlin için he kifhaneye döndüğü zaman saat dir. mek! on ikiyi vuruyordu. Eleni, Leylâ — Vah vah. Böyle ehemmiyet! şüphe girecek ve bu anne sözü “| i Bir papas,, Ah, eğer buna muvafak olursa| Bin yanma koştu: siz bir alacak meselesinden bura-| nun beynini kurt gibi kemirece#” | * Sezar Borjiya mektubu oküduk- dünya tarihinde pek büyük ve mis. — Kızınız gelmiş, hanımcığım!| ya gelmek... Doğrusu şaşılacak Celâl, her söze çabuk inni! a Can ddüva: li olmıyan bir iş yapmış olacaktı.) Kalem odasmda sizi bekliyor. | şey, çocuk ruhlu bir gençti. “Pe — Güzel! diye homurdendr. Osmanlı imparatorluğunun tahtına — Mahkemeye gittiğimi kendi. — Evet. Şaşılacak şey. Bütün — Nesrin sizden çok bahset” yarı yarıya sahip bulunan bir pren- sin hıristiyanlığı kabul etmesi, İs- tanbulu zapteden ve bu suretle hı- sine söylediler mi acaba?.. — Bilmiyorum., Nöbetçi gardi. yan belki de söylemiştir. : — Şimdilik allaha ısmarladık.. k Yapacağım iş hakkında sana iza - hat verecek, yol gösterecek deği - İ dostlarım 'da sizin gibi söylüyor - lar Fakat, bu benim icin bir izzeti nefis meselesi oldu. Paravı verme. mişti — diye cevap verdi — te finizi haber alır almaz izmitte | t İstanbula koştu. Onun İstanbu”! lim, ristiyanlığın şarktaki en büyük kuv! Leylâ kızmin * gözüne görün.| mek için doksan bir gün yataca-| gelişi pek de fena olmadıya.. — Güle güle.. Öyle ümit ederim! vetini kıran bir imparatorun oğlu-| memek için ne yapacağmı bilmi -| ğrm. sizi ziyaret etmiş olduk. Hem Ne ki ben de sana lâyık bir evlât ol.) nün kendi dinlerine gelmesi ta-| yordu. Mahkemenin verdiği üzün-| Celâl müteessir oldu: dün gece çoktanberi hasretini i duğumu isbat edebileceğim. savvurün fevkinde bir zafer Ola-| tü ve ıztıraplar yetişmiyormuş gi » — Bir yardımımız dokunabilir) tiğim sinemaya gitmek fırsat“ — Allah işinde yardımcm ol -| aktı. bi, şimdi de iki saat kızı ve dama! mi acaba?... Borcunuz büyük bir) bulduk. j pi gi (Devamı var) ' dr ile mi konuşacaktı? şey değilse bir çaresine baksak. (Devamı var) Y'& — Yalnız #nı gidiyorsun? Giz — a e 2 * — Hayır.. Üç kişiyle birlikte. KOC 7.wY71 A | Bi #4ad: — Kim bunlar? İl 4 Ağ ği — Fariyami ile birlikte odama geldiklerini söylediğim üç yaban- EM — Aman baba, ne yapıyorsun? Bumlara hiç itimat edilir mi? — Bunlara itimat, her halde ev- dekilere itimattan daha evlâdır... İyi ki bü suali sordun. Sana da tav- siye ederim. Ben gider gitmez, bi- rer bahane ile bütün evdeki muha-' fızlari bir yana sav,. Bunların hiç! birine artık itimadım kalmadı. E-, ğer bunların eline kalsaydım. çok-. tan öbür dünyayı boylamış olacak- tım. -— Bu köpekler zaten benim de hoşuma gitmiyorlardı. — Yalnız dikkatli hareket et! Yavaş yavaş iş yap! — Merak etme baba! Kardinal oğlunu süratle takdis »tti, Tam kapıdan çıkarken tekrar durdu. Başını yavaş yavaş geri çevirdi: rim? vi — Ne vakit... geri... dönebili - Sezar Borjiya-bir-müddet kafa: Tetrika NO. 79 Kapı arkamdan kapanınca bana öyle geldi ki da ha iyi nefes almağa başlamıştım. Fakat . yüreğimin sızısı bütün etlerime geçmişti. Her yanım dayak ye miş gibi sızlıyordu. Birdenbire kendimi o kadar hal siz buldum ki taşların üzerine ( yuvarlanmamak için perdeye tutunmağa mecbur oldum. Birkaç saniye sonra kuvvetim yerine geldi. Birin ti kattaki daireme