Hastabakıcı — Siz diğer hastalar Bi değil, çok uslusunuz. Ötekiler ba- NE Karya hiç rahat durmuyorlar? Çocuklar oynuyorlar Yirminci asır çocukları oynu - Yorlar; — Ne oynıyalım? — Muharebe! 1, Çok güzel! O halde ben 1. İlya olayım, sen de Habeş! » altı yaşında bir kız çocu - — Peki ben ne olacağım? — Mliletler Cemiyeti! >> Peki amma oyunda ne ya » ım? > Hiç birşey! ” Mkgiy İ a, 7 İsi taksim etmeliyiz arkadaş! f eği “yayı taşırsın, ben de mes'uli- ederim.! Maaşa zam ; vatemür, patronun yanına çıktı, hı, büzüle derdini anlattı, Pat - 5 Siz çıldırdınız mı, diye söy- Ny her şeyin ucuzladığı bu sı. pe zam istemek delilik! *mur boynunu büktü: Me Her şeyin pahalılaştığı sıra. », Paaşımı indirmenizi teklif sporcularımız İ Memleketimizde kış sporlarına elverişli bir “Uludağ,, bulunduğu- nu keşfeder etmez kış sporlarında hemen usta olduğumuzu sanıvere- rek olimpiyatlara yolladığımız de- likanlıların oradaki müthiş mu - vaffakiyetlerinden bahsediliyor - du. Bir arkadaş: — Canım üzülmeyin, dedi, ço- cuklar gene bir derece, hem de göze çarpıcı bir derece almışlar! Kimse bir şey anlamayınca izah etti; — Meselâ, altmcı, yedinci ol . salardı kimsenin nazarı dikkatini celbetmiyecekler, dereceleri gaze- telere yazılmıyacaktı. Halbuki dü. menci olunca milyon satan gaze - teler onlardan bahsettiler, Çocuk- lar birinci olamadılar amma hiç olmazssa dümenciliği (kimseye kaptırmadılar, Kazazede kadınlar — Deli misiniz sandalı ne diye deliyorsunuz? Kurtarıcılar — Biz de sizin yanı- niza gelip adada kalmak istiyoruz! “Dünyada neler oluyor? ,. Ankara caddesi mensupları a- rasında günün Jâkırdı mevzuu, yeni çıkan ve “bugünkü Türk ede- biyatı,, nı tanıtmak iddiasmi taşı- yan Fransızça bir antoloji kitabı. dır. Bir mecliste bu mevzu üzerin- de konuşulurken Selâmi İzzet: — Ah, dedi, yazılacak neler var amma maalesef gazetede ba - na tahsis edilen sütunlar mahdut... Nüktedan bir arkadaş atıldı: — “Dünyada neler de oluyor?,. sütununa yazsana ! Modası geçer Şapkacı, küçük kıza adresi ver. dikten sonra sıkı sıkıya tenbih et- ti: — Aman geç gideyim deme. En şık müşterilerimizden bir ba - yandır, geç gidersen “modası geç-! ti,, diye şapkayı kabul etmez! Meşhur Mey Vest radyoda şarkı söylüyor! Büro masrafı! | Direktör, daktilo bayana $or - dut — Hesaplar arasma iki buçuk liralık bir ilâve yapmışsınız: Bu - nun büro masrâfiğle al&kası He dir? Genç kız cevap verdi: — Fakat efendim, bu masrafı ondülâsyonum için yaptım! Otelde Otelde oda fiatlerini sordu: — Birinci katta on, ikinci katta sekiz, üçüncü altı lira! Diye cevap verdiler. Adamcağız boynunu büktü, ters yüzü döndü, kapıdan çıkmağa davrandı. — Niçin gidiyorsunuz efendim, odalarımızı bir kere görün. — Hacet yok, oteliniz eğer se kiz katlı olsaydı... çi ili Dahiyane bir usul! Yeni komşusunun bahçedeki köpeğin kümesine bir çalar saat koyduğunu görünce merakını ye - nemiyerek sordu: — Affedersin komşu, köpeği muayyen saatte uyandırmak iste - menizin sebebi ne? Komşu cevap verdi: — Gayet basit! Saat yediye çeyrek kala çalımca köpek havlı - yor, karım duyarak kalkıyor ve böylece saat sekizde kahvaltım hazır oluyor. — Peki amma saatle niçin doğ- rudan doğruya karınızı uyandır - mıyorsunuz? — O zaman karım bana ne ya- par? i fas rünüyor, Bir de bu gözünüzle bakınız. Hasta — O gözüm takmadır dok- TI A | İLEN 11 Dalgın adam — Evden çikarken bir şey unuttum gibi g'liyer. Miyop adam — Saatinizi unutmuş olmuyasınız! 2 İ hi ( )Lâyık değil ama Haylaz talebe riyaziyeden sıfır almıştı. Hocasının yanına gide - rek: — Benim cevabım sıfıra lâyik değildi efendim, dedi, “haksızlık Muallim çocuğa hak verdi: — Evet amma sıfırdan aşağı numara yok ki! Yeni hizmetçi Yeni aldıkları hizmetçi kadın evin hanımına sordu: — Misafirler bulunduğu zaman yemeğin hazır olduğunu nasıl ha- ber vereyim: Yemeğe buyurun di. “ye mi? Yoksa yemek hazır diye mi? wi Cevap verdiler: a — Eğer dünkü gibi ise “Yemek yand:!,, dersin! Paraşütçülüğün aşk işlerinde faydası! ' Horoz ve çalar saat Köyde birkaç gün geçirmeğe kacağı için misafir olduğu evin sahibine sordu: — Sabahleyin beni uyandır - | mak için çalar saatiniz var mı? Ev sahibi güldü: — Köyde çalar saate ne lüzum ! var? Horoz herkesi uyandırır! — O halde horoza tenbih edin, beşe çeyrek kala beni uyandırsın! Tevekkeli değil — Anne, babamı nerede tanı - dm? — Bir tiyatroda yavrum. — Tevekkeli değil babam be- nim tiyatroya gitmemi istemiyor! ikm — Kadın — Ben bu elbiseyi (o İsteme- dim. Mavi salenden bir rop vardı, onü getirin! Sıra ile — Affedersiniz, dedi, karnıma fermejoplu bir kapak yapsanız acaba nasıl olur? Ahmet, sesinin fevkalâde gü - zel olduğuna kanidir. Bunun için her fırsatta şarkı söylemeğe kal- i kışır. Geçen gece de bir davette i şarkı söylemek istedi. Fakat sonra birdenbire hatırlamış gibi: — Vakit, pek gec, dedi, belki komşular rahatsız olurlar. Ev sahibi teminat verdi: — Ehemmiyet vermeyin, biraz da onlar rahatsız olsunlar. B'> gü- nün yirmi dört saatinde orlerın köpeklerini dinliyoruz ya! — Size benzeyip o benzemediğini anlamamız için sizin de ağzınızı onun gibi açmanız lâzım! Ameliyat Genç kadın apandisitten ame « liyat olması icap ettiğini öğrenin. ce endişelendi: — Aman doktor, acaba ameli. yattan sonra yaranın izini görür ler mi? Doktor manidar bir tebessüm- le: — Bu tamamiyle sizin elinizde olan bir şey! çe i il ha Mon 7 LİNE el GN 55 ölü Li Bile nerede sakla dığımı söylerim ama o zaman bana fenalık yapmiyacağınıza söz veriniz, Hırsız — Merak etme! 2 Ev sahibi — Madam bankada, |