8 Mart 1936 Tarihli Haber Gazetesi Sayfa 12

8 Mart 1936 tarihli Haber Gazetesi Sayfa 12
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

Kara haydut-— X9un harikulâde maceraları HABER İŞİYLE ŞENİR PışıNDA TEMLİKE- İşimDi BEN iNİPEK ALA BEN) (TEHLİKELİ SEVMİŞ YBiz FAR KINDA DE| | DİN i vee (ni Sk nie Gazan ivan ERİR ENE ş Se v. ” NE GiDiyo” IŞIKLA VT S YANE AZ ARAN ona RUM. SENİ: —Söncü ANLAMADI GALBA Hayoyrjis “e EYE VE AZ TEy) | BİREY ARAL Pe ROY. BERNERİ. ,- “İİ ». nn y* A İŞİNE |. Ay Yap e RAL via DEYAKI |) : | Dz DAYİ Kk EDİYOR * £ li i j Da .- İSEN Si / İCE im..fi LT Z | 7 i il K | il Tİ | EZ j 7 5 LİKELİDİR...”) | KENDİLE- (6 VI RiNi DERİ ARAYAN VAMŞI ARA vahşi hayvanlar Kralı Yalçının TALĞIN MANBA YILANLA SARILMIŞ | F PA ADAMA HÜCUM #EDi YOR. KIRALI YILA: AĞZINI KMAVRAYOR.: - 10 FAUSTA çesi Leonorun çıplak omuzunu! kavradı ve sürüklemeğe başladı. Yağlı ipi boğazına geçirecekti.. dım! Ben günahsızım!... Beni öl. dürmeyin! Demek istiyordu. Toplanmış olan halkın arasın. meki ai Li FAKAT YILAN ONUDA BİRİ ANDA KAVRAYOR vE FAUSTA 11 lerinden merhamet yaşları akı - yordu. Fakat kimse zavallıyı al- mağa, evlât edinmeğe cesaret ede- mıyacak hale gelmiş olduğundan kızının bir yabancı tarafından almdığını görünce dayanamıya « Bu an çok müthişti. dan bir kadın: miyordu. Bir dinsizin, bir hainin, rak hıçkıra hıçkıra ağlamağa baş- : İşte $uson saniyede Leonor — Hem de kız! Diye bağırıyor kızı girdiği yere muhakkak ki, bir) ladı. şiddetli bir ürperişle cellâdın elin-! du. Ahali küçük çocuğun etrafını sürü belâlar getirirdi. Prensin kızını götüren ise Grev den kurtularak yere çöktü. İki eli kalçalarını tutuyordu. Arkasın - dan iki sayha, müthiş veacı, yi- rekler parçalayıcı, iki çığlık genç| almış olduğu halde heyecandan soluyordu. Sonra birdenbire san- ki bir merhamet fırtması koptu. Halk kudurmuş bir deniz gibi in- Ya Farnez! Jan dö Kerviliye, baba!., O da orada... Heyecan - dan sık sık soluyarak, saçlarının dibinden soğuk ter çıkararak göz- meydanından ağır ağır uzaklaşı- yordu... Bu adam, cellâd Klod idi. 1 kızın kısık dudakları arasından! liyordu. Bütün meydandan zavallı lerini kendi varlığından bir parça VIYOLETTA fırladı. yavrucuğun annesi için af ve mör- olan zavallı yavruya dikmiş öyle- 1588 senesi Mayısının on ikinci Grev meydanında bulunan bü.! hamet ister gibi sesler yükseliyor- ce duruyordu. Elinden bir şey gek| günü sabahı idi. Fırtınadan kaç- tün analar bu manzaranın dehşe-| du. mezdi; Çünkü Romanın kati emri| mağa çalışan kuşlar gibi altı asıl tiyle sarsıldılar, Çünkü bu çığlık. Polis müdürü tereddüt ediyor- onu âciz bir halde bırakmıştı. O| zade büyük bir hızla Şayo yamaç- lar, ölüm karşısında insanım ağ - zından fırlayan