çıktım. Hemen aldığım bir Kordiyal beni oldukça kendi. me getirdi. O zaman hiç düşünmeksizin, hiç bir gaye ve mak sadım olmaksrzm yalnız acı düşünceler e girdabına dalmamak. ağlamamak, haykırmamek ihtiyaci içerk sinde şapkamı başıma koydum, Mantomu da giyerek çiktim. Sokakta ötomatik bir hareketle *<la döndüm Bir sokağa gitdim. Sonra bir başkasına. Hep gaye siz ve maksatsız. Yalnız yürümek için. Kaçmak » çinl.. Kaçmak mi. nereye? dum. Bir sevki tabii ile ğ sürükleriyordum.. Bir şey kırıp da çok korkan bir çocuk gibi.. Efendinin kızgm #esini işitip de dayak yiyeceğinden ürken bir köpek Çok yorgun, bâcaklarımm artık beni | taşımağa gücü yetmediği vakit karanlık olmağa (o başlamıştı. Akşamın serin havası beni oldukça yatıştırmıştı. Ka- lamın içerisinde çınlayan çıngıraklâr yavaş © yavaş durdu. SU Ayaklarım bozuk kaldırımlarda yüörümemek işin inat ediyordu. Ancak o zaman etrafıma bakındım. Nerede olduğumu kendi kendime | . Tenha bir yerdeydim. Tek tük geçenler akşamim, bu saatinde beklendikteri sıcak yüvalarina yavaşçi We gürültüsüz ce gidiyorlardı. Sık ağaçlı büyük ve geniş bir bahçede bulunur yordum. Burası İstanbulun dışarısı olmalıydı. Ağıç larm sık yaprakları ârasında parlayan tek (tük elek” trik lâmbaları orayı burayı hafifçe . aydınlatıyordu. Farkına Varmadan kırlara doğru açılmıştım. Yahud da çok uzak semtlerden birisine gelmiştim, Kendimi evimden çok uzakta bulmak beni hiç hayrete düşür medi. Yalniz yorgunluğum çok yirüdüğümü bana an İattı. Düşüncem bu noktadan öteye geçmiyordu. Geceyi evimden dışarda geçireceğim hiç batir» ma gelmedi. Evdekilerin meraka düşeceklezini, beni aramaya çıkacaklarını, bu geç saatte artık eve dör mek lâzmmgeldiğini hiç düşünmedim. Bütün 'duygu larım uyuşmustu. Gayri ihtiyari ellerimi mantomun © ceplerine gö türdür. Ceplerin boş olması bana çok nahoş geldi Az çok yanımda para bulunmasına - alışkmdım. Fakat eğer bu #kşam çantamı almış olsaydım yapt ğım bu hareketlerin hiç birisini yapmıyacağımı bili yordum. Şu sıradaki yorgunluk ve halsizliğim A öteki duygularımdan üstündü, Oracıkta gözüme ; şen banklardan birisinin üzerine kendimi âttım. le oturmakla bacaklarımdan vücuduma doğru bü bir rahatlığın yayıldığını hissettim. Gözlerimle © kim uzunluğunu yoklıyordum. Oracıkta uzanmak na öyle rahat, öyle cazip görünüyordu kil, Fakat umumi bir bahçenin sıralarına (uza! h bir aile kadınına yakışmazdı. Bunun için büyük öğ * ihtiyaç duyduğum bu rahatlığın cazibesi bütün WE muş azalarıma rağmen hükümsüz kaldı. Kollarım bankın arkasına geçmiş, başım ark? doğru kaymış. gözlerim yarı kapalı, derin bir ihtiyacı içerisinde kendimi bırakıvermiştim. : Ön den vakit vakit gölgeler süratle geçiyordu. Birisi na doğru ilerler gibi oldu. Gölgenin yakınımda # ; müddet durduğunu sonra yaklaştığını üzerime 1 o | ru eğildiğini kâbuşa benziyen derin bir o uyuşü' içerisinde hissediyordum. ; Bir el kolurm tuttu. Bir baş yürüme (doğfğüN Zildi. Az daha korkudan haykıracaktım. Bitar il fakat kat'i bir ses: S — Geliniz Samiye, burüda kalmak doğru biti değil, / Arif Nedreti tanıyarak sesim boğazımda &l Onun birdenbire peyda oluvermesi beni hiç K madı. j Benim gibi onun da orada bulunması tabif © miydi? *şte o sırada duyduğum empresyon yalnız lardı. G ” (Devamı var).