| pray ET Di Fenne uygun olmıyan bir elektrik tesisatı CEREYAN KAÇIRIR ve SARFIYATI ÇOĞALTIR Elektrik tesisatı Bir defa yapılır iYiSiNİi yaptırmak menfaatiniz icabıdır. SA kai en mükemmel tesisatı 12 AY VADE iL7 YAPAR SATiIKL Şubelerine müracaat kâfidir. —— — 8000 Kilo Gaz yağı : 5000 ,, » İnhisarlar U. Müdürlüğünden: 8/1V/936 Çarşamba saat 14 Demir tel ii ” , 1S Şartname ve nümunesi omuci bince böler cins ve miktarı ya- ili malzeme pazarlıkla satım aş caktır. Vermek istiyenlerin hiza- dm yazıli gün ve saatlerde © 78 “güvenme paralariyle (birlikte bataşta levazım ve mübayaat şu besindeki alım komisyonuna mü- İ men bedeli 16360 liradır. İstekli- FRANSIZCAYI Tam ve mükemmel o öğrenmek İçin yegâne çare: Bu ere KÜLTÜR BAKANLIĞI ta» ratından bütün sivil Jiselerde ve GENEL KURMAY BAŞKALIĞIN - CA DA Harp Akademisi, Harbiye mektebi ve bilümum askeri İiselerde yardımcı kitap olarak kabul edilen: Kuleli Askeri Lisesi Fransızca öğretmeni M. Ali Uluergüven in telif etmiş olduğu 1 — Fransızcada cümleler (o ve ibareler 300 sayfa, 80 kuruş 2 « Fransızcada sigalar ve zamanlar. 150 sayfa 50 kuruş adlı eserlerini mutlaka okuyunuz. Sa ği deri: Karaköy Hüsnü Eczanesi, İl yoğlunda Haşet, Tünelde Serkiya- dis, Ankara caddesinde İkbal, Beya- zıtta AKÜN kütüphaneleri. istanbul Harici As- erikıtaatı ilânları Niğde Garnizonundaki kıt'ala- rın ihtiyacı için 126000 kilo ek - meklik Un kapalı zarf usuliyle ek- siltmeye konulmuştur. Muham - ler şartnamesini her gün komiş - yondan parasız alabilirler, Eksilt- mesi 2 — Nisan — 936 Perşembe günü saat 15 de Niğde Satınalma komisyonunda yapılacaktır. İstek- liler teklif mektuplarını 2490 sa - yık kanunda yazılı şekilde ihale - den bir saat evveline kadar mak- buzla komisyon reisliğine veril « mesi; ilk teminat miktarı 1229 li- radir, o (626) (1390) Facaatları. sig) gülüyor, hem de göz ucuyla yer- deki tabak kırıklarını gösteriyor. du. Hüzget sinirli sinirli gülmeğe başladı: — Çok doğru. Siz ve babanız otelimizi oldukça harap ettiniz. O kadar ki, kocam usta Gragvar sizi her görüşte korkmağa başlar- dı. Hügetin heyecanını hafiflet. mek için Şövalye lâfı değiştirmek istedi: — Usta Graguvar ne âlemde? — Allah taksiratını affetsin, o öldü. — Ne vakit? — Yedi sene kadar oluyor... Bu fırsatı kaçırmıyarak güzel| otelci gözlerine biriken Yaşları! serbest bıraktı. Fakat bu yaşların! kocasmın ölümüne mi, Pardayanın| gelişinden doğan sevincine mi ait | olduğu belli değildi. — Fakat nasıl oldu da öldü. Turp gibi sağlam bir adamdı. Hüget yaşlarını silerek: — Doğru, Fakat işte o da faz- la şişmanlığının cezasını çekti. — Evet, evet... Ben ona her zaman bu kadar yağlı olmanın ba- şına er geç bir fenalık getireceği. mi söylerdim. Onlar, herkes konuşuyorlar de- sin diye konuşuyorlardı. Hüget gözünün kuyruğiyle Şövalyeyi sü- züyordu. Genç kadının yüzünde FAUSTA belli bir sevinç vardı. Çünkü Par- dayanın arkasındaki elbiseyle ba- sındaki tüy gerçi pek fena değilse de büyük senyörlere mahsus şekil de değildi. İşte böylece Şövalye- nin üstünü, başını gözden geçiren Hüget, nihayet Pardayanm bir saat evvel düşündüğü gibi pek de zengin bir adam olmamakla bera- ber âdeta meteliksiz de olmadığı. nı anlamıştı. Büyük bir tatlılıkla: — Monsenyör lö Şövalve Devi- niyere olan son gelişiniz aklınızda mı? On beş sene kadar oluyor. Tam yetmiş üçte idi... Siz kederli idiniz. Oh, çok kederli görünüyor- dunuz. Fakat sebebini söyleme- miştiniz. Pardayan yanmdaki pencere- nin perdesini kaldırdı. Rengi uç- tu. Otelin tam karşısına rastlayan eski eve doğru bir bakış fırlattı. Ve: — Ben onu burada tanıdım. İlk önce ony burada gördüm... Diye mırıldandı. Otelci kadın kendi kendine ya- vaşça: © — Luiz! Diye mırıldandı. Pardayan pencerenin perdesini bırakark bir kahkaha savurdu. — Dam Hüget, babamın çok sevdiği sizin o berrak olduğu ka- dar sert olan şarabmızdan acaba hiç kaldı mı? Otelci kadın başiyle bir işaret FAUSTA miş, Dokuzuncu Şarlım sevgilisine ziyaret için uğramıştı. Mari Tuşe Şövalyeyi görünce ağlamağa baş- lamıştı. Şövalye ondan uzun sene- ler evvel bir kere daha buraya uğ- ramıştı. Pardayanın bu ziyareti o- nun üzerinde çok tuhaf tesirler u- yandırmıştı. Mari Tuşe onu efsa. nelerin yarı insan, yarı allah bir mahlüku olarak tanıyordu. Ve ©- nu o şekilde karşılamıştı. Sonra oğluma, Şövalye hakkmda bütün bildiklerini anlatmış, genç Dük de bu sözleri Büyük hayret ve heye | canla dinlemişti. Ertesi gün saba! | olur olmaz, Şövalye gitmeğe kal İ kışmca, Dük de onun yanma ka tılarak Parise gelmek istemişti Mari Tuşe, bakışmı yalvarır bi şekilde Şövalyenin gözlerine dik miş ve şunları söylemek istemişti — Oğlumu göndermeğe tered | düt ediyorum. Eğer siz, onun hak | kında dostluk ve himayenizi esir- gemezseniz, hiç korkup çekinme- den göndereceğim. Pardayan Mari Tuşenin henüz taze ve genç duran elini öperek: — Madam, Parise gidiyorum Birkaç gün orada kalacağım. U - marım ki, Monsenyör Lö Dük Dangulem, beni de dostlarının a rasında görecektir, | Sarlm annsei, Şövalyenin $u sösünden ne demek istediğini an-| ladı. Ve her ürlü teşekkürün üs | di şubesinde en muvaffak olunmuş bir modeldir., Sonsuz hizmetinin baş- lıca vasıfları; zarafet; ile ve dayanıklılıkdır? e çan * ıcak 5000ilâ 7000 alim kapir altın uçları ,, yen bozulmaz., BAŞLICA KIRTASİYECİ MAĞAZALARINDA ARAYINIZ. UMUM ÂCENTASI 3 gani EŞESBÖS EVİ” (a Fiplsi Gei) Birinci Vahit pan 4? (Telif: 23535)” “ÜsTANSUĞY 65 tünde olan bir bakışla Şövalyeye baktı. Yolda Dük Dangulem ar « kadaşma karşı büyük bir sempati duymağa başlamıştı. | Onun. kayıtsız tavırları, billâr kahkahası, çok kibar ve tabii olan tavırları, biraz dokunaklı sözleri, sakin ve zarif yüzü, cesaret dolu ve alaylı bakışları kısaca ilk ba « kışta göze çarpan her hali Parda- yanın herkesten ayrı ve eşsiz bir kimse olduğunu belli ediyordu. Sonradan Grev meydanındaki hâdise, Şövalyenin kahramanca hareketi, gürültüsü ufku kaplıyan bir halk sürüsünün önünde çekmiş olduğu kılıcın havada dönüşü, bando! Kral havasmı çal... Diye ahenkli sesiyle haykırışı, Pardava- nın başma Kriyyonun yaralı as « kerlerini Paristen çıkarışı, bu $e- kilde Barikadçıların yenilişi, genç Dükün gözünde Şövalyeyi büyüt- müş, ona karşı sarsılmaz bir hür. met ve inanç uyandırmıştı. Çün- kü eğer o olmamış olaydı zavallı Şarlın şimdi derisi yüzülmüş o- lacaktı, İşte bunun icin Şarl Dan. gulem Pardayanı, biricik dostu o larak biliyor, eski şövalyelik dev rinden kalma hakiki bir şövalre ile dost olduğunu söyliyerek öğün. mek istiyordu. Uzun zaman ağzında gevele- dikten sonra sofrada Şarlın sabrı tükendi; Viyolettadan bahis aça- rak sabahleyin Belgoderin araba- şıklık, hafiflik, sağlam-ı Bir dolduruşta aldığı) mürekkep vasati olaş * kelime yanınada, ki» kati« ii ATHE CONKLIN PEN ©0;, TOLEDO, OH1O, U. $. A !