iniltilere İni: miyordu. Bunlar, doğum sırasında müthiş acıların kıskacında bulu - nan bir kadınm çığlıklarıydı. Ölüme mahküm olan Leonor,| tepesinde kendisini ahrete yolla - yacak olan uğursuz ip sallanır. ken o, onun altında doğum acısiy- le kıvranıyordu. Baş cellâd Klod geri çekildi. Doktor ilerledi. Diz çöktü. Bu sr rada Grev meydanını ürperiş do- lu bir sessizlik kaplamıştı. Doktor du. Nihayet halkın bu yüksek duy- gusuna o da kapılarak emir verdi. Genç kadının hayatı bağışlandı. Halk bu kararı çılgıncasına al- kışlamağa başladı. Kadılar ağlı- yor, erkekler biribirlerini tanıma- dıkları halde el sıkışıyorlardı. Le- onor kendinden habersiz bir hal “ de bir sedyeye kondu. Çocuksa, . *. ş Çocuk orada kalmıştı. Leono- Tun zindanda kendi çocuğunu em- zirmek hakkı yoktu. Zavallı yav- ru, halkın merhametine terkedil - çocuğu almak, alrp götürmek isti. yordu. Fakat mümkün mü? Bunu yapmasına imkân yoktu. Oh, de-| mek ki annesi affolunduğu halde çocuğu orada ölecekti? Hayır, çünkü işte birisi ona yaklaşarak eğiliyor, dudaklarında hüzün dolu bir gülümseyişle çocuğu kaldır. yordu. Halka bu merhamet dersini ve- ren adam: — Sefalet ağacmın dibinde bi- ten zavallı menekşecik! (Viye- larını oçıkmaktaydılar. Tepeye vardıkları zaman reisleri olduğu anlaşılan bir tanesi durdu. Yüzü- nü Parise dönerek şehri uzun w zun süzdü. i Coşmuş birdeniz, ihtilâl ko- parmış bir halk kütlesi nasıl inler» se oradan da öyle tuhaf tuhaf ses- ler, derinden derine patlıyan tü « fek gürültüleri duyuluyordu. Be- ğuk bir hıçkırık ile göğsü sarsıldı. Sıkılan yumruklarını şehre doğru uzattı, Atının üzerinde doğruldu. , bali letta) Seni hiç kimse istemiyor) Üzengilere basarak ayağa kalktı. tekrar ayağa kalktığı zaman halk, mişti, Bir saat kadar halka göste. mu?. Öyleiseseni benalırım.! Rüzgârın tesiriyle" tâ uzaklardan bayılan, kımıldanmadan yatan) rilmesi lâzımdı Ahali yaklaşıyor, Gel.. Sen benim kızım olacaksın.! aksederek tarihin kulağına kadar Leonorun başında bir çocuğun, pembe bir mahlükun bağırıp ağ - İamakta olduğunu gördüler. Yavrucak küçücük ellerini ken- dilerine uzatarak sanki: ,— Fakat ben bir şey yapma- birkaç kişi darağacının etrafmı dolaşıyor, batıl inanışlardan do « ğan bir korkuyla çocuğa bakıyor. lardı. Zavalli çocuk onlardan bir anne şefkati bekliyordu. Erkek, kadın herkes acıyor, hepsinin göz- A is ye ei Sözlerini söyledi. Sonra büyük bir dikkatle onu mantosunun eteğine sardı. Halbuki Prens Farnez, zaten beli bükülmüş iken şu son vaka ile büsbütün ezilmiş, kımıldana - varan şu sözleri söyledi: — Nankör şehir, vefasız şehir! Seni bir metresten deha gok sev” miştim! Şimdi titre! Çünkü ben sana tekrar ancak surları yıka *- rak gireceğim,

Bu sayıdan diğer sayfalar: